Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/114 E. 2022/864 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2022/114 Esas
KARAR NO: 2022/864
DAVA: İtirazın İptali – Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ: 19/12/2014
KARAR TARİHİ: 09/11/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali – Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı – borçlu ile müvekkili arasında —— tarihinde imzalanan ——– bulunduğunu, bu sözleşme ile taraftar arasında adi ortaklık ilişkisi kurulduğunu, ancak —–arasında; ———- ilişkin olarak var olan adi ortaklığın, tarafların —– tarihli karşılıklı mutabakatı ile sonlandırıldığını, aradaki nihai ortaklık hesabının ise —- tarihinde ——sonuçlandırıldığını, evvelce davalıya çekilen ihtarname ve karşı cevaplarında davalının bu durumları kabul ettiğini,—- tarihli —– maddesinde hesaplarda işlenmiş olan ——- alım masrafları ve diğer masrafların görülmesi halinde artı veya —– değerlendirileceğinin hükme bağlandığını, masraflar düşükse aradaki farkın eşit olarak—— paylaştırılacağını, masraflar fazla ise —– eşit olarak ilave ödeme yapılacağını,——- ifade edilen amaçların gerçekleştirilmesi için ortaklık parası olan —- davalı şirketin uhdesinde bırakıldığını, bu durumun— davalının kabulü ile sabit olduğunu, taraflar arasında ihtilaf bulunmadığını, ancak davalı şirketin— imzalandığı —— tarihinden bugüne kadar geçen zaman içerisinde adı geçen inşaat projesi için iskan almadığını, sair kapama masraflarını yapmadığını, kendilerine de hiçbir bilgi vermediğini, söz konusu inşaatın yeni bir proje olmadığını, —- çok önce tamamlandığını ve kullanıldığını, davaya konu hususların kendileri tarafından, muhatap şirkete —— yevmiye nolu ihtarname ile ihtar edildiğini, muhatap şirketin de —– yevmiye nolu karşı ihtarında projede yaşamın başlamış olduğunu ikrar ettiğini, asgar—— konut sakinlerinin yaşadığını, buna rağmen hala iskan alınmadığını, davalının hiçbir işlem ve harcama yapmadan müvekkiline ait —— bir zaman uhdesinde tuttuğunu ve kullandığını, aradan geçen bunca zamandan sonra davalının bahsi geçen ihtarda; ——- tarihli protokol gereği, hesap mutabakatına varmak için gerekli görülen iskan alma şartı henüz yerine getirilememiştir…” denildiğini, muhatabın ikrarından da anlaşılacağı üzere iskan alınmamasının tamamen davalının kendi ihmalinden kaynaklandığını, davalının herhangi bir mecburiyete dayanmadan keyfiyetle aldığı kararlar neticesinde müvekkiline ait yüklü bir miktarın davalının uhdesinde yıllarca kaldığını, bu nedenle iskan alımına ilişkin gecikme sebebiyle karşılaşılabilecek masrafların davalı tarafından karşılanması gerektiğini, ayrıca davalının uhdesinde bulunan meblağdan iskan masrafı ve diğer ortaklık kapama hesabı adı altındc müvekkiline herhangi bir masraf yüklenebilmesi için talep edilebilecek giderlerin protokolde belirtilen amaçlara yönelik olarak yapıldığını ve de belgeli ve objektif olarak kabul edilebilecek masraflar olmaları gerektiğini, davalının—- nolu karşı ihtarlarının—– maddesi ile;——alacağından vazgeçtiği iddiasının ise gerçeği yansıtmadığını, davalı şirketin nihai ayrışma protokolünün gereğini yapmamasından dolayı iskan giderlerinin mahkemece bilirkişi marifetiyle hesaplanması gerektiğini, davalı şirketin protokolün imza tarihi olan —— tarihine kadar—– takip etmediğini, ilgili —— başvuru yapmadığını,—— tarihinde yaptığı başvuruyu da takip edip sonuçlandırmadığını, —-da tamamlanabilecek iskan alım işleminin sırf davalının takip etmemesinden dolayı —– yıldır alınmadığını, müvekkili şirkete ait —– haksız olarak uhdesinde tuttuğunu beyan ederek, haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ile takibin devamına, % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —— —- yevmiye nolu sözleşmesinde imzası bulunan tarafların,———–olduğunu, yani davaya konu adi ortaklığın taraflarının tüzel kişi olduğunu, adi ortaklığın tasfiyesinin düzenlendiği iddia edilen, gerek ——- ve gerekse —— tarihli protokollerdeki imzalara bakıldığında her iki tarafın da imzasının olmadığını, sonlandırma protokolleri oldukları iddia edilen belgelerde adi ortaklığın kurucuları olan şirketlerin değil, şahısların imzalarının bulunduğunu, oysa TTK. 322. maddesi gereğince, şirketin ilzam edilebilmesi için yetkili kişileriz şirket kaşesi ile imza atma zorunluğunu getirdiğini, davacı tarafın, tarafı olduğu adi ortaklık sözleşmesinin tasfiyesi içiı yapıldığı iddia edilen protokolleri imzalamadığını ve yine bu protokollerde müvekki şirketin de imzasının bulunmadığını, bu durumda müvekkili şirketi bağlayan bir protokol bulunmadığını, müvekkili şirketin taraf olmadığı bir protokole dayanarak, aleyhine açılan davanın işin esasına dahi girilmeksizin reddedilmesi gerektiğini, protokolde bir alacak doğması için, iskanın alınması masraftan, gelir vergisi, diğer masraflar, her iki taraf muhasebecilerinin mutabık kalması gerektiğini, ancak hesap mutabakatına varmak için gerekli görülen iskan alınma şartının henüz yerine getirilemediğini, bu hususta da müvekkili şirkete kusur izafe edilemeyeceğini, iskan alım süreci henüz neticelenmediğinden, malikler tarafından açılabilecek tazminat talepli hukuk davalarının muhatabının müvekkili firma olacağından, hesap kapama için iskan alım sürecinin tamamlanmasının beklenmesinin hakkaniyet gereği olduğunu, protokollerin geçersizliğini belirterek, alacaklı yanın —- avans üzerinden % 50 pay iddia etmesinin —– gereğince mümkün olmadığını, zira şirket ortakları arasında tanzim edilen protokolde——–alacağından vazgeçtiğini beyanla hukuki dayanaktan yoksun haksız ve kötü niyetli davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatıldığından, davacı yanın %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep etmiştir.
