Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/834
KARAR NO : 2023/560
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/12/2021
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkiline, —-. İcra Müdürlüğü —–esas sayılı dosyadan kambiyoya özgü icra takibi başlatıldığını, müvekkili tarafından takip dayanağına bakıldığında —– bedelleri ödenen senetlerin (22.06.2017 tanzim tarihli, 16.08.2019, 16.04.2019 ,16.09.2019 16.02.2019, 16.05.2019, 16.03.2019, 16.12.2018, 16.06.2019, 16.07.2019, 16.10.2019, 16.01.2019, 16.11.2019, 16.12.2019 vade tarihli 16.000 TL bedelli bonolar , 22.06.2017 tanzim tarihli 16.01.2020 vade tarihli 20.000 TL bono) icra takibine konulduğunu, İcra takibi alacaklısı olarak görünen —- bonolardaki diğer cirantalar olan—– tanıdığı olup onun üzerinden icra takibi başlatıldığını, —- ve kendisine ait —– Şirketine vergi borçlarını ödenmesi halinde 2018,2019 ve 2020 vadeli senetleri getireceğini ayrıca borcu olmadığına dair yazı vereceklerini belirttiğini, Müvekkilinin, —– inanarak ekte sundukları dekontlarda görüleceği üzere ——ve şirketinin 23.532,15 TL vergi borcunu ödediğini, Buna karşılık ——-senetlere karşı borcunu ibra eden kendi yazısı ile 26.02.2021 tarihli yazı alındığını,——- elinde bulunan ve 22.06.2017 keşide tarihli senetlerin karşılıklı olarak uzlaşılarak ödendiğini, —- senetlerin —–olduğunu beyan ettiğini, —-31.03.2021 tarihli herhangi bir alacak-borç kalmadığına dair yazı getirdiğini, —- ve——-birlikte bu yazılardan 4 ay sonra 2021 yılı Temmuz ayı içinde müvekkilinin iş adresine gelerek senetlerin ibrazı için ayrıca 100.000 TL para istediğini aksi takdirde senetleri üçüncü bir kişiye vereceklerini söylediklerini, müvekkilin ofisinde bulunan tanıkların da bu olaylara şahit olduklarını, müvekkiline açıkça şantaj yaparak konusu kalmamış senetler üzerinden hileyle menfaat temin etmek istediklerini, —–ve——bu isteğini yerine getirmediğini, —– ve —– 2021 Temmuz ayı içinde müvekkilin ofisinde açıkça senetlerin—– olduğunu ifade ederek para istediklerini, kendilerine tepki gösterilmesinden sonra senetleri —– işten tanıdığı, arkadaşı —- üzerinden icraya koyduklarını, Son ciranta —– hukukun öngördüğü iyi niyet kuralına sığınarak icraya gittiğini ancak T.T.K.nun senet ile ilgili bildirim ve ihbarname gönderme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, —- kötü niyetli olduğu, ——müvekkilini yanıltarak borçlarını ödettiğini, müvekkile borç kalmadığına dair yazı verdiklerini ama senedi de ortak iş yaptıkları diğer icra takibi alacaklısı davalı —-verdiklerini, —–ile —–arasında herhangi bir ticari ilişki olmamasına rağmen senetlerin ciro yoluyla —–verildiğini, ayrıca —– ile—–arasında iş bakımından beraber hareket etmekte olduklarını, müvekkilinin, bedelsiz senedi kullanma suçundan dolayı davalı —-hakkında suç duyurusunda bulunduğunu,—–Cumhuriyet Başsavcılığı —– dosyasında soruşturmanın devam ettiğini, ayrıca taraflar hakkında dolandırıcılıktan dolayı —– Cumhuriyet başsavcılığı —– soruşturma dosyasında soruşturmaya devam edildiğini, —- karşı —–. Asliye Ticaret Mahkemesi —-esas sayılı dosyasından aynı serilerde olan ama başka 3. kişiye verdikleri senetten dolay menfi tespit davası açıldığını ve davanın kabul edildiğini, —-ve —— müvekkilini yanıltarak kazanç elde ettiklerini ayrıca müvekkili borçlandırmak için ellerindeki senetleri yukarıda sayılan fiillerin işlendiği tarihten uzun süre sonra ortak iş yapan —– verdiklerini, —- ve —–icra dosyasında yapılabilecek itirazı düşünerek senetleri iyi niyet kılıfının altında beraber hareket ettikleri davalı —- verdiklerini, —–hareket eden üç kişinin de müvekkilinin hileli bir şekilde yanıltarak, kazanç elde etmek istediklerini,—– basiretli bir ticaret erbabı gibi davranarak gerçek bir alacaklı gibi T.T.K.nun ilgili hükümleri gereği bildirim ve ihbar da bulunmadığını, açıklanan ve duruşmalar sırasında ortaya çıkacak sebeplerden dolayı, öncelikle kötü niyetle açılan —-İcra Müdürlüğü—–esas sayılı takibin durdurulması, akabinde dilekçede belirtilen bonoların iptaline, Müvekkilinin, davalılara borcu olmaması nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline, Kötü niyetle hareket ederek müvekkilin ticari hayatına onarılmaz zararlar veren davalıdan %20 den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın konusunun bir miktar paranın