Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/718 E. 2023/832 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/718
KARAR NO : 2023/832

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2014
KARAR TARİHİ : 24/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde ,müvekkili kooperatif ile davalı—– arasında, müvekkili kooperatife ait inşaatlara ruhsat alınması işi ile ilgili olarak 07.12.2007 tarihli bir protokol imzalandığını, işin yapılması halinde —– 200.000 TL ödeme yapılacağı kararlaştırıldığını, protokolün 4. maddesi gereğince; lehdarı——, keşidecisi müvekkili kooperatif olan, 07.12.2007 keşide tarihli, ödeme tarihi bulunmayan, 200.000 TL bedelli bir teminat senedi davalı —–teslim edildiğini,—– ise, protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirmediği halde ve aradan ortalama 6 yıl geçtikten sonra, —–Noterliği’nin 14.06.2013 tarih ve —– yevmiye nolu ihtarnamesini müvekkili kooperatife göndermiş olduğu protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirdiğini iddia ederek, 200.000 TL’nin kendisine ödenmesini talep ettiğini, —–ihtarnamesindeki haksız taleplerine karşılık taraflarınca gönderilen ihtarname ile cevap verildiğini ve protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinden dolayı kendisine borçlu olunmadığı, herhangi bir ödeme yapılamayacağı ve teminat senedi ile ilgili hukuki işlem başlatma hakkının bulunmadığının bildirildiğini, Ancak ——müvekkili kooperatife gönderdiği 14.06.2013 tarihli ihtarnameden tam 4 gün sonra, diğer davalı ile işbirliği yaptığını ve mezkur teminat senedinin ödeme tarihi kısmını 09.12.2010 şeklinde doldurulduğunu ve senede kooperatif temsilcileri —– isimleri eklenerek senedi komşusu olan 20 yaşlarındaki —- isimli şahsa cirolamış gibi gösterildiğini, —– icra Müdürlüğünün —–. sayılı dosyasından 18.06.2013 tarihinde müvekkilleri aleyhinde icra takibi başlattığını, —- İcra Müdürlüğü’nün ——sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine takibe konulan 07.12.2007 tarihli senedin teminat senedi niteliğinde olduğunu, senedin vadeden sonra cirolanması, senette teminat kaydının bulunması ve cirantanın kötüniyetli olması sebebiyle teminat senedi definin davalı cirantaya karşı da ileri sürülebileceğini,—– protokoldeki yükümlülüklerini yerine getirmediğinin ve senet bedelini haketmediğinin, dolayısıyla kendisine herhangi bir borç olmadığının, senede sonradan yapılan eklemelerin geçersiz olduğunun, senedin görüldüğünde vadeli senet hükmünde olduğunun, senedin zamanaşımına uğradığının, müvekkilleri—- isimlerinin senede sonradan eklendiğinin, şahsi sorumluluklarının olmadığının ve nihai olarak müvekkillerinin davalılara borçlu olmadığının tespitini, takibin iptalini, ödeme yapılması halinde davaya istirdat davası olarak devam edilmesini, davalılar aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi ve takibinin karar kesinleşinceye kadar teminatsız olarak ihtiyaten durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı (Karşı dava)—–vekilinin cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesinin müvekkilinin adres kayıt sisteminde kayıtlı bulunan adrese, Tebligat kanununun 21. maddesi hükümlerince, tebliğ edildiğini, uyuşmazlık konusu bononun dayanağının müvekkili —– Kooperatifi arasında 07.12.2007 tarihinde akdedilen protokol olduğunu, sözleşmenin konusu olan 200,00-TL bedel karşılığında sözleşmenin madde 1.de belirtilen temel ve temel üstü ruhsatlarının çözümüne ait,—–Büyükşehir Belediyesinden müspet meclis kararının alınması hususunu teşkil ettiğini, Müvekkilinin sözleşmeyle üstlendiği