Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/745 E. 2023/67 K. 19.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/745 Esas
KARAR NO: 2023/67
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/10/2021
KARAR TARİHİ: 19/01/2023
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin ——- Ticari faaliyetini sürdüren, alanında hem —hem de çevre illerin en büyük şirketlerinden biri olarak hem —– hem de bölge genelindeki prestijli yapılara ——- yapan bir şirket olduğunu, aynı zamanda——bayi olduğunu, yapmakta olduğu işin gereği olarak,—– sözleşme yapmış ve taahhüt vermiş olan davalı ——— temin ettiğini, ancak davalı şirket tarafından verilen ve yukarıda bahsedilen malzemenin ayıplı çıktığını, yüksek ısıda kenar dolgu malzemesinde sıkıntılar oluşturduğunu ve bozulmalar meydana geldiğini, bu bozulmalar neticesinde cam aralarının hava almaya başladığını ve camda buğulanmalar meydana geldiğini, müvekkili şirketin bu hususta uygulama yaptığı nihai kullanıcılardan şikayetler almaya başladığı ve bu sebeple itibar ve ——- riski yaşadığını, doğal olarak müvekkilin iş bağlantılarına olumsuz olarak yansımakta ve müvekkili şirketin zarara uğradığını, bunun yanı sıra müvekkili şirketin tüm bu yaşanılan olumsuzluklar nedeniyle bazı projelerde uygulamış olduğu camları değiştirmek zorunda kaldığını ve şirketi maddi külfete soktuğunu, tüm bu değişimleri yapmak için harcanan zaman ve iş gücünün de müvekkili zor durumda bıraktığını, diğer projelerinde iş yetişlirebilmek için ciddi emek, zaman ve para sarf etmesine neden olduğunu,——- değişim yapılan şirketlerden biri olduğunu, bu hususta adı geçen şirketten bilgi alınabileceğini, söz konusu ayıplı malzeme ile üretilmiş camların montajı ile birçok prestijli projede yer alarak kendi alanı ile ilgili işleri yerine getirdiğini, ———–saymadıkları bölgenin en büyük ve en prestijli projelerinin bunlardan bazıları olduğunu, müvekkilin kusurundan kaynaklanmayan tamamen davalı şirketin ayıplı mal vermesi sebebi ile adı geçen projelerin büyük çoğunluğunda müvekkilinin zarara uğradığını, uygulama yaptığı işlerde sorunlar yaşaması üzerine —- başvurduğunu, başvuru üzerine — tarafındanı laboratuvar ortamında yapıları—– sonucunda hatanın ——– üretiminde kullanılan ve davalı şirketten temin edilen —— malzemesinden kaynaklandığının tespit edildiğini, yapılmış olan testin sonucunu ekte sundukları gibi ——- istenebileceğini, yaptırılacak bilirkişi incelemeleri ve testleri sonucunda da belirttikleri maddi gerçeklere ulaşılacağı kanaatinde olduklarını, gerek ——— tarafından gerekse de müvekkil şirket tarafından defalarca kez davalı şirket ile temasa geçilmiş ve söz konusu malzemelerin değiştirilmesi ve zararın tazmini talep edilmiş, ancak davalı şirketin cevabının her seferinde olumsuz olduğunu, bunun üzerine —– ile davalı şirketten alımı yapılan söz konusu malzemenin askıya alındığını, Bununla ilgili ——– gönderilen yazıyı ekle sunulacaklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili şirketin şu ana kadar davalı şirketten almış olduğu ayıplı malı kullanarak yapmış olduğu işlerden dolayı oluşarı zararlarının tazminine hükmedilmesine, müvekkilinin şu ana kadar davalı şirketten almış olduğu, ancak ayıplı olması sebebi ile kullanamayarak deposunda tutmak zorunda kaldığı malların iadesine, mahkeme aksi kanaatte ise ayıplı olmayan yenileri ile değiştirilmesine hükmedilmesine, müvekkili şirketin ayıplı ürün sebebi ile uğramış olduğu itibar, prestij ve müşteri kayıpları nedeni ile manevi tazminata hükmedilmesine yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı ile müvekkili şirket arasında bir satım sözleşmesi ve ticari bir ilişki bulunmadığını, müvekkili şirketin satıcı olmadığını, davanın pasif husumet yokluğundan reddinin gerektiğini, —– yılından ———, ürettiği ürünler sayesinde ——– artırarak enerji kaybını düşürmek amacıyla ——– imalatı için —– gibi ——– ürettiğini, Davacı ——— müvekkil şirketin müşterisi olmadığını, davacıya hiçbir ürün satışı yapmadığını, dava dilekçesinde —— şeklindeki ifadelerin gerçek dışı olduğunu, taraflar arasında kurulmuş ticari bir ilişki bulunmadığını, dava dilekçesinde bu yönde bir iddia ve delil de sunulmadığı için davaya konu ürünlerin ——olup olmadığı hakkında hiçbir bilgiye sahip olmadıklarını, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle de reddinin gerektiğini, Dava dilekçesinde soyut ifadeler yer aldığını, ayıp iddiasında bulunan davacının bu iddiasını ispatlaması gerektiğini, Müvekkil şirketin satıcı sıfatına haiz olmamakla birlikte davacı tarafından müvekkil şirkete usulüne uygun bir ayıp ihbarı da yapılmadığını, çoklu —– yapan, ——–olduğunu iddia eden bir tacirin camda kullanacağı kimyasallar ile ilgili gözden geçirme anlamındaki bazı testleri yapması gerektiği dava dilekçesinde kanunun aradığı gözden geçirmenin de yapılmadığının anlaşıldığını, İddia olunan ayıbın gizli ayıp olması halinde ise durumun hemen satıcıya bildirilmesinin gerektiğini, aksi halde yine ayıpla kabul edilmiş sayılacağı hususunun madde metninde düzenlendiğini, alıcı olan davacının ayıp ihbarını satıcıya yapmadığı dava dilekçesinden anlaşıldığını, Davacının cam montajı yaptığı bazı müşterilerinden şikayet aldığını, ——- değiştirmek zorunda kaldığını iddia ettiğini, hangi müşterisinden ve hangi tarihte ihbar aldığını, ayıplı olduğu iddia edilen —— tespit yapılıp yapılmadığı, yapıldı ise tarihi, böylece var ise ayıbın ilk ne zaman öğrendiği bilgisinin dava dilekçesinde yer almadığını, davacının ayıp ihbarını usulüne uygun şekilde yaptığını ispatlaması gerektiği Dava dilekçesinde her ne kadar ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerin satın alma tarihi belirtilmemekle birlikte, ayıp ihbarının satın alma tarihinden itibaren iki yıllık zaman aşımına uğradığı, ayıp ihbarının zamanaşımı süresi içinde yapıldığını ispat yükünün yine davacıda olduğunu, dava dilekçesinde ayıp, ayıp ihbarı ve zamanaşımı hakkında hiçbir somut vakıa ve delil ileri sürülmediği davanın bu yönden de reddinin gerektiğini, davada haksız fiilin şartları müvekkil şirket yönünden oluşmadığını, illiyet bağının yokluğu nedeniyle de haksız fiilin şartları oluşmadığından maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddinin gerektiğini, müvekkili şirkete isnat edilebilecek kusur olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddinin gerektiğini, soyut ve mesnetsiz iddialar içeren dava dilekçesi ve ekindeki ——– raporu incelendiğinde, müvekkil şirketin satıcı konumda olmadığını ve davacı ile hiçbir ticari ilişki içinde olmadığını, davacının ticari faaliyeti gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini, bu nedenle de sorun yaşadığını, davacı tarafından iddia edilen ayıp ile ilgili denetlenebilir bir tespit/rapor olmadığı ve müvekkil şirketin taraf olmadığı için ancak ticari faaliyet kapsamında davanın esasına ilişkin bilgi ve beyanda bulunabildiklerini, ——- ürettiği ürünleri bizzat test ettiğini, testlerin tümünün ——yapılmasının düzenlendiğini, davacı ——- çoklu cam üretimi yapan üreticiye getirilen bir sorumluluk olduğunu, bizzat yapışma testi, buğulanma testi vs yapması gerektiğini, buna göre kullanmayı planladığı kimyasal ürünleri ——— belirtilen tüm testler ile birlikte kimyasalların birbirleri ile uyumluluklarını ——— önce test etmesi gerektiğini, dış sızdırmazlık malzemesini —- firmasından, ———- firmasından satın aldığında bu iki kimyasal ürünün kullanacağı camda nasıl bir kimyasal tepki vereceğini, nihai olarak bir ayıp ortaya çıkıp çıkmayacağını test ederek değerlendirecek ve bilebilecek tek öznenin davacı olduğunu, bağlı olduğu normların da tam olarak bu yükümlülüğü ifade ettiğini, kimyasal maddelerin ——– maruz kalan camlarda kullanılırken oluşacak ——dolayı daha kolay, daha hızlı ve daha fazla tepkimeye gireceği malum iken farklı ——- uyumluluk testine sokmadan cam imalatı yapmaması gerektiğini en iyi davacının bilmesinin gerekeceğini, üretimde taraf olan —— —— uzak olduğu, delil niteliğinde olmadığını, ayıplı olduğunu iddia ettiği çoklu cam ürünündeki camı —– satın aldığını, Davacı ——– yetkili bayiisi olduğunu, davacı ——– malzemesini müvekkil şirketten satın aldığını iddia etmekte olduğunu,———- satın aldığını, dava dilekçesinde bu yönde bir iddia ve delil olmamakla birlikte, davacı yanın —-ya da diğer üreticilere ayıp ihbarında bulunup