Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/250 E. 2022/896 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/250 Esas
KARAR NO : 2022/896

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2022
KARAR TARİHİ : 17/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin davalı adına kayıtlı ————– satın aldığını, davalı tarafından düzenlenen faturada satış bedeli ——— olarak gösterilmiş olsa da satış bedelinin 65.000,00 TL olduğunu, ödemenin banka yoluyla yapıldığını, müvekkilinin aracı teslim aldıktan kısa bir süre sonra aracın motorunun arızalandığını ve—— gerektiğini,—– tarihinde davalıya ihtarname çekildiğini, davalının ———–tarihinde cevaben taleplerini reddettiğini, —- sonra aracın—–gizli ayıbın ortaya çıktığını, davalının dava konusu aracı ayıplı biçimde müvekkiline sattığını, müvekkilinin aracı tamir için ciddi ödemeler yapmak zorunda kaldığını, aynı zamanda gizli ayıp nedeniyle aracın değer kaybettiğini, anlatılan nedenlerle davalı tarafından müvekkiline satılan ———– aracın ayıplı olması nedeniyle müvekkilin uğradığı zararın şimdilik 50,00 TL’lik kısmı ile aracın uğradığı değer kaybının 50,00 TL’lik kısmının satış tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan tahsilini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Dava konusu olayın ———-gerçekleşmesi nedeniyle yetkili mahkemenin —- Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin dava konusu ——– aracı davacının istediği —-götürdüğünü, davacının aracı incelettikten sonra satın aldığını, ekspertiz esnasında aracın bütün kısımlarının incelendiğini ve rapor sonucunda davacının aracı satın aldığını, araçta yapıldığı iddia edilen masrafların tamamının bakım masrafı olduğunu, sonradan ortaya çıkan gizli ayıp olmadığını, ——— bakımlarını yaptırıp gizli —–müvekkilinden talep edilmesinin basiretli bir tacir gibi davranma yükümlülüğüne aykırılık oluşturduğunu, davalının aracı bilerek, ekspertiz raporu sonucu tüm eksiklikleri ile kontrollerini yaparak satın aldığını, anlatılan nedenlerle haksız davanın reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerektiğini cevaben iddia etmiş ve dilekçe ekinde ekspertiz raporunu dosya içeriğine sunmuştur.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacı ile davalı arasında—— tarihli ——– sözleşmesiyle satın aldığı —-plakalı araçta ayıp olduğundan bahisle yapılan masraf ve zararlar ile değer kaybı talebine tazminat talebine ilişkindir.
———— yazılan müzekkerelere yanıt verildiği müzekkere cevaplarının dosya arasına alınmış olduğu görüldü.
Dosya Makine Mühendisi Bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; Dava konusu ———-tarihli ————— olduğu, davacı tarafından dosya içeriğine sunulan faturalarda yapılan işlemler irdelendiğinde bu———– kullanımdan ve bakımsızlıktan kaynaklı oluşacak arızalar olduğunun tespit edildiği ancak satış öncesindeki ekspertiz raporunda aracın kapsamlı bakım ihtiyacının bulunduğunun belirtilmesi nedeniyle bu arızaların gizli ayıp niteliği taşımadığının tespit edildiği kanaatine varıldığına ilişkin raporunu mahkememize sunmuştur.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), —– Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları —– kriterine göre değil de “—– kriterine göre belirlemiştir
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. ——
TTK 11. maddesinde —– için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 15. maddesinde —– veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, —— ——– tarihinde kararlaştırılıp, ——— ——- sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, ————- nasıl yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen ———– kararı çıkarılıncaya kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan — kararının uygulanmasına devam edilerek——- anılan kararda belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. —– tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve —–kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. ——-
Her ne kadar davalı …—— hesabına göre defter tutması sebebiyle tacir sıfatına haiz olsa da —–,davacının işletme esasına göre defter tuttuğu bildirilmiş, müzekkere cevabı ekinde gönderilen —- beyanname suretlerinin incelenmesinde adı geçen davacının——— faaliyetlerinin ——— altında kaldığı anlaşılmıştır.
Davacının faaliyetlerinin sınırı ———— —- —-tacir olmadığından, ortada her iki tarafın ——– ile ilgili nispi ticari dava da yoktur.
Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek ——- Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ——Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için —————–gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.