Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/246 E. 2022/657 K. 08.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/246 Esas
KARAR NO: 2022/657
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 29/03/2022
KARAR TARİHİ: 08/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkil şirket nezdinde —–kapsamında sigortalı bulunan dava dışı ——- muteriz davalı taşıyıcı şirket tarafından —- yüklenerek —-taşındığı sırada ——aracın kaza yapması neticesinde hasarlandığını, belirtilen emtianın taşınması için sigortalı şirkete karşı taşıma işini taahhüt ——- şirket, taşıma işini yürütmesi için alt taşıyıcı olan davalı —- anlaşmıştır.—– yaptırarak; fiili taşıma işin——– bırakmıştır. Belirtilen tüm taşıyıcılar ve taşımanın risklerini üstlenen sigortacı, hasardan müşteren ve müteselsilen sorumlu olduğunu, taraflardan taşıma işinin tarafı olduğu açıkça anlaşılan —–unvanı yazılı— —-icra takibi başlatılmıştır. Tarafların beyanları üzerine alt taşıyıcılardan —– haberdar olunarak tahsilde tekerrür etmemek kaydıyla —–dosyası ikame edildiğini, Her ne kadar—- davalı tarafından,——-sayılı dosya aracılığı ile başlatılmış bulunan icra takibine karşı, yetki itirazında bulunulmuş ise de, bu yetki itirazının kabul edilmesi hukuken mümkün olmadığını, birden fazla davalı bulunduğundan; HMK m.7 gereğince—–yerleşim yeri —- olduğundan yine ———– İcra Müdürlüklerinin ve Mahkemelerinin yetki alanı içinde bulunduğunu, söz konusu yetki itirazına itibar edilmesinin hukuken mümkün olmadığını, takibin ilgili yetki kuralları gereğince, yetkili icra müdürlüğünde başlatılmış olması sebebi ile söz konusu itirazın kaldırılması gerektiğini, davalı tarafından ——– İcra Müdürlüklerinin yetkisine yönelik olarak yapılmış bulunan haksız yetki itirazının kaldırılmasına karar verilmesini talep ettiklerini,———- sigortalı bulunan mezkur emtiada meydana gelmiş olan hasar için bağımsız ve uzman eksper tarafından hasarın miktarı ve niteliği yönünden tespit yaptırıldığını, söz konusu eksper raporunda hasarın oluş şekli, sebebi ve rücu hakkında yapılan değerlendirme yapıldığını, Eksper raporunda ——–zarar tespiti yapıldığını, tespit edilen hasarın tutarı müvekkil tarafından ——- tarihinde sigortalıya ödendiğini, anılan tutar bakımından, TTK.m.1472 hükümleri gereğince sigortalının haklarına halef olunduğunu, Gerek T.T.K.’de ve gerek CMR Konvansiyonu’nda öngörülen sorumluluk sistemine göre, taşıyıcı, emtianın kendisine teslim edildiği andan, gönderilene teslim edildiği ana kadar geçen süre içinde oluşabilecek ziya ve hasarlarından sorumlu bulunduğunu, yasal hükümlere göre davalı konumundaki taşıyıcı şirket ve diğer davalı konumundaki sigortacı, emtianın teslim edildiği andan, gönderilene teslim edildiği ana kadar geçen süre içinde oluşabilecek ziya ve hasarlarından sorumlu olduğunu, kendilerine bu hususta yapılan müracaatlardan da sonuç alınamadığından, müvekkil şirket tarafından, yukarıda belirtilen bu miktarın ödenmesi için, ——— nolu icra takip dosyası aracılığı ile bir ilamsız takip başlatılmış ise de, davalı konumdaki muteriz borçlu şirketin takibe haksız şekilde itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, daha sonra gerçekleştirilen —— da olumlu bir sonuç elde edilemediğini, yapılan haksız itirazın iptali ile takibin devamına ve davalı borçlu şirketin, haksız itirazı nedeniyle de İİK. Md. 67/f.2 hükmü gereğince, takip konusu alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine karar verilmesini, Hasardan müşterek ve müteselsil diğer sorumlular için —– dosyası ile davalı hakkında takibe konmuş olup itiraz üzerine davalıya rücuu hakkında ——sayılı dava dosyası