bulunmadığını ispatla mükellef olduğunu, Davacı tarafından, üretiminde kullandığı ve —- satın almış olduğu cam ile kullandığı diğer kimyasal ürün ve aksesuarların hangisinin ayıplı olduğu ya da gerçekten bir ayıp olup olmadığı yönünde alanında uzmanlar tarafından yaptırılmış bir tespit de bulunmadığını, —– yetkili bayilerinden olan davacıya cam satan firma olup, kendi sattığı ürünün ayıplı olup olmadığı ile ilgili beyanda bulunabilecek konumda olmadığını, üretimdeki bileşenlerden birini üreten firmanın yaptığı testin objektif ve denetlenebilir olma ihtimali dahi olmadığını,——– olayda taraf olduğu ve kendisinden tazminat talebi olması ve bayisinin de kusurlu olduğu ortaya çıkmasın diye diğer tarafları sorumlu tutacağı bir rapor hazırlayacağının şüphesiz olduğunu, bu nedenle raporun işbu davada hükme esas alınacak nitelikte olmadığını,——- bayiisi olan davacının bahse konu kaplamalı —– satın aldığını, —– —- kullandığı kaplama malzemesinin kalitesi hakkında bir tespit ve inceleme de bulunmadığını, müvekkil şirketin gerek yurt içine gerekse de yurt dışına satış yaptığı ürünlerin kullanıldığı —– ilgili bugüne kadar hiçbir ayıp ihbarının da taraflarına ulaşmadığını,—– davacıya sattığı —- ayıplı olmasının da söz konusu olabileceğini, davacı tarafından dosyaya ibraz edilmeyen ve yukarıda bahsi geçen rapor ile aynı numune nosu ——tarihli—— sonuç bölümünde; ——-görüleceği, ———malzemeleriyle benzer piklere sahip olmakla birlikte,———–gösterdiğini, davacının ise——- malzemesini müvekkil şirketten aldığını iddia ettiğini, rapor içeriğinde —- malzemelerinin hangi firmaya ait olduğu belirtilmemişken, aynı ———– numarası ile yapıldığını —- tarihli analiz raporunda dış sızdırmazlık malzemesinin ——olduğu, İki rapor arasındaki çelişkinin açıkça ortada olduğu, numunedeki ürünün müvekkil şirketin ürünü olduğu —-tarafından nasıl bilinebileceğini, numune alınan camda kullanılan kimyasal ürünlerin hangi üreticiye ait olduğunun şüpheli olduğu, davacı tarafından kullanılan ayıplı olduğu iddia edilen camlarda müvekkil şirket ürünü kullanılmadığını,—— ait olduğu belirtilen—– malzemesinden gelebilecek kimyasal malzemeleri ve hatta ——– için kullanıldığını,———-malzemesi içerisinde bulunduğu iddia edilen kimyasalların nasıl içeriye bıraktığı da sorgulanması gerektiğini, Davacının, ——- ispatlanmasının gerektiğini, ——-olduğu, o dönem kullanılan kimyasalların örneklerinin de davacı tarafından saklanmadığının düşünüldüğünü, davacının bu yönden de iddiasını ispatlamasının mümkün olmadığını, davacının ayıplı olduğunu iddia ettiği dış sızdırmazlık ürününün müvekkil şirkete ait olduğunu ispat etmekle mükellef olduğunu, ———-bütün üreticilerin müteselsil sorumluluğu söz konusu olacağını, davacı yanın müvekkil şirketin müşterisi olmadığı için ürünü kimden satın aldığını bilmemekle, eğer iddiasını ispatlarsa diğer üreticilerin sorumluluğunun da araştırılması gerekeceğini, davacının çoklu cam üretiminde kullandığı —– satın alması nedeniyle —–belirtilen iç sızdırmazlık malzemesi gereği ———, davacı tarafından ayıplı olduğu iddia edilen ürünlerde kullandığını bildireceği diğer kimyasalları satın aldığı 3.şahıslara davanın ihbar edilmesi gerektiğini, Davacının müvekkili şirkete ait olduğunu iddia ettiği ürünleri müvekkil şirketten satın almadığı için davacının fatura, sözleşme vs sunması halinde satıcıya da davanın ihbar edilmesinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın HMK 119/1-e,f maddesinin dava dilekçesinde eksik olması nedeniyle usulden reddine, Davanın pasif husumet yokluğundan reddine, Ayıp ihbarının usulüne uygun olarak yapılmadığı ve zamanaşımına uğraması nedeniyle davanın reddine, Müvekkili şirketin kusurlu olmadığından ve illiyet bağının olmaması nedeniyle tazminat taleplerinin ve davanın reddine, Davanın;———davacı tarafından bildirilecek diğer üreticiler ile satıcıya ihbar edilmesine, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini saygılarımızla talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile Davacının davalı şirketten satın aldığı ——malzemesinin ayıplı çıktığından bahisle—- maddi —- manevi tazminatın davalıdan tahsili talebine yöneliktir.
