Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/641 E. 2023/393 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/641 Esas
KARAR NO : 2023/393

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 15/05/2017
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 15/10/2016 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki —– plakalı aracın davacı dışı sürücü—–sevk ve idaresindeki ——palakalı araç ile çarpışması sonucunda çift taraflı trafik kazasının meydana geldiğini, müvekkilinin kazada yaralandığını, —–plakalı araç sürücüsünün ilgili kanun’un 47/1-C maddenin ihlali sebebiyle asli kusurlu bulunduğunu, müvekkilinin tedavisinin——- yapıldığını ve tam olarak iyileşemediğini, müvekkilinin inşaat teknikeri olarak çalıştığını ve 2.500,00-TL maaş aldığını, müvekkilinin yaralanmasına sebebiyet veren —— plakalı aracın sigortasının davalı … şirketi tarafından yapıldığını, davalı … şirketine ——- nolu hasar dosyası ile başvuru yapıldığını ancak herhangi bir sonuç alınamadığını, davanın belirsiz alacak davası olarak belirlenmesine, davanın kabulü ile dava konusu kaza nedeniyle müvekkilinde oluşan sakatlığa bağlı meydana gelen geçici ve sürekli çalışma gücü kaybı sebebiyle ortaya çıkan maddi zararlarının tespit edilerek, kaza tarihi olan 15/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile kabul edilmemesi durumunda davalı … şirketine başvuru ile temerrüde düşürüldüğü tarih olan 26/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte davalı … şirketinden şimdilik 500,00-TL tahsiline, tüm yargılama giderleri faiz ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davadan önce başvuru yapmak ve gerekli belgeleri ibraz etmenin zorunlu olduğunu, ancak davacı tarafından gerekli belgelerin ibraz edilmeden davanın açıldığını, davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın davadan önce başvuruda bulunduğunu hasar dosyasının oluşturulduğunu ancak gerekli belgelerin ibraz edilmemesi nedeniyle davacı tarafın başvurusunun neticelendirilemediğini, davacı tarafın geçici iş göremezlik tazminatı, refakatçi gideri talep ettiğini, davacının bu taleplerinin teminat dışı olduğunu, tedavi giderleri ile ilgili tüm sorumluğun ——ait olduğunu bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, maluliyet uğranılan zarar talebinde davacının bu kaza nedeniyle malul kaldığını ispat etmesinin gerektiğini, davacı tarafın sigortalının kusurunu ispat etmesinin gerektiğini, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların muhsubunun gerektiğini, sorumluluklarının poliçede yazılı limitle sınırlı olduğunu, haksız açılan davanın reddini,—— tarafından davacıya bağlanan gelirlerin tespitini, Davacının davasını ispatı halinde müvekkili şirketin öncelikle ferilerden sorumlu tutulmasını, olmaz ise, asıl alacak, yargılama giderleri ve avukatlık ücreti açısından ayrı ayrı poliçe limiti ile sorumlu tutulmasını, faizin en erken dava tarihinden başlatılmasını, davanın reddedilen kısmı açısından yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

YARGILAMANIN SAFAHATI:
-Dava, Mahkememizin ——.sayılı dosyası ile açılmış, yargılama sırasında davacı vekilinin 20/12/2018 tarihli duruşmasından bir gün önce gönderdiği mazeret dilekçesinde, davalı ile sulh olmaları nedeniyle davanın konusuz kaldığını bu nedenle hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiğinden, konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
-Verilen bu kararın istinaf edilmeksizin kesinleşmesi üzerine davacı vekili Mahkememizin —— sayılı dosyası ile yargılamanın iadesine karar verilmesini talep etmiş, Mahkememizce yargılamanın iadesi talebinin reddine karar verilmiştir.-Davacı vekilince yargılamanın iadesinin reddi kararının istinafı üzerine, —- Bölge Adliyesi —– Hukuk Dairesinin 28/01/2021 tarihli ve—–Esas ——- Karar sayılı ilamında belirtilen “…O halde, davacı talebinin sulhün iptaline ilişkin olduğu kabul edilerek ve karışıklığa mahal vermemek açısından eldeki dava için için ayrı bir dava dosyası oluşturularak, dilekçenin karşı tarafa tebliği sağlandıktan sonra sulh işleminin ancak karşılıklı yapılabilecek bir işlem olması nedeniyle öncelikle davalı taraftan bu hususta açıklamada bulunmasının istenilmesine, gerekirse davacı vekilinin buna ilişkin delillerinin toplanmasına ve bu doğrultuda değerlendirme yapılarak bir karar verilmesi amacıyla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmıştır.
