Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/191 E. 2023/276 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/191 Esas
KARAR NO : 2023/276

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 26/06/2020
KARAR TARİHİ : 16/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı ile davacı şirket arasında akdedilen 17.04.2017 tarihli Hazır Beton Sözleşmesi ile anlaşmaya varıldığını, anlaşma kapsamındaki hazır betonun satıldığını, davalı tarafın toplam 4.978,60 TL bedelli borcunu tüm uyarılara rağmen ödemediğini, davalı taraf hakkında —- Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötü niyetli itirazı üzerine takibin durduğunu, icra dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetle itiraz eden davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkiline herhangi bir bildirimde bulunulmadan, para cezası ödendikten sonra, icra takibi başlatılarak söz konusu para cezasının müvekkilinden tahsilinin talep edilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, Belediye Encümen kararı ile kesildiği iddia edilen para cezasına itiraz edilip edilmediği ve yargılamanın kesinleşip kesinleşmediği de açıklığa kavuşturulsının gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla ilgili idari para cezasının %25 indirimli ödenip ödenmediği önemli bir husus olduğunu, hesaplamada dikkat edilmesinin gerektiğini, beton dökme işlemi esnasında betonun sıçraması gibi durumlar hayatın olağan akışında beton döküm işi yapma esnasında olabilecek ve öngörülebilecek durumlar olduğunu, basiretli tacir olarak beton döküm işlemi esnasında betonun sıçrama ihtimalini göz önüne alarak gerekli önlemleri alması gereken ——-olduğunu, haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; —— Esas sayılı dosyası, Belediye Encümeni kararı ve ekleri, müvekkil şirket tarafından yapılan ödemeye ilişkin dekontlar, olaya ait fotoğraflar, bilirkişi incelemesi, mali kayıtlar, tanık ve yemine dayanmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak;—– İcra Müdürlüğü’nün——. sayılı icra dosyası, taraflar arasında akdedilen sözleşme,bilirkişi, keşif, tanık ve yemine dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ilamsız icra takibine vaki açılmış itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
——.sayılı dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine “—– Belediyesi Encümen Kararı İle —- İlçesi, —– Mahallesi—– Sokak No:——karşısında bulunan inşaata tarafınızca yapılan beton atma sırasında —– sokak no:——- önündeki kaldırıma, binanın istinat duvarına ve merdivenlere zarar verilmesi sebebiyle kesilen ve müvekkil şirketçe ödenen para cezasının tarafınızdan rücuen tahsili” talebiyle 9.847,54-TL asıl alacak üzerinden ilamsız takip başlatıldığı, davalıların vekili aracılığıyla borca itiraz ettiği görülmüştür.
Davalı tarafından davacının inşaatına beton dökümü sırasında kaldırıma ve istinat duvarına zarar verilmesi nedeniyle,——-Belediyesi tarafından davacıya ceza kesilmesi sonucu, davacı ödediği 9.847,54-TL’nin davalıdan tahsili için ilamsız takip başlatılmıştır.Taraflar arasında imzalanan 17/04/2017 tarihli beton sözleşmesinin incelenmesinde; müşterinin beton dökümü için resmi kurum ve kuruluşlardan izinleri alacağını, ayrıca üçüncü şahıslarla, çevre sakinleriyle doğabilecek her türlü sorunların çözümünün müşteriye ait olduğu, müşterinin hazır beton dökümünün yapılacağı inşaat alanında gerekli yol ve zemin ıslahını yapacağını, inşaat alanının, zeminin, mikser ve pompaların sağlıklı bir şekilde geliş-gidiş ve kurulumunun yapılmasına uygun hale getireceğini, iş güvenliği bakımından gerekli her türlü tedbiri alacağı ve bu görevin yerine getiilmemesinden kaynaklanan iş kazası ve meslek hastalıklarından sorumlu olacağının düzenlendiği görülmüştür. Beton dökümü sırasında çevreye verilecek zararlarla ilgili ayrıca bir düzenleme sözleşme bulunmadığı anlaşılmıştır.—— Belediye Başkanlığına müzekkere yazılarak, Belediye Encümeninin 18/05/2017 tarih ve ——- sayılı kararı ile kesilen 9.847,52 TL para cezasına ilişkin dosyanın tamamının bir sureti celbedilmiş, incelenmesinde, davaya konu beton dökümü sırasında meydana gelen hasarın fotoğraflandırıldığı, kaldırım ve istinat duvarına verilen zarar nedeniyle davacı aleyhine 9.847,52-TL para cezası cezası kesildiği görülmüştür.Davaya konu para cezası, taraflar arasındaki sözleşmenin ifası sırasında meydana gelen haksız fiilden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla hem sözleşmenin ifası sırasında haksız fiil meydana geldiği için ortada hakların yarışması söz konusudur. Hakların yarışmasında, tek bir dava sebebine dayanılmakta olup, davanın bir tek talep sonucu vardır. Ancak bu bir tek talep sonucunu haklı gösteren hukuksal sebepler (kanun hükümleri) birden fazladır. Bu durumda zarar gören açıkça dava dilekçesinde hangi sorumluluk sebebine dayandığını açıklamış olabilir. Davacı olayda birden fazla sorumluluk sebebi bulunması karşısında, davasını bunlardan birine izafe edebilir. Hâkim, davacının bildirdiği hukuki sebeple bağlı olmayıp, davacının dayandığı dava sebebine uygulanacak kanun hükmünü kendiliğinden araştırıp bulmak ve uygulamakla yükümlü olduğundan, hakların yarışması durumunda da davacının yarışan kanun hükümlerini noksan göstermiş veya hiç göstermemiş olmasının bir önemi yoktur. Hâkim davaya uygulanacak kanun hükümlerini kendiliğinden araştırıp bulmakla yükümlüdür. Burada, hâkimin yarışan kanun hükümlerinden davacı için daha elverişli olan kanun hükmünü kendiliğinden gözetip uygulaması gerekmektedir. Ancak uyuşmazlık dikkate alındığında, hakların yarışmasının sonuca bir etkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Somut olay ve tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki sözleşmenin ifası sırasında davalının haksız fiili nedeniyle davacıya para cezası kesildiği, davacıya kesilen cezadan davalının sorumlu olduğu anlaşılmakla itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK’nın 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. İtirazın iptaline karar verilen alacak likit olduğundan, alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar vermek gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, ——– Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yasal faiz faizi ile birlikte takibin devamına,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen alacak miktarı 9.874,54-TL’nin %20’si oranında (1.974,90-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine,
3-Alınması gereken 674,53 TL karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 20,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.