Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/271 Esas
KARAR NO : 2023/395
DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/04/2022
KARAR TARİHİ : 04/05/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan cam satışından kaynaklanan fatura alacaklarının tahsili için —–. İcra Müdürlüğünün ——.sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ettiği 92.717,66-TL’nin içinde 24.780,00-TL fiyat farkı faturası bulunduğunu, söz konusu faturanın davacıya iade edildiğini, fiyat farkı faturasının hukuk aykırı olduğunu savunarak, davanın reddi ile davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; —– İcra Müdürlüğü——sayılı dosyası, cari hesap ekstresi, irsaliye ve faturalar, üretim fişleri, taraflara ait ticari defter kayıtları, banka kayıtları, taraflara ait vergi dairesi kayıtları (ba ve bs formları), bilirkişi incelemesi, tanık ve yemine dayanmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde deliller bölümüne yer vermemiş, dolayısıyla herhangi bir delile dayanmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır. İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”Davaya konu—– İcra Müdürlüğü —–sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine bakiye cari hesap alacağı 92.717,66-TL’nin tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.Dava dilekçesinin netice-i talep bölümünde, “Borçlunun —-. İcra Müdürlüğü—— sayılı dosyasına vaki itirazının iptaline, takibin devamına” şeklindeki talep ile, itirazın tamamının iptali talep edilmiş, tensip zaptında harcın tamamlanmasına dair ara karar üzere davacı vekili; 22/04/2022 tarihli beyan dilekçesi ile takipten sonra ödemeler yapıldığını bakiye 24.780,00-TL kaldığını beyan ederek, tensip zaptında verilen—— no’lu ara kararından dönülmesini talep ederek, yeniden dava dilekçesi vermiş, dilekçesinde vaki itirazın 24.780,00-TL için iptaline karar verilmesini talep ederek, dava dilekçesindeki itirazın tamamı (92.717,66-TL) yönündeki talebini 24.780,00-TL olarak daraltmıştır.Takibe konu alacak faturaya dayalı açık hesap alacağıdır. Tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu, mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 01/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda;
– Davacının ticari defter kayıtlarına göre; davacı tarafından davalı aleyhine icra takibinin başlatıldığı tarih olan 23/10/2021 tarihinde davacının davalıdan olan alacağı takip talebinde olduğu gibi 92.717,60-TL’ olduğu, takip tarihinden sonra davalı tarafından davacıya yapılan toplam 67.937,65 TL. tutarındaki ödemelerden sonra davacının davalıdan olan 24.780,25-TL alacağı kaldığı,
-Taraflar arasındaki ihtilafa konu tutarın; davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş 06/07/2021 tarihli, —— numaralı, vade farkı açıklamalı, 24.780-TL tutarlı fatura kadar olduğu,
-Uyuşmazlığın söz konusu faturayı davalının düzenlemeye hakkı olup olmadığı ve bu fatura ile ilgili olarak davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklanmakta olduğu,
-Davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş yukarıda bahsedilen fatura ile ilgili olarak davalı tarafından davacı adına iade faturası düzenlenmiş olduğu, daha sonra davacı tarafından aynı faturanın 12 defa yeniden düzenlenmiş olduğu, davalı tarafından da 11 defa iade faturası düzenlenmiş olduğu,
-Davacının söz konusu faturayı düzenlemeye hakkı olup olmadığı ve bu fatura ile ilgili olarak davacının davalıdan alacağı bulunup bulunmadığı konusundaki hukuki değerlendirmenin Mahkemenizin takdirinde olduğu, belirtilmiştir.
Bilirkişi raporuna göre davacının ticari defterlerinde, takip tarihi itibariyle davacı davalıdan 92.717,66-TL alacaklı olup, takipten sonra-davadan önce yapılan ödemeler sonucunda davacının 24.780,00-TL alacağı kalmış olup, söz konusu faturanın konusu vade farkıdır. Raporda belirtildiği üzere davacı aynı faturayı 12 defa düzenlemiş, davalı 11 defa iade faturası düzenlemiştir. Dolayısıyla uyuşmazlığın konusu 24.780,00-TL bedelli “vade farkı” faturasıdır. Vade farkı istenebilmesi için taraflar arasında bu konuda yazılı bir sözleşme bulunması veya teamül halini almış fiili bir uygulamanın mevcut olması gerekir. Vade farkı alacağını ihtiva eden bir fatura düzenlenip davalı tarafa tebliğ edilmesi ve süresinde bu faturaya itiraz edilmemiş olması yukarıda belirtilen şartların gerçekleştirilmemesi halinde tek başına vade farkı istenebileceği sonucunu doğurmaz.(Emsal Kapatılan Yargıtay —–.Hukuk Dairesinin —–.sayılı, Yargıtay —–Hukuk Dairesinin——.sayılı kararı)
Davacı taraf, takip dayanağı vade faturasına ilişkin taraflar arasında yazılı sözleşme bulunduğunu veya bu konuda taraflar arasında teamül bulunduğunu ispatlayamamıştır. Bu nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekili bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde, fiyat artışları ve beklenmeyen hal teorisi vb.hususları ileri sürmüşse de, bu hususlar dava dilekçesinde yer almadığından iddianın genişletilmesi niteliğindedir. Kaldı ki, davaya konu uyuşmazlık, cari hesaba konu faturalardaki birim fiyatlara ilişkin olmayıp, salt vade farkı faturasına ilişkindir. İİK’nın 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davaları takiple sıkı sıkıya bağlı olup, mahkeme takibe konu edilmeyen alacak kalemlerini inceleme konusu yapamaz. (EmsalYHGK —–sayılı kararı, Yargıtay —-Hukuk Dairesi ——.sayılı kararı)
Davalı vekili cevap dilekçesinde davanın reddi ile birlikte davalı lehine kötü niyet tazminatı verilmesini talep etmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir. Davacının takibi yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığı, dosya kapsamından da davalının kötü niyetli olduğu anlaşılamadığı, bu nedenlerle şartları oluşmadığından davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.Davacı vekili, yukarıda açıklandığı üzere, netice-i talebini daralttığından, dava dilekçesindeki takibe yapılan itirazın tamamının iptali yönündeki yönündeki talebi üzerinden (92.717,66-TL) davalı lehine vekalet ücretine karar vermek gerekmiştir.Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda, davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 179,90 TL harcın, davacı tarafından yatırılan 80,70 TL harçtan mahsubu ile bakiye 99,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 14.834,82 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları—–Arabuluculuk Bürosu ——Dosya No.lu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde——Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.