şekilde İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nce —–Kooperatifi’nin lehine düzenlenen 23.10.2011 tarihli İmar Komisyon Raporu hakkında—–Belediye Meclisi’nden 01.11.2011 tarihinde kabul kararı çıkmasını sağladığını ve tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, Davacı Koopretif ile Müvekkili arasında 20.12.2011 tarihinde yapılan prokolle Müvekkili—– kooperatifin 300.000-TL borç olduğu kabul ve taahhüt edilmiş olduğunu ve borcun nasıl ödeneceği hususu maddeler halinde yazıldığını, taraflarca ıslak imza ile imzalanarak anlaşmanın tamamlandığını, 20.11.2011 tarihinden itibaren davacı Kooperatif Müvekkilinin fazla yaptığı emek ve masraflarına karşılık 2007 tarihli protokolü yenilediğini, böylece sözleşme konusu toplam iş bedelinin 300.000-TL’ye çıktığını, bugüne kadar Kooperatif’in bu edimini yerine getirmediğini Müvekkilinin davacı Kooperatiften 300.000-TL alacaklı olduğunu, Bu bedel için 200.000-TL bono alındığını, davacı tarafından ödenmediğini ayrıca 100.000-TL daha alacağı olduğunu, Müvekkilinin alacakları için kendisine —-Kooperatifince verilen 200.000-TL bononun Kooperatif yetkilileri —–tarafından da ayrıca aval olarak şahsi imzaları ile tekeffül ettiklerini, davacılar —– borçtan şahsi imzaları gereği sorumlu olduklarını, Müvekkilinin bonoyu diğer davalı —– olan borçları için ciro yoluyla teslim ettiğini, Davanın davacı Kooperatif açısından esastan reddine, Davanın diğer davacılar —– bonodaki imzaları nedeniyle borçtan şahsen sorumlu olduklarından her iki davacı yönünden de davanın esastan reddine , Davacıların haksız açılan dava nedeniyle %20 haksız çıkmaz tazminatına mahkum edilmesini, Karşı davada; karşı davalı Kooperatiften 100.000-TL alacağının tespiti ile tahsil edilmesine karar verilemesini, —–.Noterliği 14.06.2013 tarih ve —— yemiye nolu ihtar gereği bu tarihten itibaren karşı alacak davaya ticari faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı —— vekilinin cevap dilekçesinde ; dava dilekçesinin müvekkiline adres kayıt sisteminde kayıtlı bulunan adrese, Tebligat kanununun 21. maddesi hükümlerince, tebliğ edildiğini, senedin bono vasfında olduğu Yargıtay kararıylada sabit olduğunu, uyuşmazlık konusu bononun—- ile davacı Kooperatif arasındaki hukuki ilişkiden mücerret olduğunu, müvekkili —– söz konusu hukuki ilişkiye dayanılarak def’ilerin ileri sürülemeyeceğini, senet metnine sonradan eklemeler yapılmış olunması senedin tahrifi niteliğinde olmadığını, müvekkilinin ticaret erbabı olduğunu, Davalı —– ile —–arasındaki borcun bazı işler sonucu elden peyder pey alınan paralar karşılığı doğduğunu, müvekkilinin —— borcunu ödemesi ihtarında bulunduğunu takip konusu bononun müvekkiline bu şekilde verildiğini, Müvekkilinin —– komşusu, akrabası yahut iş ortağı olmadığını, aralarında sair hukuki ya da fiili hiçbir yakınlığın olmadığını, Uyuşmazlık Konusu Bonoda vade tarihinin yer almadığını, ödeme Tarihinin Bulunduğunu, bu iki Kavramın eşanlamlı olmadığını, Uyuşmazlık konusu bonoda yer alan 09.12.2010 ödeme günü kaydını—- müvekkili ciranta —– için düşmüş bulunduğunu ve bu kaydın düşülmüş olması göre tahrifat sayılmadığını, 18.06.2013 tarihinde başlatılan takibin yasal süreye uygun olduğunu, Müvekkilinin alacakları için diğer davalı —-aldığı bononun diğer davalı —- Kooperatifince verilmiş 200.000-TL bonoya Kooperatif yetkilileri —– tarafından da ayrıca aval olarak şahsi imzaları ile tekeffül ettiklerinden davacılar—– borçtan şahsi imzalan gereği şahsen sorumlu olduklarını, Bono alacaklarından dolayı davacılar hakkında—-.