Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/202 E. 2022/217 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/202 Esas
KARAR NO : 2022/217

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/11/2015
KARAR TARİHİ : 17/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ————-olduğu, önce——satın alındığı sonradan bir ortağın ayrılması ile üç ortak kalmış olduğu, davacının ——belirlendiği, aralarında hazırlanan —– hisse oranlarının belirlendiği, diğer ortakların hislerinin—- %34, … %33 hisse sahibi olduğu, —– —— yaptığı, —– satıldığı satışından elde edilen gelir———-satın alındığı, bu satış sırasında ortaklığa ——– —- %7 hisse ile katıldığı, ———- hisse dağılımının —— %31, … %31,—– %31, —–%7 olarak belirlendiği, bu oranların ——- tescillendiği ve ortakların aralarında imzalandığı protokolle de sabit olduğu, davacının—– alımı için —— banka yolu ile ——-, daha sonra—-son olarak —- satışından payına düşen —- olmak üzere toplam ——— yolu ile ödeme yaptığı, ödemelerin—-belirlenen %31 lik hissesine karşılık yapıldığı, —– — daha sonra …— şahsa devredildiği,—-olarak belirlendiği, fakat ..——— sahibi olduğu firmanın sadece—– ödeme Yaptığı, —— kendisinin, —- ve ——-toplamda %69’luk hisse payı karşılığı olan ———- devri gerçekleştirdiği, davacının satış bedelinden arta kalan hisse payına karşılık gelen — ödenmediği,—- davacıya ödemeyi yapacağını beyan ederek oyaladığını ve devre dışı bırakarak zarara uğrattığı, …— sahibi olduğu —– %13’lük hisseyi kabul ettiğini, davalının —— ödeyemeyeceğini, bunun karşılığında —– %13’lük hisselerini verdiğini söyleyerek kendisi oyladığı, davacının ortak olduğu şirketin kar etmesi için çalışmaya başladığını, ortaklığı yanı sıra teknik—- olarak çalıştığını, davacının şirket ortaklığından doğan gelirlerden hiç pay verilmediği gibi,— görevi için belirlenen— maaşını bir yıl boyunca alamadığı, şirketin sürekli zarar ettiğini ileri sürülerek zararın ve açığın karşılanması için———- ——- ipotek ettirdiği, ipotek sonucu —- satıldığı maddi kayba uğradığı, şirketin mali kayıtlarının usule uygun olarak tutulmadığı, navlun gelirlerinin eksik gösterildiği, şirket bünyesinde meydana gelen usulsüzlükler nedeni ile—-payına düşen—–talep ederek ortaklıktan ayrılmak istediğini bildirdiğini, davacının bu talebinden sonra şirket sahibi … tarafından şirket faaliyetlerinin gizlendiği, şirkete girişinin engellendiği, şirket kayıtlarının yok edildiği, davacının —olduğu dönemde imzasının taklit edilerek —- alınarak şirketin adresinin değiştirildiği, bu husus—- davacının yazılı muvaffakiyeti——— satıldığı ve bu satıştan davacıya hisse hesabına düşen bedellerin ödenmediği, şirkette sermaye artırımı yapıldığı, davacının hisselerini devretmek zorunda kaldığı, şirket payını yansıtmasa da belirlenen hisse bedeli olan — dahi kendisine ödenmediği, davacının—-yapmış olduğu toplamda 5.482,13 TL harcamanın kendisine ödenmediği gerekçeleri ile iş bu davanın açıldığı, tahkikat sonucunda müvekkilinin alacağının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere şimdilik 5.482,13 TL alacağın, alacak oluştuğu tarihten itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ….—cevap dilekçesinde özetle; Davalı ..— cevap dilekçesinde özetle: davalının —– ikamet ettiği, diğer davalının —– olmadığı, davacının dava dilekçesinde belirttiği —– olduğu, şirketin dava ile ilgisi bulunmadığı, şirketin —-tamamlanarak—- terkin edildiği, ——- uyarınca —-gereğince huzurdaki davayı görmeye yetkili olmadığı, açıklanan nedenlerle yetki itirazında bulunduğunu, davacının, davalıyı —– yetkilisi olduğunu belirttiği, davalının ——— hiçbir ilgisi bulunmadığından davalının aktif husumet itirazında bulunduğu, dava dilekçesinde ileri sürülen iddialar ile davalının doğrudan ilgisi bulunmadığından pasif husumet itirazında bulunduğu, dava dilekçesinde satıldığı ve ücretlerinin ödenmediği iddia edilen — satan kişinin —– maliki olduğu davalı ile ilgisi bulunmadığı, bedelinin ödenmediği iddia ediliyor ise —-maliki şirketlere yöneltilmesi gerektiği, bahsedilen hisse satışında davalının taraf olmadığı, davalının bir dönem —— olduğu, şirketlerin—– olması sebebi ile yöneticinin —-eyleminden sorumlu tutulamayacağı beyan edildiği, HMK 200. maddesi uyarınca 2.500,00 TL üzerindeki alacakların senetle ispat edilmesi gerektiği, davacının tüm iddialarının 2.500,00 TL’nin üzerinde olmasına rağmen senet vasfını taşıyan hiçbir evrakın dosyada bulunmadığı, dava dosyasında davalının imzasını taşıyan hisse devrine ilişkin genel kurul kararı olduğu, bu evrakın şekil şartına uymadığı,— hisse devir sözleşmesinin noter önünde düzenlenmesi gerektiği, davacının hisselerini davalıya değil bir başkasına noter önünde düzenlenene sözleşme ile devir ettiği,——kayıtlarında bu durumun anlaşılacağı, davacının iddialarının senetle ispat edilemediği dolayısı ile reddedilmesi gerektiği, davacı tarafından dava dosyasına—- evrakların tercümelerinin gerektiği, —- hiçbirinin davalı ile ilgili olmadığı, belgelerin taraflarınca kabul edilmediği, davacı yanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .—-dosyaya cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
GEREKÇE;
Davacının birden çok vakıa ve hukuki ilişkiye—– birlikte tahsili talebiyle Mahkememizin —- dosyası ile açtığı davada, davacıya alacak kalemleri açıklattırılmış, davacı —– dilekçesinde, talep ettiği —– hisse devri bedeli, —– için davacının ——— ilgili olarak yapmış olduğu ticari masraflar olarak açıklamıştır.
Davacının— — ilgili olarak yapmış olduğu ticari masraf alacağına ilişkin dava, HMK’nın 167.maddesi uyarınca tefrik edilerek, Mahkememizin işbu esasına kaydedilmesine karar verilmiştir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), —– Kanunu (m.31), — Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu— davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “————– göre belirlemiştir
Üçüncü —–, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren —-ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez—-
Davanın konusu TTK 4.maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir.
—– tarihli cevabi yazısında; davacının kira gelirinden dolayı mükellefiyet kaydı olduğu, —- Usul Kanununa göre defter tutmayı gerektiren —– —- kazancından —-kaydının bulunmadığı bildirilmiştir.
Davacının alacak iddiası 3.kişilerden alınan —- dayanmaktadır.
Davalı gerçek kişi olup tacir değildir. Dolayısıyla ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur. Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK 4.maddesinde düzenlenen hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin —-değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK nun 114/c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
KARAR : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli———–Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için —– gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ile verilen kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda verilen karar açıkça okunup