ödenmesi konulu alacak davalarından olduğu, davanın arabuluculuk başvurusu yapılarak arabuluculuk sürecinde anlaşma olmaması neticesinde ve arabuluculuk dava şartının yerine getirilerek ikame edilmesi gerektiğini, bu sebeple de davanın usulden reddinin gerektiğini, Davacının dava konusu 22.06.2017 düzenleme tarihli senetleri borçlarına binaen —– verdiğini, söz konusu senetlerin kıymetli evrak hukukuna göre bir kambiyo senedi türü olan bono olduğu ve bilindiği üzere bonolar tedavül etme özelliğine haiz, sebepten mücerret senetler olduğunu, —- söz konusu senetleri—-ciro ettiğini ve son olarak ilgili senetlerin —tarafından müvekkili ——ciro edilerek teslim edildiğini, senedin düzenleyeni olma dolayısıyla borçlusu olan davacı şahsın dava konusu senetten dolayı müvekkile hiçbir ödeme yapmadığını, ödeme yapılmaması üzerine davacı borçlu hakkında icra takibi yapıldığını ve ödeme emrinin 10.09.2021 tarihinde borçlu şahsa tebliğ edildiğini, Borçlu tarafın, takibe konu senetleri ödemekten kaçınarak davalıyı oyaladığını, davalı müvekkilinin de davacı borçlu hakkında hiçbir işlem yapmadığını, takibe konu senetlerden doğan alacaklarının ödenmesi için beklemesine rağmen davacı borçludan hiçbir iyi niyet görememesi üzerine davacıya karşı—–İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı dosyası ile asıl alacak ve işlemiş faiz talepli takip başlatıldığını, bu kapsamda davacı tarafın talep ve iddialarının mesnetsiz olduğu davanın reddinin gerektiğini, halihazırda —– İcra Hukuk Mahkemesi—–Esas sayılı dosya ile aleyhinde başlatmış oldukları icra takibine itirazda bulunduğunu, bu itiraz davası reddolunduğunu,—–. İcra Hukuk Mahkemesi —– Esas sayılı dosyanın gerekçeli kararında da detaylı olarak izah edildiği üzere davacı yanın dava dilekçesinde özellikle üzerine durduğu 06/02/2021 ve 31/03/2021 tarihli makbuzlar incelendiğinde görüleceği üzere söz konusu makbuzların bono lehtarı ile bononun davalıdan önceki cirantası diğer borçlu ——tarafından düzenlendiği, söz konusu makbuzlarda takip konusu bonoların ödeme düzenleme tarihi ve tutarları gibi ödemelerin söz konusu bonolara karşı yapıldığına ilişkin bir açıklama bulunmadığı gibi söz konusu makbuzlarda davalı alacaklının herhangi bir imzasının bulunmadığının görüleceğini, bu nedenle, dava dışı diğer borçlularla verilmiş olan makbuzların davalı alacaklı müvekkil yönünden bağlayıcılığının bulunmadığı, O sebeple davacının dava dilekçesinde ısrarla üzerinde durduğu takibe konu kambiyo senedinin ödenmiş olduğu yönündeki beyanlarının müvekkil yönünden önem arz etmemekte olduğu, müvekkilinin meşru olan alacağını alabilmek maksatlı olarak bu senetleri takibe koyduğunu, kambiyo senetlerinin bedelinin ödendiği yönündeki bedelsizlik def’isinin şahsi bir def’i olduğu, müvekkile karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığını, ayrıca davacı tarafın, her ne kadar takip dayanağı ilgili kambiyo senetlerinin bedelini ödediğini iddia ederek senetlerin bedelsiz olduğu defini ileri sürmüşse de kıymetli evrak hukukunda bedelsizlik def’i ancak ve ancak taraflar arasında ileri sürülebilen şahsi bir defi niteliği taşıdığından, bedelsizlik definin müvekkile karşı ileri sürülemeyecek bir defi olduğunu, davacının iddiasının hukuki dayanaktan yoksun olduğu, bu husus 6012 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 687. maddesinde de açıkça hükme bağlandığını, davacının iddialarının müvekkil yönünden bağlayıcılığı olmayan, müvekkili mağdur etmeye yönelik iddialar olduğunu, dolayısıyla hukuken dinlenmesinin mümkün bulunmadığını,
Davacı yanın takibin kesinleşmesinden sonra 03/12/2021 tarihinde gerçekleştirilen menkul haczi esnasında takibe konu kambiyo senedinden kaynaklı borcu kabul ettiğini ve hatta borcu ödeyeceğine ilişkin olarak haciz tutanağı üzerine taahhüt verdiğini, 03/12/2021 Tarihli haciz tutanağı sunduklarını, Davacı yanın dayanmış olduğu—– Cumhuriyet Başsavcılığının ——-Sayılı Soruşturma dosyasının içeriği incelendiğinde görüleceği üzere müvekkilinin, bonoların cirantası ve diğer borçlu —–sattığı araç ile ilgili olarak, aracın bedeline karşılık takibe konu bonoları ciro ile devraldığını, bono bedellerinin ödendiğini bildiğine ilişkin herhangi bir açıklamada bulunmadığını, bonoların cirantası diğer borçlu —-bonoları devraldığı —–isimli kişiyi tanıdığını, kendisi ile