Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/897 E. 2022/739 K. 05.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/897 Esas
KARAR NO : 2022/739

DAVA : Fesih ve Tasfiye
DAVA TARİHİ : 16/12/2021
KARAR TARİHİ : 05/10/2022

Mahkememizin —–Esas sayılı dosyasında, davacı tarafından davalılar aleyhine davalı—olarak tescili, davacının —- %10 oranında hisselerinin davalılardan —– onun —- devrine ilişkin işlemin muvaaza nedeniyle hükümsüzlüğünün tespitine ve hisselerin davacı adına kaydına, şirketi fesih ve —- karar verilmesi istemi ile açılan davada şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin istemin heyet tarafından görülmesi gerektiğinden tefrik edilerek —— Esasa kaydı yapılmış olmakla, yapılan yargılama sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;——– müvekkilinin şirketin hissedarı ve kurucu ortağı olduğunu, müvekkilinin —-olması ve şirketin diğer hissedarının —- olması sebebi ile ———takibi amacı ile ….—-olduğu iddia edilen ————vekaletname verdiğini, ancak müvekkilinin hisselerinin ———-devredildiğini, yapılan işlemin muvazaalı olduğunu, hisse devrine ilişkin müvekkilinin bir bedel almadığını ayrıca bilgi ve rızası dışında yapıldığını, davalıların önceden— şirketi olan şirketi — şirkete dönüştürdüklerini ve hamiline yazılı hisse senetleri bastırarak müvekkiline ait hisseleri kayden yok ettiklerini ve hisseleri kendileri üzerine geçirdiklerini,—- yapmış olduğu iddia edilen muvazaalı işlemlerde mirasçılarının da sorumlu olduğunu, —— hissedar ve ortağı olduğu —- muvazaalı olarak davalılardan … ve ….—hissedar olduğu iddia edilen————devrettiğini, bu devir işleminde şirket hissedarlarından ve aynı zamanda müvekkilinin kardeşi olduğu iddia edilen ..—- yer aldığını, ayrıca şirket değerinin —olmasına rağmen hisselerin çok düşük miktarda davalılardan … ve ..—-hissedar olduğu iddia edilen — devredildiğini, yapılan devirlerde —- ve rızası olmadığı gibi devre ilişkin herhangi bir bedelde almadığını, davalılardan .———– sektörde—-kurarak müdürlük görevlerini ihlal ettiklerini, bu nedenle müvekkilini —- manen zarar görmesine sebep olduklarını, davalılara 09/08/2021 tarihinde huzurdaki davadaki taleplere ilişkin ihtarname gönderildiğini ancak taleplerin yerine getirilmediği gibi ihtarnameye cevapta verilmediğini ve davalıların bilgi verme yükümlülüklerini dahi yerine getirmediklerini, şirket mal varlıklarının davalılar tarafından müvekkili aleyhine azaltıldığını, dava konusu şirketler ile ilgili talep edilen bilgi ve belgelerin müvekkiline verilmediğini, —- toplantılarının dahi yapılmadığını, davalıların kanuni yükümlülüklerini ihlal ettiklerini, müvekkilinin davalılara karşı güven duygusu kalmadığından şirketlerin feshine karar verilmesini talep ettiğini, —- görüşmelerinden sonra müvekkilinin hakaret ve ölüm tehditlerine maruz kaldığını,—- anlaşmama tutanağı düzenlendiğini, bu nedenlerle, öncelikle davalı şirketlerin ve şahısların, şirket hisselerine, mal varlıklarına ve banka hesaplarının 3. Kişilere kaçırılmasının önlenmesi için tedbir konulmasını, davanın kabulünü, davalıların— senedi bastırmak suretiyle müvekkilinin şirketteki hisselerinin kayden yok edilmesi için aldıkları iddia edilen şirketin,—- —- şirkete dönüştürülmesi kararının muvazaa nedeniyle kesin hükümsüzlüğünün tespiti ile iptaline, —— yeniden limited şirket olarak tesciline karar verilmesini, müvekkilinin —- olduğu iddia edilen % 10 oranında hisselerinin davalılardan ağabeyi ….