Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/816
KARAR NO : 2023/514
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/05/2017
KARAR TARİHİ : 06/06/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Dava dışı —-poliçe nolu ve 22/08/2015 – 22/08/2016 vadeli makina kırılması sigorta poliçesi ile sigorta teminatı altında olduğu, 20/10/2015 tarihinde yapılan geçe çalışmasında paletlerin seri no bazı kontrollerinin yapımı esnasında 7. Kattaki bir palet yere indirildiği, kontrolleri yapıldıktın sonra —- kullanımında olan — ekipmanı ile geri çıkarken bıçaklar denge traversine çarpmış ve devredilmiştir, olay esnasıda —–bıçakları asansörü ön konsolu hasar görmüş, ayrıca çarpılan denge traversi de hasar gördüğünü, yapılan ekspertiz neticesinde dava dışı sigortalıya 26/04/2016 tarihinde 8.894,51 TL ve 14/04/2016 tarihinde ise 15.463,12 EURO maddi tazminat ödemesi yapıldığı, hasara sebebiyet veren operatör —-sigortalı firmanın taşeronluğunu yapan davalı —–alışanı olduğu tespit edildiği, dava dışı sigortalı ile davalı şirket arasında taşeronluk sözleşmesi bulunmadığı, fakat taraflar arasında aylık faturalar düzenlendiği bilgisi sigortalı firmadan edinildiği, müvekkili şirket tarafından tazmin edilen zarara sebebiyet veren vakıa tamamen davalı şirket çalışanı olan —- kusuru ile meydana geldiği, Türk Borçlar Kanununun adam çalıştıranın sorumluluğu başlıklı 66. Maddesi gereği operatörün işini ifa ederken vermiş olduğu zararlar nedeni ile davalı işveren şirket kusursuz sorumlu olduğu, davacı fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla ödediği 15.643,12 euronun 14/04/2016 tarihinden hesaplanacak kuru üzerinden, 8.894,51 TL’nin ödeme tarihi olan 26/04/2016 tarihinden itibaren devlet bankalarının bir yıl vadeli döviz mevduatına uyguladıkları en yüksek faiz oranıyla davalı şirketten tahsilini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket üçüncü kişilere geçici personel tedariki sağlayan bir firma olduğu, gerek şirket ana sözleşmesi gerekse yürüttüğü işlerin mahiyeti incelendiğinde bu husus açıkça göreleceği, müvekkili şirket hiçbir şekilde herhangi bir taşeronluk faaliyeti içerisinde olmadığı, davacının sigortalısı dava dışı üçüncü kişi —– müvekkilinden geçici işçi talebinde bulunmuş ve bu talebe istinaden kendilerine iki adet geçici işçi gönderildiği, müvekkilinin —– Depo ve yükleme tesislerine ve/veya başkaca herhangi bir iş yerine girme yetkisi dahi bulunmadığını, olayda işin organizasyonu yönetim, denetim ve personel görevlendirmesi tamamen davacının sigortalısı tarafından belirlenip yürütüldüğünü, müvekkilinin işletmenin çalışma düzenini zararın doğmasını önlemeye elverişli hale getiremeyeceği ve veya bu hususta gerekli tedbirleri almasının mümkün olmayacağını, dava konusu edilen kazanın oluş tarihinde sigorta şirket tarafından müvekkillerine yapılmış herhangi bir bildirim bulunmadığını beyan ederek, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi ile, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin dacıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
—-. Sulh Hukuk Mahkemesince verilen 21/01/2021 tarih ve—–Esas——sayılı görev uyuşmazlığı kararı —-Bölge Adliye Mahkemesi —–Hukuk Dairesi’nin 10/11/2021 tarih ve——Esas——Karar sayılı ilamıyla mahkememiz yargı yeri olarak belirlenmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile sigorta tarafından halefiyete göre açılan rücuen tazminat davasıdır.Mahkememizce Dosya Makine Mühendisi, Sigorta Uzmanı ve İş Güvenliği Uzmanı bilirkişiye tevdi edilerek aldırılan 20/10/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Geçici işveren —– olayda asli ve % 75 kusurlu olduğu, Operatör—– olayda tali ve % 25 kusurlu olduğu, Hasar yönünden değerlendirme: Forkliftin onarımı halinde hasar bedelinin 18.246,48 EUR olduğu, Sigorta yönünden değerlendirme: davacının davalıya rücu imkanı olmadığı görüş ve kanaatine varıldığına ilişkin raporu mahkememize sunmuşlardır.Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, aşamalarda aldırılan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamıyla birlikte yapılan değerlendirmede, davacı … ile dava dışı sigortalısı —– arasında Makine Kırılması Sigorta Poliçesi düzenlendiği, 20.10.2015 tarihinde, dava dışı sigortalının iş yerinde, dava dışı —– kullanımında olan makine ile paletlerin indirildiği sırada, makinenin devrilmesi neticesinde hasar gördüğü, davacının sigortalısına hasar bedeli olarak 15.463,12 EURO ödeme yaptığı, davacının, hasara davalının çalışanı —— sebebiyet verdiği iddiasıyla, davalı aleyhine mahkememizde rücu davası açtığı, olay tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunun 55 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 66. maddeleri gereğince “Adam çalıştıran, çalışanın, kendisine verilen işin yapılması sırasında başkalarına verdiği zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmünün düzenlendiği, anılan maddedeki, istihdam edenlerin, müstahdemlerinin eylemlerinden sorumlu tutulmaları ilkesinin, kendi yararı için başkasını çalıştıran kimsenin, bu işin ifasından meydana gelecek zarar tehlikesini bazı şartlar altında üzerine alması esasına dayandığı, istihdam edenlerin sorumluluğu hakkında gerek doktrinde gerek içtihatlardaki (27.03.1957 gün ve 1/3; 22.06.1966 gün ve—-sayılı İçtihadı Birleştirme Kararları) baskın görüş bunların kusursuz bir sorumluluğa tabi tutulmaları doğrultusunda olduğu, iş gördürenin sorumluluğunun kaynağının, göstermekle yükümlü olduğu özenle iş görme (ihtimam) ödevinin ihlali olduğu, sorumluluğun kökünün, bizzat sorumlu şahsın ya da şahısların durumunda olduğu, istihdam edenin, müstahdem veya işçilerini seçerken, onları çalıştırırken, başkalarına zarar vermemelerini sağlamakla ve buna dikkat ve özen göstermekle yükümlü olduğu, esasen istihdam edenin sorumluluğunun dayanağının, onun müstahdeme nezaret ve özen hususundaki objektif vazifesinin ihlalini teşkil ettiği, bu noktada, Borçlar Kanununun 55. maddesinde düzenlenen “adam çalıştıranın sorumluluğu” için, somut olayda “adam çalıştırma ilişkisi” ile “çalıştırılanın hizmetini yerine getirirken hukuka aykırı bir eylemle zarar vermesi” unsurlarının gerçekleşmesinin zorunlu olduğu, adam çalıştırma ilişkisi için çalıştırılanın, çalıştıranın buyruğu altında olması, onun gözetiminde işi yapması ve onun talimatıyla bağlı bulunması gerektiği, bunun yanında meydana gelen zararın müstahdemin istihdam edenin maksatları için bir hizmetin görüldüğü sırada doğmuş olması zorunlu olduğu, başka bir deyişle, müstahdeme gördürülen hizmetle zarar arasında “gaye ve görev bakımından” çok sıkı bir münasebet olması gerektiği, bu bakımdan hizmetin ifası ile zararın ikası arasındaki zaman ve yer bağlılığı ve zararın istihdam edenin hizmetin görülmesi için verdiği vasıta ile meydana getirilmesi hizmetin icrası esnasında zararın meydana gelmesi gerektiği, bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, dava dışı sigortalı ——. İle davalı arasında imzalananan Dönemsel İş Gücü Hizmet Sözleşmesinin incelenmesinde, davalının dava dışı şirkete dönemsel işçi tedarik etme taahhüdünde bulunduğu, dava dışı şirketin dönemsel çalışacak işçilerin tüm yasal yükümlülüklerini karşılamayı üstlendiği, görevlendirilen elemanların çalıştıkları süre boyunca dava dışı şirketin gözetiminde ve onun talimatına bağlı olarak çalıştığı, davalının emir ve gözetiminde bulunmadığı, dolayısıyla hasarın meydana geldiği sırada davalı ile dava dışı işçi—– arasında adam çalıştırma ilişkisinin olmadığı, söz konusu ilişkinin dava dışı —– arasında cereyan ettiği, ayrıca sözleşmenin 12. Maddesinde, görevlendirilen personelin çalışma saatleri içerisinde bilerek ve isteyerek ürünlere verdikleri zarar ve ziyanın sorumluluğunun davalı şirkete ait olduğunun belirlendiği, ancak dava konusu olayda dava dışı personelin kasti bir hareketinin olmadığı, taksirle zarara sebebiyet verdiği, dolayısıyla davalının bu noktada da sorumluluğunun bulunmadığı, anlaşıldığından davalının sorumluluğunun bulunmadığı kanaati ile davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.007,15-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde—– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.