Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1086 E. 2023/509 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1086 Esas
KARAR NO : 2023/509

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/12/2022
KARAR TARİHİ : 01/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Davalı alacaklının müvekkili zarara uğratmak ve baskı kurmak kastıyla başlattığı takibin hukuki mesnetten yoksun ve kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davalının, müvekkili aleyhine —– İcra Müdürlüğü’nün —— sayılı dosyasından, açık Hesap 18.10.2022 (İstenen Yıllık Reeskont Avans) açıklamasıyla 280.264,06TL miktarlı ilamsız icra takibi başlattığını, müvekkilinin elektronik tebligat sistemine olan bilgisizliğinden de faydalanarak iş bu takibi kesinleştirdiğini, müvekkilinin davalı yanın işçisi oludğu, bu durum karşısında tacir olan davalı firmanın müvekkili ile ticari ilişkisinin de bulunamayacağının ortada olduğu, taraflar arasında açık hesap açıklamasıyla takibe konu edilen bir alacak/borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin davalının işçisi olduğunu, taraflar arasında işçi-işveren ilişkisi dışında başkaca bir hukuki ilişki bulunmadığını, müvekkilinin davalı aleyhine açtığı ve ——.İş Mahkemesinde görülen davasına karşı, davalı işverenin misilleme amacıyla iş bu takip dosyasını açtığını ve bu yola müvekkili üzerinde baskı kurmayı ve iş davasını sonuçsuz bırakmayı amaçladığını, davalının işçisi olan müvekkilinin iş hukukundan kaynaklı tazminat ve diğer hak ve alacaklarının tahsili talebiyle davalı aleyhine başlatmış olduğu ve hâlihazırda —– İş Mahkemesi’nin ——Esas sayılı dava dosyası ile görülen davadan dolayı davalı işveren, öç alma duygusuyla ve misilleme amacıyla ve açıkça kötüniyetle hareketle müvekkil aleyhine icra takibini başlattığının görüldüğünü, müvekkilinin 15.07.2009 tarihinden, iş akdinin davalı tarafından haksız ve kötüniyetli feshedildiği 31.10.2021 tarihine kadar davalı işverene ait işyerinde kesintisiz ve fasılasız şekilde Mobilya ve Dekorasyon Atölye Şefi olarak çalıştığını, müvekkilihih —— hizmet dökümü incelendiğinde; davalı işverenin yanında kesintisiz ve fasılasız çalıştığı halde müvekkilinin bilgisi olmaksızın farklı tarihlerde sigorta çıkış/giriş işlemlerinin yapıldığı, sigortalı olarak gösterildiği süre içinde—– primlerinin gerçek ücreti üzerinden gösterilmediği, sigortasız çalıştırdığı günlerin olduğu, hatta müvekkilnin sigortasının bir süre davalı firmanın eski ortağı olan ——-üzerinden gösterildiğinin anlaşıldığını, davalının gerçekte müvekkilinin işçisi olarak çalışıyor olmasına rağmen, müvekkilinin bilgisizliğinden faydalanarak onu esnaf siciline kaydettirdiğini, sigortasını bir süre 4b olarak gösterdiğini, 4b olarak gösterilen dönem sigorta primlerini dahi ödemediğini, davalı firmanın bununla da yetinmeyerek kendi bünyesinde çalışan diğer işçilerini de kayden müvekkili üzerine kaydettirdiğini ve bu çalışanların —- primlerini de ödemediğini, gerçek işveren olan davalının, hem müvekkilini 4/b sigorta kapsamına alarak hem de diğer çalışanlarını müvekkilinin üzerinde sigortalı göstererek resmi kurum nezdinde kanunen ödemekle yükümlü bulunduğu sigorta primlerini ödemelerinden kaçınmış ve bu şekilde sorumluluktan kurtulmaya çalıştığını, davalı işverenin, —— kurum kayıtlarındaki bu usulsüz ve gerçek dışı işlemleri ile de kalmayarak, ticari faaliyetlerini kayden müvekkili üzerinden