— devrine ilişkin işlemin muvazaa nedeniyle kesin hükümsüzlüğünün tespiti ile hisselerin yeniden müvekkili adına kayıt edilmesi ve şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini bu talebin mümkün olmaması halinde — değerinin keşif ve bilirkişi incelemesi suretiyle tespiti ile müvekkilinin şirketteki % 10 oranındaki hisselerinin değerinin ve bugüne kadar ödenmeyen kar paylarının müvekkiline ödenmesine, müvekkiline % 10 oranında hissedar olduğu iddia edilen— hisselerinin davalılardan ağabeyi ….—ilişkin işlemin — nedeniyle kesin hükümsüzlüğünün tespiti ile hisselerin yeniden —-karar verilmesine, bu talebin mümkün olmaması halinde ——suretiyle tespiti ile müvekkilinin şirketteki % 2.3 oranındaki hisselerinin değerinin ve bugüne kadar ödenmeyen kar paylarının müvekkiline ödenmesine karar verilmesi, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu —-, huzurdaki davayı açmakta hukuki yarının bulunmadığını, davacının —– aşamasında dile getirdiği talepleri arasında yer almayan, —– görüşmesinde talep ve müzakere konusu etmediği, dolayısıyla arabuluculuk dava şartını yerine getirmediği ve davacının bir kısım talebinin tefrikini ve bu talepler yönünden davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle reddine karar——— Esas sayılı dosyasından tefrik edildiğini ve mezkur dosyada kesin hükmün bekletici mesele yapılmasına ve verilecek kararın kesinleşinceye kadar huzurdaki davada tahkikata geçilmemesini, davacının talepleri yönünden hak düşürücü süreler içerisinde herhangi bir dava açamayacağını, ayrıca davacının hisselerini —–vekili aracılığı —– sattığını, davacı 2013 yılında şirkette tür değişikliliği yapılabilmesi için özel yetkili vekaletname düzenlediğini, tür değişikliğinin yapıldığını ve ilan edildiğini, davacı tarafça dava konusu değerin açıkça belirtilmemesi sebebi ile davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini, müvekkilinin davacının hisselerini almadığını bu nedenle hukuki yarar yokluğu sebebi ile davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin vefat eden eşinin davacıya vekaleten yaptığı iş ve işlemler sebebi ile zarar gördüğünü ve müvekkilinin de mirasçı sıfatı ile sorumlu olduğunu belirtmişse de tazminat gerektiren hususların ortaya konulması gerektiğini, ayrıca vekalet akdi temeline dayanan davada görevli mahkemenin Tüketici mahkemesi olduğunu ve usul yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava dilekçesi ile birlikte sunduğu delil dışında delil sunmasına muvafakat etmediklerini, davacı tarafın haksız yere müvekkilinin hissedarı olduğu iddia edilen şirketin ticari sır ve işlemlerine vakıf olmak için sair işlemler içerisinde olduğunu, davacının –müvekkilinin eşi olduğu iddia edilen — rahatsız ve tehdit etmekte olduğunu, bu nedenlerle davanın esasa girilmeksizin reddini, davanın usulü itirazlar doğrultusunda reddedilmeyecek ise mahkememizin—- Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına ve dava kesinleşene kadar tahkikata geçilmemesine, esasa girilmesi halinde davanın reddine, yargılama ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın mahkememizin — Esas sayılı dosyasından tefrik edildiğini ve mezkur dosyanın huzurdaki davada bekletici mesele yapılarak tahkikata geçilmemesinin talep edildiğini, davacının tüm talepleri yönünden hak düşürücü sürüler içerisinde herhangi bir dava açmadığını, davacının arabulucuk görüşmeleri sırasında talep etmediği hususlara ilişkin taleplerini dava konusu yaptığını bu nedenle arabuluculuk esnasında görüşülmeyen hususlar nedeniyle davanın dava şartı yokluğu sebebi ile reddine karar verilmesinin talep edildiğini, dava dilekçesinde talep edilen miktarın açıkça belirtilmediğini ve bu hususun belirtilmesi gerektiğini, aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin talep edildiğini, davacı tarafın dosyaya ikinci bir dava dilekçesi