ile yargılama devam etmektedir. Belirten dava ile işbu dava ile aynı olay nedeniyle ödenen hasar tazminatının davalıya rücuuna ilişkin olduğundan, iki dosya arasında illiyet bağı gereği HMK m. 166/1 hükmü uyarınca huzurdaki davanın—–sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesi gerektiğini, Aynı borç kapsamında müşterek ve müteselsilen sorumlu olan diğer borçlular hakkında —–Sayılı dosyası ile yapılan takibin tarihinin —— olduğunu, dolayısıyla TBK’nin “Zamanaşımının Kesilmesi – Birlikte Borçlulara Etkisi” başlıklı “Zamanaşımı müteselsil borçlulardan veya bölünemeyen borcun borçlularından birine karşı kesilince, diğerlerine karşı da kesilmiş olur.” 155. Maddesi gereğince —— takip tarihi itibariyle zamanaşımının tüm borçlular için kesildiğini, açıklanan ve yargılama sırasında ortaya çıkacak nedenlerden dolayı, davanın kabulü ile; Öncelikle davalı muteriz borçlu tarafından —– İcra Müdürlüklerinin yetkisine haksız şekilde itiraz edilmiş olması nedeni ile—– İcra Müdürlüklerinin yetkisine ilişkin olarak davalı tarafından yapılmış olan söz konusu Yetki İtirazının Kaldırılmasına, davanın —- dava dosyası ile birleştirilmesine, ——— dosyadan başlatılan icra takibine konu alacağın aslı ile ferilerine ilişkin olarak davalı muteriz borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptali ve icra takibindeki miktar üzerinden takibin devamı ile, takip konusu alacağın %20sinden aşağı olmamak üzere tazminat ödenmesine ve Tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin de davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı ———- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının açmış olduğu işbu davada öncelikle ispatlaması gereken hususun zarara uğramış olması gerektiğini, TTK m. 1472 uyarınca Davacının sigortalısının haklarına halef olabilmesi için; Sigortalının zarara uğradığının, Sigortalıya yapılan tazminat ödemesinin ve ——— poliçesinin varlığının ispatının gerektiğini, bunlardan bir tanesinin yokluğu, halefiyetin varlığını geçersiz kılacağını, davacının sunduğu deliller incelendiğinde görülecektir ki, bu 3 unsurdan hiçbirinin ispatlanamadığını, Davacının dosyaya sunmuş olduğu sigorta poliçesinin——— sigorta teminatı dışındaki hususların belirtildiğini, hiçbir şekilde meydana gelen hasarı kabul anlamına gelmemekle birlikte taşıma esnasında herhangi bir hasar meydana gelmişse bile bu hasara katlanma yükümlülüğü dava dışı alıcıda olduğu ve davacının korunmaya değer herhangi bir hukuki menfaati olmadığı için işbu davanın aktif husumet ehliyeti eksikliğinden reddinin gerektiği, CMR 32/1. Maddesi “Bu sözleşme gereğince yapılan taşımalardan doğacak davaların bir yıl içinde açılması gerekir.” şeklinde olduğunu, dava dilekçesinde ve ekinde sunulan ekspertiz raporunda hasar tarihinin —–olduğu görülmekte olan itirazın iptali davasına konu icra takibi ise——– tarihinde zamanaşımı dolduktan sonra açıldığını, Bu sebeple davanın zamanaşımı def’inin nazara alınarak usulden reddini talep ettiklerini, davaya CMR Konvansiyonu uygulanacağından ve CMR Konvansiyonu’nun zamanaşımına ilişkin hükmü açık ve net olduğundan müvekkilin sigortalısı ve halefiyet kapsamında müvekkil yönünden davacının iddialarının aksine zamanaşımı kesilmemiştir ve işbu davanın zamanaşımı defimiz doğrultusunda reddinin gerektiğini, iddia olunan hasar müvekkil şirketin sigortalısının sorumluluğundan kaynaklanmadığını, davacı tarafın taşınan emtianın meydana gelen kaza sonucunda hasarlandığını iddia ettiğini, müvekkil şirketin sigortalısının dava konusu edilen taşımada———– bulunmadığını ve müvekkil şirketin taşıyan olarak kaşesinin yer aldığı cmr hamule senedi