Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/307 E. 2022/817 K. 25.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/307 Esas
KARAR NO : 2022/817

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/04/2022
KARAR TARİHİ : 25/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında devam eden sözleşmenin davalı tarafından usulsüz ve kanunsuz olarak feshi sebebiyle müvekkilin uhdesinde kalan malların bedelinin tazmini için davanın açıldığını, müvekkilin uhdesinde kalan malların bedelinin davalıya ödendiğini, vergilerin de ayrıca ödenerek bu malların millileştirildiğini, davalıdan mal bedelleri yanı sıra mahrum kalınan karın da tahsilini talep ettiklerini, davalı tarafın 38 senedir devam eden ilişkiyi tek bir sayfalık yazı ile feshettiğini ve müvekkilin uhdesinde kalan milyonlarca dolarlık malzemeyi satmasına dahi muvafakat etmediğini bildirdiğini, uğradıkları zarar ve ziyan ve de mahrum kaldığı karlara ait tazminatın davalıdan tahsilinin gerektiğini, fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00-USD tazminatın davalıdan tahsiline, alacağa taraflar tacir olduğundan 3095 sy. Kanun m.4/a hükümleri uyarınca faiz işletilmesine, dava masraf ve vekalet ücretlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Taraflar arasındaki imzalanan tahkim sözleşmesi uyarınca dava konusu uyuşmazlığın tahkim mahkemesince çözümü zorunlu olup, uyuşmazlığın çözümünde mahkemenin görevsiz ve yetkisiz olduğunu, bu nedenle davanın usulden reddine karar verilmesine, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, dosyada usulüne uygun olarak arabuluculuk yolunun tüketilmediğini ve dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiğini, davacının davayı belirsiz alacak davası olarak ikame etmesinde hukuki yarar olmadığını, taleplerin belirlenebilir nitelikte olduğunu, sözleşmenin müvekkil şirket tarafından 02/08/2021 tarihinde tek taraflı olarak sona erdirilmediğini, taraflar arasındaki sözleşmenin yenilenmeyeceğinin belirtildiğini, davacının kötü niyetli olup haksız kazanç sağlama gayreti içerisinde olduğunu, davacının haksız ve mesnetsiz ithamlar içeren davasının tüm talepler yönünden reddedilerek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava —- sözleşmesine dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Dava konusu olayda davalı —- süresinde sunduğu cevap dilekçesinde davacı şirket ile davalı arasında akdedilen 03/09/2017 tarihli —–sözleşmesine göre ortaya çıkan uyuşmazlıkların tahkim yoluyla çözülmesi gerektiğini belirterek usulü itirazda bulunmuştur. Dosya içerisinde mübrez 09/03/2017 tarihli —-ürünleri münhasır —–sözleşmesinin amir kanun ve yetki başlıklı 22.maddesinin 3.fıkrasında “bu sözleşmeden veya satış sözleşmelerinden kaynaklanan veya bunlarla ilgili herhangi bir ihtilaf, anlaşmazlık veya iddia veya bunların ihlali, feshi veya geçersizliği nihai olarak uluslararası ticaret odası tahkim kuralları uyarınca atanan bir veya biden fazla hakem tarafından bahsi geçen kurallar uyarınca karara bağlanacaktır. Tahkim yeri:—– olacaktır, tahkim yargılamasında kullanılacak dil: —– olacaktır.” şeklinde anlaşma sağlandığı görülmüştür. Tahkim anlaşmasının geçerli olması için yazılı olarak yapılması gerekir. HMK’nın 413/1.maddesi uyarınca geçerli bir tahkim anlaşmasının varlığına rağmen mahkemede dava açılması halinde davalının uyuşmazlığın tahkim yoluyla çözümlenmesi gerektiğini, ilk itiraz olarak ileri sürmesi gerekir. HMK’nın 116/1-b maddesine göre tahkim itirazı bir ilk itirazdır ve davalı tarafça süresi içerisinde tahkim ilk itirazında bulunmuştur. Taraflar arasında tahkim anlaşması yazılı geçerlilik şartına bağlı olarak yapılmıştır. Bu nedenlerle süresinde yapılan tahkim itirazının yerinde olduğu anlaşılarak davacının dava konusu uyuşmazlıkla ilgili öncelikle tahkim yoluna başvurması gerektiğinden davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalının tahkim itirazının kabulü ile; davanın usulden REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 2.504,23 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.423,53 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan—-uyarınca taktir olunan—– maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Dava şartı olması nedeniyle taraflarca başvurulan —— nolu arabuluculuk görüşmeleri neticesinde belirlenen 1.560,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekili ve davalı vekilinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.