Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/682 E. 2022/207 K. 16.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/682 Esas
KARAR NO: 2022/207
DAVA: Tasarrufun İptali (İİK 277 ve Devamı)
DAVA TARİHİ: 14/10/2010
BİRLEŞEN DAVA DOSYASI
DAVA: Tapu İptali ve Tescil
DAVA TARİHİ: 03/06/2011
KARAR TARİHİ: 16/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tasarrufun İptali ile Tapu İptali ve Tescil davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu —tarafından müvekkili lehine —- düzenlendiğini, bononun vadesinde ödenmemesi üzerine, —— borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine borçlunun işyeri ve —- adreslerine —– tarihinde haciz tatbik edilmiş ise de, haczi kabil mal bulunamadığını, —–, —— ve bankalara yazılan müzekkerelere verilen cevaplarda borçlunun haczi kabil malının bulunmadığının tespit edildiğini, yapılan araştırmalar sonucunda borçlunun ortağı olduğu ——–hisselerini diğer davalılara devrettiğinin anlaşıldığını, borçlunun hisselerini alacaklılardan mal kaçırma kastı ile ve gerçek değerinin çok altında devretmesi nedeniyle bu davayı açtıklarını, borçlu ile diğer davalıların hisse devri sırasında yaptıkları protokollerde hisselerin borçlunun bir kısım borçlarını ödeme karşılığında devralındığını, davalıların borçlunun çok fazla alacaklısının olduğunu ve borçlarını ödeyemediğini, hisselerini de alacaklılardan mal kaçırma kastıyla mevcudunu eksiltmek amacıyla devrettiğini bildiklerini, davalıların borçlunun ekonomik durumu hakkında bilgi sahibi olmalarına rağmen hisselerini devralmalarının tasarrufun iptalini gerektirdiğini, yapılan araştırmalarda borçlunun hisselerini rayiç değerlerinin çok altında bir fiyatla diğer davalılara devrettiğinini tespit edildiğini, — tarihinde tasarrufların yapıldığını, — tarihinde ise haciz tespit edildiğini, tasarrufların geriye doğru iki yıl içinde yapıldığından İİK md.278/1 şartlarının tahakkuk ettiğinden bahisle, dava konusu hisselerin ve davalı şirket adına kayıtlı bulunan —– davalılar adına kayıtlı diğer taşınmaz ve taşınır mallar üzerine İİK md.281/2 gereğince dava sonuna kadar ihtiyati haciz vaz’ına, acz halindeki borçlunun İİK’nun 278, 279 ve 280 maddeleri gereğince alacaklılardan mal kaçırmak maksadıyla yaptığı satış işlemlerine yönelik tasarrufun iptaline, hisselerin devredilmesi halinde davalarının bedel davasına dönüşeceğinden hükmedilecek bedele, dava tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılardan —–cevap dilekçesinde özetle; müvekkillerinin diğer davalı borçlu —– davaya konu iptali istenen satışlar öncesi tanımadıklarını, aralarındaki tek ilişkinin davaya konu devir işlemi olduğunu, diğer davalı ile müvekkilleri arasında herhangi bir yakınlık, dostluk da söz konusu olmadığını, yalnızca iki tarafın tacir olduğu bir —– ilişkisi kurulduğunu ve ifa edildiğini, müvekkillerinin borçlunun ekonomik durumunu bilmesi veya araştırıp öğrenmesinin mümkün olmadığı gibi kanunca öngörülmüş böyle bir zorunluluğun da olmadığını, davaya konu devir işleminde müvekkillerinin tamamen iyi niyetli olduklarını ve tasarrufun iptalinin mümkün olmadığını, hisse devrinin gerçek değer üzerinden yapıldığını, ayrıca davacı ile borçlu arasında gerçek bir alacak-borç ilişkisinin olup olmadığının da şüpheli olduğundan bahisle haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
BİRLEŞEN —- DAVADA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu —-tarafından müvekkili lehine — tanzim ve — tarihli bono düzenlendiğini, bononun vadesinde ödenmemesi üzerine, ——tarihinde borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleşmesi üzerine işyeri ve ikamet adresine haciz tatbik edildiğini, ancak hacze kabil mal bulunmadığını, ayrıca ——–, bankalara, —– haciz müzekkerelerine verilen cevaplarda da borçlunun hacze kabil malının bulunmadığının tespit edildiğini, yapılan araştırmalar üzerine borçlunun ortağı olduğu ——-hisselerini diğer davalılara devrettiğinin anlaşıldığını, dava konusu devredilen hisseler üzerine İİK’nun 281/2 gereğince dava sonuna kadar ihtiyati haczine, davalının alacaklarını mal kaçırmak amacıyla yaptığı devir işlemlerine yönelik tasarrufunun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın HMK’nun 166.maddesi ve devamı maddeleri gereği aynı taraflar arasında daha evvel açılan —-sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.Davaya konu; ——-sayılı icra dosyaları, sicil kayıtları, devir belgeleri,—– —- celp ve ibraz edilmiş, teknik ve mali bilirkişi heyeti vasıtasıyla inceleme yapılmıştır.
