Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/907 E. 2022/774 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/907 Esas
KARAR NO : 2022/774

DAVA : İflas
DAVA TARİHİ : 27/12/2021
KARAR TARİHİ : 12/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İflas (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı şirket ile——parsel de inşaatına başlandığı iddia edilen —— nolu dairenin haricen satımı konusunda gayrimenkul satışına ilişkin iki adet sözleşme imzalandığını, tüm bedelin satıcıya çekler ile ödendiğini, daha sonra davalı şirket tarafından müvekkiline ait dairelerin arsa paylarının küçültüldüğünü ve taraflarından hiçbir onay alınmadan aynı paylar üzerine çok sayıda daire inşa edildiğini, mezkur sözleşmeler bedelinin kefil sıfatı ile——- teslim edildiğini ve sözleşme gereğince konutların bitmiş halde teslim tarihinin 30/04/2012 olduğunu ve mücbir sebepler sebebi ile teslim tarihine 6 aylık ilave süre verilebileceğinin belirlendiğini, ancak verilen ek süre tarihide hesaplandığında gayrimenkullerin teslim tarihinin üzerinden uzun bir süre geçtiğini ve herhangi bir teslimatın olmadığını ayrıca gayrimenkullerin teslim edilmediği gibi çek bedellerinin de iade edilmediğini ve sözleşme uyarınca kararlaştırıldığı iddia edilen kira bedeli, cezai şart ve gayrimenkulün bir aylık kira rayiç bedeli olduğu iddia edilen 2.000 USD’nin de bugüne kadar ödenmediğini, müvekkilince davalı tarafa gayrimenkullerin tapu sicilden tescillerinin yapılmasına ve ödemelerin yapılmasına ilişkin ihtarname gönderildiğini, davalı tarafın ise gönderilen ihtarnameye itiraz ettiğini ancak herhangi bir cevap vermediğini, davalı tarafın imzaladığı iddia edilen sözleşmelere aykırı davrandığını ve alacaklılarına hileli davranışlarda bulunduğunu, müvekkilinin davalı şahsa teslim ettiği çek tutarı toplamı 945.000.00 USD, sözleşmenin peşinat bedeli olduğu iddia edilen 50.000.00 Euro, kira bedeli ve cezai şart kapsamında davalı şirketten ve davalı şahıstan alacaklı olduğunu, davalıların ödemelerini tatil ettiğini ve davalıların mevcut mal varlığını elden çıkarmaları halinde alacaklıların alacaklarını karşılayacak hiçbir mal varlıklarının kalmayacağını, davalıların borçlarını ödememesi sebebi ile davalılar üzerine kayıtlı menkul ve gayrimenkullere teminatsız olacak şekilde ihtiyati tedbir şerhi konulmasını, iflas davasının açılmış olması nedeniyle İİK’nun 158/1. maddesi atfıyla İİK’nun 166. maddesi uyarınca ——genelinde yayın yapan bir —— ilanına, aynı şekilde aynı ilanın ——-yapılmasına, davalı şirket ve davalı şahsın tüm mal varlığının tespiti için defter tutulmasına, davalıların, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunması, ödemelerini tatil eylemiş olması itibarıyla,İİK’nun 177. maddesi uyarınca doğrudan iflasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı——-vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalandığı iddia edilen sözleşmelerin kanun kapsamında noter huzurunda yapılmadığı için davacının dava konusu sözleşmelere dayanarak dava konusu taleplerini ileri süremeyeceğini, dava konusu sözleşmelerin hukuken geçersiz olduğunu ve davacının sözleşmeden kaynaklı herhangi bir hak ve alacak talebinin olamayacağını, dava konusu çeklerin fotokopi olarak mahkemeye sunulduğunu, sözleşmelerin tarihsiz olduğunu ve sözleşmelerde bulunan imzaların müvekkili şirketin hangi yetkilisi tarafından atıldığının anlaşılmadığını, sözleşmede bulunan imzanın müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığını ve sözleşmelerin geçersiz olduğunu, davacının dava dilekçesi eki olarak sunduğu çeklerin dava dışı üçüncü kişiler tarafından keşide ve ciro edildiğini, mezkur sözleşmelerin mevcut tapu kaydı ve fiili proje ile uyumsuz olduğunu, davacının dosyaya sunduğu ihtarname ile müvekkilinin ticaret sicil kayıtlarına ve şirket ortaklık yapısı hakkında asılsız iddialarda bulunduğunu, davacının müvekkiline karşı ileri sürdüğü kefalet ilişkisinin