Dava; —— gereğince davalı tarafın uhdesine —- hisseye tekabül eden —— davalıdan tahsili isteminden kaynaklanmaktadır.
Uyuşmazlık; taraflar arasında adi ortaklık ilişkisi bulunup bulunmadığı, adi ortaklık varsa bunun tasfiye edilip edilmediği, tasfiye yapılmış ve sonlandırılmış ise davacının sona eren ortaklık nedeniyle davalıdan alacağı olup olmadığı, davacının dayanak yaptığı protokolün geçerli olup olmadığı ve davalıyı bağlayıp bağlamadığı, iskan alınamaması nedeniyle davalının sorumlu bulunup bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacı alacağı olup olmadığı, alacağı varsa davalının temerrüde düşüp düşmediği, düşmüşse davacının talep edebileceği işlemiş faiz tutarı noktalarında toplanmaktadır.
—– Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından — İşlemiş faiz olmak üzere toplam —– yevmiye nolu ihtarnamesi ile talep edilen —– ortaklık payı alacağının tahsili talepli —— tarihinde takip başlatıldığı, davalı/borçluların borca, tüm ferilerine, ödeme emrine ve takibe itirazları üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizin —– tarihli kararı ile; ——– tarihli adi ortaklığın taraflarca feshedildiği ancak tasfiyenin tamamlanmadığı anlaşılmakla, Mahkememizce atanan tasfiye kurulunun düzenlediği —– tarihli rapora göre tasfiyenin tamamlanmasına, Bugünkü duruşma tarihi itibariyle hesaplanan —– tasfiye payının hüküm tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre faiziyle davalıdan tahsili gerektiğinden davalının —— sayılı dosyasında takibe itirazının kısmen iptali ile takibin —–D asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa bu gün yani ——— tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre faiz yürütülmesine, Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine, Davacı kötüniyetli olmadığından davalının reddedilen tutar üzerinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine, ” karar verilmiş, karar davacı ve davalı tarafından İstinaf edilmiştir.
———— ilamı ile;
” Davalının protokoldeki imza yetkisine yönelik itirazlarının dosya kapsamı itibarıyla yerinde olmadığı ,ayrıca davalı tarafça ödendiği ileri sürülen——- davalının kira bedelleri için ödenen vergi tutarı olduğunun tasfiye raporu ile belirlendiği,bunun yanında kat malikleri tarafından davalı hakkında açıldığı bildirilen davaların sonucunun bu davada bekletici mesele yapılmasının ise usul ekonomisine uygun olmadığı anlaşıldığından bu konudaki davalı istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.
Ancak, —— tarihli protokolün —– davacı şirket yetkilisi/ortağı —– adi ortaklıkta kendi payına düşen bedel olan —– tutarlı alacağından vazgeçmiş olduğu belirtilmekle,davalının buna yönelik itirazlarının alınan son tasfiye raporu ile ve mahkeme karar gerekçesinde değerlendirilmediği anlaşılmıştır.
Bu itibarla, davacı şirket ortağı ve yetkilisi——- belirtilen feragat beyanının davaya konu edilen takip alacağına ve söz konusu adi ortaklığa etkisinin değerlendirilmesi gerektiğinden,bu konuda inceleme yapılmadan eksik inceleme ile karar verildiği gibi,hükmolunan vekalet ücretinin ise neye göre hesaplandığı belirlenemediğinden,mahkemenin kararı usul ve hukuka uygun bulunmamıştır.
Bu durumda davacı istinafı bu aşamada incelenmeksizin, davalının istinaf talebinin kabulü ile karar HMK 353/1-a-6 maddesi gereği kaldırılarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine” şeklinde karar verilerek dosya mahkememize gönderilmiştir.