yürüttüğü ve böylelikle Vergi kayıtlarında da usulsüzlükler gerçekleştirdiğini, müvekkili üzerinden gösterdiği işletmeye ait tüm kayıt ve belgelerin davalının elinde olduğu, davalı müvekkilinin bilgisi ve imzası olmaksızın (yüksek ihtimalle müvekkil imzasını taklit ederek) müvekkil adına başkaca şirketlere fatura kestiğini, yine bununla da kalmadığını, kendi şirketine (——) ait olan çekleri de yine kuvvetle muhtemel müvekkilinin imzasını taklit etmek suretiyle ve müvekkilini ciranta olarak göstererek başkaca firmalara birçok çek verdiğini, bu işlemlerden kaynaklı vergi ödemelerini de yapmayarak müvekkilini vergisel olarak da borçlandırdığını, bu usulsüz işlemler neticesinde aslında davalı işveren bünyesinde atölye şefi yani işçi olarak çalışan müvekkili hakkında toplamda 200.000TL’yi aşan—— ve vergi borcu ortaya çıktığını, bunu öğrenen müvekkilinin davalı işverene konuyu sorduğunda işverenin sürekli borçları ödeyeceğini, kayıtları düzelteceğini söyleyerek müvekkilini oyaladığını, borç yapılandırmaları dahi yaptırdığını, müvekkilinin bu olumsuz durumdan kurtulmak için davalı işverenin istediklerini yapmak mecburiyetinde kaldığını ancak yine de bir sonuç alamadığını, Davalı yanın gerçekte işveren ve müvekkilinin ise işçi olmasına rağmen; davalı yanın kendisini gizleyerek bütün işi ve ticaretini müvekkili üzerinden yürüttüğünü, öteden beri işçi maaşlarını de müvekkiline gönderdiği ve atölye şefi olarak ödemeleri onun yapmasını isteyerek kayden tüm sorumluluğu kendi üzerinden attığını, konu ile ilgili tüm dava, başvuru ve savcılık nezdindeki şikayet haklarının saklı olduğunu, müvekkilinin davalı işverenin—— ve Vergi borçları ile iş hukukundan kaynaklanan hak ve alacaklarını ödeyeceğini ve kurum kayıtlarını düzelteceğini beklerken davalı işveren tarafından bir oldubittiyle getirilerek müvekkilinin iş akdine son verildiği ve hiçbir ödeme ve kayıt düzeltme yapılmayacağının söylendiğini, davalı işveren tarafından müvekkilinin iş hukukundan doğan alacaklarının ödenmediğini, usulsüz, gerçeğe ve hukuka aykırı işlemlerinden kaynaklı kamusal borçlarla iş akdine 31.10.2021 tarihinde son verildiğini, davalının işverenin son derece planlı ve organize hareket ettiği müvekkilinin iş hukukundan kaynaklı tazminat, hak ve alacaklarının davalıdan tahsili için açtığı—– İş Mahkemesi’nin ——- Esas sayılı dava dosyasında aleyhe olan hususları kabul anlamına gelmemek kaydıyla dinlenen tanıkların anlatımları ve dosyadan alınan bilirkişi raporu sonucu açıklığa kavuştuğunu, iş Mahkemesine sunulan bilirkişi raporu ve tanık anlatımları neticesinde; davalı işverenin usulsüz yollarla ——ve vergi yükümlülüklerinden, işçilere ve 3.kişilere karşı hukuki mesuliyetlerinden yani yasal ve mali sorumluluklardan kurtulmaya çalıştığının ortaya çıktığını, davalının, müvekkili üzerinden kayden ticaretine devam ettiği halde tüm mali sorumluluktan kurtulduğunu, keza vergi ve sigorta borçlarını ödemeyerek haksız kazanç elde ettiğini, böylece olası risklerden kayden kurtulmayı amaç edindiği ve tüm borçları işçisi olan müvekkili üzerine oluşturarak menfaat temin elde ettiğinin sabit olduğunu, rapor neticesinde müvekkilinin davalı işveren nezdinde 15.07.2009 – 31.10.2021 tarihleri arasında kesintisiz ve fasılasız hizmetinin bulunduğu yani işçi olarak çalıştığının tespit edildiğini, dava konusu takipte, müvekkili hakkında hacizler uygulandığını ve bir kısım haksız