İcra Müdürlüğü —–. sayılı takip dosvası ile takip açıldığını ve davacılarca takibin iptali için—– İcra Mahkemesi —-sayılı dosyasından dava açıldığını, —-Sayılı Davacılar tarafından açılan bu takibin iptali davasının red olduğunu, davacıların temyizi talebi neticesinde Yargıtay .Hukuk Dairesince —–. Sayılı İlamı ile “Senedin keşideci bölümünde şirket temsilcisinin elinden çıkmış iki imzanın bulunması halinde imzalardan şirket kaşesi üzerine atılanın şirketi, açığa atılan diğer imzanın ise imza sahibinin sahsı adına atılmış olduğunun kabulünün zorunlu olduğunu, Zira senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup birden fazla imza atılmasına gerek bulunmamaktadır.” denildiğini, Kararın bu yönden bozularak açığa imza atan tarafların mahkemece tespit edilmesinin istendiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakkımız saklı kalmak kaydı ile davacıların açtıkları menfi tespit davasının esastan reddine, davanın diğer davacılar —–bonodaki imzaları nedeniyle borçtan şahsen sorumlu olduklarından her iki davacı yönünden de davanın esastan reddine, mahkememizce verilen %20 teminat karşılı takibin durdurulmasına ilişkin tedbir kararı itiraz etmekle bu tedbir kararınızın ivedilikle kaldırılmasına karar verilmesini, Davacıların Menfi tespit davası açmada kötüniyetli olduklarından %20 İcra inkar tazminatına mahkum edilmelerini, Dava masraf ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, asıl dava yönünden menfi tespit, karşı dava yönünden ise alacak istemine ilişkindir.
Davacılar —-(vefat eden), —– Kooperatifi; davacı kooperatif ile davalı —— arasında 07/12/2007 tarihli protokol imzalandığını, işin yapılması halinde ücretin 200.000,00-TL olarak belirlendiğini ve teminat senedi düzenlenerek davalı —-verildiğini, ancak davalı —–edimini ifa etmediği halde teminat senedini cirolayarak tahsiline koyduğunu, davalının cirosunun kötü niyetli olduğunu, senedin vadesiz olarak düzenlendiğini, zaman aşımı süresinin dolduğunu, senedin bedelsiz olması nedeniyle davalılara borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir.Davalı —–; senedin temel ilişkiden mücerret olduğunu, senedi iyi niyetle iktisap ettiklerini, tarihsiz cironun süresinde yapılan cironun hükümlerini doğuracağını beyan ederek davanın reddine istemiştir.
Davalı- Karşı davacı —–davacı kooperatif ile temel ve temel üstü ruhsatların çözümü konusunda ilgili belediyelerden müspet meclis kararının alınması edimini üstlendiğini ve bunu yerine getirdiğini, 20/12/2011 tarihli protokol uyarınca davacı kooperatifin 300.000,00-TL borcu olduğunu kabul ettiğini, davacı kooperatif yetkilileri olan diğer davacıların da bu borçtan şahsen sorumlu olduklarını, bu nedenle davanın reddi ile karşı dava bedeli olan 100.000,00-TL’nin davacı kooperatiften tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizin—–esas —–karar sayılı kararı—- Bölge Adliye Mahkemesi —– Hukuk Dairesi’nin —– esas—– karar sayılı kararı ile kaldırılarak mahkememizin işbu esasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
İlgili kaldırma ilamı gereğince kaldırma ilamından önce tefrik edilen mahkememiz —– esas sayılı davacısı—- olan dosya —- esas—– karar sayılı karar ile mahkememizin işbu dosyası ile birleştirilmiştir. Her ne kadar birleşen dosya yönünden ayrıca hüküm kurulması gerekiyor ise de davacı kooperatif yönünden verilen tefrik kararının usule ilişkin olduğu, sehven asıl dosyada davacı sıfatıyla hakkında hüküm kurulmasının sonuca etki etmeyeceği, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği anlaşılmakla bu hususa değinilmekle yetinilmiştir.
