Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/143 E. 2022/882 K. 14.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/143 Esas
KARAR NO : 2022/882

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/02/2022
KARAR TARİHİ : 14/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili şirketin sahibi olan—senedin yağması suçunu işlemek suretiyle ve henüz kurulmamış olan şirket adına imzalatılan bono nedeniyle —-dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibin tamamen haksız ve yersiz olduğunu, davalı ve dava dışı şahısların müvekkilinin kazancından faydalanmak istediğini, müvekkilinin elinde olmayan sebeplerle öğrencilerin kayıtlarının silinmesi üzerine müvekkilini tehdit ettiklerini ve senedin yağması suçunu işleyerek dava konusu senedin de aralarında bulunduğu senet ve sözleşmeleri imzalattıklarını, müvekkili şirketin sahibi — kendine ait olan firma ile kişilerin üniversite kayıt işlemlerine ve üniversitelilere öğrenci kaydı ile ilgili olarak danışmanlık verdiğini, müvekkilinin şirketinde çalışan —- üniversiteye kayıt olma ve bu hususta danışmanlık alma taleplerinin olduğunu söyleyerek davalı ile dava dışı—müvekkili ile tanıştırdığını, müvekkilinin davalıya ve dava dışı — ücreti karşılığında danışmanlık hizmeti verdiğini, istekleri üzerine — kayıt işlemlerini gerçekleştirdiğini, ancak davalı davalı —ve dava dışı — dışında kalma sürelerinin az olması ve uzaktan eğitim alınması sebebiyle üniversitenin öğrencilerin kaydını sildiğini, bu nedenle müvekkiline husumet beslemeye başladığını, davalı ile dava dışı şahısların senedin yağması suçunu işleyerek senedin düzenleme tarihinde henüz kurulmamış olan şirket için senet verildiğini iddia ettiğini, bu senedin düzenleme tarihinin 17/04/2020 olduğunu ancak senedin ödeyecek kısmında yer alan müvekkili şirketin kuruluş tarihinin 19/03/2021 olduğunu, şüphelilerin müvekkiline tehdit ve cebir ile senetleri ve bunlara ilişkin protokolü imzalatırken de bu hususu gözden kaçırdıklarını, bir an için senedin yağması suçu işlenmediği düşünülse bile var olmayan bir şirketin senet imzalamasının mümkün olmayacağını, bu nedenlerle davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulü ile müvekkilinin —-sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, ileride doğacak zararın önüne geçilmesi amacıyla takibin tedbiren durdurulmasına, davalı alacaklının %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacı şirket vekilinin senedin yağması suçu işlendiğinden bahisle açtığı menfi tespit davasının haksız ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin alacağının gerçek bir hukuki ilişkiye dayandığını, davalı tarafın hayal ürünü ve kurgudan ibaret kötü niyetli iddialarının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin okula kayıt aşamasında internetten yaptıkları araştırmada davacı şirketin yetkilisine ulaştıklarını, amaçlarının yurt dışında bir üniversiteye kayıt yaptırıp daha sonra yatay geçiş şeklinde — bir üniversiteye kayıt yaptırmak olduğunu, buna istinaden de davacı şahısla sözleşme imzaladıklarını, davacının müvekkillerini yurt dışında yabancı bir üniversiteye kayıt ettirip —dolayı — lise ve üniversite mezunu oldukları için online olarak kayıt yapacağını, oradan da — kabul mektubu alıp — bir üniversiteye kabul ettireceğini ve tüm bu sürecin yasal olduğunu, yurtdışı öğrenci kontenjanının bu konuda devletin tanıdığı bir imkan olduğunu, davcı şahsın müvekkillerine bildirdiğini, davacı şirket sahibi ile müvekkili arasında eğitim danışmanlığı alanında hizmet sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden de davacıya ödeme yapıldığını, ödemenin elden yapılmasının en temel nedeninin ise davacının daha düşük vergi ödemek adına parayı banka hesabına istememesi olduğunu, nihayetinde de hem müvekkilinin hem —- hem de okul kayıtlarının silinmesine ilişkin evrakları ibraz ettikleri