Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/75 E. 2021/315 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/75 Esas
KARAR NO : 2021/315

DAVA : Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin), Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 29/01/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Pay Defteri Kaydına İlişkin), Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili davacı—— tarihli,——- Noterliği tarafından düzenlenen —— pay devri sözleşmesi ile ————– sicil numarasında kayıtlı bulunan ——– numarasında kayıtlı ———- karşılığında davalı ———- devraldığını, yapılan bu devir işleminin noterlikçe düzenlenmiş ————- şirket pay devri sözleşmesi ile de sabit olduğu gibi şirketin ——– numaralı kararı ile karar defterine kaydedildiğini, müvekkilinin yapılan sözleşme gereğince üstüne düşen yükümlülüğü yerine getirdiğini ve 10.000.000,00 TL’yi eksiksiz ve zamanında davalı tarafa ödediğini, davalı şirketin karar defterindeki ——— numaralı karar ile de açıkça görüleceği üzere müvekkilinin söz konusu şirketin—- payını yani %50’sini devraldığını ve diğer ortak davalı——— ile beraber şirketin yetkilisi ve temsilcisi olduğunu ancak davalı tarafın yapılan sözleşme gereğince yükümlülüğü olmasına rağmen müvekkilinim şirket payını ve şirket yetkilisi olması hususlarını ——- bildirmediğini ve tescilini sağlamadığını, ikame edilen davanın özünde şu an ——- tek şirket yetkilisi olarak görünen davalı ———hak ve yetkilerini kötüye kullanması ve yükümlülüklerini yerine getirmemesinin yer aldığını, hem müvekkilinin iktisap etmiş olduğu hakları hem de faaliyet gösterdiği sektörde başarılı işler yapan şirketi korumak amacıyla yargılama sonuçlanıncaya kadar davalı şahsın şirket yetkilerinin kaldırılıp kayyım olarak öncelikle müvekkili ———- belirlenmesi eğer Mahkeme aksi kanaatte ise Mahkemenin uygun göreceği bir kişinin kayyım olarak belirlenmesini talep ettiklerini beyan ederek, davalı———- yarı payı olan 500 payının müvekkili davacı adına —— tesciline, müvekkili davacının ———- yetkilisi ve temsilcisi olduğunun —— tesciline, yargılama safhası sonuçlanıncaya kadar şirketin temsili için kayyım olarak öncelikle müvekkili davacının atanmasına, eğer mahkeme aksi kanaatte ise Mahkemenin uygun göreceği bir kişinin kayyım olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının, dava dilekçesinde ileri sürdüğü iddiaların açıkça haksız ve kötüniyetli olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, davalı müvekkili ——-, diğer davalı müvekkili ———- sahibi olduğunu, müvekkili——- ile davacı arasında şirkette mevcut hisselerin %50’sini devretmek üzere —— Noterliğinin —— Yevmiye numaralı —— tarihli devir sözleşmesinin eki niteliğinde bir ek sözleşme imzalandığını, taraflarca imzalanan —– ve ek sözleşmede, devre konu hissenin satım bedelinin 36.000.000,00 TL olduğu konusunda tarafların anlaşmaya vardıklarını, dava konusu—– tescili istenen hisse değeri 36.000.000,00 TL olduğundan davacı tarafça huzurdaki dava açılırken 36.000.000,00 TL üzerinden nispi harcın yatırılmasının zorunlu olduğunu, sözleşme ile belirlenen hisse devir bedeli davacı tarafça ödenemediğinden, tarafların bir araya gelerek sözleşmeyi feshettiklerini, bu nedenle müvekkillerinin tescile icbarı talebinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu, Ek Sözleşmenin 3.maddesinde, şirket hissesinin devri sırasında resmi memur önünde bedelin alındığı beyan edilecek olsa dahi devir sırasında herhangi bir bedel alınmadığını, bu bedelin devirden sonra ödeneceğini tarafların kabul ettiğini, müvekkili——- davacıyla yapmış olduğu Ek sözleşmeye güvenerek iyiniyetle Hisse Devir Sözleşmesi ile şirkette mevcut hisselerinin %50’sini herhangi bir bedel almadan devrettiğini, —işbu devirden sonra müvekkili şirkete bir kısım çek vermişse de kalan bedeli ödemediğini, nasıl olsa hisseleri devralmış olmanın rehaveti ile müvekkili oyalamaya başladığını, davacının hisse devir bedelini ödeyemeyeceğinin anlaşılması üzerine tarafların —– tarihinde bir araya gelerek — tarihinde imzalamış oldukları sözleşmeyi feshettiklerini sözleşmenin üzerine yazarak imzaladıklarını, ayrıca şirket karar defterine yazılan şirketin %50 hissesinin davacıya devredildiğine dair ortaklık kararını iptal ettiklerini kararının üzerine yazarak imzaladıklarını, söz konusu Hisse Devir Sözleşmesinin feshedilmesi ve şirket karar defterinde alınan kararın iptal edilmesi nedeniyle müvekkilinin davacıdan almış olduğu çekleri imza karşılığında iade ettiğini, limited şirket hisse devir sözleşmesi şirket pay defterine işlenmediğinden müvekkillerinin tescile icbara zorlanamayacağını beyan ederek davacı tarafça ikame edilen haksız ve kötüniyetli davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekili —— tarafından sunulan —– tarihli dilekçe ile; Mahkememizin nezdinde—-Esas numarası ile kayıtlı davasından, davalı taraflar ile haricen sulh olunması sebebiyle feragat ettiklerini beyan etmiştir.
Davacı vekilinin yetki belgesi ve dayanağı vekaletnamenin denetlenmesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu görülmüştür.
HMK’nun 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 59,30 TL karar harcı, dava açılırken peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından sarf olunan tüm yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davalılar lehine ——— uyarınca taktir edilen 4.080,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.