Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/120 E. 2023/532 K. 08.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/120 Esas
KARAR NO : 2023/532
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 17/09/2012
KARAR TARİHİ : 08/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin, davalıların iş ortaklığı şeklinde oluşturdukları —– İş Ortaklığı ile—-ile ——bünyesinde bulunan asma tavan montajı anahtar teslimi şartlarını düzenleyen 31.03.2011 tarihli sözleşme akdedildiğini, müvekkili şirketin bu sözleşme doğrultusunda edimlerini yerine getirerek işlerini bitirdiğini, davalı iş ortaklığının müvekkili şirketin yaptığı işlere yönelik 1 hak ediş ve 2 hak ediş ödemelerini taleplere rağmen ödeme yapmaması üzerine aleyhine takibe geçildiğini, iş ortaklığı takibe kötü niyetle itiraz ettiğinden takibin durduğunu beyanla itirazın iptali ile takibin devamına ve davalıların %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar davaya cevap vermemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili talebiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki açılmış itirazın iptali davasıdır.
Davacı tarafından davalıların kurmuş olduğu —– Ortaklığı” aleyhine —–İcra Dairesinin (eski —-İcra Müdürlüğü)—–.sayılı dosyası ile, faturaya dayalı 50.333,52 TL asıl alacak üzerinden için takibi başlatıldığı, borçlular vekili Av. —— tarafından borca itiraz edildiği görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu, davacının taraflar arasındaki sözleşme gereğince davaya konu faturaları tanzim ederek davalı tarafa tebliğ ettiği ve bu faturaların davacının ticari defterlerinde bulunduğu, faturaya konu hakediş raporlarının dosyaya sunulduğu, hakediş raporları ile faturaların uyumlu oldukları, davalılar tarafından davacıya verilmiş olan 23/09/2011 keşide tarihli 9.967,00 TL ve 21/10/2011 keşide tarihli, 9.968,00 TL bedelli çeklerin karşılıksız oldukları, buna göre, davacının 31/03/2011 tarihli alt yüklenici sözleşmesi kapsamında hakediş raporları ile uyumlu olan faturaya dayalı alacağının davalılar tarafından ödenmemiş olduğu gerekçesiyle, davanın kabulü ile; davalıların icra dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali, takibin 50.333,52-TL üzerinden devamına, alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine karar verilmiştir.
Davalılar vekilinin kararı istinafı üzerine, —- Bölge Adliye Mahkemesi—-Hukuk Dairesi’nin—–.sayılı kararı ile; davalılardan —— yapılan tebligatların usulüne uygun olduğu, ancak davalılardan ——yapılmış bulunan usulüne uygun bir tebligat bulunmadığı, bu davalı yönünden usulüne uygun olarak taraf teşkilinin sağlandığının kabul edilemeyeceği gerekçesiyle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun davalılar —– bakımından davalılardan reddine; davalı —– bakımından kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvuruları reddedilen davalılar ——yönünden Mahkememizin ilk kararı kesinleşmiş, istinaf başvurusu kabul edilen davalı ——yönünden taraf teşkili yapılarak davaya devam edilmiştir.
Kaldırma kararı sonrası, davalı —— ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, ancak verilen kesin süreye rağmen davalı ticari defterlerini ibraz etmediğinden inceleme yapılamamıştır.
Kaldırma kararı öncesi alınan bilirkişi raporunda “Davacının sunduğu faturalar incelendiğinde 22.07.2011 tarihli 32.047,99 TL bedelli faturasının 1.ci hak edişe, 23.08.2011 tarihli 23.315,01 TL bedelli faturasının 2’ci hak edişe, 13.12.2011 tarihli 29.112,72 TL bedelli faturasının ise kesin hesaba ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Davacı tarafin bu 3 fatura dışında 02.11.2011 tarihli 301,76 TL bedelli faturası ise vade Farkı’ iceriklidir” denilmiştir. ——Ortaklığı’nın 2011 yılı form BA bildirimleri celbedilmiş, incelenmesinde; davalıların oluşturduğu iş ortaklığının davacıdan KDV hariç 73.455-TL (KDV dahil 86.676,90-TL) mal/hizmet aldığını beyan etmiştir. Davaya konu 4 adet faturanın toplamı ise 84.777,48-TL’dir. Dolayısıyla davalıların oluşturduğu iş ortaklığı tarafından davaya konu faturaların toplamından daha fazla bir miktarı form BA bildirimi ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan edilmiştir.
Kaldırma kararı öncesi alınan ek raporda; davacının takip ve dava konusu faturalara ilişkin hakediş raporlarının dosyaya sunulduğu, hak edişler ile faturalar arasında uyum bulunduğu belirtilmiştir. Davalı —— davaya cevap dilekçesinde müvekkili iş ortaklığının davacı tarafa olan borcunun 50,333.52-TL değil, 27,588.80-TL olduğunu savunmuştur. Dolayısıyla taraflar arasındaki ihtilaf alacağın miktarı konusundadır. Bu durumda fatura bedellerinin ödendiğini ispat yükü davalı tarafa ait olup, takibe konu bakiye fatura bedellinin ödendiği ispat edilememiş, davacıya verilmiş olan 23/09/2011 keşide tarihli 9.967,00 TL ve 21/10/2011 keşide tarihli, 9.968,00 TL bedelli çeklerin karşılıksız oldukları tespit edilmiştir. Açıklanan nedenlere davalı ——- borca itirazı haksız olduğundan, itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talep etmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalının itirazı haksız, itiraz likit olduğundan, alacağın %20 ‘si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davalı —– aleyhine açılan davanın kabulüne; davalılar —–yönünden Mahkememizin——.sayılı kararı kesinleşmiş olduğundan, yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir. Mahkememizin kısa kararının 3.bendinde “davalı” ibaresi yerine sehven “davalılar” yazılmışsa da, söz konusu maddi hata gerekçeli kararın yazımı sırasında “davalı——olarak düzeltilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KABULÜNE,
1-Davalılar —– yönünden Mahkememizin ——.sayılı kararı kesinleşmiş olduğundan, yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2—–.İcra Dairesinin (eski —–.İcra Müdürlüğü) —— Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte; davalı-borçlu —— itirazının iptali ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek avans faizi ile birlikte takibin devamına,
3-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen 50.333,52-TL’nin %20’si oranında (10.066,70-TL) icra inkâr tazminatının davalı —— alınarak davacıya verilmesine,
4-Alınması gereken 3.438,28 harcın, davacı tarafından yatırılan 495,90 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2.942,38 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 2.758,80 TL yargılama gideri ile 495,90 TL peşin harç, 21,15 TL başvuru harcı toplamı 3.275,85 TL’nin davalılardan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı lehine karar tarihinde bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —— Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı