Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/726 E. 2022/802 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2021/726 Esas
KARAR NO:2022/802

DAVA:Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ:20/10/2021
KARAR TARİHİ:20/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili — müflis şirketten olan işçilik alacaklarına istinaden—Esas sayılı dosyası ile 49.500-TL asıl alacak için takibe geçildiğini, Borçlu Müflis’in takibe itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasında haklılığın ortaya çıkacağını anlayan karışı tarafın, 19/08/2016 tarihinde tüm itirazlarını geri aldığı dilekçeyi sunduğunu ve bunun üzerine de takibin kesinleştiğini, borçlu şirket hakkında iflas işlemlerine geçilmesi üzerine de tüm belgeler ile birlikte—numaralı dosyasına alacak kaydı başvurusu yapıldığını, — hazırlanan sıra cetvelinde, müvekkilimin 49.500,00 TL tutarındaki alacağının ”alacak kaydında icra dosyasına dayanıldığı ancak takiple ilgili herhangi bir belge sunulmadığı” gerekçesiyle masaya kaydının reddedildiği usul ve yasaya aykırı bu karar üzerine mahkemeye alacak kaydımızın kabulü için başvurduklarını, Müvekkili müflise ait—- isimli —-, 07.07.2015 tarihli sözleşme ile aylık 16.500 TL maaş karşılığında — olarak çalışmaya başladığını, söz konusu —- sicilde kayıtlı malikinin—-tarafından teknik ve ticari olarak işletildiğini, — maddi sıkıntıya düşmesi nedeniyle müvekkilinin 3 ayı aşan çalışma süresi boyunca hiç maaş almadığını, —liman masraflarını karşılayamaması nedeniyle— limanında mahsur kaldığını, — kumanya dahi temin edilememesi, —yaşanamaz hale gelmesi ve ücretlerin ödenmemesi nedeniyle müvekkilinin 07.10.2015 tarihinde—-ayrılarak yurda dönmek zorunda kaldığını, 6102 sayılı TTK’ nun 1320/1. maddesine göre; —adamlarına — hizmetleri nedeniyle ödenecek ücretlerin— alacağı olarak kabul edildiğini, böylece—adamına; işveren yaptıkları sözleşme ve sözleşmeye uygulanan mevzuat kapsamında talep edebilecekleri bütün alacaklar için —- alacaklısı hakkı; diğer bir ifadeyle — ve teferruatı üzerine önceliği haiz kanuni rehin hakkı verdiğini, kaldı ki tüm bu açıklamalara gerek kalmaksızın, bahsedilen alacağın konu edildiği icra takip dosyasının kesinleştiğini, müvekkili —-müflis şirketten alacakları olduğunun şüphesiz olduğu, bu hususta— sayılı dosyası ve diğer her türlü belge incelendiğinde bu husus açıkça ortaya çıkacağını, müvekkilinin alacağının ”alacak kaydında icra dosyasına dayanıldığı ancak takiple ilgili herhangi bir belge sunulmadığı” gerekçesiyle iflas idaresi tarafından sıra cetvelinde belirtildiği üzere reddedilmesinin haksız olduğunu, ayrıca müvekkilli ile beraber aynı şirkette aynı gemide çalışan dava dışı başka bir müvekkilinin alacağının yargılama konusu olduğu ve mahkemenin taleplerini kabul ettiğini, bu açıklamalarımız ışığında alacak kaydı başvurusuna dayanak—- sayılı dosyasının kesinleştiğini, davanın kabul edilerek müvekkilinin alacağının sıra cetveline kaydının yapılmasını fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, müvekkilinin kesinleşmiş icra dosyasından kaynaklanan 49.500,00 TL alacağının ve hesaplanacak fer’ileriyle birlikte tamamının 1. sırada kayıt, kabulüne ve sıra cetveline dahil edilmesine, müvekkil aleyhine hak kaybı oluşmaması bakımından tedbiren — düzenleyeceği 2. Alacaklılar toplantısına kayıt taleplerindeki 63.916-TL bakımından katılmalarına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesinde;—- İflas dosyasına alacak kaydı talebinde bulunulduğunu, İflas İdaresi kararıyla alacaklarının hepsinin reddine karar verildiğini, mevzubahis edilen alacağına istinaden icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini beyan ederek alacağın masaya kayıt ve kabul edilmesini talep ve dava ettiğini, davacının haksız ve hakkaniyete aykırı davasının reddinin gerektiğini, Müflis —-sayılı dosyasından 19.10.2016 günü saat 18:46’dan itibaren iflasına karar verildiğini, davalı şirketin müflis olması sebebiyle İİK 194. maddede yer alan “.iflas halinde acele haller müstesna olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir.” düzenlemesi uyarınca öncelikle huzurda açılmış olan davanın durmasına karar verilmesi gerektiğini, görülmekte olan davanın öncelikle süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, zira davanın bir kayıt kabul davası olduğunu, söz konusu davanın sıra cetvelinin ilanını tarihinden itibaren 15 gün içerisinde açılması gerektiğini, —düzenlenen Sıra Cetveli İlanı başlıklı yazıda yer alan; “.alacağın esasına ve miktarına dair itiraz ve şikayetlerinde ilan tarihinden itibaren 15 gün içinde Ticaret Mahkemesi’ne yapılması İİK.’un 235.maddesi gereğidir. Sıra cetveli ilanı 29.09.2021 tarihli —ilan edilecektir. ” ifadesi davacının dava açma süresinin 15.10.2021 tarihinde sonra erdiğini gösterdiğini, davacının ise mahkeme nezdinde görülen davayı 20.10.2021 tarihinde açtığını, davacının huzurdaki davayı süresinde açmadığı izahtan vareste olduğunu, bu nedenle davanın süre yönünden reddedilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle beraber davacının taleplerinin zamanaşımına uğramış olduğunu, davanın bu nedenle de reddinin gerektiğini, izah edilen nedenlerle kesin delillere dayanmayan ve tespiti yargılamayı gerektiren alacak kaydının reddinin hukuka uygun olup haksız davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, ayrıca her ne kadar davacı vekilinin dava dilekçesinde —- Esas sayılı dosyasına konu takibin kesinleştiğini beyan etmişse de davaya konu icra dosyasının durumu sorgulandığında kapalı olarak göründüğünü, bu nedenlerle, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan işbu davanın reddedilerek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE : Dava, hukuki niteliği itibari ile sıra cetveline itiraza ilişkindir.—- yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.
