Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/221 E. 2022/831 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/221 Esas
KARAR NO: 2022/831
DAVA: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 05/09/2018
KARAR TARİHİ: 27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin alacağından dolayı borçlu/davalı aleyhine—– Sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, borçlunun itirazı üzerine borcunu ödeme ihtimaline binaen bu kez dosyanın —- sayılı dosyası ile —- bedelli alacağı için ilamsız icra takibi yapıldığını ancak davalının borcunu ödemediğini ve borca , fer’ilerine itiraz ettiğini, takibin durduğunu, takip dayanağı olan —–alacağının ve buna işlemiş ticari faize ve ferilerine yönelik ——- sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı yanın, toplam alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere İcra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;—- dava için yetkisiz mahkeme olduklarını, davacı aleyhine — kayıtlı dosyası ile bedel indirimi ve manevi tazminat davası açıldığını, aralarında hukuki ilişki bulunduğundan dosyaların birleştirilmesini, davalının haksız yere takip başlattığını, ürünlerin hatalı ve defolu olduğunu ürünlerdeki ——yüzünden ürünlerin büyük bir kısmının satılamadığını, müvekkilinin öğrencilerine —— giydirmek zorunda kaldığını, müvekkilinin sahip olduğu—— ürünlerinden dolayı, büyük bir imaj kaybına uğradığını, bunun müvekkilinin ticari geleceği üzerinde ——etkisi olacağının açık olduğunu, davacı tarafın eksik ve kötü ürünlerinden haksız kazanç elde etmeye çalışarak, kötüniyetli olduğunu gösterdiğini, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi, faturaları, ihtarnameyi, icra dosyasını, delil tespit dosyasını, taraflar arasındaki yazışmaları, tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak; delil tespit dosyasını, ihtarnameyi, icra dosyasını, taraflar arasındaki yazışmaları,——- tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için başlatılan ilamsız takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dava Mahkememizin ——–sayılı esas dosyası ile açılmış, daha sonra davalının açtığı dava ile birleştirilmiş, birleşen davanın işlemden kaldırılarak açılmamış sayılmasına karar verilmesi nedeniyle, asıl dava tefrik edilerek Mahkememizin işbu esasına kaydedilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmuşsa da, taraflar arasındaki sözleşmede—– yetkili kılınmış olması nedeniyle, yetki itirazının reddine karar verilmiştir.
Davaya konu —– incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine—- alacağın tahsili talebiyle ilamsız takip başlatıldığı, süresi içinde yapılan itiraz üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Tarafların —— konusunda anlaşamaya vardıkları, sözleşme uyarında davacının imalatları yaparak davalıya teslim ettiği, teslim edilen mallara istinaden davacının davalıya ———– düzenlediği, davalının davalıy——— ödeme yaptığı hususlarında taraflar arasında ihtilaf yoktur.
Davacı vekili, davalının süresinde ayıp ihbarında bulunmadığını ileri sürmüşse de, bizzat davacı tanıklarının beyanlarından davalının ayıp ihbarında bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı, faturalardan kalan bakiye alacağın tahsili talebiyle davalı aleyhine takip başlatmıştır. Davalı kendisine gönderilen ürünlerin ayıplı olduğu iddiasıyla delil tespiti —– dosyası ile yaptırmıştır. Delil tespit dosyasından alınan raporda;—- satıldığı ve tutarının —- olduğu, kontrol edilen —-değerinde olacağı, ancak yapılan kontrollerde ürünlerin hatalarından dolayı,—– değerinde olduğu, kullanılmayacak durumda oları—- ürünün üretici firmaya iade edilmesi gerektiği, sipariş miktarının —– olduğu, aradaki farkın çok az olması sebebi ile değerlendirilemediği belirtilmiştir.
Talimat mahkemesi aracılığıyla davalının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu alınan bilirkişi raporunda, takibe konu faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı tespit edilmiştir.
Davacının ticari defterleri de incelenerek —– oluşan —— bilirkişi heyetinden alınan —– tarihli raporda; davacının üretip teslim ettiği kıyafetlerde ayıplar bulunduğu, davalı ayıplı malları iade etmediği, bu durum karşısında davalının davacıya ödemeyi borçlanmış olduğu —-fatura bedelinden ayıp indirimi yapılarak davacının ödemekle yükümlü olduğu —- bulunması gerektiği, davacının hak kazanmış olduğu iş bedeli alacağı tutarından, davacının peşin olarak ödemiş olduğu — düşüldüğünde, davalının kalan borcunun toplam —– olacağı belirtilmiştir. Aynı bilirkişiden alınan ek raporda kök rapordaki görüşler tekrar edilerek, kök rapordaki bakiye iş bedeline ilişkin —- şeklindeki hesaplama —- olarak düzeltilmiştir. Alınan bilirkişi raporları denetime elverişli bulunduğundan hükme esas alınarak, davaya konu icra takibinde, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin ——— üzerinden devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı taraf takipten önce davalıya borcun ödenmesi için ihtarname göndermişse de, ayıplı ürünler nedeniyle bakiye iş bedeli tespit edilmediği, bu nedenle davalının icra takibi ile temerrüde düşmesi nedeniyle, işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir.
İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir.
——- kararında; “Genel bir kavram olarak —–tutarı belli (muayyen), bilinebilir, hesaplanabilir alacaktır”. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez” denilmiştir.
Davaya konu alacağa ilişkin ayıplı mal iddiasıyla, nedeniyle bilirkişi incelemesi ve yargılama yapılmadan takip tarihi itibariyle alacağın tüm unsurlarıyla davalı tarafından bilinmesi mümkün olmadığı, itirazın iptaline karar verilen kısım yönünden alacak likit olmadığından, davacının icra inkar tazminatının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davanın reddine karar verilen kısmı yönünden, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu davalı tarafça ispatlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatının reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1——– sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; —– asıl alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Şartları oluşmadığından davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Şartları oluşmadığından davalı vekilinin icra kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 3.023,74 TL karar harcının, davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında, bakiye 900,61 TL’sinin davacıdan, bakiye 2.123,13 TL’sinin davalıdan, alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 3.452,10 TL yargılama giderinin, davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 2.423,90 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde——– İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı. 27/10/2022