Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/312 E. 2023/389 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/312 Esas
KARAR NO: 2023/389
DAVA: İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 20/04/2022
KARAR TARİHİ: 03/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; sigortalı—— tarihinde —-taşınmak üzere —– plakalı —- yüklendiğini, CMR belgesinin, davalı ———– tarafından düzenlenerek temiz olarak imzalandığını, varma yerinde dorse kapıları açıldığında dorsenin boş olduğunun, yükün taşıma sırasında çalındığının tespit edildiğini, bu durumun CMR belgesine şerh düşüldüğünü, dava dışı sürücü ———— imzasını taşıyan tutanakta, boşaltma sırasında ———- boş olduğunun görüldüğünün belirtildiğini, söz konusu hırsızlık sebebiyle oluşan zararın, müvekkili tarafından tazmin edildiğini, müvekkilinin TTK m. 1472 uyarınca sigortalısının kanuni halefi olduğunu, ayrıca düzenlenen temlik belgesi gereğince müvekkilinin akdi halef sıfatına da haiz olduğunu, gerçekleşen olay sonucu meydana gelen zarardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunu, davalı ——- söz konusu taşımaya ilişkin navlun faturası düzenlendiğini ve taşımayı üstlendiğini, taşıyıcının, teslim aldığı emtiayı, alıcısına sağlam ve eksiksiz olarak teslimle yükümlü olduğunu, olayda taşıma aracına tam ve sağlam olarak yüklenen —– emtiasının, taşıma sırasında çalındığını ve alıcısına teslim edilemediğini, taşıma sırasında meydana gelen söz konusu zarardan taşıyıcının sorumlu olduğunu, bu kapsamda davalı ——– taşıyıcı sıfatıyla CMR m. 17 ve TTK m. 875 uyarınca sorumlu olduğunu, — teslim alan sürücü —-, davalı ——- çalışanı olduğundan ———, aynı zamanda sürücünün işvereni olarak da CMR m. 17/3 ve TTK m. 879 uyarınca sorumlu olduğunu, davalı —–, aynı zamanda —– plakalı——– kayıtlı maliki olup Karayolları Trafik Kanunu m.85 uyarınca işleten sıfatıyla da sorumlu olduğunu, davalı —— taşımayı üstlendiğini ancak aralarında düzenlenen taşıma sözleşmesi ile taşımayı fiilen gerçekleştirmeyerek davalı —— devrettiğini, taşımayı üstlenmiş olması sebebiyle —— taşıma sırasında meydana gelen zarardan CMR m.17 ve TTK m.875 uyarınca sorumlu olduğunu, davalı ——-, dava konusu zararın meydana geldiği —— kayıtlı olduğu yetki belgesinin sahibi olduğunu, dolayısıyla, meydana gelen zarardan —– gereğince yetki belgesi sahibi sıfatıyla sorumlu olduğunu, davalı —– şirketinin taşımaya ilişkin CMR belgesi düzenlemiş olduğunu taşımayı fiilen gerçekleştirdiğini, transit refakat belgesinde de taşıyıcının —- olduğunun belirtildiğini, ——– CMR belgesini herhangi bir ihtirazı kayıt koymadan temiz olarak imzaladığını, emtiayı eksiksiz olarak teslim aldığını ancak alıcısına teslim edemediğini, bu sebeple davalı —— zarardan CMR m. 17 ve TTK m. 875 uyarınca sorumlu olduğunu, —-, aynı zamanda taşımanın yapıldığı —— maliki olması sebebiyle de sorumlu olduğunu beyan ederek——–sayılı dosyasına davalılar tarafından yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına, haksız itirazı ile takibin durmasına sebebiyet veren davalılar aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan ——- vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının yasadan kaynaklanan nedenle takip yapabilmek ve/veya dava açabilmek için —– bağlı olarak teminat yatırma yükümlülüğü ————-gereğince teminat yatırması gerektiğini, yetkili mahkemenin ——– Asliye Ticaret mahkemesi olması sebebiyle davacı tarafından davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, davacının davada talep ettiği hak ve alacakları zaman aşımına uğradığını, Türk Ticaret Kanunu ve CMR m.32 gereğince; yapılacak taşımalar dolayısıyla açılacak davalar için bir yıllık zaman aşımı süresi öngörüldüğünü, somut uyuşmazlıkta zaman aşımının durmasına ya da kesilmesine neden olacak bir husus bulunmadığını, davacının da taşımadan sonra süresi içinde dava açmamış olması nedeniyle alacaklarının zamanaşımına uğradığını bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduklarını, davacının uhdesinde meydana gelen zarar ile müvekkili şirket’in yetki belgesi sahibi olması arasında uygun illiyet bağı bulunmadığını, meydana geldiği iddia edilen zararda, müvekkilinin kast ya da ihmale dayanan bir kusurunun bulunmadığını, salt yetki