Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/870 E. 2023/714 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/870
KARAR NO : 2023/714

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/12/2021
KARAR TARİHİ : 19/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davalının sahibi olduğu—– plaka sayılı aracının —— sevk ve idaresinde iken 11.12.2020 tarihinde aracı alkollü olarak kullanması sonucunda müvekkili şirket tarafından poliçesi bulunan ——plaka sayılı araçlara çarptığını, müvekkili şirket tarafından kasko sigortası bulunan araçların dava konusu kaza neticesinde maddi hasar aldığını, davalının kazanın meydana gelişinde asli ve tam kusurlu olduğunu, davalı yanın kaza sırasında 2.93 promil alkollü bulunduğunu, müvekkili şirketçe söz konusu kazadaki kusur oranını dikkate alınarak sigortalısına 31.548,65 TL maddi tazminat ödendiğini, kaza tarihinde tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağı ve müvekkili şirketçe hazırlanan ekspertiz raporunda kaza sırasında davalı sürücü alkollü araç kullanmak suretiyle kazanın oluşumunda %100 oranında kusurlu bulunduğunu, müvekkili şirketçe davalı yan aleyhine—– İcra Müdürlüğünün —— sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin duruğunu, davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine % 20 den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP: Davalı tarafa usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği, davaya cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE: Dava, hukuki niteliği itibariyle; trafik kazası sebebiyle davacı tarafından ödenen bedelin karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamında, kendi sigortalısından rücuen tazmin istemine dayalı başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.Dava basit yargılama usulüne tabi olup, teati aşaması tamamlandıktan sonra deliller toplanmış dosya ilk olarak görev yönünden değerlendirme yapılmıştır.İcra dosyası celp edilmiş, alacaklısının dosyamız davacısı, borçlunun ise dosyamız borçlusu olduğu, 11/12/2020 tarihli kaza sebebiyle dava dışı araç sürücüsünün alkollü araç kullanımına istinaden üçüncü kişilere verilen zarara dair davacı tarafından yapılan 31.548,65 TL ödemenin davalıdan tahsilinin talep edildiği, süresisi içerisinde yapılan itiraz sebebiyle icra takibinin durduğu ve davanın hak düşürücü süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Davacı şirket ile davalı gerçek kişi arasındaki sigorta ilişkisinin tespitine ilişkin olarak yapılan incelemede, davacı tarafından davalıya ait—– plaka sayılı aracın—–nolu karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile 04/08/2020-2021 tarihleri arasında teminat altına alındığı, sigortalanan aracın hususi nitelikteki—- marka —– tipi araç olduğu tespit edilmiştir.28.11.2013 tarihli —— yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı “Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun”un (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukukî işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır. 6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalara tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Tüm dosya kapsamında yapılan inceleme neticesinde, ZMMS’nin, işletenin ve kusurundan sorumlu olduğu sürücülerin 3.kişilere karşı sorumluluğunun üstlenildiği bir sigorta türü olduğu, davalının gerçek kişi, davaya konu aracın ise hususi nitelikte otomobil olduğu dolayısı ile davalı tarafın tüketici sıfatına haiz olduğu, tacir olmadığı, taraflar arasında ZMMS’den kaynaklı rücuen tazminat istemi ile açılan davanın tüketici yasası yürürlüğe girdikten sonraki tarih olan 06/06/2016 tarihinde açıldığı, 6502 sayılı TKHK’nın 3. maddesinin (l) bendinde ise mal veya hizmet piyasalarında ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan her türlü sözleşme ve hukuki işlemlerin kanun kapsamına alındığı, buna göre davacı sigorta şirketi ile davalı ile arasında aktedilmiş sigorta sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlığın 6502 sayılı TKHK kapsamında değerlendirilmesi gereken bir uyuşmazlık olduğu ve bu kanun kapsamında görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu göz önüne bulundurularak, TTK.4 ve 5, HMK 1, 114/1-c 115/2 md. leri gereğince davanın görev nedeni ile usulden reddine mahkememizin görevsizliğine, dosyanın görevli Tüketici mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın HMK 1, TTK. 4, 5/3 ve HMK 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığından usulden reddine,
2-HMK.’nun 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli—– Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK.’nun 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine,İlişkin olarak davalının yokluğunda davacı vekilinin yüzüne karşı kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde —-Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.