kanunun aradığı şartları taşımadığını, müvekkilinin aciz bir durum içinde olmadığını ve müvekkili şirketin davacının asılsız olduğu iddia edilen alacaklarının çok daha fazla mali ve maddi büyüklüğe sahip olduğunu, müvekkilinin hileli işlem ve mal kaçırma işlemleri yapması iddialarının asılsız olduğunu ve faaliyetlerini ticaret sicil merkezinde kayıtlı olduğu adreste kesintisiz bir şekilde devam ettirdiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava konusu sözleşmelerin üzerinden en iyi ihtimalle 11 yıldan fazla zaman geçmiş olduğunu ve kanun maddeleri uyarınca sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, akdi zaman aşımı ve 10 yıllık üst zaman aşımı itirazlarının olduğunu, davacının milliyet ve tabi olduğu ülke bakımından gerekli araştırmanın yapılarak gerekmesi halinde yabancılık teminatı yatırmasını, davacının dava dilekçesinde belirttiği ancak müvekkiline tebliğ edilmeyen hiç bir eki kabul etmediklerini, bu nedenlerle davanın reddine, davacı tarafın tüm tedbir ve bağlı taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——vekili 31/05/2022 tarihli dilekçesi ile; Sözleşmede kefilin mesul olacağı muayyen miktarın gösterilmediğini, davalı şirket ile davacı arasındaki gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin geçersiz olduğunu ve sözleşmenin resmi senet şeklinde düzenlenmesi ve noter huzurunda taraflarca imzalanmasının gerektiğini, davacının ödediğini iddia ettiği bedeli sebepsiz zenginleşme kuralları çerçevesinde 2 yıl içinde talep etmiş olması gerektiğini, ancak 2 yıl içerisinde bu talebi davalı şirkete bildirmediğini ve bu nedenle davacının iddia ettiği borcun zaman aşımı nedeniyle sükut ettiğini, davacının müvekkilinden kefalet sözleşmesine dayalı alacağının olmadığını, müvekkilinin tacir ve iflasa tabi kişilerden olmadığını, daha önce müvekkili hakkında açılan iflas talepli davada davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine kararı verildiğini ve kararın kesinleştiğini, bu nedenlerle öncelikle davanın müvekkilinin tacir olmaması dikkate alınarak husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatteyse davanın esastan reddine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; Davalılardan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesine göre taşınmaz alan davacının sözleşmeye göre bedeli ödediği halde taşınmazın teslim edilmemesi, tapusunun verilmemesi nedeniyle İİK.177’ye göre hileli davranışlarla, ödemelerini tatil etmesi nedenine dayanarak iflas talebine ilişkin olup,
Uyuşmazlık; davalıların iflasa tabi olup olmadıkları, zaman aşımına tabi olup olmadığı, yabancılık unsuru olup olmadığı, davacının aktif husumeti olup olmadığı, davalının davacı ile aralarında sözleşme bulunmadığı iddiası, davalıların davacıya 2 adet bağımsız bölüm satarak, davalılardan birinin satıcı, diğerinin davalı kefili olarak bu sözleşmeyi imzalayıp imzalamadıkları, sözleşmede satıcı şirket kefili olarak sözleşmeyi imzalayan —— davacı kefili (ve eşi) olan kişinin cirolayarak verdiği çekleri teslim aldığına dair imzası olması karşısında bu çeklerin daire satışı için alınmamış ise ne için davacılardan teslim alındığı, davalıların taahhütlerini yerine getirmemek için hileli davranışlarda bulunup bulunmadıkları, davalı şirketin ödemelerini tatil edip etmediği noktalarında toplandığı anlaşılmıştır.Mahkememizce; satış sözleşmesinde tarih atılmadığı görülmekle birlikte satışa konu bağımsız bölümlerin tapu devirlerinin de yapılmadığı, sözleşmenin halen ayakta olduğu taraf beyanlarından anlaşılmakla, varsa davacının sözleşmeden kaynaklı alacağı yönünden zaman aşımı dolmadığı kanaatine varılarak davalı şirketin zaman aşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
Davacının nüfus kaydına göre ——- olması nedeniyle teminat alınmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