diğer öğrencilerin ödemelerinin davacı —-yapıldığını, söz konusu senetlerin iş karşılığında elden alınan paralara istinaden verildiğine ilişkin sözleşmeyi ibraz ettiklerini, senetlerin ve sözleşmenin ne davacının bildirdiği mekanda ne bildirdiği zamanda ne de bildirdiği tanıkların huzurunda imzalandığını, bu zamana kadar müvekkillerinden şikayetçi olmayan, takiplere itiraz etmeyen ya da müvekkillerinden para istemeyen —-müvekkillerinin kaydının silinmesi ve bunun nedeninin de davacının sahte yurda giriş çıkış belgesi düzenlemesi olduğunu öğrenmeleri üzerine ödedikleri ve borç olarak verdikleri parayı geri almak için hukuki süreci başlattıktan sonra müvekkillerine fatura keserek icra işlemi yaptığını, ispat külfetini yerine getirmeyen davacının işbu haksız davasının reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE;
Dava İİK 72.maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
Davacı vekilinin 14/11/2022 tarihli sunduğu dilekçesinde; davadan feragat ettiklerini, herhangi bir yargılama gideri, tazminat ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davacı vekilinin vekaletinin denetlenmesinde davadan feragat yetkisi olduğu görülmüştür.HMK 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla; HMK 30 mad gereğince dosya ele alınıp yapılan inceleme sonucu davacı yanın feragati nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Mahkememizin 25/05/2022 tarihli ara kararı ile, icra veznesine yatırılan paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiş, olup, davacı tarafça teminat yatırılıp tedbir kararı uygulanmıştır. İİK 72/3.maddesine göre menfi tespit davasında dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar. Buna dair hükmün kesinleşmesi halinde alacaklı ihtiyati tedbir dolayısıyla alacağını geç almış bulunmaktan doğan zararlarını gösterilen teminattan alır. Alacaklının uğradığı zarar aynı davada takdir olunarak karara bağlanır. Bu zarar herhalde yüzde yirmiden aşağı tayin edilemez.Davalı vekilinin 14/11/2022 havale tarihli dilekçesinde, davacı tarafın feragatini kabul ettiklerini, harç masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, tedbirin kaldırılarak paranın davacıya iadesine karar verilmesini beyan etmiştir. Ancak davalı vekili davanın reddi halinde İİK 72/3.maddesi uyarınca davanın reddi halinde alacaklı lehine hükmedilmesi gereken tazminattan vazgeçtiklerine dair herhangi bir kabul ve beyanda bulunmamıştır. Bu nedenle İİK72/3.maddesi uyarınca dava alacaklı lehine neticelendiğinden, takip konusu 150.194,71-TL’nin %20’si oranında (30.038,94-TL) tazminatın davacıdan alınarak davalı alacaklıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.Taraflar karşılıklı olarak yargılama gideri ve avukatlık ücreti talep etmediklerinden yargılama gideri ve vekalet ücretleri hususunda karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle vaki feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Feragat nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Dava alacaklı lehine neticelendiği ve dosyada verilen ihtiyati tedbir kararı nedeniyle, İİK72/3.maddesi uyarınca takip konusu 150.194,71-TL’nin %20’si oranında (30.038,94-TL) tazminatın davacıdan alınarak davalı alacaklıya verilmesine,
3-İİK 72/3.maddesi uyarınca menfi tespit davasının reddine karar verilmekle, ihtiyati tedbir kararı kalktığından, ihtiyati tedbir kararının kalktığının İcra Müdürlüğü’ne bildirilmesine,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın peşin alınan 2.564,96- TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.484,26 -TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
5-Taraflarca talep edilmediğinden yargılama gideri ve vekalet ücretleri hususunda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,Dair tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde— Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.