Davacının —– ikili anlaşmaya taraf olduğu görülmekle, davalıların teminat itirazının yerinde olmadığı, davacının teminattan muaf olduğu anlaşılmıştır.
Dava; İİK. nun 277 ve devamı maddelerinde düzenlenen Tasarrufun İptali talebine ilişkindir. Bu nedenle öncelikle davalı borçlunun hisselerini değerinin altında devredip devretmediği, aciz vesikası alıp almadığı, iptali istenen tasarrufların ivazlı olup olmadığı, iptale tabi olup olmadığı hususları incelenmiştir.
Davacı tarafından asıl ve birleşen davada dayanak yapılan her iki icra takibinin kesinleşmiş olduğu anlaşılmıştır. —- tarafından düzenlenen —- senetler dayanak yapılarak —için başlatılan takip olduğu anlaşılmıştır. — dosyasında ise; davacı —- tarafından borçlu —- tutarlı senet dayanak yapılarak —– alacak üzerinden takip yapıldığı anlaşılmıştır. Bu icra dosyasının daha sonra ——- sayısını aldığı anlaşılmıştır.
Taraflar, —- tarihli protokol ile devri yapmışlardır. —- bulunmaktadır. Devralan tarafta ise;—– borçlara ödenmek üzere toplam — kararlaştırılmıştır. — anlaşıldığı üzere; —–devredilmiştir.
——-olduğu anlaşılmaktadır. Yukarıda belirtilen protokol ile davalı borçlu hem limited şirket hem de anonim şirketteki hissesini devretmiştir.
Yapılan bu protokolde iki tasarruf işlemi bulunmaktadır. —, davalı borçlu ——— karşılığında devretmesi; ikincisi ise şirketin ——– tutarındaki borçlarının ödenmesi karşılığında bir kısım hisselerin devredilmesidir.
Davalılar arasında yapılan protokol gereğince ——- tutarındaki hissesini diğer davalılara devretmiş ve karşılığını almıştır. Bilindiği gibi şirket hissesi de borçlunun malvarlığına dahil bir değerdir ve haczin konusu olabilir. Bu sebeple hisse devri de diğer şartlarında gerçekleşmesi halinde tasarrufun iptali davasına konusu olabilmektedir.
Dosyada alınan bilirkişi raporlarında, davalı şirketlere yönelik yapılan değerlendirmeler sonucunda devir tarihi itibariyle şirketin toplam değerinin —–olduğu tespit edilmiştir. Somut olaydaki bilgiler ile birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketlerin bilirkişi raporunda tespit edilen değerleri ile hisse devri sırasında belirlenen değerler arasında önemli bir fark bulunduğu anlaşılmaktadır. Hissenin devredildiği tarihte gösterilen satış bedeli ile hissenin aynı tarihteki gerçek değeri arasındaki fark hisse devrine ilişkin tasarrufun iptalini gerektirebilecek boyutta olduğu anlaşılmıştır. Davalılar ayrıca hisse devrine ilişkin ödemelerin tam olarak yapıldığını da ispatlayamamışlardır. Davalılar arasında akdedilen hisse devrine ilişkin protokolde dikkati çeken bir diğer husus davalı——- değerindeki hisseleri, şirketlerin bu oranda borçlarının ödemesi koşuluyla diğer davalılara geçecek olmasıdır, yani hisseyi devralan davalılar hisseleri devralmaları karşılığında davalı şirketin —– tutarında borcunu ödeyeceklerdir. Protokolün bu hükümleri gereğince davalı borçlu —– tutarındaki hisselerini diğer devretmiş gibi sonuç ortaya çıksa da aslında burada gerçek anlamda bir hisse devrinden söz etmek mümkün olmayacaktır. Hisse devrine konu olan şirketlerin bu tutarda borçlarının bulunması şirketin gerçek değerinin borçları oranına eksi hanesinde olduğunu göstermektedir. Şirketin borçlarının ödemesi koşuluyla hisselerin devir alınması borç içinde bulunan bir şirketin devralınması anlamına gelecektir. Bu nedenle davalılardan—— davalı şirketlerdeki hisselerini devretmesinin İİK. nun 278.maddesi kapsamında iptale tabi bir tasarruf olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Tasarrufun İptali davası için süre, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması nedeniyle acizden veya iflasın açılmasından başlamak üzere geriye doğru hesaplanır. Başlangıç tarihinden geriye doğru—- içinde yapılan tasarruflar iptale tabidir. Borçlu — aleyhine verilen———– tarihlidir. —- tarihinde yapılmıştır. Davanın —— yıllık süre içerisinde açıldığı ve bu yönüyle dava şartının oluştuğu anlaşılmıştır.
Ayrıca İİK. nun 280.maddesinde borçlunun zarar verme kastından dolayı iptal davası düzenlenmiş olup, bunun için gereken süre iptal konusu hileli işlemin gerçekleşmesinden itibaren —- borçlu aleyhine takip yapılmış olması şartına bağlıdır. Devir tarihinde tasfiyenin eşiğinde olan bir şirket hissesinin devralınmasının alacaklılardan mal kaçırma kastının devranlan tarafından bilindiği sonucu ortaya çıkarmakta ve bu nedenle davalı —- davalı —-hisse devrinin iptale tabi bir tasarruf olduğu anlaşılmaktadır.
