Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/72 E. 2021/997 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/72 Esas
KARAR NO: 2021/997
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 27/05/2015
KARAR TARİHİ: 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Müvekkili—- nolu poliçe ile sigortalı —- işleteni olduğu, — paka sayılı aracın —tarihinde çarpması sonucu müvekkili —- yaralandığını, sürücü nün olay yerinden ayrıldığı için kaza tespit tutanağı tutulamadığını, işletenin ve sigortanın bir —-adresi ve kaza yeri —-olduğu için iş bu mahkemenin yetkisiz olmadığını, olayla ilgili olarak şikayet olmamasından doyalı takipsizlik kararı verildiğini, kazadan dolayı müvekkilinin maluliyeti olduğunu, müvekkilinin —– olduğunu, müvekkilinin asgari ücret kazandığının varsayılamayacağını resim öğretmeni gibi —– ücreti esas alınarak tazminatının hesaplanmasını talep ettiklerini belirterek açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı —- Vekili cevap dilekçesi ile:Müvekkilinin mezkur poliçeden dolayı sorumluluğunun sigortalı davalının kusuru oranında olmak üzere kişi başı sakatlı hallerinde azami —- ile sınırlı olduğunu, teminat limitinin bildirilmesinin davayı kabul anlamına gelmediğini davanın geçici iş göremezlik talebine ilişkin itirazın bulunmadığını, mezkur delillerin toplanması ve ilgili araştırmanın yapılmasına müteakiben kusur tespiti için dosyanın —- gönderilmesinin talep ettiklerini, geçici iş göremezlik tazminatının tedavi teminatı içerisinde değerlendirilmesi gerektiğini davacının yargılama giderleri, vekalet ücreti taleplerinin reddi gerektiğini, davacının avans faizi istemi yasaya aykırı olduğunu, davaya konu uyuşmazlığın tamamen haksız fiilden kaynaklandığını, haksız fiilden kaynaklanan taleplerde de uygulanacak faiz türünün ancak kanunu faiz olacağını ileri sürerek dosyanın kusur tesbiti için — maluliyet oranın tespiti için —- bu delilerin toplanmasına müteakip sağlıklı bir tazminat tespitinin yapılabilmesi için aktüerya sıfatına haiz bir bilirkişiye gönderilmesine, müvekkilinin tazminat sorumluluğunun azami limit ile sınırlı olarak belirlenmesine, müvekkilinin dava açılmasına sebebiyet vermediğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini belirtmiştir.
Davalı — dilekçesi ile: Müvekkilinin dava konusu — plakalı hususi — trafik sicilinde kayden maliki olduğunu, ancak işleteni olmadığını, —– olarak kiralanması halinde kiraca işleten sayıldığını,—- da bu yolda olduğunu, bu davada müvekkilini husumete düşmediğinden müvekkili hakkındaki davanın husumet yönünden reddini talep ettiklerini, davacının HMK.nun 389. Maddesi ne aykırı olan tedbir talebinin reddine davanın husumet ve esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini belirtmiştir.
Davalı — dava dilekçesi ve tensip tutanağı —- tarihinde tebliğ edilmiş olup davalı tarafından davaya cevap verilmemiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde, kaza tespit tutanağını, trafik kayıtlarını, hastane raporlarını, sigorta poliçesini, sigorta dosyasına sunulmuş evrakları, tanık ve ceza dosyasını delil olarak göstermiştir.
Davalı —- cevap dilekçesinde, sigorta poliçesini, hasar dosyasını ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı —– vekili cevap dilekçesinde, araç kira sözleşmesini, hasar dosyasını, maluliyet raporunu ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı — cevap dilekçesi vermediğinden süresi içinde delil bildirmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle açılmış maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizin—-
“1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; — maddi tazminatın tüm davalılardan ——-işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile;— manevi tazminatın davalılar— kaza tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir.
Mahkememizin davanın kısmen kabulüne dair verilen bu kararın davalılardan—tarafından istinaf edilmesi üzerine, —- vekili aracın, — tarihli araç kiralama sözleşmesi ile dava dışı —- kiralandığını savunarak kiralama sözleşmesi, fatura ve bir takım belgeler sunulmuştur. Mahkeme tarafından bu savunma üzerinde durulmadığı gibi, bu savunmanın neden kabul edilmediğine ilişkin bir açıklama da yapılmamıştır.—– uygulamasına göre, aracın kiralanması halinde, kiralama ilişkisinin uzun süreli olması arandığı gibi, uzun süreli kiralamalarda da malikin değil, kiracının işleten olarak kabulü gerekir. Ne var ki, mahkemece bu hususta bir değerlendirme yapılmadığından, somut dava yönünden HMK m.353/1-a/6 uyarınca delillerin hiç değerlendirilmemesi hali bulunmaktadır.
Davalı vekilinin diğer istinaf itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf itirazının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının HMK m. 353/1-a/6 uyarınca kaldırılmasına, kaldırma gerekçesine uygun olarak değerlendirme yapılmak ve yeni bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle kaldırımıştır.
