Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/110 E. 2023/391 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/110 Esas
KARAR NO:2023/391
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:11/02/2022
KARAR TARİHİ:04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan ticari alım satımdan kalan alacağının tahsili için ———dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu alacak ilişkisi, müvekkili ile dava dışı ——- arasındaki ticari ilişkiye dayandığını,——–Tarafından aynı alacak nedenine icra takibi yapıldığını,itiraz neticesinde itirazın iptali davası açıldığını, davacı vekilinin davadan feragat etiğini, ——– alacağının muhasebe hileleri ile alacağı aynı grup şirketi olan davacıya devredilerek yeni bir icra takibi başlatıldığını savunarak, derdestlik, zamanaşımı ve esastan davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davalı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

DELİLLER: Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; ——- numaralı dosyası, cari hesap ekstresi, taraflara ait ticari defter kayıtları, bilirkişi incelemesi, banka kayıtları, taraflar arasında geçen her türlü mail ve — vs diğer yazışmaları,——-yemine dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak; —-dosyası, ———- dosyası ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
Davaya konu—–sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından 14.296,74—– cari hesap alacağının tahsili talebiyle davalı aleyhine ilamsız takip başlatıldığı, davalı tarafından borca itiraz edildiği görülmüştür. Davalı vekili cevap dilekçesinde herhangi bir somutlaştırma yapmaksızın zamanaşımı def’inde bulunmuştur. Davaya konu icra takibi TBK’nın 146.maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan, davalı vekilinin zamanaşımı def’i yerinde görülmemiştir.Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika”olarak tanımlanmıştır.TTK 21/1.maddesine göre, “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre- ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır”——– Kararında, ‘fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir…” denilmiştir.Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, verilen kesin süreye rağmen davalı taraf ticari defterlerini ibraz etmemiş, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 25/08/2022 tarihli raporda;
-Davacının ——yıllarına ait yevmiye defterleri ve defteri kebirlerinin ve davacı tarafından davalı adına yabancı para olarak düzenlenmiş faturaların incelenmesinde; davacının davalıya 14.496,62 USD tutarında 4 adet fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacıya çek ile 685,30 USD karşılığı ödeme yapıldığı, takip tarihi itibarıyla davacının davalıdan 13.811,32 USD alacaklı olduğu, tespit edilmiştir. Davacı taraf envanter defterini ibraz etmediği, dolayısıyla davacının tüm ticari defterlerinin birbirini doğrulayıp doğrulamadığı tespit edilemediğinden, ticari defterlerini ibraz etmeyen davalı şirket aleyhine HMK m. 222/3 gereği davalı tarafından da söz konusu ticari defterler mahkemeye ibraz edilmemiş olduğundan davacının sunmuş olduğu defter kaydı lehine delil olarak kabul edilmemiştir.Davalının bağlı bulunduğu——– celbedildikten sonra, kök raporu hazırlayan mali müşavir bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, —— tarihli ek raporda;
-İcra takibine konu alacağın dayanağı olan 4 adet faturadan 3 adet faturanın davalı tarafından ilgili ayda bağlı olduğu vergi dairesine—-ile bildirildiği,
-Bildirim sınırı altında kalan 63,50 USD (229,61 TL) tutarlı faturanın vergi dairesine ——-formu ile bildirilmediği tespit edilmiştir.Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması veya fatura konusu mal/hizmet verildiğinin ispatlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. Takibe konu faturalar, faturaya konu malların teslim edildiğini, faturadan dolayı davacının alacaklı olduğunu göstermez. Ancak, davalı, bağlı bulunduğu vergi dairesine, takibe konu 4 faturadan 3 tanesini —– bildirerek, söz konusu faturalar karşılığı mal aldığını beyan etmiş olup, bu durum faturalarda yazılı emtianın teslim alındığı anlamına gelmektedir. ———
Davalı taraf, —– bildirimi ile bağlı bulunduğu vergi dairesine bildirdiği takibe konu 3 fatura bedelinin tamamının ödendiğine ilişkin yazılı belge de sunulmamıştır. —- bildirim sınırının altında kalan 63,50-USD’lik irsaliyeli faturada teslim alan kısmı imzalı olup, davalı tarafça imzaya karşı herhangi bir itirazda bulunulmamıştır. Bu nedenle takibe konu faturalardan dolayı davacı defterlerinde kayıtlı 13.811,32 USD alacak miktarı yönünden davalının borca itirazı haksız olduğundan, bu miktar üzerinden itirazının iptaline karar vermek gerekmiştir.
Davalı vekili 03/03/2023 tarihli dilekçesi ile cevap dilekçesini ıslah ettiklerini belirterek, davalının davacıya döviz borcu bulunmadığını ileri sürmüştür. Takip dayanağı faturalar —– üzerinden düzenlendiğinden bu savunma yerinde görülmemiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı vekili cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir. İİK’nın 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı, 14.496,62 USD tutarında düzenlenen 4 adet faturaya ilişkin olarak çekle yaptığı 685,30-USD karşılığı ödeme düşüldükten sonra kalan 13.811,32-USD’yi hesaplayabilecek durumda olup bu miktar yönünden; alacak likit, davalının davalının itirazı haksızdır. Takip USD üzerinden yapılmış ise de icra inkar tazminatı dövizin takip tarihindeki TL karşılığı matrah yapılarak hesaplanır. Döviz üzerinden icra inkar tazminatı verilemez .—— Bu nedenle — takip tarihi olan — tarihindeki———— icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir. Reddedilen kısım yönünden davalının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1———– Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; 13.811,32 USD alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen alacak miktarı 13.811,32 USD’nin takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 103.213,37-TL’nin %20’si oranında (20.642,67-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
3-Alınması gereken 7.050,51 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 2.770,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.279,79 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.690,00 TL yargılama gideri, 2.770,72 TL peşin harç, 80,70 TL başvuru harcı toplamı 4.541,42 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 4.387,28 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davanın kabulü yönünden davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 16.482,01 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Davanın reddi yönünden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 3.626,16 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları ——— görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.275,20 TL’sinin davalıdan, bakiye 44,80 TL’sinin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
9-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ———-Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
04/05/2023