sunduğunu ve ikinci dilekçesinde taleplerini genişlettiğini, davacının ikinci bir dava dilekçesi sunmasına muvafakat etmediklerini, sözde muvazaa iddialarının asıl muhatabı olduğu iddia edilen—–dava açılmadığını, ayrıca davacı tarafın iddialarını aksine davalı — kısmının pay devir sözleşmesi ile — bedel karşılığında yasal ve piyasa değeri üzerinde — devredildiğini, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmesinin gerektiğini, huzurdaki davada müvekkiline husumet yöneltilmesinin hukuki bir yarar ve dayanağın olmadığını, bu nedenle husumet yokluğu nedeni ile davanın reddinin gerektiğini, davacının toplanmasını talep ettiği delillerin müvekkil şirketin ticari sırlarına ulaşma amacı güttüğünü ve tüm delillerine itiraz edildiğini, davacının —- %6 hissesini vekili davalı …— yılında davalı …—- sattığının bilindiğini ve yaklaşık —- öğrendiği” şeklindeki beyanının gerçeğe aykırı olduğunu, bu nedenlerle —— dosyasının bekletici mesele yapılmasına, davanın öncelikle usulden reddine karar verilmesini, mahkeme aksi kanaatte ise davacının tüm talepleri ile birlikte davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —- cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili şirkette hisse sahibi olmadığını ve — hisselerini sattığını, huzurdaki davanın—- Esas sayılı dosyasından tefrik edildiğini, mezkur davanın bekletici mesele yapılmasını ve davanın husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, süresinde açılmayan davanın usulden reddinin gerektiğini, dava dilekçesindeki usuli eksiklik bakımından davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafından dava açıldıktan sonra ikinci bir dava dilekçesi sunulduğunu ve davacının ikinci bir dava dilekçesi ile talebinin genişletilmesine muvafakat etmediklerini, dava dilekçesinde müvekkiline yönlendirilen taleplerin zaman aşımına uğradığını ve diğer taleplerinin iste müvekkili ile bir ilgisi olmadığından davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin gerektiğini, arabuluculuk görüşmesinde tespit edilen ve müzakere edilen konular haricindeki taleplerin dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, ayrıca davacı tarafın, şirkette yapılan tür değişikliğinde de satılan hisse senetlerinden de haberinin olduğunu ve o şekilde vekaletname verdiğini, yapılan inceleme sonunda hisse satışına yönelik ödemelerin ——ve banka havale yolu ile davalıyı vekaleten temsil eden …— yapıldığını, şirketin kuruluşunda %10’luk hisse sahibi olan davacının 15/11/2005 tarihli —%6 hissedar olarak devam ettiğini ve şirketin tür değişikliği esnasında %6’lık bir hissesinin olduğunu ve davalı … aracılığı ile davalı …—- bedeli karşılığı satıldığı iddia edilen hisse miktarının %6 olduğunu, davacı tarafın —- hisse sahibi olmadığını ve hisse devrine ilişkin hükümsüzlük kararı verilmesi talebinde bulunabilecek ve bilgi talep edebilecek bir sıfatta olmadığını, bu nedenlerle, Mahkememizin — sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına, dosyanın arabuluculuk nezdinde görüşülmeyen hususlar yönünden tefriki ile dava şartı yokluğundan reddine, davanın zamanaşımı, husumet ve dava dilekçesindeki usuli eksiklik nedeni ile usulden reddine, davanın esastan reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı tarafın uhdesinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … ——–cevap dilekçesinde özetle; davacının hisselerini müvekkiline sattığını ve davalı — olmadığını ve mahkememizde davacının açmış olduğu—- sayılı dosyasının huzurdaki davada bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının müvekkilinden herhangi bir haklı talebi olmadığını, mahkeme aksi kanaatte ise davacının tüm taleplerinin