Kararı İstinaf Etmeyen Davalılar Yönünden Değerlendirme;
Davalılar ——-tarihli kararını istinaf etmediklerinden, adı geçen davalılar hakkındaki karar kesinleştiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Maddi Tazminat Yönünden Değerlendirme;
— maddi tazminatın davalılardan tahsiline dair Mahkememizin —– istinaf sınırının altında olup, maddi tazminat yönünden verilen karar miktar itibariyle kesindir. Bu nedenle maddi, tazminat yönünden verilen hüküm kesin olduğundan yeniden karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Maddi tazminat yönünden verilen kararın miktar itibariyle kesin olması nedeniyle, —- Mahkemesinin kaldırma kararından sonra davaya manevi tazminat yönünden devam edilmiştir.
Davalı— İlişkin Değerlendirme;
Davalı — tarafından ibraz edilen ve adı geçen davalı ile dava dışı —arasında düzenlen araç kira sözleşmesinin incelenmesinde; — plakalı aracın çıkış tarihinin —- olduğu, dolayısıyla aracın — aylığına kiraya verildiği anlaşılmıştır.
Yine davalı —- tarafından ibraz edilen ve adı geçen davalı tarafından dava dışı —— faturanın incelenmesinde; —- fatura kesildiği, faturanın diğer alacak kaleminin uyuşmazlık dışı aracın kiralanmasına ilişkin olduğu araç kiralama faturasının 1 aylık kiralama için düzenlendiği anlaşılmıştır.
—- tarihli yazısında davalı —- tarafından araç kiralama bedeline ilişkin olarak düzenlenen faturanın miktar itibariyle bildirim yükümlülüğünün bulunmadığı bildirilmiştir.
Mevcut delillere göre kira sözleşmesinin — olduğu, ancak kiralama bedeline ilişkin — aylık fatura kesildiği, aracı kiralayan ihbar olunan vekilinin de aracı — aylığına kiraladıklarını ileri sürdüğü, düzenlenen faturaya göre aracın fiilen —aylığına kiraya verildiği, ortada uzun süreli bir kiralama ilişkisinin bulunmadığı, bu nedenle davalı—- işleten sıfatının ortadan kalkmadığı, davaya konu kaza nedeniyle meydana gelen zarardan sorumlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Manevi Tazminat Yönünden Değerlendirme;
6098 Sayılı TBK’nun 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlâka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
6098 Sayılı TBK’nun 56. maddesine göre; “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.”
6098 Sayılı TBK’nun 61. maddesine göre; “Birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.”
Manevi tazminat, zarara uğrayanda huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekir. Takdir edilecek miktarın mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Olay sebebiyle duyulan acı ve elem kısmen de olsa giderilmelidir. Olay tarihindeki paranın alım gücü de gözetilerek hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir miktar manevi tazminat olarak belirlenmelidir. —— de; manevi tazminat tutarını etkileyebilecek özel hâl ve şartları da gözetilmelidir. Hâkim bu konuda taktir hakkını kullanırken etkili olan nedenleri kararında açıkça göstermelidir.
—- raporuna göre, davacının maluliyete neden olacak arazının olmadığı, tedavi süresinin –aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir.
Mahkememizce alınan — tarihli bilirkişi raporuna göre davaya konu kazada, —- plakalı araç sürücüsü %60, davacı ise %40 oranında kusurludur.
Yapılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasına göre kaza tarihinde —yaşında olan davacı emekli olup emekli maaşı almaktadır.
Dosya kapsamı ve tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davaya konu trafik kazasında olay tarihinde —yaşında olan ve davaya konu kazada yaralanan davacının — tedavi görerek ağır bedensel zarar nedeniyle manevi zarara uğradığı, manevi zararın niteliği, kusur durumu, tarafların sosyal ekonomik durumları, paranın alış gücü göz önüne alındığında davacı lehine uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, —- manevi zarar miktarlarının hak ve nesafete ve dosyadaki delil durumuyla uyumlu olduğu anlaşılmakla manevi tazminat yönünden davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davalılar —- hakkındaki karar kesinleştiğinden, adı geçen davalılar hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
2-Maddi tazminat yönünden verilen karar miktar itibariyle kesin olduğundan, maddi tazminat yönünden yeniden karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; — manevi tazminatın davalı — kaza tarihi olan —- tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Alınması gereken 341,55 TL karar harcının, davacı tarafından peşin yatırılan 307,40 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 34,15TL’nin; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla, davalı —-tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.635,50 TL yargılama gideri ile 307,40 TL peşin harç, 27,70 TL başvuru harcı toplamı 1.970,60 TL’nin davanın kabul ve red oranı dikkate alındığında 140,76 TL’nin; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla, davalı—–tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Manevi tazminat yönünden davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin; tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ve Mahkememizin— kararı ile manevi tazminat yönünden davacı lehine hükmedilen 2.180,00-TL vekalet ücreti yönünden müşterek müteselsil borçlu sıfatıyla, 2.180,00-TL’yi aşan kısım yönünden tek başına sorumlu olmak üzere, davalı —- davacıya verilmesine,
7-Davalı —- vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.000,00TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalı — verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde——— Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.09/12/2021