Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/807 E. 2023/877 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/807
KARAR NO : 2023/877

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/09/2014
KARAR TARİHİ : 02/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkiline ait —- plakalı aracın, davalı sigorta şirketince kasko poliçesi ile sigortalandığını, 11/05/2014 günü, saat 12:00 sıralarında —- istikametinden —– istikametine doğru giderken sürücü —–kontrolü kaybetmesi sonucunda kaza meydana geldiğini, araçta maddi hasar meydana geldiğini, olayla ilgili olarak —- Cumhuriyet Başsavcılığı’nın —–soruşturma nolu dosyasının açıldığını ve kovuşturmaya yer olmadığında dair karar verildiğini, müvekkilinin davalı sigorta şirketinden aracın yapılmasını talep ettiğini, ancak davalının 11/07/2014 tarihli yazısı ile hasarın sigorta kapsamı dahilinde olmadığını belirterek aracın hasarından sorumlu olmadığını beyan ettiklerini, bunun üzerine —–.Sulh Hukuk Mahkemesi’nin —–sayılı dosyası ile aracın hasarının tespit edildiğini, 51.645,00 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan kaza tarihi olan 11/05/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderlerinin —–sulh Hukuk Mahkemesinin —–sayılı dosyada yapılan yargılama giderleri de dahil olmak üzere ve vekalet ücretinin de davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde —– numaralı 29.08.2013 – 29.08.2014 vadeli kasko sigorta poliçesi ile sigorta poliçesine ek genel ve özel şartlar çerçevesinde sigortalı bulunduğunu, davacının aktif husumet ehliyetine sahip olmadığını, davaya konu aracın 11.05.2014 tarihli kazada ehliyetsiz sürücü —– sevk ve idaresinde iken hasarlandığını, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, hukuki niteliği itibariyle; trafik kazası sebebiyle davacıya ait araçta oluşan hasar bedeline ilişkin zararın kaza tarihinde aracı kasko sigortası ile teminat altına alan davalı sigorta şirketinden kasko sigorta poliçesi kapsamında zararın tazmini istemine dayalı tazminat davasıdır.
Her ne kadar yargılamaya davaların açıldığı tarihte yürürlükte bulunan usul hükümleri doğrultusunda yazılı yargılama usulüne uygun olarak oluşturulan tensibe istinaden anılan usul gereğince başlanılmış ve tahkikat yazılı yargılama usulüne göre yapılmış ise de; dava değeri dikkate alınarak; 7251 sayılı yasanın 58. Maddesi ile TTK.’nın 4/2. Maddesinde yapılan değişiklik gereğince yargılamaya basit yargılama usulü ile devam edilmesine karar verilmiş, bilirkişi raporu alınarak yargılama sonuçlandırılmıştır.Davanın safahatı incelendiğinde, Mahkememizin —-sayılı ilamı ile davanın aktif husumet yokluğunundan reddine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine ilk olarak Yargıtay—- Hukuk Dairesi’nin —-sayılı kararı ile “Davacı ve davalı taraf arasında düzenlenen —– nolu kasko poliçesinde dain mürtehin olarak görünen —-Şubesi’ne yazı yazılarak; rehin hakkının devam edip etmediği, ediyorsa davaya kayıtsız şartsız muvafakat edip etmediğinin sorulması, davaya konu —– plaka sayılı aracın 11.05.2014 tarihi ve sonrasında kimler adına kayıtlı olduğunun ilgili yerden sorulması ve —-Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifi Başkanlığı’ndan—–plaka sayılı araca konan rehnin tarihinin ve rehnin kaynaklandığı hukuki ilişkiye davacı—– taraf olup olmadığının sorulması” sebebiyle geri çevrilmesine karar verildiği, söz konusu eksiklikler giderilerek dosyanın yeniden Yüksek Mahkemeye gönderildiği, bu kez Yargıtay —. Hukuk Dairesi’nin —– sayılı kararı ile “—- Emniyet İl Müdürlüğü’nün dava tarihinde davacının araç maliki olduğu, —– Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatif Başkanlığı’nca üzerinde herhangi rehin ve hak mahrumiyetinin bulunmadığı ve —-tarafından düzenlenen poliçe ile kazaya karışan —–plakalı araç kapsamında rehin hakkının bulunmadığı ve devam etmediğine ilişkin cevabi yazıların yer aldığı ve iş bu bilgi ve belgeler dikkate alındığında davacıya ait hasarın oluştuğu araç üzerinde üçüncü kişilerin rehin veya benzeri bir hakkının bulunmadığı anlaşılmakla, mahkemece davacının aktif dava ehliyetinin bulunduğu kabul edilerek işin esasına girilerek inceleme yapılması için kararın bozulmasına” karar verildiği ve mahkememizce bu kapsamda yargılamaya devam edilerek dava sonuçlandırılmıştır.