Davanın ———— ihbarına karar verilmiş taraf teşkili sağlanmıştır.
7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulmuştur. arabuluculuk son tutanağında icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin arabuluculuk son tutanağı dosya arasına alınmıştır.
6098 sayılı TBK’nın 207. maddesine göre; satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Taşınır sözleşmesinde satıcının taşınırı teslim etmek ve mülkiyeti alıcının üzerine geçirmek gibi asıl borcu yanında satılan malı saklama ve gerektiğinde taşıma masraflarını ödeme borcu gibi tali nitelikte borçları da bulunmaktadır.
Anılan Kanunun “Ayıptan Sorumluluk” başlıklı 219. maddesinde: “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile onlardan sorumludur .” hükmü yer almaktadır.
Ayıba karşı tekeffül borcu, satıcının mülkiyeti geçirme borcunun tamamlayıcısıdır. Satıcı, malın değerini veya yararını azaltan eksikliklerin bulunmadığını ayrıca garanti etmese bile, bu borç kanunen mevcuttur. Satıcı satış sözleşmesine konu taşınır malın niteliği ve kullanım amacı bakımından malın değerini ve kullanım amacını azaltan veya ortadan kaldıran mülkiyet hakkının sonucu olan tasarrufi işlemler yapmasını engelleyen bir eksikliğin bulunmamasını sağlama borcu altındadır. Satıcının bu borcunun söz konusu olabilmesi için satılanda bu çeşit eksikliklerin var olduğunu bilmesi gerekmediği gibi satılandaki bulunması gereken vasıfları ayrıca zikir ve vaad etmesine de gerek yoktur.
Ayıba karşı tekeffül borcuna ait 6098 sayılı TBK’nın 219 ila 226. maddeleri arasında belirtilen koşullarının gerçekleşmesiyle, alıcı aynı Kanunun 227 ve devamı maddeleri kapsamında kendisine tanınan seçimlik haklarını satıcıya karşı kullanabilecektir. Alıcı, satılan malın ayıbının bulunması halinde TBK’nın 227. maddesine göre satılanı redde hazır olduğunu beyanla sözleşmeden dönme, satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme hakları mevcuttur. Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satım sözleşmesinden dönme beyanı, bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğinde olup, bir irade açıklaması olarak, satıcıya vardığı anda hükümlerini doğurur ve sözleşmeyi geçmişe etkili olarak ortadan kaldırır. Dönme üzerine sözleşmenin geçmişe etkili olarak ortadan kalkmasının doğal bir sonucu olarak, tarafların edimlerinin karşılıklı olarak aynı anda ifası gerekir. 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 229. maddesi 1. bendi gereği, satış sözleşmesinden dönen alıcı, satılanı, ondan elde ettiği yararları ile birlikte satıcıya geri vermekle yükümlüdür.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; eldeki davada davacının satım sözleşmesine konu malları dava dışı ———- satın aldığı,davalı ile aralırnda herhangi bir sözleşmenin olmadığı, 6098 sayılı TBK’ya göre ayıptan alıcıya karşı sadece satıcı sorumlu olduğu, üretici firmanın ayıba karşı tekeffülden alıcıya karşı sorumluluğu bulunmamakta olduğu, açıklanan yasal düzenlemede satıcının ayıptan sorumluluğu düzenlenmiş olup üreticinin sorumluluğuna yer verilmediğinden davacının davalı aleyhine ikame ettiği davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacının davalı aleyhine ikame ettiği davanın pasif husumet yokluğundan reddine
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 179,90-TL harcın mahsubu ile fazladan alınan 1.527,85-TL’nin yatıran tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 9.200,00-TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara İADESİNE,
6-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde ————— taktir olunan 1.320,00-TL ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
Dair, Davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —– Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.19/01/2023