belgesinin söz konusu taşımada kullanılmış olması ile davalının sorumluluğuna gidilebilmesinin mümkün olmadığını beyan ederek müvekkili aleyhine———— sayılı haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere belirlenecek icra inkar tazminatının davacıdan alınıp müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——— vekili cevap dilekçesinde özerle; davacı tarafından dava değeri kadar teminat yatırılması gerektiğini, davacı sigorta şirketinin, emtia sahibinin halefi olarak bu davayı açtığını, CMR 32. maddesinde yer alan zamanaşımının durma ve kesilmesine yönelik hükümler dikkate alındığında takibin ve davanın süresinde açılmamış olması sebebiyle talebin zamanaşımından reddi gerektiğini, davacı tarafça sadece kendi sigortalısına yapılan ödeme dekontu sunulduğunu, dekontun davacının dava ehliyetini ispatlamadığını, öncelikle hak sahibinin kim olduğunun tespiti, daha sonra da davacının sigortalısının bu hak sahibine ödeme yapıp yapmadığının tespit edilmesi gerektiğini, dava dosyasında, mübrez gümrük belgelerinde ve faturalarda alıcı firma/mal sahibi firma olarak—— şirketi gözükmekteyse de ibraname ve ödemelerin ——- şirketi tarafından verildiğinin gözüktüğünü, davacı tarafından ödemenin neden farklı şirkete yapıldığının açıklanması ve daha da önemlisi hak sahipliklerinin ortaya konması gerektiğini, aksi halde davanın husumetten reddine karar verilmesi gerektiğini, CMR 36. maddesine göre kayıp ve hasara ilişkin açılacak davaların üst taşıyıcıya, son taşıyıcıya veya hasar, ziya veya gecikmenin oluştuğu sırada fiili taşımayı yapan taşıyıcıya karşı açılabileceğini, bu kural gereğince, müteakip bir taşımada, taşıma işine kaç tane taşıyıcı katılırsa katılsın davanın ancak maddede sınırlı olarak belirtilen taşıyıcılara karşı açılacağını, bu nedenlerle müvekkilinin taşımanın hiçbir aşamasında fiili taşıyıcı olmadığını, hak sahibi tarafından dahi CMR 36. maddesine göre müvekkili şirkete dava açılamayacağını, müvekkili şirketin —— taşımaları için —– poliçe numarası ile ——nezdinde taşıyıcı sorumluluk sigortası yaptırtığını, bu çerçevede davanın ——- ihbarının gerektiğini beyan ederek davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ile karşı vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——— cevap dilekçesinde özetle; davanın bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacı tarafın dava değeri ve yargılama giderlerinden az olmamak üzere takdir olunacak teminatı yatırması gerektiğini, bunun için davacı tarafa kesin süre verilmesini, davacı tarafça ibraz olunan sigorta poliçesinde dava konusu edilen emtia ve rizikonun sigorta poliçesi kapsamında olup olmadığının anlaşılmadığını, davacı tarafça yapılan hasar ödemesinin rücu imkanı sağlayıp sağlamadığının araştırılması gerektiğini, halefiyet koşullarının bulunmaması durumunda davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafça dosyaya sunulan faturada müvekkili şirketin ihbar adresi olarak yer aldığını ve taşıyan sıfatının bulunmadığını, davaya konu hasarın taşıma esnasında meydana geldiğini ve CMR’nin müvekkilince düzenlenmediği gibi fiili taşıyanında müvekkili olmadığını, müvekkiline atıfta bulunulacak herhangi bir kusurun bulunmadığını, müvekkil şirketin sorumluluğuna gidilmesi durumunda ———- diğer sorumlulara karşı rücu hakkının saklı tutulduğunu, bu nedenlerle davacı tarafa teminat yatırması için kesin süre verilmesine aksi halde davanın dava şartı yokluğundan reddine, müvekkilinin pasif husumet yokluğundan ve aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davanın zaman aşımı nedeniyle ve esastan reddine, takibe konu alacağın %20’si oranındaki kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraftan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İcra dosyası incelendiğinde;
Davalılardan ——— tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, yasal süresinden sonra borca, yetkiye itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davalılardan —— tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği yasal sürede borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davalılardan ——— tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği yasal süresinden sonra borca ve yetkiye itiraz edildiği anlaşılmıştır.
