Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/850 E. 2022/690 K. 21.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/850 Esas
KARAR NO:2022/690

DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:07/12/2021
KARAR TARİHİ:21/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—tarihinde, —- yolunda, müvekkil şirket nezdinde —arasında yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, söz konusu trafik kazasına — kuvvetleri tarafından müdahale edildiğini ve kazaya karışan sürücülerin ifadeleri tutanağa geçirildiğini, müvekkili şirket nezdinde —dava dışı sürücüsü ifadesinde,—plakalı aracı sollamak için sinyal verdiğini, — plakalı aracın yarı hizasına geldiğinde,—- plakalı aracın önünde seyreden— plakalı aracı sinyal vermeden sollamaya çalıştığını ve idaresinde bulunan — çarptığını, çarpmanın etkisiyle idaresinde bulunan — plakalı aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek yolun dışına çıkarak çalılıklara çarptığını beyan ettiğini, söz konusu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazasının, davalı tarafın maliki olduğu —- sürücüsünün sinyal vermeden şerit değiştirmeye çalışması nedeniyle meydana geldiğini, kazanın oluşumunda, davalı tarafın maliki olduğu — sürücüsünün, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 46/2-b maddesinde yer alan kuralı ihlal etmesi sebebiyle asli ve — kusurlu olduğunu, gerçekleşen trafik kazası neticesinde, müvekkili şirket nezdinde — kapsamında sigortalı olan — uygulandığını ve müvekkili şirket tarafından dava dışı —tarihinde, — tazminat ödendiğini, — kapsamında yapılan bu ödeme ile müvekkili şirket TTK’nun 1472. maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olduğunu, halefiyet ilkesi uyarınca, söz konusu tazminatın davalı şirketten tahsili için müvekkili şirket tarafından rücu mektubu gönderildiğini, fakat davalı şirket tarafından tazminat ödemesi yapılmadığını, müvekkili şirket tarafından ödenen tazminatın rücuen tahsili amacıyla, —- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak borçlunun itirazı üzerine takibin durduğunu, borçlunun borca itirazı üzerine —- süreci gerçekleştirildiğini ve anlaşamama tutanağı tutulduğunu beyan ederek—Esas sayılı icra dosyasına davalı tarafından yapılmış haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine —- az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bu davaya konu alacak talebinin— tarihinde meydana gelen kazaya ilişkin olduğunu, Borçlar Kanununun zaman aşımını düzenleyen 72. Maddesi; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak— yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak —- yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrar.” hükmü bağlamında davaya konu icra takibi kazanın ve dolayısıyla zararın meydana geldiği tarihten—yıl— ay sonra— tarihinde başlatıldığını ve— yıllık zaman aşımı süresi geçmiş olduğundan zaman aşımı itirazlarının olduğunu, meydana gelen kazada kusur durumunu gösterir herhangi bir belge bulunmadığını, kazaya karışan araçların bulunduğu yol —- şeritli olup sağ şeritte —- plakalı araç, sol şeritte ise—yüksek hızla iki şeritli yolda iki aracı sollamak için şerit ihlali ve geçiş kurallarını ihlal ettiğini, bu nedenle meydana gelen kazada —plakalı aracın açıkça görüldüğü üzere asli ve tam kusurlu olduğunun sabit olduğunu, mahkemece kusur oranlarının, alanında —incelenmesi gerekeceğini, kendilerince dosyaya sunulan müvekkili şirkete kayıtlı araçla ilgili kaza sonrasında gerçekleştirilen —- kusur tayini açısından kendilerinin haklılığını ortaya koyduğunu, davacının dava öncesinde sigorta şirketine başvurma ve akabinde talebin olumsuz karşılanması halinde —nezdinde talepte bulunma dava şartını yerine getirip getirmediği bilinmediğini, davacının sigorta şirketine başvuru şartı yerine getirilmedi ise davanın reddi gerektiğini beyan ederek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak ikame edilmiş bu davanın reddine, davanın —-ve kazanın meydana geldiği yoldan sorumlu kuruma ihbarına, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Dava; davacı — aracın karıştığı kazada sigortalısına ödediği hasar tazminatı tutarının, olayda hatalı sollama yaparak kazaya sebebiyet verdiğini iddia ettiği aracın sahibi şirkete karşı rücuan tazmini için açılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.Uyuşmazlık; davalının pasif husumeti olup olmadığı, davalının zaman aşımı def’inin yerinde olup olmadığı, davacının — ile davalıya ait aracın şoförü arasındaki kusur durumu, kusur oranları, davacının gerçek zarar tutarı, talep edebilme şartları varsa miktarı, takipten önce davalının temerrüde düşürülüp düşürülmediği, temerrüt varsa takip tarihine kadar davacının talep edebileceği faiz tutarının ne olacağı noktalarında toplanmaktadır.Mahkememizin —- tarihli celsesinde; Davacının karşı tarafın sürücüsü, sahibi, işleteni,— birlikte gidebileceği gibi sadece birine dava yöneltmesi de mümkün olduğundan davalının husumet itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının haklarına halef olduğu— plakalı aracın — olduğu ve sigortalısının da şahıs olduğu anlaşıldığından, —- müzekkere yazılarak; davacının—- defter tutmayı gerektirir —- mükellefiyetlerinin bulunup bulunmadığı, defter tutuyorlar ise bilanço esasına göre mi, işletme hesabına göre mi defter tuttukları, İşletme hesabına göre defter tutuyorlar ise VUK.nun 177 vd. maddeleri uyarınca faaliyetlerinin esnaf sınırının altında kalıp kalmadığı, işletme hesabına göre defter tutuyorlar ise —- yıllarına ait — beyannamesi suretlerinin birer örneğinin gönderilmesi istenildiği, —tarihleri arasında — işletmesi faaliyetinde bulunduğu, — takvim yıllarında faal bulunmadığından —- kayıtlarında herhangi bir beyannamesinin bulunmadığı, söz konusu bilgi ve belgelerin 213 sayılı V.U.K.nun 5.maddesi hükmüne göre—- kapsamında olduğunun bildirildiği anlaşılmıştır.Davacı –kendi—ödediği tazminatı onun haklarına halef olarak bu davada istemektedir. Sigortalısı tacir olmadığı gibi hasarlanan aracın da ticari nitelikte olmadığı, bu nedenle halef olduğu şahsın özel aracı ile davalı şirketin adına kayıtlı araç arasında meydana gelen kazada oluşan hasar nedeniyle davalı şirkete karşı haklarını genel hükümlere göre Asliye Hukuk mahkemesinde talep edebilecektir.
6335 Sayılı Yasanın 2. Maddesi ile 6102 Sayılı TTK’nun 5. Maddesinin 3 ve 4 nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren — hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle davanın HMK 114/1-c maddesi ve 115.maddesi uyarınca usulden reddine, —mahkemesinin görevli olduğuna,
2-HMK’nun 20.maddesi uyarınca kararın kesinleşmesinden itibaren —hafta içinde taraflardan birinin başvurması halinde dosyanın görevli — gönderilmesine, aksi halde dosya resen ele alınarak davanın açılmamış sayılmasına,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren — hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.