Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/896 E. 2022/983 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/896 Esas
KARAR NO : 2022/983

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 23/12/2021
KARAR TARİHİ : 14/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilinin eşi olduğunu, tarafların evlendikten sonra müvekkilinin yaklaşık—– —- yaşadığını, ——– şirketi olan ve genel olarak orada kalmak durumunda olan müvekkili ile davalının— yıllarına kadar mutlu bir birliktelik ve evlilik yaşadıklarını, —- çalışan ve oradaki şirketinin başında olan müvekkilinin davalıya——– gönderdiğini, haricen gönderilen paralar ile davalının ve 5 adet müşterek çocuğun geçimi ve diğer masraflar için banka ——haricinde elden verdiği paraların da söz konusu olduğunu, müvekkilinin —– çalıştığı süre boyunca tarafların ortak banka hesaplarının mevcut olduğunu, buraya yatan —– davalı tarafından çekilip kullanıldığını, müvekkili tarafından davalının kendisi adına —— yapabilmesi, kendisini her türlü mahkemede ve ——- temsil edebilmesi, istediği bedel ve şartlarda taşınır ve taşınmaz alımı/satımı yapabilmesi,—— sahip olduğu tüm malvarlığı değerleri üzerinde sınırsız işlem yapabilmesi yetkilerini içeren kapsamı geniş bir umumi vekaletname verildiğini, ayrıca ——– iş ve işlemlerini kendisi adına yapabilmesi ve yönetebilmesi maksadıyla eşine altı imzalı ve boş kağıtlar verdiğini, tarafların —– esas ve—- boşanma davaları açtıklarını, fakat davaların reddine karar verildiğini, taraflar arasında —— halen derdest bir boşanma davası mevcut olduğunu, yine taraflar arasında mahkeme ilamı ve nafakalar dolayısıyla muhtelif icra takiplerinin söz konusu olduğunu, taraflar arasındaki evlilik birliğinden kaynaklı—- boşanma davaları açıldıktan sonra sona erdiğini, aksine taraflar arasında husumet yaşanmaya başladığını, bütün bu olaylar sonucu müvekkili hakkında davaya konu icra takibi başlatıldığını, söz konusu ödeme emrini tebliğ alan müvekkilinin, takibe konu senedin kendisi tarafından düzenlenmediğini bildiğinden şoka uğradığını, böyle bir senedin bulunma ihtimali olmadığını tereddütsüz bir biçimde bilmesine rağmen senedin altındaki imza ve ismin kendisine ait olduğunu fark ettiğini, davalının —- bulunduğu sırada——- iş ve işlemlerini yapabilmesi için verilen ———– birinin, —–ortamında senet haline getirilerek icra takibine konu edildiğini, senedin incelenmesi halinde müvekkilinin isim ve imzası dışındaki bütün kısımların ——- doldurulduğunun görüleceğini, senedin imza ve isim hariç hiçbir kısmında el yazısı ile kaleme alınmış bir yazı bulunmadığını, bütün bu hususların yanında müvekkilinin davalıya söz konusu borcunun olmasının mantıken ve hayatın olağan akışına göre de mümkün olmadığını, senedin sonradan doldurulduğuna ilişkin en önemli delilin ”—-” yetkili olacağı ibaresi olduğunu, senet tanzim tarihi olan ——- henüz hizmete girmediğini, —– açılış ve faaliyete başlama tarihinin ——olduğunu, eğer söz konusu senet sonradan doldurulmamış olsa idi, yetki şartında—— oalcağı ibaresinin yer alacağını, senedin tanzim tarihi ile vade tarihi arasında 9 yıl bulunduğu, bu sürenin çok uzun olduğunun ortada olduğunu, üstelik taraflar boşanma aşamasındayken ve aralarında husumet bulunmakta iken icra takibinin başlatılmasının bütün gerçekleri göz önüne serdiğini beyan ederek, müvekkili aleyhine başlatılmış —-takibinin telafisi imkansız zararlara yol açmaması ve müvekkillerin mağduriyet yaşamaması için öncelikle teminatsız olarak durdurulmasına, aksi ahvalde icra veznesine yatacak paraların alacaklıya ödenmemesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulü ile müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığının tespitine ve söz konusu icra takibinin müvekkili yönünden iptaline, davalının haksız ve köyüniyetli icra takibi yapmış olmasından ötürü %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu edilen senedin sonradan doldurulduğunu iddia eden davacının iddiasını yazılı delille ispatlamak zorunda olduğunu, davacının ise iddiasını ispatlayacak yazılı delil sunamadığını, senedin müvekkiline boş olarak değil, doldurulmuş olarak verildiğini, davacının, davalıya çok kapsamlı vekaletname vermiş olmasına ve tüm işlemleri onun adına vekaletname ile davalı tarafça yerine getirilmesine rağmen, neden boş kağıdı imzalayıp davalıya teslim etme zorunluluğu duyduğuna dair bir izahat getiremediğini, vekaletname mevcutken boş kağıt imzalayıp teslim etmenin ————- akışına aykırı olduğunu, davalının, elindeki kapsamlı yetkiler içeren vekaletname ile davacının tüm işlemlerini onun adına takip edebileceğini, senedi tanzim edip davalıya teslim edenin davacı olduğunu, senette yetkili mahkeme olarak —Mahkemelerinin yetkili olduğu yazıldığını, bu nedenle senedin geçersiz sayılamayacağını, senedin tanzim tarihinde ——- binası tamamlandığını, ancak