tahsilatlar yapıldığını, davalının banka hesaplarına haciz uygulayarak 18.11.2022 tarihinde 732,63TL ve 22.11.2022 tarihinde 132,30TL olmak üzere toplam 864,93TL tahsil ettiğini, müvekkilinin ekonomik durumunun bulunmaması ve gelir durumunun temel ihtiyaçlarını dahi karşılayamaması nedeniyle iş bu davada İİK.nun 72. Maddesinde yer alan teminatı yatırma imkanı olmadığı için takibin tedbiren durdurulması talebinde dahi bulunulamadığını, davalı yanın haksız haciz işlemlerine devam ettiğini ve müvekkilinin taşınır malları ile veraseten paydaşı olduğu taşınmazları üzerinde haciz ve satış işlemlerine devam edildiğini, fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla, İİK.nun 72. Maddesi gereği menfi tespit ve istirdat davasının kabulüyle —-İcra Müdürlüğü’nün —–. sayılı dosyasından müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ile takibin iptaline, müvekkilinin haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle yapılmış ve yapılacak olan tahsilatların ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, takibin haksız ve kötüniyetli olması nedeniyle davalı hakkında %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleriyle ücreti vekâletin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının haksız ve tamamen gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğu, kabulünün mümkün olmadığını, Davacı .—– Vergi Dairesi / Vergi numarası—– ) ünvanı ile gerek müvekkili şirkete ve gerekse de birçok kişi ve firmaya fason mobilya üretim hizmeti verdiğini, Davacı .——-2017 yılında müvekkil şirkete ait fason üretilen mobilyaların montaj işlemlerini bizzat yapacağından (Her hangi bir iş kazası halinde sıkıntı yaşanmaması adına) müvekkili şirketin 21.11.2017 itibari ile asgari ücret üzerinden—— girişini yaptığını, Davacı … bu süreçte müvekkili şirkete ait ürünlerin montaj işlerini yaparak gerek müvekkili şirketten maaşını (asgari ücret) aldığını ve gerekse de ticari ilişki kapsamında müvekkil şirkete fatura keserek ödemelerini aldığını, hal böyle iken Davacı … 31.10.2021 tarihinde artık müvekkil şirkete montaj işlerini yapmayacağını işten istifa ettiğini beyan ederek müvekkil şirket ile olan işçi işveren ilişkisini sonlandırdığını, işyerindeki çalışmalarıyla ilgili şahsi sicil dosyası ve diğer belgeler incelendiğinde müvekkili şirketin işveren olarak üzerine düşen tüm yükümlülükleri eksiksiz olarak yerine getirdiğini ve tüm ödemeleri eksiksiz olarak yaptığını, davalı tarafın haberi olmaksızın davalı adına vergi levhası açarak ticari faaliyetlerini onun üzerinden yaptığı iddiası da haksız ve mesnetsiz olduğunu, hukuken ve fiilende mümkün olmadığını, nitekim davacı tarafın müvekkili şirkette işe başlamadan çok önce ticari faaliyetlerine başladığını ve birçok firmaya fason mobilya üretimi hizmeti verdiğini, bu hususun davacı ticari defter ve kayıtları ile vergi dairesi kayıtları ile sübuta ereceğini,—–.İş Mahkemesi’nin——.sayılı dosyasına Vergi Dairesi tarafından ibraz edilen 2019-2020-2021-2022 yıllarına ait Ba-Bs formlarında da açıkça görüleceği üzere davacı tarafın gerek müvekkili şirkete ve gerekse de birçok kişi ve firmaya fason mobilya üretim hizmeti verdiğini, Her ne kadar davacı taraflar arasındaki ilişkisinin işçi işveren ilişkisi olduğunu dile getirmekte ise de vergi dairesi kayıtları taraflar arasındaki ilişkinin ayrıca ticari ilişki olduğunu da açıkça ortaya koyduğunu, zira davacı tarafın müvekkili