Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/262 E. 2023/166 K. 16.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/262 Esas
KARAR NO : 2023/166

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/04/2022
KARAR TARİHİ : 16/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıya ait—–3 yıl süreyle müvekkil tarafından işletilmesine ilişkin 08/02/2018 tarihinde anlaşma imzalandığını, ancak davalı şirket sahibinin müvekkilin işletmeci sıfatı ile anlaşma yaptığı özel hastanelerle olan anlaşmaları iptal ettiğini, sigortalı doktoru işten çıkardığını, gelen paraları davalının hesabına geçirdiğini, böylece sözleşmeyi işlemez hale getirdiğini ileri sürerek, davalının sebep olduğu menfi, müspet ve munzam zararların tazmini için belirsiz alacak olarak şimdilik 10.000 TL’nin müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin davalının adresinin bulunduğu ve sözleşmenin ifa edildiği ——Mahkemeleri olduğunu, davacının sözleşmeyi sunmadığını, ——tarafından kurulan——- 2018 yılı Haziran ayında faaliyetinin durduğunu, müvekkilinin sahibi oldugu açılışından 2022 Mayıs ayındaki tasfiyesine kadar, baska hicbir sirket ve kisiye satilmadığını, kiralanmadığını, yönetimi devredilmediğini, müvekkili tarafından da hiçbir zaman işletilmediğini, dava dilekçesinde işten çıkarıldığı belirtilen doktorun müvekkilinin çalışanı olduğunu, savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava, sözleşmeye aykırılık iddiasına dayalı alacak talebine ilişkindir.Davalı vekili cevap dilekçesinde davalının adresinin bulunduğu —— Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu belirterek yetki itirazında bulunmuştur.HMK’ nın 6. maddesine göre ilâmsız icrada genel yetkili icra dairesi borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi iken, sözleşmeden doğan para borçlarının takibi için başlatılan takipte sözleşmenin ifa edileceği yer icra dairesi de yetkili kılınmıştır TBK 89/1.maddesine göre para alacaklarında alacaklının ikametgahı mahkemesi de yetkilidir. TBK’nın 89/1.maddesi uyarınca alacaklının ikametgahının bulunduğu yer mahkemesinde icra takibi yapılabilmesi için, taraflar arasında akdi ilişkinin bulunması gerekmektedir. Bu nedenle davalının yetki itirazının incelenebilmesi için taraflar arasında akdi ilişki bulunup bulunmadığını araştırmak gerekmiştir.Dava vekili dava dilekçesinde müvekkil firma ile davalı şirket arasında 8/2/2018 tarihinde karşılıklı olarak davalı şirkete ait —— davacı müvekkil tarafından işletilmesine ilişkin anlaşma imzalandığını ileri sürmüş, davalı vekili ise cevap dilekçesinde, “Sözleşmenin müvekkil tarafından imzalanıp imzalanmadığı dahi belli değildir. Bu nedenle öncelikle dava konusu sözleşme aslının dosyaya sunulmasını talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur.Bunun üzerine 08/09/2022 tarihli ön inceleme duruşmasında, “HMK’nın 31.ve 216/1.maddesi uyarınca, davacı vekiline; delil olarak dayandığı 08/02/2018 tarihli anlaşmanın aslını Mahkememize sunmak üzere 4 (dört) hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde istenilen husus yerine getirilmediği takdirde, HMK’nın 94/3.maddesi uyarınca davacı tarafın delil olarak dayandığı 08/02/2018 tarihli sözleşmeye belgeye delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına” karar verilerek ihtarat yapılmıştır.Davacı vekili verilen kesin süre içinde sözleşme aslını sunmamış, sözleşme aslının ——. İş Mahkemesi——-. numaralı dosyasında olduğu beyan etmiş, ——. İş Mahkemesi ——–.sayılı dosyasına yazılan müzekkereye verilen 06/01/2023 tarihli cevabi yazıda ise, dava dilekçesi ekinde bulunan sözleşmenin aslının değil fotokopisinin olduğu belirtilmiştir. Dolayısıyla sözleşme aslını ibraz edemeyen davacı taraf, taraflar arasındaki akdi ilişkiyi ispat edememiştir. Bu nedenle uyuşmazlıkta, TBK’nın 89/1.maddesi uygulanamayacağı, genel yetki kuralı davalının adresinin bulunduğu——– Mahkemelerinin yetkili olduğundan, yetkisizlik kararı vermek gerekmiştir.Kısa kararda şablon hatası nedeniyle HMK maddesi sehven yazılmışsa da, gerekçeli kararda söz konusu maddi hata düzeltilmiştir. Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 6.maddesi uyarınca Mahkememizin yetkisizliğine,——Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğuna,
2-HMK’nun 20.madde gereğince karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvuru halinde dava dosyasının——Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
3-Davaya yetkili Mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine yetkili Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK’nın 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——-Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.