Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/1011 E. 2022/979 K. 12.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/1011 Esas
KARAR NO : 2022/979

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/04/2016
KARAR TARİHİ : 12/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —— nezdinde bulunan —– hesabının, bu şirketin tasfiye sürecine girmiş olması sebebiyle ——- tarihinde davalıya sözleşme ile delil ve temlik ettiğini, davalı tarafından——– bulunan alacaklarının kendisine ödeneceğinin taahhüt edildiği ve ödeme planının hazırlandığı ancak kendisine herhangi bir ödeme yapılmadığını, bu sebeple icra takibi başlattığını beyan etmektedir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu edilen alacağın henüz hukuken talep edilebilir durumda olmadığını, her ne kadar sözleşmede alacağın temliki ibaresi kullanılmış ise de; alacaklının değişmemesi aksine borçlunun değişmiş olması sebebiyle borcun naklinin söz konusu olduğunu, borcu nakledilen ——– sürecinin halen devam ettiğini, ———–beklenmeden alacağın talep edilmesinin yasal olarak mümkün olmadığını beyan etmiştir.
GEREKÇE;
Dava itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizin davanın reddine dair kararı;————- ilamı ile, “… davanın görevsizlik kararı verilmek üzere yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerektiği” gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez——-
Davaya konu uyuşmazlık dava dışı ———– nezdindeki alacağın temlik işleminden kaynaklanmaktadır.
————– sistemi üzerinden yapılan ——– göre davacı potansiyel mükellef olup, gelir getirici herhangi bir mükellefiyet kaydı yoktur. Dolayısıyla gerçek kişi-davacı tacir olmadığından, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava da yoktur.
———-sayılı kararında;
“Davacıların temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki ——. bu davada taraf değildir. Eldeki dava TTK’da düzenlenen mutlak ticari davalardan olmadığı gibi davacıların tacir olmadıkları da gözetildiğinde her iki tarafın ticari işletmesiyle ilişkili değildir. Bu nedenlerle davaya bakmakla görevli mahkeme asliye ticaret mahkemesi değil 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince genel görevli Asliye Hukuk Mahkemesidir.” şeklinde karar verilmiştir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usulden reddine davanın usûlden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesin olduğundan kararın tebliğ tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli ———- Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için Tevzii Bürosuna gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi.