Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1018 E. 2023/1 K. 02.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1018 Esas
KARAR NO : 2023/1

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 04/06/2021
KARAR TARİHİ : 02/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılar ile müvekkili Şirket arasında akdedilen sözleşme ile Posta Kanunu’nun 2,10,16. maddelerine dayanılarak posta tekeli dışında kalan gönderilerin işlenmesi, taşınması ve dağıtımının yapılması işi davalı şirketlere ihale edildiğini, Söz konusu işte çalışan davalı Şirketler çalışanı —— vekili tarafından müvekkilinin iş akdinin feshi akabinde kendisine işçilik alacakları ödenmediğinden bahisle şirketleri aleyhine ——- sayılı dosyası üzerinden dava açıldığını, açılan dava neticesinde verilen 06.06.2017 tarih ve—— sayılı kararla davanın kabulü ile müvekkili Şirketten davacı —— talepleri doğrultusunda alacaklarının tahsiline karar verildiğini, Mahkeme kararı —– Bölge Adliye Mahkemesi —–Hukuk Dairesinin 18.11.2018 tarih ve——-sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiğini, Mahkeme kararının icraya konulması nedeniyle Müvekkil Şirkete——- İcra Müdürlüğünün ——– sayılı dosyası üzerinden gönderilen icra emri gereği icra dosyasına 25.10.2017 tarihinde 33.865,06.-TL ve bakiye borç muhtırası tebliği ile de 19.04.2019 tarihinde 2.739,79.-TL olarak toplam 36.604,85.-TL yatırıldığını, her ne kadar —— İş Mahkemesinin vermiş olduğu kararda işçilik alacaklarının müvekkili Şirketten tahsiline karar verilmişse de; müvekkil kuruluş ve davalı şirketler arasında posta tekeli dışında kalan gönderilerin işlenmesi, taşınması ve dağıtımı işine ilişkin olarak akdedilen sözleşmelerin “Diğer Hususlar” başlıklı maddesi ile sözleşme eki İdari Şartnamenin ilgili maddelerinde “elemanların İş Kanunu ve diğer kanunlardan doğan haklarından müteahhit sorumludur” hükmü mevcuttur. Dolayısı ile davalı şirketler ile akdedilen sözleşme hükmüne göre müvekkili idareye karşı davalı şirketler işçi alacaklarından dolayı sorumlu olduğunu, müvekkilinin yasal olarak davalılara rücu yoluyla başvuru hakkı bulunduğunu, dolayısı davalının işçiyi şirketlerinde çalıştırdıkları dönemlere ait işçilik alacaklarına dair müvekkili tarafından yapılan ödemelere ilişkin müvekkili şirketin rücuen alacak hakkı bulunmadığını beyanla tüm bu nedenlerle fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla 25.10.2017 tarihinde 33.865,06.-TL ve bakiye borç muhtırası tebliği ile de 19.04.2019 tarihinde 2.739.79.–TL olarak toplam 36.604,85.-TL ödeme tarihlerinden aren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddiaları haksız ve mesnetsiz olduğunu, kabulü mümkün olmadığını, huzurdaki dava rücuen alacak istemine ilişkin bir dava olup zamanaşımına uğradığını, bu nedenle zamanaşımı itirazında bulunduğunu, davalı müvekkil şirket tarafından dava dışı —— içinde olduğu belli takım hizmetlerin karşılanması amacıyla davacı ile geçici sözleşme imzalanmış olup dava dışı şahıs 01.08.2016-16.09.2016 tarihleri arasında müvekkil şirket sigortalısı olarak ——–. bünyesinde çalıştığını, işbu geçici sözleşme gereğince müvekkilce yapılacak iş ve işlemler sona erdiğinden, işçinin —— bildirim kodu ile iş bitimi sebebi ile sonlandırıldığını, bu nedenle işçinin sözleşmesinin feshi konusundaki açıklamaları tümden fiili gerçeğe aykırı olmakla birlikte kıdem ve ihbar tazminatı hususunda müvekkilinin herhangi bir ödeme yapma yükümlülüğü bulunmadığını, kıdem tazminatının doğma şartları müvekkil şirket açısından oluşmadığını, müvekkili şirketin yıllık izin ücreti açısından sorumluluğu bulunmamakta olup daha önceki fesihlere istinaden yıllık izin ücreti alacağı doğmuş olsa dahi bu durum asıl işverenin sorumluluğu doğurduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine; eğer bu tapleri kabul edilmez ise davanın esastan reddine; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dosyanın yapılan incelemesinde; davalı müflisin dava tarihinden önce iflasına karar verildiği ve iflas tasfiyesinin adi usule göre yapılmasına karar verildiği anlaşılmakla davalıyı temsil yetkisinin tasfiye usulüne göre iflas idare memurlarında olmasına rağmen gerekçeli kararın Tebligat Kanunu md.35 e göre yetkisiz şirkete yapılması usulsüz olduğundan, kesinleşmiş bir yetkisizlik kararının bulunmadığı anlaşılmakla, karar kesinleşmediğinden dosyanın——-Asliye ticaret Mahkemesine iadesine ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle,
1-Dosyanın —— Asliye Ticaret Mahkemesi’ne iadesine,
2- Esasın bu şeklide kapatılmasına,
3-Yargılama giderlerinin 6100 Sayılı HMK 331/2. maddesi gereğince görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı dosya üzerinden verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.