İflası istenen şirketin sicil kayıtları, iflası istenen şahsın ticari sicil müdürlüğünden ve vergi dairesinden tacir sıfatı olup olmadığına ilişkin belge ve kayıtlar, davacı tarafça bildirilen takip ve dava dosyalarına ilişkin örnekler, celp ve ibraz edilmiş, davalı şirket yönünden iflas avansının yatırıldığı anlaşılmış, tapu kayıtları, davacının ödeme iddialarına ilişkin çek bilgileri ve ödeme kayıtları bankadan celp edilmiş, bildirilen tanıklar dinlenmiş, davalı şirketin 2011-2012 yıllarında yetkili yada yetkililerinin kimler olduğu —— sorulmuş, dava konusuna göre——-bilirkişi atanmak suretiyle davacı ile davalının alacak-borç durumları, davalının ticari defter ve kayıtları, davalılar hakkında İİK.nun 177.maddesine göre iflas şartlarının oluşup oluşmadığı hususunda bilirkişi raporu alınmıştır.Davalı şirketin——kayıtlarına göre; eski ünvanının ——–sicil sırasında kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.Davaya konu gayrimenkul satış sözleşmelerinin incelemesinde;
—— nolu sözleşmede; ——nolu dairenin 550.000 Euro+KDV bedelle, 50.000 Euro peşinat, 220.000 Usd tutarındaki 2 adet çek, kalan bakiye 348.111 Euro +toplam satış bedeli KDV’si şirket tarafından müşteriye dairenin teslimi ile eş zamanlı olarak aynı gün müşteri tarafından —— şirketinin banka hesabına veya yetkilisine makbuz karşılığında elden ödenmesi hususunda tarihsiz ve 20 maddeden oluşan ” proje üzerinden gayrimenkul satış sözleşmesi” düzenlendiği, sözleşmede —— nolu dairenin müşteriye 550.000 Euro +KDV bedelle, 725.000 Usd tutarında 4 adet çek, kalan bakiye 46.000 Euro +toplam satış bedeli KDV’si—- şirketi tarafından müşteriye dairenin teslimi ile eş zamanlı olarak aynı gün müşteri tarafından ——şirketinin banka hesabına veya —— şirketinin yetkilisine makbuz karşılığında elden ödenmesi hususunda tarihsiz olarak 20 maddeden oluşan ” proje üzerinden gayrimenkul satış sözleşmesi” düzenlendiği, sözleşmede ——- kaşe ve imzasının, ——-isimli davalının ise kefil sıfatıyla imzasının bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekili tarafından——-Noterliğinin 02/04/2018 tarih ve—— yevmiye numarası ile davalılara keşide edilen ihtarmamede özetle; ——- nolu dairelerin satımı konusunda anlaşıldığı, tüm bedelin çeklerle ödendiği, sözleşmede konutların bitmiş halde teslim tarihi olarak 30/04/2012 tarihinin imza alfına alındığı, bunun üzerine mücbir sebepler dolayısı ile 6 aylık süre ilave edilebileceğinin sözleşmeye yazıldığı, son teslim süresinin 30/10/2012 tarihi olduğu, sözleşmede bu tarihten itibaren cezai şart olarak aylık daire başı 2.000 USD kiranın satıcı tarafından müvekkiline Bdeneceğinin kararlaştırıldığı, ancak bugüne kadar satışa konu 2 daire teslim edilmediği gitli kira bedellerinin de ödenmediği, 65 ay x (2×2000 USD) -260.000 USD kira bedelinin işbu ihtarnamenin muhataplara tesliminden itibaren 7 gün içinde hesaba yatırılması, sözleşmeye konu iki dairenin tapularının tapu sicilden devri gerektiği, aksi takdirde yasal müracaatlar yapılacağı muhataplara ihtar edilmiştir.Davalı şirket tarafından——Noterliğinin 06/04/2018 tarih ve——yevmiye numarası ile davacı adına keşîde edilen ihtarnamede özetle; muhatap tarafından keşide edilen —– Noterliğinin —— yevmiye no’lu 02/04/2018 tarihli ihtarnamesinin taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmeye aykırı olduğu, kötü niyetli muhatabın akde ve yasaya aykırı cezai şart ve kira alacağı taleplerinin kabul edilmediği muhataba ihtar edilmiştir.——–08.02.2922 tarihli yazısında; banka sistem kayıtlarında yapılan araştırmada, ——- seri numaralı 27/04/2011 keşide tarihli 200.000,00 USD bedelli çekin bankaya 27/04/2011 tarihinde ——- tarafından ibraz edildiği ve çekin ödenmiş olduğu,——– seri numarglı 11/05/2011 keşide tarihli 200.000,00 USD bedelli çekin bankaya 11/05/2011 tarihinde ——- tarafından ibraz edildiği ve çekin ödenmiş olduğu, ——seri numaralı, 18/05/2011 keşide tarihli, 200.000,00 USD bedelli çekin bankaya 18/05/2011 tarihinde ——–tarafından ibraz edildiği ve çekin ödenmiş olduğu bildirilmiştir.