şirkette işe başlamadan önce de ticari hayatta olduğu ve birçok firmaya hizmet vererek fatura kestiğinin sabit olduğu, 5510 sayılı kanunun 53. Maddesi uyarınca kişinin kendi primini ödediği gibi başka yerde çalışarak——olabileceğini açıkça ifade ettiğini, bu durumun davacının hem kendi nam ve hesabına çalışarak tacir sıfatına sahip olduğunu, hem de müvekkil şirkette—— olabileceğinini ortaya koyduğunu, davacı tarafın basiretli bir tacir olarak faturalarını kendisinin kestiğini, müvekkili şirketin hiçbir dahilin de bulunmadığını, Davacı tarafın müvekkili şirkete mevcut ticari ilişki kapsamında çalıştığı döneme ilişkin asgari ücret ödemelerinin mahsubu ile 280.264,06 TL borcu bulunduğunu, bu hususun ticari defter ve şirket kayıtları ile sübuta ereceğini, tüm bunlarla beraber taraflar arasında —–.İş Mahkemesi’nin ——sayılı dosyası ile görülen davada verilen bilirkişi raporuna itiraz edildiğini, bilirkişinin davacı tarafın vergi dairesi kayıtları ile tacir olduğu sabit iken bu hususu dikkate almadan değerlendirme yaparak raporun tamamında hataya düştüğünü, ayrıca müvekkil şirkette çalışmayan davacı tanıklarının beyanlarına itibar edilerek yanlı rapor tanzim edildiğini, davacının açmış olduğu menfi tespit davası ile kötüniyetli olduğunu, alacağın tahsilini geciktirmek amacını taşıdığını, bu nedenle davacı hakkında % 20’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etiklerini, bu sebeplerle haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış bulunan davanın reddine, kötü niyetli davacı hakkında % 20’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir .

İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacının —-. İcra Müdürlüğünün —— esas sayılı dosyası sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talebinden ibarettir.—–. İş Mahkemesi ve —– Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.Dava dilekçesi, cevap dilekçesi ve tüm dosya kapsamıyla yapılan değerlendirmede, davalının cari hesap alacağının sebebiyle davacı aleyhine—–. İcra Müdürlüğünün——. Sayılı dosyasıyla icra takibi başlattığı, takip dayanağı olarak hiçbir belge sunmadığı, cevap dilekçesinde davacı tarafın kendilerine 280.264,06 TL borcunun bulunduğunu beyan etmekle yetindiği, ancak işbu borcun dayanağı olarak herhangi bir faturaya ya da benzer mahiyette bir belgeye dayanmadığı gibi buna yönelik hiçbir açıklama da yapmadığı, anlaşılmakla sözkonusu icra takibi sebebiyle davacıdan alacak talebinde bulunamayacağı anlaşıldığından davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜNE;
—–. İcra Müdürlüğünün ——esas sayılı dosyası sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine;
2-Davalı tarafça tahsil edilen 864,93 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işlenecek yasal faiz ile tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 19.144,84-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 4.786,21-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 14.358,63-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (madde-13 Üçüncü Kısım) göre hesaplanan 42.237,00-TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan; 80,70-TL Başvuru Harcı, 4.786,21-TL Peşin/nisbi Harcı, 27,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 4.893,91TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ,
7-Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde——Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.