Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/692 E. 2022/991 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/692 Esas
KARAR NO : 2022/991

DAVA : Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 07/10/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Cari Hesap Veya Ticari Kredi Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalının taşıma işlemini gerçekleştirdiğini, taşımadan kaynaklanan alacağının tahsili için—–sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, itirazın haksız olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, faturalara ilişkin hizmetlerin müvekkiline sağlanmadığını, savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere davalı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; fatura, cari hesap ekstresi, taşıma evrakları ve yazışmalar, şirkete ait ticari defterler, tanık, yemin ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.Davalı vekili cevap dilekçesinde delil olarak; Vergi dairesi kayıtları, tanık, yemin ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taşıma faturasına dayalı ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İİK 67/1.maddesine göre; “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”Davaya konu ——sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağı 500 Euro tutarlı cari hesap alacağının tahsili talebiyle davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür. Davacı vekili 13/01/2022 tarihli duruşmada, takip dayanağı faturanın, dava dilekçesi ekinde ibraz ettiği 24/04/2021 tarihli 500 Euro bedelli bir adet fatura olduğunu beyan etmiştir.Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika”olarak tanımlanmıştır.
TTK 21/1.maddesine göre; “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.”
27.06.2003 tarihli —–sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, “fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir.” denilmiştir.Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir.Davacı vekili taraflar arasındaki taşıma ilişkisinin ispatına dair elektronik yazışmaları ibraz etmiş, söz konusu yazışmalarla ilgili davalının talimat mahkemesi vasıtasıyla isticvabına karar verilmiş, “belirlenen gün ve saatte ekte fotokopisi bulunan 4 sayfalık elektronik posta iletisinin içeriği, söz konusu elektronik postaların davalı şirket tarafından gönderilip gönderilmediği konularında isticvap olunmak üzere şirket yetkilisinin şirketi temsil belgesi ile hazır bulunması, geçerli bir özrünüz olmaksızın gelmediğiz veya gelip de sorulara cevap vermediğiz takdirde, isticvap konusu vakıaları ikrar etmiş sayılacağınız” şeklindeki ihtarata rağmen davalı şirket yetkilisi duruşmaya katılmamıştır.Tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, davacı şirketin ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi sonucu mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan 30/03/2022 tarihli raporda;
-Davacının 2021 takvim yılına ait incelenen resmi defterlerinin sahibi lehine delil vasfına haiz olduğu,
-Davacının incelenen resmi defter ve belgelerinde, 06/08/2021 İcra takip tarihi itibarıyla davalıdan 500,00 Euro (06.08.2021 tarihindeki efektif döviz satış kurundan 10.1310 – 5.065,50 TL ) alacaklı olduğu, belirtilmiştir.
Davalı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi için —-Asliye Ticaret Mahkemesinin ——sayılı dosyasına talimat yazılmış, “bilirkişi incelemesi için verilen 2 haftalık kesin süre içinde ticari defterlerini ibraz etmez ise; HMK 222/3.maddesi uyarınca ticari defterlerini ibraz etmesi halinde davacının usulüne uygun tutulmuş ticari defterlerinin sahibi lehine delil kabul edileceği” hususunun davalı vekiline ihtaratına rağmen, davalı şirket ticari defterlerini ibraz etmemiştir.HMK’nın 222/3.maddesine göre “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi —— Sy. Kanun-23.madde)yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz.—– Kanun-23.madde). Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.”HMK m. 222/3 gereği davalı tarafından söz konusu ticari defterler mahkemeye ibraz edilmemiş olduğundan davacının sunmuş olduğu defter kaydı lehine delil olarak kabul edilerek, 500-Euro asıl alacak yönünden itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir. İcra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nın 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekir. Davalının takipten önce temerrüde düşürüldüğü ispatlanamadığından, takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebi yerinde görülmemiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı, davalı vekili cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir. Davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için reddedilen kısım bakımından davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir.Asıl alacak yönünden alacak likit, davalının itirazı haksızdır. Takip Euro üzerinden yapılmış ise de icra inkar tazminatı dövizin takip tarihindeki TL karşılığı matrah yapılarak hesaplanır. Döviz üzerinden icra inkar tazminatı verilemez .—— Bu nedenle 500-Euro’nun takip tarihi olan 16/08/2021 tarihindeki tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan (500×10,0091) 5.004,55-TL’nin %20’si oranında (1.000,91-TL) icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.Davanın reddedilen kısmı olan takip öncesi işlemiş faiz yönünden, davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından, reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
DAVANIN KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
1—— Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan takipte, davalı-borçlunun; 500-Euro asıl alacak miktarına yaptığı itirazın iptali ile, takip tarihinden itibaren asıl alacağa 3095 sayılı kanunun 4/a maddesine göre işleyecek faizi ile birlikte takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-İtirazın iptaline ve takibin devamına karar verilen asıl alacağın takip tarihindeki Türk Lirası karşılığı olan 5.004,55-TL’nin %20’si oranında (1.000,91-TL) icra inkâr tazminatının davalı-borçludan alınarak davacı alacaklıya verilmesine,
3-Şartları oluşmadığından davalı vekilinin icra kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Alınması gereken 352,53 TL karar harcının davacı tarafından yatırılan 88,14 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 264,39 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 1.074,00 TL yargılama gideri ile 88,14 TL peşin harç, 59,30 TL başvuru harcı toplamı 1.221,44 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.211,10 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan dosyada yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan—— vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan ——vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları —— dosya no’lu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 1.308,82 TL’nin davalıdan, bakiye 11,18 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
10-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.