——-5/02/2022 tarihli yazısında; —— ait olduğu, söz konusu —— seri numaralı 125.000,00 USD ——çeki 2406/2011 tarihinde —— ortamında tahsil edildiği, yaklaşık 11 yıl geçmiş olması nedeniyle çekin görüntüsüne ve ibraz bilgilerine ulaşılamadığı bildirilmiştir—–şubesinin 07/02/2022 tarihli yazısında; bankanın müşterilerinden —— ait 13/10/2011 tarihli —— seri no’lu 150.000,00 USD tutarlı çekin—- tarafından——-hesabından tahsile verildiği, bu durumun çekin arkasındaki ciro bilgilerinden görülmekte olduğu, çekin tâkas sisteminden sorularak tahsil edildiği, çekin önlü arkalı görüntüsünün yazı ekinde göhderildiği bildirilmiştir.
——Genel müdürlüğünün 25/02/2022 tarihli yazısında; banka sisteminde yapılan araştırma neticesinde, keşidecisi ——seri no’lu çekin 24/08/2011 tarihinde takas sistemi aracılığıyla——– ödendiğinin tespit edildiği, çek görüntüsü ve hamil bilgisininlilgili bankadan talep edilmesi gerektiği bildirilmiştir.
Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinde; sözleşmenin 2011 yılında yapıldığı iddiaları nedeniyle bu yıldan itibaren kayıtlar değerlendirilmiş, davalı şirketin 2011 yılı ticari defterlerini ibraz etmediği, 2012 yılı ticari defterlerinin süresi içinde tasdik edilmediği, 2013 yılı ticari defterlerinden kebir ve envanter defterlerinin boş olarak ibraz edildiği, 2014 yılına ait envanter defterinin boş olarak ibraz edildiği, 2015 yılına ait envanter defterinin boş olarak ibraz edildiği, 2016 yılına ait defteri kebir ve envanter defterlerinin boş olarak ibraz edildiği, 2017 yılına ait envanter defterinin ibraz edilmediği, 2019 yılına ait ticari defterlerin boş olarak ibraz edildiği ve ticari defterlerin birbirini teyit edip etmediğinin bilirkişi tarafından tespit edilemediği anlaşılmıştır.Davalı şirket ticari defter kayıtlarında, davalı şirketin davacıya—— hesapta 502.870,00 TL, ——– hesapta 502.365,00 TL olmak üzere toplam 1.005.235,00 TL borçlu durumda bulunduğu, davalı şirketin davacıya herhangi bir ödeme kaydına rastlanmadığı, davalı şirketin 27/12/2021 dava tarihi itibariyle davacıya 1.005.235,00 TL. borçlu durumda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirketin kasa hesabında 31/12/2021 tarihi itibariyle 276.934,25 TL. nakdinin mevcut olduğu, bankalar hesabında 31/12/2021 tarihi itibariyle 420.152,98 TL. nakit mevcudu olduğu, davalı şirketin 2020 ve 2021 yıllarına ait ——-Bankalar hesabı hareketleri incelendiğinde, şirketin cüzi tutarlarda masraf ödemeleri yapmış olduğu, bu masraf ödemelerinin dışında alacaklılara herhangi bir ödeme yapılmadığı, bu nedenle, davalı şirketin ödemelerini durdurmuş olduğunun kabulü gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davalılardan—— kayıtları ve vergi dairesi kayıtlarına göre tacir sıfatında olmadığı bu nedenle bu kişi hakkında iflas şartlarının oluşmadığı anlaşılmıştır.Davacı taraf dava dilekçesinin sonuç bölümünde “Davalıların, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunması, ödemelerini tatil eylemiş olması itibarıyla, İİK’nun 177. maddesi uyarınca doğrudan iflasına” ifadelerine yer vermek suretiyle, iflas istemini İİK m.177’de iflas sebepleri arâsında öngörülen borçlunun alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunması ve ödemelerini tatil eylemesi sebeplerine dayandırmaktadır.