– Bu devirlerden sonra tasfiye sürecine girmiştir. — en önemli mal varlığı olan — Hisseleri, şirketin yetkililer olan davalılar — —tarafından devredilmesi ve sonrasında —tasfiye sürecine girmiş olması, —– önemli mal varlığı değerlerinin bizzat kendi üzerlerine alarak şirketin tasfiye sürecinin başlatılmasına ve şirkete karşı başlatılacak takiplerin ve davaların sonuçsuz kalmasına sebebiyet verdikleri, bu nedenle— tarafından — sahibi olduğu — hisselerinin muvazaalı olarak davalılar — devredildiği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizden verilen —- tarihli karar ile;
” ASIL DAVADA; Davanın ——- devrine ilişkin —- tarihli tasarrufun iptaline, Yine aynı tarihli —- devrine ilişkin —- tarihli tasarrufun iptaline, davacıya —— icra dosyasında cebri icraya devam hakkı tanınmasına, Davalı şirketler yönünden taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine, Davanın davalılar —- yönünden kabulü ile, Davalı —-hissesini davalılar —- tarihli tasarrufun iptaline, Yine aynı tarihli —- devrine ilişkin — tarihli tasarrufun iptaline, davacıya —– icra dosyasında cebri icraya devam hakkı tanınmasına, Davalı şirketler yönünden taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine ” şeklinde verilen karar hakkında davacı ve davalı tarafça İstinaf kanun yoluna başvurulduğu,
——tarihli kararı ile;
——–Davacı vekili tarafından asıl ve birleşen —— davasında, açıkça tazminat talebinde bulunulması karşısında, her bir dava yönünden diğer davalarda verilen tazminatlar ile tekerrür teşkil etmemek üzere, davalı —tarafından dava dışı — devredilen ve el değiştirdiği anlaşılan —- hisse yönünden İİK 283/2 gereğince tazminata karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmemiştir. ” gerekçesiyle verilen karar kaldırılmış ve mahkememizin esasına kaydı yapılmıştır.
Açıklanan nedenler ve —- kaldırma kararındaki husus nazara alınmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A) ASIL DAVADA;
1-Davanın —- yönünden kabulü ile,
Davalı —–devrine ilişkin —- tarihli tasarrufun iptaline,
2-Yine aynı tarihli —-tarihli tasarrufun iptaline, davacıya —— sayılı icra dosyasında cebri icraya devam hakkı tanınmasına,
3-Davalı şirketler yönünden taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine,
4-Davalılardan — tarafından dava dışı—— oranındaki hisse devri yönünden İİK’nun 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüştüğünden davacının —- dosyasındaki alacağı ile sınırlı olmak kaydı ile —- kadar davacı alacağını geçmemek üzere davalılar —– tahsilde tekerrür olmamak üzere müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 47.994,60 TL. harçtan peşin alınan 10.433,65 TL. harç ve 8.538,75 TL. tamamlama harcı olmak üzere toplamı 18.972,40 TL. harcın mahsubu ile bakiye kalan 29.022,20 TL. harcın davalılar —- tahsiliyle hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan; 6.050,00 TL bilirkişi ücreti, 2.128,00 TL talimat ve posta gideri, 18.972,40 TL harç toplamı olmak üzere toplam 27.150,40 TL yargılama giderinin davalılar—– alınarak, davacıya verilmesine,
7-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 52.180,00 TL vekalet ücretinin davalılar —- alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davalılar ——- lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, bu davalılara verilmesine,
B) BİRLEŞEN —– SAYILI DAVADA;
1-Davanın davalılar — yönünden kabulü ile,
Davalı —-devrine ilişkin —- tarihli tasarrufun iptaline,
2-Yine aynı tarihli —- hissesini davalılar —- tarihli tasarrufun iptaline, davacıya —–sayılı icra dosyasında cebri icraya devam hakkı tanınmasına,
3-Davalı şirketler yönünden taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine,
4-Davalılardan — tarafından dava dışı —– oranındaki hisse devri yönünden İİK’nun 283/2 maddesi uyarınca bedele dönüştüğünden davacının —- sayılı dosyasındaki alacağı ile sınırlı olmak kaydı ile—kadar davacı alacağını geçmemek üzere davalılar —– tahsilde tekerrür olmamak üzere müştereken ve müteselsilen alınarak, davacıya verilmesine,
5-Alınması gereken 157.113,00 TL harçtan peşin alınan 34.155,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 122.958,00 TL harcın davalılar — — tahsiliyle hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan; 48,00 TL posta gideri ile 34.155,00 TL harç gideri toplamı 34.203,00 TL yargılama giderinin davalılar —- alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 88.734,85 TL vekalet ücretinin davalılar —- alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davalılar —– lehine AAÜT uyarınca taktir edilen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, bu davalılara verilmesine,
Dair, davacı/birleşen dosya davacısı vekilleri ile bir kısım davalılar/birleşen dosya davalıları vekilinin yüzlerine karşı, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 16/03/2022