ticari ilişkisi olduğunu, bonoları senetlerin lehtarı diğer borçlu —– alacağına karşılık olarak aldığını, adı geçen şahsın 400.000,00-TL lik borcuna karşılık senetleri verdiğini, senetlerin bir kısmını davalı alacaklıya satın aldığı araca karşılık verdiğini söylediğini,—— Cumhuriyet Başsavcılığının ——Sayılı Soruşturma dosyasının içeriğinde de davalı müvekkilin bonoları devralırken bono bedellerinin davacı tarafından ödendiğini bilmediğinin bariz olduğu ve borçlunun zararına hareket etmediği, ettiğine ilişkin olarak hiç bir delil bulunmadığı bu sebeple davanın beyanlarının haksız ve gerçeklikten uzak olduğu —- Cumhuriyet Başsavcılığının——Sayılı Soruşturma dosyası ile de sabit olduğu, dolayısı ile sunmuş oldukları tüm belge delil dava ve icra dosyası dikkati nazara alındığında davacının davasının kötü niyetli olarak açıldığının sabit olduğu, davacı tarafın ihtiyati tedbir talepleri yerinde olmadığı, bu talebin dikkate alınmaması gerekmekle birlikte, ihtiyati tedbir talebinin İİK 72/3 maddesi uyarınca kabulü ile teminat ibraz edilmek kaydıyla; —-. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı icra takip dosyasında icra kasasına girecek paraların takip alacaklısına ödenmesinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması yönündeki kararın da usul ve yasaya aykırı olduğu ve kaldırılmasının gerektiği, bununla birlikte mevcut dosyada icranın durdurulması kararı alınmasının hukuken mümkün olmadığı bu taleplerinde reddinin gerektiği, bu sebeplere fazlasını talep ve dava etme hakları saklı kalmak kaydıyla hukuk ve yasaya aykırı davanın öncelikle dava şartı noksanlığından usulden reddine, haksız ve hukuki dayanaktan yok işbu davanın reddine karar verilmesini, davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötü niyetli olan davacının İ.İ.K. MD. 72/4 uyarınca alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin davacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacının—-.İcra Dairesinin —– Esas sayılı dosyasına konu senet sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine yöneliktir davacının —-.İcra Dairesinin —– Esas sayılı dosyasına konu senet sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine yöneliktir.——Cumhuriyet Başsavcılığına yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
Davalının vefat etmiş olması nedeniyle davalının mirasçılarını gösterir veraset ilamını dosya arasına alınarak mirasçıları davaya dahil edilmiştir.
Dava, bonoya karşı İİK 72.maddesi uyarınca takipten sonra açılmış tespit davasıdır. İİK.nın 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.Davacı vekili takip dayanağı senet bedellerinin ödendiğini ancak buna rağmen davalıya ciro edildiğini,takip dayanağı senetler sebebiyle davalıya borçlu olmadığını ileri sürmüştür.Davalı yargılama devam ederken vefat etmiş mirasçıları adına dosyaya vekalet sunulmuştur.Bono, bağımsız borç ikrarını içeren ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. İmzası davacı tarafça ikrar edilmiş bonoya dayalı takip yapılmıştır. Bir davada ileri sürülen vakıadan kendi lehine haklar çıkaran taraf o vakıayı ispat etmelidir. Bu nedenle bononun bedelinin ödendiği iddialarının yazılı delille ispatı zorunludur. HMK.nın m.189/3 maddesindeki amir hükmüne göre “Kanunun muayyen bir delil ile ispatını emreylediği hususlar başka suretle ispat olunamaz. ” HMK 201.maddesi dikkate alındığında usul hukukumuzda senede karşı senetle ispat zorunluluğu ilkesi kabul edilmiştir. Davacının bu konuda Savcılığa yaptığı şikayet de takipsizlikle sonuçlanmıştır. Davalı senedin hamili 3.kişi olup, davacı-keşidecinin lehdara karşı ileri sürdüğü şahsi defiye dayanarak işbu davayı açmış, davalıya karşı başka bir şahsi def’i veya mutlak bir def’i ileri sürmemiştir. Davalı iyiniyetli 3.kişi hamili olup, çekin lehdarına karşı ileri sürülen defiler kendisine karşı ileri sürülemediği gibi, TTK’nın 687. Maddesine göre davalının dava konusu çekleri iktisap ederken, bile bile davacı-borçlunun zararına hareket ettiğinin ispatlanması gerektiği,ancak bu hususa ilişkin bir davacı tarafça ispat yükünün yerine getirilmediği, buna ilişkin bir delil sunulamadığı, anlaşılmakla, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 4.968,77-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 34.920,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.