Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/841 E. 2023/219 K. 02.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/841 Esas
KARAR NO : 2023/219

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 22/03/2016
KARAR TARİHİ : 02/03/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı ortak girişi arasında 29.11.2007 tarihinde —– ada,l parsel —— adresinde bulunan mahalde kurulu ——sayılı tesisat için elektrik abone söz leşmesinin akdediİdi&ini,tahakkuk ettirilen faturaların sürelerinde ödemediğini,bu sebeple davalı aleyhinde——-.sayılı dosyası üzerinden 27.546,94 Tl asıl alacakları üzerine 26.02.2014 takıp tarihine kadar geçen sürede islemiş 1.921,51-TL geçmiş gün faizi ve 345,88 Tl faizin KDV’si olmak üzere 29.814,33 Tl üzerinden takipte bulunduklarını,davalı ortak girişimi vekili tara f’ından takibin tamamına itiraz edildiğinden takibin durduğundan bahis le davalı itirazının iptaline,takibin devamına, davalının asıl alacağın az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine ,yargılama giderleriyle ücreti vekaletin karsı tarafa yükletilme sine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Takip borçlusunun—– olduğunu, ortak girişimin hükmü sahsiyeti olmadığından geçersiz takip sebebiyle itirazın iptalinin talep edilemeyeceğini, ayrıca ortak girişimi oluşturan şirketler aleyhine de itirazın iptali davasının ikame edilemeyeceğini,bu nedenle davanın pasif dava ehliyeti yönünden reddi nin gerektiğini,dileke eklerinin tebliğ edilmediğini,takipte gösterilen asıl alacağa,faize ve KDV’ye itiraz ettiklerini,takip talebi ekin de alacala ait hiç bir belgenin tebliğ edilmediğini,dava dilekcesivle 2012 ve 2014 yıllarına ait 3 ayrı faturadan bahsedildiğini, müvekkili şirketlerin oluşturduğu ortak girimisin bahsi gecen ——– bölgesin de ki islerini 2008-2009 yıllarında bitirip binaları da hak sahipleri ne teslim ederek şantiyesini kapattığını, 2012 ve 2014 yıllarında inşaat isleri sebebiyle elektrik sarfiyatı yapmasının ve borcunu ödememesinin söz konusu olamayacağını,takibe haklı sebeplerle itirazda bulun duklarından bahisle haksız davanın reddine, davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava itirazın iptali talebine ilişkindir.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucu, takip talebinin usulüne uygun olmadığı gerekçesi ile itirazın iptali davasının dava şartı yokluğundan reddine dair kararı—- Bölge Adliye Mahkemesi —–.Hukuk Dairesi tarafından kaldırılmış, kaldırma kararı sonrası davanın esasına girilerek yapılan yargılama sonucu bu defa davanın kabulüne karar verilmiştir. Mahkememizin davanın kabulüne dair kararının, davalılar tarafından istinafı üzerine —— sayılı kararı ile;”Bilirkişi raporunda,” davalı ortak girişimin faturaların tebliği hususunda dava konusu faturalara süresi içinde yapılmıs bir itirazı bulunmadığı, davalı Ortak Girişimin yasal abonesi olduğu tesisata ait faturaları takip etmesi ve davacı kuruluş nezdinde araştırması gerektiği, dosya kapsamından davacının Yönetmelik hükümlerine uygun hareket etmediği,ödenmeyen faturalardan dolayı elektriği kesmediği, davalı Ortak Girişimin ise abonesi olduğu kullanıma açık olan elektriği borclarını ödemeden kullanmaya davam ettiği ve/veya kullanılmasına sebebiyet verdiği,davacının elektriği kesmesine olanak sağlamadığı, davacının zararına sebebiyet verdiği görülmektedir.” şeklinde görüş bildirilmiş ise de ,Yönetmeliğe göre ,elektriğin kesilmesi gereken tarih tesbit edilmemiş, ayrıca sözleşmenin tamamı ibraz edilmediğinden gecikme halinde açıkça gecikme cezası uygulanacağının düzenlenip düzenlenmediğinin de belli olmadığı anlaşılmıştır. Böyle bir düzenleme olsa dahi,elektriğin kesilmesi gereken tarihte kesilmemesi sebebiyle davacının müterafik kusuru dikkate alınarak , en fazla tarafların sıfatına göre avans faizi istenebileceğinden en bu miktarın hesaplanması gerekirken bu yönden de raporda hesaplama bulunmamaktadır.Bu sebeplerle ,bilirkişi raporunun bu yönlerden yetersiz olduğu,hüküm kurmaya elverişli olmadığı sonucuna varılmış olmakla ,davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmıştır.Dava itirazın iptali davası olup, Davaya konu—–.sayılı dosyasında takip talebinde borcun sebebi “Elektrik Tüketim Faturası—— olarak tek bir fatura gösterilmiş, ancak fatura takip talebine eklenmemiştir. Davacı vekili ise dava dilekçesinde; 12/10/2012 vadeli 7.679,30-TL bedelli faturanın, 10/02/2014 vadeli 19.845,10-TL bedelli faturanın ve 21/02/2014 vadeli 22,54-TL bedelli açma-kesme cezasının ödenmediğini ileri sürmüştür.