İİK m.1/77 uyarınca doğrudan doğruya iflas davası açılabilmesi için, davacının “alacaklı” sıfatına Haiz olması gerekmektedir. O halde somut olayda davacının alacaklı sıfatına sahip olup olmadığının belirlenmesi gereklidir.Davalı şirketin kayıtlarında dava tarihi itibariyle davacıya 1.005.235,00 TL borç gözükmektedir. Her ne kadar davacı taraf ödenen çeklerin bedeli olan 945.000,00 USD, 3 no’lu sözleşmenin peşinat bedeli olan 50.000,00 Euro ile kira bedeli ve cezai şart alacaklarının toplamı kadar alacaklı olduğunu iddia etmekte ise de huzurdaki davanın niteliği itihariyle davacının alacağının net tutarının hesaplanmasına gerek görülmemiştir. İflas davasının açılabilmesi için bir miktar alacağın bulunması yani “alacaklı” sıfatına sahip olunması yeterlidir. Davalı şirketin kayıtları davacının alacaklı olduğunu gösterdiğinden, davacının davalı şirketin iflasını isteme hakkına sahip olduğu kanaatine varılmıştır.Bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitlere göre, davalı şirketin alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunduğuna dair somut bir tespit olmamakla birlikte davalı şirketin ödemelerini takip edip etmediği hususunda inceleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Ödemelerin tatilinden söz edebilmek için genellik ve süreklilik gerekmektedir. Borçlu muaccel ve çekişmesiz borçlarını ödeyemiyor ve bu husus geçici bir duruma dayanmıyor ise, borçlu ödemelerini tatil etmiş demektir. Ödemelerin tatil edildiğinin kabulü için, borçlunun borca batık olmasına da gerek yoktur.
Dosyaya ibraz edilen ve bilirkişi heyeti tarafından raporda tespit edilen derdest takip dosyalarında yapılan incelemede; davalı şirket aleyhine 2017 yılı itibariyle yoğun bir şekilde icra takiplerine girişildiği, bu icra takiplerine konu alacaklar arasında 138,28 TL gibi cüzi meblağlar bulunduğu gibi 181.619.030,69 TL gibi yüksek meblağlar da bulunduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamına göre, davalı şirketin ödemelerini tatil ettiği sonucuna varılmıştır. Bu başlık altında incelenen icra dosyaları da davalı şirketin ödemelerini tatil ettiğine yönelik tespitleri desteklemektedir. Tüm bu nedenlerle, davalı şirketin ödemelerini tatil etmiş olması sebebiyle İİK m.177 uyarınca iflas şartlarının oluştuğu kanaatine varılarak şirket yönünden iflas kararı verilmesine, şahıs yönünden şartları oluşmadığından iflas talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İflas davasının davalı —— yönünden tacir sıfatı olmadığı için özel dava şartı yokluğundan usulden reddine,
2-İflas davasının davalı şirket yönünden kabulü ile—– İİK’nun 177.maddesi uyarınca bugün yani 12/10/2022 günü, saat 14:30 İtibariyle İFLASINA,
3——müdürlüğüne derhal müzekkere yazılmasına, iflas kararının bildirilmesine,
4-İflas avansının iflas müdürlüğüne aktarılmasına,
5-İlanların iflas müdürlüğünce yapılmasına,
6-Alınması gereken 80,70 TL karar harcına karşılık peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davalıdan tahsiliyle hazineye irad kaydına,
7-Davacı tarafından yapılan; 15.000,00 TL bilirkişi ücreti, 2.680,20TL Basın İlan Gideri ve Posta Gideri, 18.000,00 TL iflas avansı ve 118,60 TL harç gideri olmak üzere toplam 35.798,80 TL yargılama giderinin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine,
8-Davacı lehine—— uyarınca taktir edilen —— alınarak alınarak davacıya verilmesine,
9- Davalı —— uyarınca taktir edilen —— vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
10- Davalı —— tarafından sarf olunan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
11- Davalı ——– Tarafından sarf olunan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
12-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekili, davalı ——vekili ve yetkilisi ile davalı ——- vekilinin ve bir kısım müdahil vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.