kanunen zaman aşımına uğradığını ayrıca davacının davasında sıfat yokluğundan ve hak düşürücü süreleri kaçırmış olduğundan reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının huzurdaki davaya ibraz etmiş olduğu ikinci dava dilekçesine muvafakat etmediklerini ve talebinin açıkça belirtilmediği için davanın usulden reddine karar verilmesini, davacı yurt dışında yaşadığı için kardeşi davalı …—– vekalet verdiğini, hisse devirlerinin davacının vekili olan davalı … aracılığı ile yapıldığını, müvekkilinin ödemelerini davacı vekili olan ….—– yaptığını, davacının davalı …— verdiği vekaletnamede şirket hisse devir ve alım yetkisi verdiğini ve hisse satışından haberdar olmadığı beyanlarının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin bedelini ödeyerek hisseleri aldığını, davacının —- hissesinin iddia edilen gibi %10 değil %6 olduğunu, —- davacının vekiline yetki verdiği ve usulsüz bir işlem olmadığını, davacının —-şirketinde hisselerin —- olduğunu ve müvekkilin annesi —- vefatı sebebi ile ———-hisselerinin mirasçısı olan müvekkiline kaldığını ve muvazaalı bir işlem olmadığını, ayrıca davacının ————— açmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama gideri ve avukatlık ücretinin davacıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı ——— şeklinde kurulduğunu, müvekkilinin bu şirkette—- çalıştığını ancak davalılardan ….—-sözlü olarak müvekkiline şirkette hisse sahibi olduğunu söylediğini, müvekkilinin—çalıştığını, sürekli sahada olması sebebi ile ve —- hiç şüphe duymadığı için kendisinden istenen evrakları imzaladığını, müvekkilinin —- taşınmasından sonra adına sahte imzalar atılarak evraklar düzenlendiğini, müvekkilinin yoğun olması sebebi ile de şirket için gerekli evraklar denilerek bir çok imza alındığını ve müvekkiline karşı gözden kaçacak hileli işlemler yapıldığını, daha sonra davalı —- niyetinin değiştiğini ve hem davacıyı hemde müvekkili ..——–şirket dışına — yaptığını, geçen zaman zarfında müvekkilinin oğlu Davalı ..— büyüdüğünü ve şirketlere ortak olarak sokulmaya başladığını, ….—müvekkilinin ortağı olduğu—-işlemler yaptığını ve verdiği zararlar nedeni ile kendisine dava açılmak üzere olduğunu, davalı …—- yaptığı işlemlerde müteveffa eşi —- ve ———- olan baldızı —- destek aldığını, şirketin tür değişikliği ile ilgili olarak da vekaletname verildiğini ve müvekkilinin davacı tarafından vekil olarak atandığını, ancak söz konusu vekaletnamenin aslının müvekkiline hiç ulaşmadığını ve olayların yaşanmasına kadar müvekkilinin bu vekaletnameden haberinin olmadığını, şirket ile ilgili tür değişikliği sermaye artışı ve sair işlemlerin ——- tarafınca yapıldığını, ancak anlaşılmayan bir nedenle pay satışı işleminde müvekkilinin vekil olarak gösterildiğini ve sorumluluğun kendisine yıkıldığını, söz konusu vekaletnameyi davalı .— oğlu olan davalılardan …— elden aldığını ve diğer davalıların —– içinde olduklarını, davacının uzun süre yurt dışında olduğunu ve kendisi yurt dışında iken de adına düzenlenen belgelerin olduğu ve adına sahte imzalar atıldığını, aynı hileli işlemlerin davalı … ve oğlu———– tarafından da müvekkiline yönelik yapıldığını, müvekkilinin ölüm tehdidi aldığını ve …—- yanına aldığı çalışanlar ile birlikte müvekkilini darp ettiğini ve fabrikaya alınmadığını, davalı … ,—– tarafından bir çok hileli işlem yapıldığını, şirket türünün değiştirilmesi ve———- dönüştürülmesinin hiç gereği yokken şirket sermayesinin arttırılması ve hamiline yazılı pay senetlerinin düzenlenerek bunların zilyetliğinin ele geçirilmesi şeklindeki işlemlerin peş peşe yapıldığını ve ticari hayatta kanun arkasından dolanmak suretiyle küçük hissedarın payının