Takip dayanağı olarak gösterilen fatura takip dosyasına ibraz edilmemiştir. Mahkememizce alınan 26/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda, takipte borcun sebebi kısmında yazan——” rakamının tesisat numarası olduğu belirtilmiştir.
İİK’nın 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davaları takiple sıkı sıkıya bağlı olup, mahkeme takibe konu edilmeyen alacak kalemlerini inceleme konusu yapamaz. ——- Takipte borcun sebebi olarak “Elektrik Tüketim Faturası —–olarak tek bir faturanın gösterilmesine, dava dilekçesinde ise 2 fatura ve açma-kesme cezasının talep edilmesi nedeniyle, takiple sıkı sıkıya bağlılık kuralı doğrultusunda inceleme yapılabilmesi için, 21/11/2022 tarihli yenileme tensip tutanağındaki—- no’lu ara karar ile; “HMK’nın 31.maddesi uyarınca davacı vekiline; davaya konu takip talebinde borcun sebebi olarak gösterilen “Elektrik Tüketim Faturası ——- hangi fatura olduğunu bildirmek ve faturanın bir suretini ibraz etmek üzere 8 hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içerisinde istenilen husus yerine getirilmediği takdirde bu hususun delillerin değerlendirilmesi ve davanını sübutu aşamasında nazara alıncağının ihtarına, yenileme tensip tutanağının davacı vekiline tebliği ile işbu maddedeki ihtaratın yapılmış sayılacağına” karar verilmiş, tensip tutanağı davacı vekiline 27/11/2022 tarihinde tebliğ edilmiştir.Davacı vekiline verilen 8 haftalık kesin süre 23/01/2023 tarihinde sona ermiş, ancak davacı vekili gerek bu 8 haftalık kesin süre içinde ve gerekse kesin sürenin sona erdiği 23/01/2023 tarihinden duruşma tarihi olan 02/03/2023 tarihine kadar takip dayanağı olarak gösterilen faturanın hangi fatura olduğunu bildirmemiş, faturayı da ibraz etmemiştir. Davacı vekili, şirket çalışanlarının bir çoğunun deprem bölgesinde olduğu için ara kararı yerine getiremediklerini beyan ederek, bu hususda yeniden ek süre verilmesini talep etmiştir. Ancak yukarıda açıklandığı üzere davacı vekiline verilen 8 haftalık kesin sürenin; ——- merkezli depremden önceki tarih olan 23/01/2023 tarihinde sona ermiş olması, kesin sürenin tarafları olduğu gibi hakimi de bağlaması, verilen 8 haftalık kesin sürenin takibe konu faturanın hangi fatura olduğunu beyan etmek için son derece makul bir süre olması nedeniyle, yeniden süre verilmesi talebi yerinde görülmemiştir.
Davacı vekilinin davaya konu icra takibinde borcun sebebi olarak “Elektrik Tüketim Faturası —– şeklinde gösterilen ve icra takip dosyasına eklenmeyen takibe konu faturanın hangi fatura olduğunu bildirmemesi nedeniyle, takip dayanağının ne olduğu ve takibe konu fatura ile dava dilekçesinde talep edilen alacak kalemlerinin aynı olup olmadığı anlaşılamadığından, Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda mütefarik kusur yönünden de değerlendirme yapılamamış, tüm bu nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalıların kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine,
3-Alınması gereken 179,90 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 360,16 TL harçtan mahsubu ile bakiye 180,26 TL’nin davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı—— Şirketi tarafından yapılan 158,40 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı—— tarafından yapılan 100,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalılar kendini vekille temsil ettirdiğinden davalılar lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafaa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı ——-vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde——-Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.