Bozma ilamı sonrasında dosya hekim bilirkişi Dr. —ile Makine Mühendisi bilirkişi —– oluşan heyete tevdi edilmiş anılan bilrikişi tarafından sunulan 16/10/2022 tarihli rapor içeriği denetime elverişli görülerek hükme esas alınmıştır.Dava konusu uyuşmazlık, 11/05/2014 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kazasında davacıya ait ve davalı tarafından kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alınan —- (ve arkasında takılı —–plakalı yarı römork) plakalı çekicinin uğradığı hasardan davalının sorumlu olup olmadığı, somut olay özelinde davacıya ait aracın kaza esnasındaki sürücüsünün kim olduğu ve bu kişinin geçerli sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı hususlarında toplanmaktadır.
Tüm dosya kapsamına göre, 11.05.2014 günü davacıya ait —– plakalı çekicinin (arkasında —– yarı romörk takılı)—– İlçesinde,—- istikametinden —–istikametine seyir halindeyken sürücüsünün direksiyon hâkimiyetini kaybetmesi sebebiyle tek taraflı trafik kazasının meydana geldiği, toplanan deliller kapsamında kaza anında araçta —– ve —–isimli şahısların bulunduğu, trafik kazası tespit tutanağı ve Jandarma tarafından tanzim edilen teslim teselsüm tutanağında aracın sürücüsünün—– olduğunun yazılı olduğu, emsal içtihatlar uyarınca kaza tespit tutanakları tek başına, hüküm kurmak için yeterli delil olmasa da aksi sabit oluncaya kadar maddi durumu belirleyen ve itiraz halinde denetlenmesi gereken bir delil olduğu, anılan şahısların vermiş oldukları ifadelerinde kaza esnasında aracı kullanan şahsın —– olduğunu beyan ettikleri, kaza tespit tutanağı ile bu beyanlar kapsamında giderilmesi gereken çelişkinin sürücü belgesi olmadığı kendi ikrarı ve tespit tutanağı ile sabit —— kaza esnasında aracı kullanıp kullanmadığının tespiti yönünde olduğu, denetime elverişli görüşerek hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda doktor bilirkişi tarafından bildirilen kanaat kapsamında —– kazada yüzünün alın bölgesinden yaralandığı ve bu yaralanmanın başının aracın ön camına vurması şeklinde olduğu ve aracın ön camının, seyir yönüne göre şoför koltuğunun sağ tarafında içeriden gelen darbe ile dışarıya doğru kırık olduğunun anlaşıldığı ve bu durumda—–; kaza esnasında, aracın seyir yönüne göre şoför koltuğunun sağ tarafında yolcu konumunda bulunduğunun anlaşıldığı, —– ise toplanan deliller arasında yer alan fotoğraflara ve——Devlet Hastanesinin Acil Polikliniği tarafından tanzim edilen sağlık kayıtlarına bakıldığında her iki bacağından yaralandığı bu durumun çarpma esnasında direksiyonun altında bulunan pedallardan ve direksiyon altındaki diğer aksamlardan kaynaklandığı aksi taktirde, şoför mahallinin yolcu tarafında olan tarafında, yolcunun ayaklarının bulunduğu yerin direksiyon altındaki yere göre boş olmasından dolayı, kişinin bacaklarındaki kırılmalara sebebiyet vermeyeceği dolayısıyla —–kaza esnasında sürücü konumda bulunduğu kanaatine varıldığı, yukarıda da belirtildiği üzere—– geçerli bir sürücü belgesinin bulunmadığı, bu hususun tespit tutanağında ve kendi beyanı ile sabit olduğu, davalı sigortacıya sorumluluk isnadının kasko sigorta poliçesine dayanarak yapıldığı, kasko sigorta poliçesi genel şartlarının teminat dışında kalan haller başlıklı A.5.4 maddesinde aracın gerekli sürücü belgesine sahip olmayan kişiler tarafından kullanılması sırasında uğranılan zararların teminat kapsamı dışında bırakıldığı dolayısıyla somut olayda davacı aracında oluşan zararın davalı tarafından tanzim edilen poliçe teminatı kapsamında olmadığı ve davalının tazmin yükümlülüğü olmadığı kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gereken 269,80-TL harcın davacı tarafından peşin yatırılan 882,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 612,20 TL’nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı—– tarafından yapılan 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Davalı —– kendini vekille temsil ettirdiğinden davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair, Davalı vekilinin yokluğunda, davacı vekili ve ihbar olunun vekilinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde—— Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.