Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/844 E. 2022/1012 K. 21.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/844 Esas
KARAR NO : 2022/1012

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/12/2021
KARAR TARİHİ : 21/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili aleyhine davalı … —– tarihinde——- sayılı icra takibi başlatıldığını, takibin halen derdest olduğu, Müvekkilinin ticari ilişkinin bitmesi sebebiyle geçmişe dönük doğabilecek borçlara karşılık olarak takibe konu senedi teminat olarak davalıya verdiğini, ticari ilişkinin sonlanması ardından doğan herhangi bir borç bulunmamasına rağmen başlatılan işbu icra takibi nedeniyle eldeki davayı açtıklarını, müvekkilinin kendisinin edinimiyle sahip olduğu—— araç ve bu aracın satımı sonrasında alınan ——– araçlarını davalı ….—— tescil ettirip davalı aracılığıyla———- ederek yaklaşık 10 (on) yıl süre için ticari maksatla ——- işini yaptığını, Davalının ————- ederek —-işi yapmasına imkan verdiğini, Müvekkilinin ise bu ticaretten doğan vergi ve giderleri üstlendiğini ve bu belge karşılığında davalıya düzenli ödeme yaptığını, bu ticari ilişkiden doğan tüm vergi borçları, —- —- ücretleri karşılığı ödemelerin ticari ilişki sürdüğü müddetçe davalıya elden teslim edildiğini ve ödendiğini, ——kayıtlı iken davacı Müvekkil … — tescil edilerek taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona erdiğini, taraflar arasında 13.02.2019 tarihi öncesine ait aralarındaki ticari ilişkiden doğan vergi, ——— kalmadığına dair herhangi bir ibraname yok ise de —- dek doğmuş borçların teminatı olarak davalı adına tescil—– aracın, esas sahibi olan davacı adına tescil ile — tarihi öncesinde muaccel olup da davalıya ödenmemiş borç bulunmadığı, tarafların —- ibralaştığının anlaşıldığını, geçmişe dönük borcun varlığı halinde davalının kendi adına kayıtlı bulunan aracı, davacı adına tescil ettirmesinin hayatın olağan akışına aykırı oludğunu, basiretli tacirin kendi alacaklarını teminat altında almadan bedelsiz tasarrufta bulunmasının kendisinden beklenemeyeceğini, devir sonrasında müvekkilinin, ilgili araçlara dair —- öncesindeki ihlaller ve vergilendirmeler sebebiyle doğabilecek ancak tescil sonrasında tahakkuk edilecek borçlara karşılık takibe konu teminat senedini davalıya verdiğini, davalı tarafından müvekkile verilen senedin ön yüzü ve arka yüzünün aynı sayfada çekildiği fotokopi evrak üzerinde ”aslı gibidir” şerhli nüsha ve senetin orijinal nüshasının arkasındaki beyandan senedin teminat amacıyla verildiğinin açık olduğunu, taraflar arasında ticari ilişkiden —-öncesinde doğan tüm borçların davalıya bizzat elden ödendiğini, bu ödemelere dair herhangi bir ibraname bulunmamakta ise de —— aracın müvekkile devri ile davalının bu tarih itibariyle davacıyı ibra ettiği sonucuna varıldığını,——-plakalı araçlara dair muaccel olan borçlara karşılık verilen teminat senedi takibe konulmuş ise de teminatın asıl kaynağını oluşturan bu borçlara dair fatura, makbuz sunulmadığı, nitekim ticaretin bittiği ve üzerinden 2 yıllık sürenin geçtiği düşünüldüğünde araçlar sebebiyle doğan yeni borçların gündeme gelmediği, müvekkile bu yönde ihtarda bulunulmadığı, ticari ilişkinin kesilmesi sonrasında teminat kapsamında doğan bir borç bulunmamasına rağmen müvekkili aleyhine kambiyo vasfını taşımayan, teminat senedi ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu takip başlatıldığını, halbuki teminat senetlerinin, kayıtsız şartsız belirli bir bedeli ödeme vaadini içermediğinden, TTK’nun 776/1-b ve 777/1. maddeleri gereğince kambiyo senedi niteliğine, bono vasfına haiz olmadığı ve bu vasfı haiz olmadığından alacaklının kambiyo hukuku çerçevesinde takip hakkına sahip olmadığını, izah ettikleri ve mahkemenizce re’sen nazara alınacak nedenlerle davaya konu sözleşme sebebiyle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla, davalı aleyhine açtıkları menfi tespit davasının kabulüne, davacının, davalıya herhangi bir borcunun olmadığının tespitine, —– icra dosyası ile derdest takip ve ilgili senedin iptaline, haksız ve kötü niyetle başlatılan icra takibi sebebiyle yasa gereği alacağın yüzde yirmisinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusu senedin tahsili halinde, müvekkilin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan dava konusu senedin, teminatsız veya mahkemenizce uygun görülecek bir teminat mukabilinde ve işbu dosya kapsamında yapılacak yargılama neticesi verilecek mahkeme kararının kesinleşmesine kadar, davaya konusu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyat-i tedbir kararı verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı …——— plakalı ve bu aracın satımı sonrasında alınan —– plakalı aracını ticari amaçla —- taşımacılığı işi için zorunlu tutulan ve yeni edinimde 20.000 tl civarı bedeli ve özel şartları bulunan——– belgelerinden faydalanmak amacı ile yaklaşık 10 yıl süre ile müvekkil adına kayıt ettirerek müvekkilin sahipliğindeki şirketi ———– ve şahsı üzerinden ticaret