Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/910 E. 2022/575 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2020/252 Esas
KARAR NO: 2022/578
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/06/2020
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– dosyası ile alacaklı olduğunu iddia eden davalı —–müvekkili eli mahsulü olmayan bonoyu icra takibine konu ettiğini, davalı —– müvekkili arasında hiçbir şekilde alacak borca konu olacak bir ticaret ilişki olmadığını bono üzerindeki imza müvekkilinin eli mahsulü olmadığını, bononun lehdarı olan ve icra takibinde borçlu olmayan —– müvekkili arasında hiçbir ticari ilişki olmadığını, davalının ciro silsilesine aykırı davranmak sureti ile borçlu —— ekleme gereği dahi duymadığını, bu yön ile de ciro silsilesindeki kopukluk nedeni ile de takibin iptaline karar verilmesinin gerektiğini, davaya konu edilen bono üzerindeki imzanın hiçbir şekilde müvekkilinin eli mahsulu olmadığını, senet üzerindeki imzanın, dosya içerisindeki evraklar incelenmek sureti ile imza ve evrakta sahtecilik yönündeki itiraz ve iddiaları değerlendirilerek davaya konu olan senet bakımından dava sonunda verilecek hükme kadar hiçbir işlem ve isteğe esas tutulmaması yönünde tedbir kararı verilmesine, senet nedeniyle müvekkillerinin borçlu olmadığının tespiti ile senedin iptaline, davalı aleyhine %20 oranında icra tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile dava dışı —– arasındaki kredi-borç ilişkisi kapsamında, takibe ve davaya konu edilen ——- bedelli bono, kredi borçlusu tarafından kredi borcundan mahsup edilmek üzere müvekkili bankaya verildiğini, müvekkili banka, senedin kredi-borç ilişkisi kapsamında meşru yetkili hamili olduğunu bu sebeple ödeme —- çektiğini, ancak davacının herhangi bir ödeme yapmaması sebebiyle—– dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davacının takibe herhangi bir itirazda bulunmadığını, takibin kesinleştiğini, ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, ciro silsilesinde herhangi bir kopukluk söz konusu olmadığını, müvekkili banka senedin meşru yetkili hamili olduğunu, dava konusu senedin teminat senedi olmadığını, bedeli dava dışı şirketin kredi borcundan mahsup edilmek üzere alındığını, bedel kaydının varlığı senedin bono niteliğini etkilemeyecek olduğunu, bu husustaki beyanları kabul etmediklerini, müvekkili bankanın iyiniyetli olduğunu, haksız icra tazminatı talebinin reddine karar verilmesini, davacının —— reddi ile eksik harcın verilecek olan süre içerisinde tamamlattırılmasını, aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, işbu davanın müvekkili bankanın kredi borçlusu ve bono lehtarı olan ——– ihbar edilmesine, davacının davaya konu bono hakkında hiçbir işlem ve isteğe esas tutulmaması yönündeki tedbir talebinin reddine, müvekkili bankanın alacağını sürüncemede bırakmak amacıyla açılmış davanın ve haksız icra tazminatı talebinin reddi ile müvekkilinin uğramış olduğu zarara karşılık olarak %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; imza örnekleri, sahteciliğe konu edilerek takip konusu tapılan icra takip dosya numaraları, savcılık dosyası, tanık, bilirkişi incelemesi, müvekkilinin ekonomik olarak aciz halde olduğunu gösterir fakirlik belgesi——-sosyal yardım aldığının gösterir belgeye dayanmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak;—— tarihli—–, bilirkişi incelemesi, tanık ve yemine dayanmıştır.
—- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine —- tutarlı bonoya dayanılarak, toplam —— tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla takip yapıldığı, takibin derdest olduğu görülmüştür.
İmza incelemesine esas olmak üzere tatbike medar imzaların toplandıktan sonra——- tarihli rapor alınmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava,——-sayılı takip dayanağı bonodaki imzanın davacıya ait omadığı iddiasıyla İİK 72.maddesi uyarınca takipten sonra açılmış menfi tespit davasıdır.
İİK.nın 72.maddesi gereğince borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını ispat için menfî tespit davası açabilir.
Bono, bağımsız borç ikrarını içeren ödeme vaadi niteliğinde bir kambiyo senedidir. Kambiyo senetlerinden olan bononun unsurları TTK’nun 776. maddesinde düzenlenmiş, aynı kanunun 777. maddesinde ise zorunlu unsurların bulunmaması halinde senedin bono sayılmayacağı hükme bağlanmıştır.
Davacı vekili bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını dolayısıyla sahte olduğunu ileri sürmüştür. Bir kambiyo senedinde kendisine atfedilen imzanın sahte olduğunu ileri süren ve bu iddiasını kanıtlayan kişi kambiyo senedinden dolayı sorumlu tutulamaz. Bu husus senedin hükümsüzlüğüne ilişkin mutlak def’ilerden olup, herkese karşı ileri sürülebilir.
—— tarihli raporunda; —- belirtilmiştir. Bilirkişi raporuna karşı davacı ve davalı vekillerince herhangi bir itiraz ileri sürülmemiştir.
Dolayısıyla ——tarafından bilirkişi incelemesinde takip dayanağı bonodaki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı tespit edilmiştir.
Her ne kadar——- raporunda senette yer alan yazıların aidiyetinin tespiti için davacının el yazısı örneklerinin alınması istenmişse de, bonodoki yazıların kime ait olduğunu hususunun uyuşmazlığın çözümüne katkı sağlamayacağından istenilen husus yerine getirilmemiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 776/1-g maddesine göre, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için senedi düzenleyenin imzasını ihtiva etmesi zorunludur. Davaya konu takip dayanağı bonoda keşideci olarak imzanın davacıya ait olmadığı, bu nedenle de kambiyo vasfına haiz olmayan bonodan dolayı davacı davalıya borçlu olmadığından davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davanın kabulü ile birlikte davacı lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Menfi tespit davasının kabulü halinde davacı lehine tazminatı düzenleyen İİK 72/5.maddesine göre “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.”şeklindedir. Buna göre davanın kabulü halinde davacı lehine tazminata hükmedilebilmesi davalının kötü niyetli olduğunun ispatlanması gerekir. Davalı banka takip dayanağı bonoyu lehdardan alan ciranta konumunda olup, bonodaki imzanın davacıya ait olmadığını bilmesi mümkün değildir. Davacı taraf davalının kötü niyetli olduğunu gösteren bir delil sunmamıştır. Bu nedenlerle şartları oluşmadığından davacı vekilinin tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, ——sayılı dosyasında davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davacının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 6.990,41 TL karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 1.747,60 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.242,81 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.566,10 TL yargılama gideri, 1.747,60 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı toplamı 3.373,00 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 13.671,70 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ———–Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.
30/06/2022