Davalılardan——- tarihinde ödeme emri tebliğ edildiği, yasal sürede borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 15/02/2023 tarihli dilekçe sunarak, davalılardan —- şirketine karşı davadan feragat ettiklerini bildiren dilekçe sunduğu, davalı —– vekilinin bu dilekçeye karşı yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığına ilişkin beyanda bulunduğu, 15/02/2023 tarihli duruşmada hakkında feragat dilekçesi sunulan —— şirketi yönünden davanın tefriki ile mahkememizin —- esasına kaydının yapılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizin 15/02/2023 tarihli duruşmada; dava konusu taşıma işinin yapıldığı tarih ve icra takibinin başlatıldığı tarih nazara alındığında CMR 32 maddesi uyarınca 1 yıllık süre içinde açıldığından zaman aşımı def’inin esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere reddine karar verildiği, ayrıca aynı celsede davalıların icra takibinde ve davadaki yetki itirazlarının, müteselsil borçlulardan birinin ikametgah mahkemesi olan mahkememizin davada yetkili olduğu kanaatine varıldığından esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere reddine, karar verildiği anlaşılmıştır.
—– yazılan müzekkereye verilen cevapta; —- anlaşması ve mütekabiliyet olmadığı, ayrıca bu ——– taraf olmadığının bildirildiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda mahkememizce yapılan incelemede, davalı tarafça yapılması muhtemel yargılama giderleri ve davanın haksız açılmış olması durumunda davalı lehine hükmedilebilecek vekalet ücreti nazara alınarak davanın konusu olan 890.253,91 TL. üzerinden hesaplanan ve davacı yönünden hak arama özgürlüğünün de kısıtlanmaması gözetilerek hesaplanan bedel üzerinden indirim yapılmak suretiyle dava değerinin %10’luk kısmına karşılık gelen tutar üzerinden yabancılık teminatı alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizin —– tarihli duruşmasında davacı vekiline; ———- arasında teminattan muafiyeti öngören ikili bir adli yardım anlaşması bulunmadığı gibi,—–taraf olmadığı,———–dava açan, davaya katılan veya icra takibinde bulunan yabancı gerçek ve tüzel kişiler, yargılama ve takip giderleriyle karşı tarafın zarar ve ziyanını karşılamak üzere mahkemenin belirleyeceği teminatı göstermek zorundadır.” hükmüne göre dava açan, takip yapan yabancı gerçek ve tüzel kişiler için teminat gösterme zorunluluğu olduğundan, ——– davacının yargılama, takip giderleri, ve davalı tarafın muhtemel zararı yönünden mahkememizce takdir edilen, dava değerinin %10’una karşılık gelen 89.025,00 TL yabancılık teminatının nakit veya kesin süresiz teminat mektubu olarak yatırılması için 2 hafta kesin süre verilmesine, aksi halde dava şartı yerine gelmeyeceğinden HMK’nın 114 ve 115 maddelerine göre davanın usulden reddine karar verileceği” hususunda ihtarat yapıldığı, ara karara göre yatırılması gereken yabancılık teminatı ile ilgili davacının itiraz dilekçesi sunduğu, mahkememizin 23/02/2023 tarihli ara kararı ile bu konudaki talebin reddedildiği, ——– verilen süre içinde ve duruşma günü itibariyle de yatırılmamış olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 114/1-ğ ve 115.maddelerine göre dava şartı mahkemece resen nazara alınması gereken husus olup, dava şartı noksanlığı giderilmediği takdirde davanın usulden reddi gerekeceği anlaşılmakla ve dava şartı tamamlanmamış olduğundan davanın usulden reddine dair aşağıdaki şekilde reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın 114/1-ğ maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL. harçtan peşin alınan 12.477,30 TL. harcın mahsubu ile bakiye 12.297,40 TL. nin karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar lehine 9.200,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekili ile davalı ——–vekilinin yüzlerine karşı, diğer davalıların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 03/05/2023