—— tarihli protokolün 1.maddesinde davacı şirket yetkilisi —– adi ortaklıkta kendi payına düşen ——- tutarlı alacağından vazgeçtiği tespit edilmekle, bu beyanın davaya konu edilen takip alacağına ve adi ortaklığa etkisinin ne olacağı hususunda tasfiye kurulundan ek rapor alınmıştır.
Tasfiye Kurulu heyeti kurulu tarafından sunulan—– tarihli ek raporda; “Ortaklar protokolünün —- yazılı husus dışında tasfiyenin tamamlandığı ve —–yazılı hususların dikkate alındığı,—-yazılı hususların inşaattan kaynaklanan sorunlar nedeniyle tamamlanamadığından bu iş için şirket hesabından para ayrıldığı ve tamamlanması için —madde uyarınca tahmin —– idareci davalıya teslim ettikleri, bu davanın konusu adi ortaklık bünyesine verilen —- bakiye kalan kısmın —- oranında paylaşılması hükmünü içerdiği, protokolün—– herhangi bir ilgisi olmadığı, bu sebeple vazgeçilen—– adi ortaklık bilançosunun pasifinde değerlendirilmesi ve hesabın buna göre neticelendirilmesinin mümkün olmadığı, ——–ödendiği ya da farklı bir sebeple ödeneceğinin de iddia edilmediği, alacaktan vazgeçildiğinde yapılacak işin dikkate almamak olacağı, pasifte yer verilmediği, tasfiye heyetine takdir edilen —- tenzili ile bakiye, ——şeklinde rapor düzenlendiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına göre; her ne kadar İstinaf kaldırma ilamında —– tarihli protokolün—maddesinde davacı şirket yetkilisinin adi ortaklıkta kendi payına düşen —- tutarlı alacağından vazgeçmiş olduğu belirtilmiş ise de; bu davanın konusu davacı tarafından tasfiye işlemlerinin tamamlanması için davalıya verilen—– adi ortaklık bünyesinde tasfiye bilançosu kapsamında pasifler düştükten sonra—— oranında paylaşılması hususunda protokolün—– göre oluşan uyuşmazlıktan kaynaklanmaktadır.
—–maddesinde; adi ortaklık hesaplarının —- isteği doğrultusunda —– olduğu, bu tutar için adı geçen kişilerin alacaklı olarak kabul edildiği, —– ise bu alacaktan kendi payına düşen —– vazgeçtiği hususu düzenlenmiş iken—— verildiği, bu tutardan iskan alım masrafları, gelir vergisi ve diğer masrafların karşılanması, bakiyenin ortaklık hissesine göre paylaştırılması yönünde bir düzenleme mevcuttur. Ortakların—– yazılı olan husus dışında tasfiyeyi tamamladıkları anlaşılmaktadır. ——belirtilen inşaattan kaynaklanan sorunlar nedeniyle tamamlanamayan işler için şirket hesabında para ayırmak suretiyle bu işlerin tamamlanması hususunda kendilerince belirlenen ——– davalıya teslim ettikleri ve işlemler bittikten sonra bu paradan kalan tutarın—– oranında paylaşılacağı hususunda anlaştıkları ancak ihtilaf nedeniyle bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle —maddesinde şirket ortağının vazgeçmiş olduğu tutarın adi ortaklık bilançosunun pasifinde değerlendirilemeyeceğinden tasfiye kurulunun güncelleme yaparak hazırladığı son rapor nazara alınmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine dönüşen bu davada davacı ile davalı arasındaki —– tarihli adi ortaklığın taraflarca feshedildiği ancak tasfiyenin tamamlanmadığı anlaşılmakla, Mahkememizce atanan tasfiye kurulunun düzenlediği —— tarihli rapora göre tasfiyenin tamamlanmasına,
2-Bugünkü duruşma tarihi itibariyle hesaplanan —- hüküm tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre faiziyle davalıdan tahsili gerektiğinden davalının——- dosyasında takibe itirazının kısmen iptali ile takibin —— asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa bugün yani —- tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasanın 4/a maddesine göre faiz yürütülmesine,
3-Alacak likit olmadığından icra inkar tazminatı talebinin reddine,
4-Davacı kötüniyetli olmadığından davalının reddedilen tutar üzerinden kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Alınması gereken 37.844,056 TL karar harcına karşılık dava açılırken alınan 8.098,65 TL peşin harç tasfiye bilançosunda taraflar arasında paylaştırılmış olmakla, bu miktar yönünden karar vermeye yer olmadığına, bakiye 29.745,41 TL. harcın taraflardan yarı yarıya eşit olarak tahsili ile hazineye irad kaydına,
6-Tarafların yargılama gideri olarak sarf ettikleri tutarlar tasfiye bilançosunda nazara alınmış olduğundan bu konuda ayrıca karar vermeye yer olmadığına,
7-Vekalet Ücretleri;
a)Davacı lehine davanın kabul edilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca taktir olunan 78.940,00TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
b)Davalı lehine davanın reddedilen kısmı üzerinden AAÜT uyarınca taktir olunan 13.870,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.09/11/2022