bulunmadığını, bu hususun davacı tarafça da bilindiğinden—– dosyasında dava açtığını ve —— sigortalısı anılı dosyada davalı olmadığını, dosya kapsamına sunulan——–de görüleceği üzere, fiili taşıyan —– olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, bir an için taşıma sırasında davacının sigortalısına ait olmayan, mal bedeli ödendiğinden mülkiyet hakkı alıcı firmaya geçen emtiada hasar meydana geldiği kabul edilse dahi bu zarardan dolayı tüm sorumluluk, fiili taşıyan———-şirketi üzerinde olduğunu, hiçbir şekilde hasarın varlığını kabul anlamına gelmemekle birlikte iddia edilen her türlü zarardan kaza tespit tutanaklarında da kazaya sebebiyet veren araç sahibi fiili taşıyan ve sürücüsünün sorumlu olduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde kaza sonucunda müvekkil şirket’in sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında sorumlu olduğu iddiasında bulunduğu, hatta hem CMR m.17 hem de TTK m.875’e atıfta bulunarak müvekkil şirketin sigortalısının taşıyan sıfatıyla sorumlu olduğunu iddia ettiğini, ancak dosyadaki ——-yetkili mercilerden alınmış olan mezkur kaza tutanağı incelendiğinde açıkça görüleceğini, müvekkil şirket’in sigortalısının oluşan kazada herhangi bir sorumluluğu ve/veya kusuru bulunmadığını, her ne kadar davacı taraf, taşıyıcının sorumlu olduğunu iddia etmişse de TTK m.876 açıkça taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine rağmen kaçınamayacağı hallerde taşıyıcının sorumluluktan kurtulacağını belirttiğini, davacı yanın iddiasının aksine, taşıyıcının ve araç sürücüsünün kusuru bulunmadığı mezkur olayda meydana geldiği iddia olunan hasardan sorumlu olmayacağı, iddia olunan hasarı taşıyıcının ya da araç sürücüsünün hayatın olağan akışına göre engellemesinin mümkün olmadığı bir olay nedeniyle sorumlu tutulmasının beklenemediğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte, meydana geldiği iddia olunan hasardan taşıyıcının ve müvekkil şirket’in sorumlu olacağı düşünülse bile, araca yüklenen emtianın ambalajlamasının düzgün yapılıp yapılmadığının bilinmediğini, dosyaya sunulan ekspertiz raporları incelendiğinde ambalajlamanın ne şartlarda yapıldığı, taşınan emtiaya uygun olup olmadığına dair herhangi bir bilgiye rastlanmadığını, Bu durumda CMR hükümleri gereğince taşıyıcının sorumluluğundan söz edilemeyeceğini, davacı tarafın talebinin fahiş tutarda olduğu, hiçbir şekilde müvekkil şirketin sigortalısının kusurunu ve davacının davasını kabul anlamına gelmemekle birlikte taşıyıcının sorumluluğu, dolayısıyla halefiyet gereği müvekkil sigortacının da sorumluluğunun CMR md. 23 uyarınca sınırlandırıldığını, neye göre hesaplandığı belli olmayan talebinin kabulünün mümkün olmadığını ve davacı tarafın zarar talebinin fahiş olduğunu, talep konusu içerisinde yer alan alacak kalemlerinin şişirilerek hesaplandığını, davacı tarafın meydana geldiğini iddia ettiği hasardan ancak gerçek zararın talep edilebileceği, davacının talebinin gerçek zarar olup olmadığı, CMR Konvansiyonu 23/1’e uygun olup olmadığı ve sovtaj bedelinin zarardan düşülüp düşülmediğinin bilinmediğini, hesaplanan sovtaj bedelinin hangi şartlarda hesaplandığına dair herhangi bir bilgi ve/veya belge de dosyada bulunmadığını, hesaplanan sovtaj bedelinin özellikle tetkik edilmesi gerektiğini, müvekkil şirket ve sigortalısının bu hasar iddiasından icra takibine itiraz aşamasında haberdar olduğunu, öncesinde taşıyıcıya yöneltilen hiçbir talep olmadığı gibi hasara ilişkin de bir bildirim yapılmadığını, dava konusu taşımanın uluslararası karayolu taşıması gereğince yapıldığından CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davacı