Davacı—–hakkında —-Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– esas —– karar sayılı kararı ile iflas kararı verildiği, verilen bu karar Yargıtay—–. Hukuk Dairesi’nin 20.02.2020 tarih, —– esas —–karar sayılı ilamı ile bozularak —–Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —– esas sayılı sırasına kaydedilmiştir. —– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —-esas —– karar sayılı karar ile davanın reddine karar verildiği, 16.03.2021 tarihinde ise kararın kesinleştiği anlaşılmış ve buna ilişkin gerekçeli karar ile kesinleşme şerhinin bir örneği dosya arasına alınmıştır.
Yargılama devam ederken 13.10.2020 tarihinde davacı —–vefat etmiş, mirasçıları—–davaya devam etmişlerdir. Sonrasında dava devam ederken 16.01.2023 tarihinde —–vefat etmiş ve veraset ilamı davacı vekili tarafından dosya arasına sunulmuştur. —– mirasçıları —— zaten hali hazırda davaya devam ettikleri, diğer davacı kooperatifin iflas davasının reddine karar verildiği ve işbu ret kararının kesinleştiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde taraf teşkilinin tam olduğu hususunda bir tereddüt bulunmamaktadır.
Mahkememizce tarafların göstermiş olduğu tüm delil ve belgeler toplanmış mali müşavir ve sorumluluk uzmanı bilirkişilerden oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmıştır. Açıklanan ve toplanan tüm deliller uyarınca; davacı kooperatifin düzenleyerek davalı-karşı davacı—– verdiği senedin vade tarihinin olmadığı, taraflar arasındaki 07/12/2007 tarihli sözleşmenin 3. Maddesinde —– Büyükşehir Belediyesinden müspet meclis kararı alıp, işverene teslim ettiğinde, yükleniciye 200.000,00-YTL ruhsat işlerinin çözüm bedeli nakden ödenir.” hükmüne yer verilmiş olması nedeniyle, senedin muacceliyet tarihinin BK 74. Maddesine göre —–Büyükşehir Belediyesinden müspet meclis kararı alıp, işverene teslim ettiği tarih” olacağı, davacı kooperatifin —– Büyükşehir Belediyesi müspet meclis kararlarından en geç 01/02/2012 tarihinde haberdar olduğunu anlaşıldığı ve ödeme ediminin muaccel olduğu tarihin 01/02/2012 olarak kabul edilmesi gerektiği, senede sonradan eklendiği anlaşılan 09/12/2010 ödeme tarihinin bu nedenle geçersiz olduğu, davalı —–tarafından davacı kooperatife —–. Noterliğinin 14/06/2013 tarih ve —– yevmiye nolu ihtarnamesi ile “protokole bağlanan 200.000,00-TLnin ödenmesi” istemi ile menfi tespite konu olan senedin davalı —-olduğu, sonrasında davalı —– tarafından davalı —–yapılan cironun alacağın temliki hükümlerine tabi olacağı, bu nedenle davalı —- karşı ileri sürülebilen şahsi defilerin davalı —– karşı da ileri sürülebileceği kabul edilmiştir.Davacı kooperatif yönünden; davacı kooperatif ile davalı —— arasında imzalanan sözleşmenin konusunun, davacı kooperatife ait olan ve kaçak inşaa edilen yapılar için kanuna aykırı olarak temel ve temel üstü ruhsatlarının alınmasıdır. İşbu sözleşmenin konusu hukuka ve ahlaka aykırı olduğundan sözleşme batıldır ve —–Büyükşehir Belediyesi Meclisi’nin 12.01.2017 tarihli —– numaralı kararı ile imar planı değişikliği yapılmış ise de bu durum taraflar arasında imzalanan sözleşmenin batıl olduğu gerçeğini değiştirmez. İşbu akit batıl olduğunda davaya konu senet de dayanaksız kalacaktır. Aksi halde yani sözleşmenin batıl olmadığı kabul edildiğinde davalı —–sözleşmeye istinaden edimlerini yerine getirdiğine dair dosya kapsamında hiçbir bilgi ve belge bulunmadığı gibi ilgili belediyeye yapılan bütün başvuruların davacı kooperatif tarafından yapıldığı anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca davacı kooperatif yönünden menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir.Her ne kadar davacı kooperatif birleşen dosya davacısı gibi görünse de dosyada verilen tefrik kararı ile birleştirme kararının usuli olduğu, kooperatifin asıl davada davacı olduğu olduğu değerlendirilmekle davacı kooperatif yönünden asıl davada hüküm kurulmuştur.
