Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/273 E. 2022/650 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO: 2022/273 Esas
KARAR NO: 2022/650

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/04/2022
KARAR TARİHİ:08/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların —-sayılı dosyasına konu —vade tarihli —keşide tarihli — bedelli —-sayılı dosyasına konu takip dayanağını oluşturan sözleşme uyarınca borçlu olduklarını, takiplerin borçluların haksız ve mesnetsiz itirazı dolayısıyla durduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalıların haksız itirazlarının iptali ile takiplerin devamına, davalılar aleyhine her bir icra dosyası bakımından —- aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı firmanın — yılında —- tarafından resen terkin yapıldığını, tüzel kişiliğinin sona erdiğini, alacak talibinde bulunulamayacağını, zamanaşımı definde bulunduklarını, cevap dilekçelerinin ekinde sunulan paraların tarafları tarafından ödendiğini, aldıkları paradan davacı tarafın hiç dilekçesinde bahsetmediğini, davanın reddine, davacının —- tazminata hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacı tarafından davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere— gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları — kriterine göre değil de — kriterine göre belirlemiştir.— grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren — ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken —haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. —–
Davaya konu icra takibi, taraflar arasındaki takip dayanağı sözleşmeden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkindir. Takip talebi ekinde ibraz edilen dayanak sözleşmenin incelenmesinde; tarafların —-sayılı takip dosyalarına konu borcun tasfiyesi konusunda tarafların anlaşmaya vardığı anlaşılmaktadır. Sözleşme içeriğinde geçen —ayrıca takibe konulduğu davacı vekili tarafından duruşmada da beyan edilmiş olup, söz konusu senetler uyuşmazlığın konusu değildir. Dolayısıyla takibin ve davanın konusu sözleşmeden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir. Bu nedenle uyuşmazlığın konusu TTK’nın 4.maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir.
—-cevabi yazısında davalı—— tarihleri arasında —- kaydının bulunduğu bildirilmiştir. Dolayısıyla adı geçen davalı gerek davaya konu sözleşmenin imzalandığı tarihte ve gerekse sonrasında-dava tarihinde—- olmayıp, gerçek kişi olduğundan tacir değildir—sistemi üzerinden yapılan — sorgulamasında; davalı—- gelir getirici bir işten dolayı —- bulunmadığı, sadece belirli işlemlerde kullanmak üzere potansiyel— aldığı görülmüştür. Her iki davalı gerçek kişi olup tacir değildir. Dolayısıyla ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur. Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığı, ortada mutlak ve nispi ticari dava söz konusu olmadığı anlaşılmakla, sözleşmeye dayalı alacak iddiasının genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği— mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren –hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren — hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli —Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren —haftalık süre içerisinde — Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.