yaptığını, müvekkil davacı adına ayrı bir—–çıkarttırmamış, aracı üzerine kayit ettirerek müvekkil adına olan —-belgesinden faydalanmasını sağlamış ve bunun karşılığında hiçbir karşılık, ücret, bedel almadığını, tamamıyla iyi niyet karinesi çerçevesinde yardımcı olduğunu, davacının ilk edinimdeki ve o aracın satımından sonra edindiği arabın işletmesi ve çalıştırlmasının eşi —- tarafından yapıldığını, asıl dostluğu arkadaşlığı onunla olduğu gibi onun ricası ve isteği üzerine araçları kendi üzerine alip —– faydalanarak ticaret yapmasına müsaade ettiğini, davacının araçlarının müvekkil adına kayıtlı iken yapmış olduğu ticaretlerde, yaptığı işlerde, araç ve taşıma izin belgeleri müvekkil adına kayıtlı olması hasebi ile yapılan iş karşılığı kesilen faturalarda müvekkil şirketi ve adına kesilmiş, faturaların karşılık bedelleri iş sahipleri tarafınca davacı ya da eşine ödendiğini, müvekkilinin şirketi yada kendi adına karşı tarafça kesilen faturalar karşılığı doğan gelir vergisi, kdv, damga ve diğer vergi borçları hiçbir zaman müvekkiline yada vergi dairesine ödenmediğini, müvekkilince defaten bildirilmesine, hatırlatılmasına, istenmesine rağmen iyi niyeti ve samimiyeti su istimal edilerek kandırılarak ve ileride yapılandırma yaparak ödeyeceğini ve bu minvalde açıklamalar ile geçiştirdiğini, davacı taraf ve eşinin takribi 10 yıl bu şekilde müvekkilime hiçbir karşılık, bedel, ücret ödemeden üzerinden ticaret yaptıktan sonra, müvekkil ile aralarında doğan anlaşmazlık sonrası basiretli taciri piyasaya karşı mesnetsiz iftiralar, yalanlar ile itibarsızlaştırmış, ticari zararlara uğratmış ve bu gibi iyi niyeti su istimal eden haller sergilemiş bu sebep ile müvekkilinin ticari açıdan ilişiği koparmak amaçlı aracı —- tarihinde davacıya devir ederek devri gerçekleştirmeden yapmış oldukları ticaretten doğan vergi borçlarının kapatılmasını istediğini, davacı ve eşinin nakit paralarının olmaması sebebi ile senet vermeyi teklif ettiğini ve müvekkilinin de kabul ettiğini, bu vergi borçlarının karşılığının bugüne kadar karşı tarafça müvekkiline ödenmediğini ve müvekkilinin—- yapılandırması ile vergi borçlarını yapılandırarak — vergi borcu ödediğini, sonrasında defalarca karşı tarafa bu durumu gerek arayarak gerek mesaj ile iletmesine rağmen hiçbir karşılık alamadığını ve müvekkilinin alacağını icra yolu ile tahsil edilmesi yoluna gidildiğini, müvekkili üzerinden karşılıksız olarak —— kazanç sağlayan davacı eşi ——üzerinden ailesinin—-primlerinin kendisi tarafından ödeneceği beyanı ile çalışan olarak gösterildiğini, sigorta yapılmasını istediğini, müvekkilinin de yardımcı olmak için kabul ettiğini ve —– tarihleri arasında şirket üzerinden —kaydı yapıldığını, müvekkilinin bunca iyi niyetine karşın, İcra takibi —– başlatıldıktan ve tebliğ işleminden sonra, davacı eşi —– işçi alacağına dair müvekkilime kötü niyetli olarak ihtarname çekildiğini, Davacı tarafın dava dilekçesinde kendi beyanlarında da belirttiği üzere bu aracın davacının ve eşinin kendi aracıdır bu aracı müvekkil üzerinden işletirken bu süreçte müvekkilin şirketinde şoför olarak müvekkil adına çalışması mantığa aykırı olduğu açık olup yalan beyanlar ile haksız kazanç elde etmeye çalıştığını, karşı tarafın iddialarını kabul etmemek ile beraber haksız açtığı bu davanın reddine karar verilmesini, müvekkil ve şirketin imkanları üzerinden kazanç sağlanan süreç boyunca mahkemenin taktir edeceği aylık bir bedelin hesaplanarak davacı taraftan alınarak davalıya ödenmesini, açıklanan nedenlerle müvekkili aleyhine doğabilecek herhangi bir zarar sonucu açacakları her türlü dava ve tazminat haklarını saklı tutarak; huzurdaki davanın Kötü niyetle olarak açılması sebebiyle uğrayacağımız herhangi bir zararda dava açma hakkımızın saklı kaldığını belirterek masraf ve ücreti vekaletin davacı borçluya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile davacının ——- sayılı dosyasına konu senet sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespiti talebine yöneliktir ilişkindir.
Davacı vekilinin —— tarihli dilekçesi ile ; davadan feragat nedeniyle vazgeçtiklerini beyan etmiştir.
Davalı vekilinin 21/12/2022 tarihli dilekçesi ile ; davacı ile sulh olduklarını, yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davacı ve davalı vekilinin vekaletnamesinin denetlenmesinde davadan feragat yetkisinin olduğu görülmüştür.
HMK’nun 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla, davacı yanın feragati nedeniyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Davanın Feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince Davadan feragat veya davayı kabul veya sulh, muhakemenin ilk celsesinden sonra vuku bulduğundan, maktu karar ve ilam harcının üçte ikisi olan—- harcın mahsubu ile fazladan alınan 294,58 TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Talep olmadığından yargılama giderleri ve vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise kesinleştikten sonra yatıran taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.