henüz hizmete açılmadığını, senedin tanzim tarihinden —- açıldığını, bu hususun medya haberlerinde yer aldığını, mücerret kıymetli evrakın, doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi gereği, senette yer alan hak ile bu hakkın oluşumuna neden olan temel borç ilişkisi arasındaki bağın ortadan kalktığını, senedin temel borç ilişkisinden soyutlanmış ve bağımsız bir varlık kazandığını, davacının dayandığı tanık delili başta olmak üzere delillerinin hiçbirine rızaları olmadığını, Davacının, boş olan senedin davalı tarafça anlaşmaya aykırı olarak doldurulduğu iddiasını ancak davalının eli ürünü olan ve davalı tarafça imzalanmış yazılı belgeyle kanıtlayabileceğini, davacının dava dilekçesinde, iki milyon TL üzerindeki icra takibi için ihtiyati tedbir kararı talep ettiğini, mahkemece, dava değerinin %15’ine yani — teminat tutarı olarak belirlendiğini, bu teminat miktarının muhtemel zararları karşılayacak oranda ve miktarda olmadığının izahtan vareste olduğunu, icra takibine yönelik ihtiyati tedbir kararının kaldırılması veya hiç değilse senet tutarının %115 tutarındaki teminat bedelinin depo edilmesine karar verilmesi gerektiğini, ortada unsurları itibariyle geçerli bir kambiyo senedi bulunduğunu, buna rağmen verilen ihtiyati tedbir kararı ile müvekkilinin mağdur olduğunu beyan ederek haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin —- tarihli kararı ile İİK’nun 72/3 maddesine göre teminatla icra veznesine yatırılacak paranın takip alacaklısına ödenmesinin önlenmesi yönünde tedbir kararı verildiği, davalının tedbire itiraz ettiği, itiraz üzerine —-tarihli kararla itirazın reddedildiği anlaşılmıştır.
—- Esas sayılı takip dosyası örneği, davaya konu senet örneği,—- Esas sayılı dosyası örneği, —-sayılı dosyası örneği celp edilmiş, ilgili dosyalardaki taraf beyanları incelenmiş, duruşmada hazır bulunan davacı ve davalı asil dinlenmiştir.
Dava ve Uyuşmazlık;—- davacı tarafından takibe konu edilen senetten dolayı davalının eşi olan davacının borçlu olup olmadığı, borçlu ise davalının işlemiş faiz talep edip edemeyeceği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davaya konu senet örneği incelendiğinde; —-çıktısı şeklinde düzenlendiği, alacaklı …, borçlusu … olan,—- vade tarihli 1.869.647,00 TL. tutarlı bono olduğu, üzerinde ihtilaf oluştuğunda— Mahkemelerinin yetkili kılındığı anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı senedin sonradan doldurulduğunu, geçersiz olduğunu ileri sürmekte ise de; senet metnine göre henüz —– Mahkemeleri kurulmamış ve —— açılmamış olduğu tarihte düzenlendiği anlaşılan senedin sonradan doldurulduğu anlaşılmakla birlikte senedin sonradan doldurulması tek başına şeklen geçersiz kılmayacağından senedin şeklen geçerli olduğu kanaatine varılmıştır.
Duruşmada dinlenen davalı asil beyanında; “davacının eşi olduğunu, bu senedi davacının düzenleyip verdiğini, hangi sebeple kendisine senet verdiğini bilmediğini, bu senet nedeniyle davacıya vermiş olduğu herhangi bir mal yada ödemiş olduğu bir para olmadığını, davacının bu senedi kendisine imzalı olarak verdiğini, kendisinin eşiyle birlikte kurduğu şirketin bütün işlerini maaş almaksızın yürüttüğünü ” beyan etmiştir.
Kural olarak senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğu iddiasını ispat yükü davacıda olmakla birlikte; davalının duruşmada davacıya herhangi bir mal yada para vermediğini ikrar etmesi, senette bedelin nakden ahzolunduğunun belirtilmiş olması karşısında ispat yükünün davalıya geçtiği kanaatine varılmıştır. Davalı taraf cevap dilekçesi ve ekinde herhangi bir delil sunmamıştır.
Bu açıklamalar ışığında ispat yükü kendisine geçen davalı, takip konusu bu senetten dolayı davacıdan alacaklı olduğunu ispatlayamadığından davacının menfi tespit isteminin kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davanın kabulü ile, davaya konu—— dosyasında takibe konu edilen keşidecisi …, lehtarı .—- senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Davalının tedbir nedeniyle talep ettiği kötü niyet tazminatı isteğinin şartları oluşmadığından reddine,
3-Davacı tarafın İİK’nun 72/5 maddesine göre talep etmiş olduğu kötü niyet tazminatı yönünden kötü niyetin açıkça ispatlanamadığı kanaatine varıldığından talebin reddine,
4-Alınması gereken 128.391,78 TL karar harcına karşılık peşin alınan 32.097,95 TL harcın mahsubu ile bakiye 96.293,83 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
5-Davacı tarafından sarf olunan 116,50 TL Posta Gideri ve 32.157,25 TL. harç gideri olmak üzere toplam — yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-Davacı lehine —- uyarınca taktir olunan 192.977,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
7-Bakiye gider avanslarının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı asil ve vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.