tarafından dosyasına sunulmuş olan ve davacı tarafından taşıyana yapılan herhangi bir hasar bildirimi olmadığını, CMR üzerine düşülmüş herhangi bir hasar şerhi de bulunmadığını, —- hasar halinde yükün alıcıya tesliminden sonra—– bulunulması, aksi halde taşımacıdan tazminat talep edilemeyeceğinin düzenlendiğini, davaya konu taşıma sonucu —- alıcı tarafından hasar şerhi düşülmediği gibi süresi içerisinde hasar ihbarı da yapılmadığını, davacı taraf icra takibinde işlemiş faiz ve asıl alacağa işleyecek reeskont avans faizi talep etmişse de bu talebin hukuka aykırı olduğunu,—— tabi tazminat talepleri ödeme isteminin taşıyıcıya gönderildiği tarihten itibaren yılda ——– üzerinden hesaplanacak kanuni faiz oranı üzerinden talep edilebileceğinin açıkça düzenlendiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının bunu aşan tazminat talebinin reddi gerektiği, davacı tarafından iddia edilen alacak likit ve muayyen olmadığı, yargılamaya muhtaç olduğu, Bu doğrultuda davacının icra inkâr tazminatına hükmedilmesi yönündeki taleplerinin reddinin gerektiği, kötü niyetli olarak icra takibi başlatan davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, bu nedenlerle, davanın öncelikle davacının aktif husumet ehliyetini haiz olmaması nedeniyle husumetten reddini, davanın esastan reddini, Haksız ve kötü niyetli olarak takibe girişen davacı aleyhine %20 oranından az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı şirket nezdinde ——- sigortalı bulunan dava dışı —– muteriz davalı taşıyıcı şirket tarafından—- taşındığı sırada ——–aracın kaza yapması neticesinde hasarlanması nedeniyle davacı tarafça sigortalı 3.kişiye yapılan ödemenin TTK 1472 hükümleri uyarınca davalılardan rücu talebine ilişkindir.
Yapılan incelemede—– dava dosyasındaki tarafların aynı olduğu, yargılamanın derdest olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememiz dosyası ile —– sayılı dosyası arasında irtibat bulunduğu, HMK’nun 166/4 maddesi gereğince davaların aynı sebeplerden doğduğu ve biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyeceği anlaşıldığından, yargılamanın bütünlüğü, ileri safhalarda alınacak kusur ve teknik bilirkişi raporlarının birbiri ile çelişmemesi açısından yargılamanın tek bir mahkemede yürümesinin daha sağlıklı olacağı anlaşıldığından, aralarında bağlantı olduğu sabit olmakla HMK’nun 166. Maddesi gereğince bu iki dosyanın birleştirilmesine ve davanın —– sayılı dosyası üzerinden devamına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Aralarındaki hukuki ve fiili irtibat, delillerin birlikte toplanıp değerlendirilmesi gerekliliği nazara alınarak dosyanın —– sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Müteakip usul işlemlerinin ——- dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Yargılama giderleri,harç ve vekalet ücretleri konusunda birleştirilen dosya üzerinden karar verilmesine,
4-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
Dair, tarafların yokluğunda, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda esas hükümle birlikte istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.08/09/2022
TASHİH ŞERHİ
Mahkememizin —– sayılı ilamın Hüküm kısmının iki numaralı bendinde Sehven “2-Müteakip usul işlemlerinin ———sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,” yazıldığı anlaşılmakla,
Hükmün :
Mahkememizin ——— sayılı ilamın Hüküm kısmının iki numaralı bendinin “2-Müteakip usul işlemlerinin ————- Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,” şeklinde HMK.304 ve devamı maddeleri uyarınca TASHİHİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu karar verildi. 08/09/2022