-Davacı vekili Mahkememizin ——-. sayılı dosyasına verdiği dilekçesinde, yargılamanın iadesini talep etmiş;16/07/2020 tarihli duruşmasında da, “…yargılamanın yenilenerek devamına karar verilmesini talep ediyoruz” şeklinde talepte bulunmuştur. Borçlar hukukundaki kurallar çerçevesinde, sulhün iptali için dava açması mümkündür. Ancak ortada yapılmış bir sulh olmadığından, olmayan sulhün iptali de söz konusu değildir. Davacı vekili, Mahkememize verdiği dilekçedeki davalı ile sulh olunduğu şeklindeki beyanının sehven yapıldığını belirtmektedir. Kesinleşmiş bir karara karşı başvurulan yargılamanın iadesi talebinin sulhun iptali olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
-Kesinleşmiş Mahkeme kararının yargılamanın iadesi dışında ortadan kaldırılması mümkün olmadığı, davacının yargılamanın iadesi talebinin de reddine karar verildiği halde, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kaldırma kararları kesin olduğundan, kaldırma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiş, ortada yapılmış bir sulh bulunmadığı, bu nedenle de iptali de söz konusu olmayacağından, Mahkememizin——.sayılı dosyası ile açılan trafik kazası davasının yargılanmasına işbu yeni esas üzerinden devam edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.6098 Sayılı TBK’nın 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlâka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”KTK’nın 85/I. maddesi “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar” hükmünü içermektedir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlal etmesi hali6098 Sayılı TBK’nın 54. maddesine özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlali halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddi zararın türleri; tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar şeklinde düzenlenmiştir.15/10/2016 tarihinde, davacının idaresindeki —– plakalı araç ile, davalı tarafından sigortalanan ——- plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazasında, davacı yaralanmıştır.
Davacı vekili dava dilekçesinde davaya konu kaza nedeniyle belirsiz alacak olarak;
-500-TL tedavi gideri,
-1.000-TL sürekli iş görmezlik,
-1.000-TL geçici bakıcı giderinin kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı … şirketinden tahsilini talep etmiş, 06/03/2023 tarihli talep artırım dilekçesi ile; talebini 69.903,49-TL arttırılarak toplam 72.403,49 TL’ye yükseltmiştir.
Davaya Konu Trafik Kazası Kusur Durumu Yönünden Değerlendirildiğinde:
Mahkememizce alınan 12/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda, trafik uzmanı bilirkişi tarafından, davaya konu trafik kazasında;
—–plakalı araç sürücüsü —— %80 oranında kusurlu olduğu,
—— plakalı araç sürücüsü —— %20 oranında kusurlu olduğu, tespit edilmiştir.
Trafik kaza tutanağındaki kusur durumu ile Mahkememizce alınan bilirkişi raporundaki kusur oranları çelişkili olduğundan, kusura ilişkin çelişkinin giderilmesi için talimat yolu ile, Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Güvenliği Daire Başkanlığı’ndan (Eski Adıyla, Karayolları Trafik Fen Heyeti) üyeleri arasından re’sen seçilen bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş, 04/01/2023 tarihli bilirkişi heyet raporunda;
—- plakalı araç sürücüsü—— %80 oranında kusurlu olduğu,
—– plakalı araç sürücüsü——- %20 oranında kusurlu olduğu, görüş ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi heyet raporu doğrultusunda davaya konu trafik kazasında, davacı %20, davalının sigortalı araç sürücüsü %80 kusurlu kabul edilmiştir.
Davacının Maluliyet Durumu Değerlendirildiğinde;
—- Dalı’nın 02/08/2018 tarihli raporunda, “Özürlülük Ölçütü Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik”hükümlerine göre;
-Davacının kazaya bağlı özürlülük oranının % 4,
-Tıbbi iyileşme (geçici işgöremezlik) süresi 3 ay olduğu, belirtilmiştir.
Rapor denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunarak hükme esas alınmıştır.