—-sayılı dosyasından, davalı müflisin 19.10.2016 tarihinde iflasına karar verilmiştirİflas tasfiye işlemlerinin yapıldığı —- sayılı iflas dosyasında, davacı — kayıt sıra numarası ile alacak kayıt talebinde bulunmuş, iflas idaresince tanzim olunan sıra cetvelinde talep edilen alacak bedelinin tamamı reddedilmiştir.İİK’ nın 234/1.maddesi, “iflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesince verir ve alacaklıları 166.maddenin 2.fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.” hükmünü, İİK’ nın 235/1.maddesinin ilk iki cümlesi ” Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223.maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur.” hükmünü içermektedir. İİK’ nın 234/2.madde hükmü uyarınca yapılan tebligat bilgi verme mahiyetinde olup, dava açma süresi bu tebligat ile başlamaz. Bu madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, iflas sıra cetveline itiraz davaları süreye tabi olup, bu husus üzerinde mahkemece re’sen durulmalıdır. Bu süre kural olarak sıra cetvelinin İcra İflas Kanunu’nun 166. maddesinde gösterilen usulde ilanından itibaren işlemeye başlar, eğer davacı, aynı Kanun’un 223. maddesine göre, tebliğe elverişli adres gösterir ve gerekli masrafı avans olarak yatırırsa, süre kendisine yapılan tebliğden itibaren hesaplanır.
—-sayılı iflas dosyasından Mahkememize verilen cevabi yazıda, “İflas idaresince tanzim olunan sıra cetveli ilanı 29/09/2021 tarihli —- ilan edilmiştir, sıra cetveli ilanı ve masa kararı 01/10/2021 tarihinde davacı vekili —-tebliğ edilmiştir.” şeklinde cevap verilmiştir.
Davacının 20/10/2022 tarihli duruşmada “Ben sıra cetveline alacağımı kayıt ederken biz tebliğ giderini pul olarak icra dosyasına sunduk. Pul kullanılarak tarafımıza tebligat yapılmıştır.” şeklinde beyanda bulunmuştur. — 18/02/2022 tarihli müzekkere cevabını davacının tebliğ gideri vermediği bildirilmiştir. Dosyamıza gönderilen davacının kayıt dilekçesinde, başvuru sırasında pul eklendiğine dair herhangi bir ibare olmadığı, — 18/02/2022 tarihli yazısında, “Mahkemeniz davacısı İ.İ.K’nun 223. Maddesi gereğince tebliğ gider avansı yatırmamış” şeklinde cevap verildiği, davacıya tebligat çıkarıldığından pul eklense bile kullanılması gerektiği, bu nedenle dilekçe üzerinde halen pul bulunmasının mümkün olmadığı, pulun dilekçeye sonradan her zaman eklenmesinin mümkün olduğu, başvuru sırasında tebliğ gideri yatırıldığının ispatlanamadığı, dolayısıyla davacının kayıt başvurusu sırasında tebliğ gideri yatırmadığı anlaşılmıştır.Somut olayda —yapılan başvuru sırasında davacı gider avansı yatırmadığından davanın son ilan tarihinin olan 29/09/2021 tarihi olduğu, 15 günlük dava açma süresinin sona erdiği, davanın ise hak düşürücü süre geçtikten sonra 20/10.2021 tarihinde açıldığı, dava şartı olan hak düşürücü süresin re’sen dikkate alınması gerektiği anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK’nın 114/2 ve İİK 235.maddesi uyarınca hak düşürücü süreye ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle HMK’nın 115/2 maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 21,40-TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden—göre hesaplanan —-maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra yatıran tarafa iadesine, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —- Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.