Davacı —– yönünden; yargılama sırasında davacı—– aleyhine açılmış olan icra takibi —- İcra Hukuk Mahkemesinin 16/09/2014 tarih ve —– sayılı ilamı ile iptal edildiğinden, bu davacı hakkındaki davanın konusuz kaldığı görülmüştür.
Davacı —–(mirasçıları) yönünden; davacının takip konusu senedi kooperatif tüzel kişiliğini temsilen imzaladığı, kefil veya aval veren sıfatıyla imzalamadığı yönündeki davacı iddiası, taraflar arasındaki 07/12/2007 tarihli protokolün 4. Maddesindeki “ödeme teminatı olarak, 1 adet 200.000,00-YTL bedelli, —–Kooperatifi keşideli, tarihsiz teminat senedi vermiştir.” hüküm gereğince geçerli kabul edilerek, açıklanan protokolde davacının kefil veya aval verdiğine dair bir kayıt bulunmadığından bu davacının menfi tespit talebinin kabulüne karar verilmiştir.Karşı dava yönünden ise; davalı-karşı davacı ——20/12/2011 tarihli protokole dayanarak 100.000,00-TL alacak isteminde bulunduğu, belirtilen protokolde tapuların karşı davacı —–adına tanzim olunacağı ve ödemenin karşı davacı tarafından tapuların üyelere devri sırasında her bir üyeden 6.000,00-TL almak suretiyle gerçekleşeceği kabul edilmiş olduğundan, dosyada karşı davacının tapu müdürlüğü nezdinde işlem ifa ettiğini gösteren bilgi ve belge olmadığı, kaldı ki olsa bile protokolde belirtilen şekilde ödemenin kendisine tapu devri yapılacak her bir üyeden alınması gerekeceği anlaşıldığından karşı dava yönündeki açıklanan edimin yerine getirilmemiş olması nedeniyle karşı davanın reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
I-ASIL DAVA YÖNÜNDEN:
1-Davacı ——açmış olduğu davanın konusuz kaldığı anlaşıldığından davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı —–ve davacı——(mirasçılarının)’nun açmış oldukları davanın kabulü ile davacıların—– İcra Müdürlüğünün —– Sayılı dosyası kapsamında davalılara borçlu olmadıklarının tepsitine,
3-Alınması gereken 19.084,59 TL karar harcından peşin alınan 4.771,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.313,44 TL harcın davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı—–tarafından yapılan 61,00 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine,
5-Davası—–Kooperatifi tarafından yapılan 1.970,00 TL yargılama gideri 25,20 TL başvurma harcı, 35,90 TL ve 4.771,15 TL peşin harç toplamı davalılardan alınarak bu davacıya verilmesine,
6-Davacılar tarafından yapılan 1.670,00 TL yargılama gideri ile 25,20 TL başvurma harcı, 35,90 TL ve 4.771,15 TL peşin harç olmak üzere toplam 6.802,00 TL masrafın davalılardan alınarak davacılara verilmesine,
7-Davacı —–Kooperatifi ve davacı —–(mirasçılarının)’nun açmış oldukları dava yönünden AAÜT uyarınca takdir edilen 43.907,33 TL vekalet ücretinin davalılardan tahsili ile bu davacılara verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansını yatıran tarafa iadesine,
II-KARŞI DAVA YÖNÜNDEN:
1-Davacı —— tarafından açılmış olan karşı davanın reddine,
2-Alınması gereken 269,85-TL harcın, karşı davacı —— tarafından peşin yatırılan 1.708,00-TL den mahsubu ile bakiye 1.438,15-TL’nin karşı davacıya iadesine,
3-Karşı davacı ——yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı —— Kooperatifi lehine AAÜT uyarınca 17.900,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya verilmesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davalı —– vekili ile davalı—–yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.