Davacının Maddi Tazminat Talebi Değerlendirildiğinde;
Mahkememizce alınan 12/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda, aktüerya uzmanı bilirkişi tarafından, davaya konu trafik kazasında davalının sigortalı araç sürücüsünün % 80 kusuru üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacının;
– Sürekli işgöremezlik zararı 67.244,79-TL,
– Geçici işgöremezlik zararı 3.163,60-TL,
Aynı bilirkişi raporunda SUT uzmanı bilirkişi tarafından, davacının toplam tedavi gideri 1.995,10-TL olarak hesaplanmıştır. Buna göre, davalı sigortalı araç sürücüsünün %80 kusur oranına göre davacının talep edebileceği tedavi gideri 1.995,10-TL x0,80=1.596,08-TL’dir.
Açıklanan nedenlerle 67.244,79-TL, sürekli iş görmezlik zararı, 3.163,60-TL geçici iş görmezlik zararı, 1.596,08-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 72.004,47-TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiştir.
Faiz ve Davalı … Şirketinin Temerrüt Tarihi Değerlendirildiğinde;
Davalı … şirketinden celbedilen hasar dosyasının incelenmesinde; davacı adına —… tarafından yapılan başvuruda ZMMS Genel Şartları Ek:6’daki Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler arasında yer alan ve başvuru sırasında temin edilmesi mümkün olduğu halde, mağdura-hak sahibine ait banka hesap bilgileri ile son 3 aylık döneme ilişkin ücret belgesinin verilmediği, bu nedenlerle de yapılan başvurunun yasaya uygun şekilde yapılmadığı anlaşılmakla, davacı vekiline HMK 114/2 maddesi yollamasıyla KTK 97.maddesindeki davalı … şirketine başvuruya ilişkin ZMMS Genel Şartları Ek:6’daki “Tazminat Ödemelerinde İstenilecek Belgeler” —– ile başvurarak dava şartını yerine getirmek üzere HMK 115/2 madde uyarınca 8 haftalık kesin süre verilmesine karar verilmiş, verilen kesin süre içinde davacı vekili tarafından yeniden başvuru yapılmıştır.
Kaza tarihindeki yürürlükte bulunan KTK’nın 99. maddesinde “Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.” denilerek, sigortanın temerrütü için, hak sahibinin genel şartlarda belirlenen belgeler ile sigortaya müracaatı zorunluluğu getirilmiştir. Genel şartlarda belirtilen belgelerin eksik olarak sunulması halinde, hak sahibi tarafından müracaat şartı yerine getirildiği kabul edilse dahi sigortasının temerrüdü gerçekleşmez. Hak sahibinin eksik evrakla müracaat etmiş olması halinde, muaccel alacak yönünden dava tarihinden önce temerrütün gerçekleşmemiş olması nedeniyle, açılan dava tarihinde temerrüt oluşacağından, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebilir.Somut olayda, davacı davalıya müracaat etmiş ise de, genel şartlar çerçevesinde EK-6’daki belgelerle müracaat edilmediği, eksik evrakla müracaat edildiği anlaşılmakla, davalı … şirketi KTK’nın 99. maddesine uygun şekilde temerrüte düşürülmediğinden, dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekmiştir. (Emsal —–BAM —–HD’nin ——.sayılı kararı)
Dava dilekçesinde davacı vekili avans faiz talep etmiştir. Dava haksız fiilden kaynaklanmakta olup, sigortalı araç araç hususi olup, uyuşmazlığın ticari bir yönü yoktur. Bu nedenle davacı vekilinin avans faiz talebi yerinde görülmemiş, yasal faize karar vermek gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü ile 72.004,47-TL’nin dava itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiş, avans faizi yerinde görülmemiştir.Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur

HÜKÜM :
1-Davanın kısmen kabulü ile, 67.244,79-TL, sürekli iş görmezlik tazminatı, 3.163,60-TL geçici iş görmezlik tazminatı, 1.596,08-TL tedavi gideri olmak üzere toplam 72.004,47-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Alınması gereken 4.918,63 TL karar harcının, davacı tarafından yatırılan 75,80 TL peşin harç, 239,00 TL ıslah harcı toplamı 314,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.603,83 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından bilirkişi ve tebligat ücreti olarak yapılan 8.193,60 TL yargılama gideri ile 75,80 TL peşin harç, 239,00 TL ıslah harcı, 75,80 TL başvuru harcı toplamı 8.584,20 TL’nin davanın ret ve kabul oranı dikkate alındığında bakiye 8.536,89 TL’sinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, arta kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davanın kabul oranı dikkate alındığında davacı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 11.520,72 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davanın ret oranı dikkate alındığında davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 399,02 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, davanın kabulüne karar verilen kısmı yönünden gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde—– Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere, davanın reddine karar verilen kısmı yönünden miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.