yok edilmesinde kullanılan bir yöntem olduğunu, davacının paylarının müvekkilinin vekil sıfatı ile davalı —- dair düzenlenen belgedeki imzaların müvekkiline ait olmadığını, bir kısım şirket defter ve evrakları ile ilgili zayi iddiası ile mahkemeye başvurdukları yönünde duyumlarının olduğunu, davalılarca müvekkilinin vekil sıfatı ile davacıya ait olduğu iddia edilen ——bedelli hisse senedinin davalı …———– sattığını ve karşılığında ——— ödendiğinin iddia edilmesine karşın söz konusu işlemlerde bloke çeklerinin kullanılmasını amacı davalıların olayın üstünü perdeleme çabalarından ibaret olduğunu, hesap ve çek sahibinin belli olmadığını ve bu bunun bankadan sorulması gerektiğinin, işlemlerin yapıldığı tarihte davalı …— sadece şirket çalışanı olduğunu ve bu işlemleri yapacak ekonomik güce sahip olmadığını, —— hesap hareketlerinin incelenmesinin gerektiğini, yapılan çek ödemesinin iki parça olarak çekildiğini ve kalan meblağın —— havale ile gönderildiğini ve işlemin davalı ….—— tarafından muvazaalı şekilde yapıldığını, bu nedenlerle, müvekkili açısından davanın reddine, yargılama harç ve masrafları ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin — Esas sayılı dosyası incelendiğinde; davacı tarafından davalılar aleyhine —- %10 oranındaki hisselerinin davalılardan …—- davalının oğlu …—- devrine ilişkin işlemin muvazaa nedeniyle iptali, yine davacının %10—- olduğu —— %23 oranındaki hisselerinin dava dışı ———– devrine ilişkin işlemin muvazaa nedeniyle iptali talebine ilişkin olduğu, aynı dosyada fesih ve tasfiye talepleriyle ilgili tefrik kararı verilerek mahkememizin şu anki esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Her iki ———- kayıtları celp edilmiş, sunulan deliller kapsamında incelemeler yapılmıştır.
Davacının bu davaya konu fesih ve tasfiye talebine ilişkin davanın görülebilmesi için öncelikle fesih ve tasfiyesini istediği şirketlerin ortağı olması gerektiği, ancak şirketlerin ortağı olduğunun tespiti ve hisse devirlerinin iptali istemi ile görülmekte olan davanın henüz sonuçlanmadığı ve fesih ve tasfiye istediği tarihte davacının şirket ortağı olmadığı anlaşılmıştır. Her davada dava şartları ve husumet dava tarihindeki duruma göre belirlenecektir. Buna göre davacının fesih ve tasfiyesini istediği şirketlerde ortak olmaması nedeniyle şirketlere karşı açtığı davada dava tarihi itibariyle aktif husumeti olmadığından talebinin reddine, bu davaya konu fesih ve tasfiye talebinin sadece davalı şirkete karşı açılması gerektiği ancak şirketin ortakları olan şahıslara da açılmış olduğu, şahısların fesih ve tasfiye davasında pasif husumetleri olmadığı anlaşılmakla, bu davalılara karşı da davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının fesih ve tasfiyesini istediği şirketlerde ortak olmadığı ve bu dava da aktif husumeti bulunmadığından davalı şirketler yönünden aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın reddine,
2-Davacının şirket ortağı olduğunun tespit edilmesi ve kararın kesinleşmesinden sonra fesih ve tasfiye davası açmakta muhtariyetine,
3-Davalı şirketlerin fesih ve tasfiye edilmesi talebi yönünden davalı—–husumetleri olmadığından şahıslar yönünden de davanın reddine,
4-Harçlar kanunu uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafça yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı … —- ve davalı —- yargılama masrafının davacıdan alınarak davalılara iadesine,
7-Davalılar lehine — uyarınca taktir olunan 9.200,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,davacı vekili ile davalı … vekili, davalı—- davalılar … ve ——–vekili, davalı … vekillerinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.