Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/632 E. 2021/855 K. 02.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/632 Esas
KARAR NO: 2021/855
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ: 02/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı idare ile müvekkili arasında ——imzalandığını, sözleşme uyarınca —- sözleşmede belirtilen şartlarda bina yapım işini üstlendiğini, davalı idarenin ise sözleşme ile belirlenen bedeli belirtilen takvimde ödeme yükümlülüğü üstlendiğini, davalı idarenin üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğini, davalı idarenin tek taraflı iradesiyle—-belirlenen iş takviminin—– uzamasına sebebiyet verdiğini, müvekkilinin süre uzatıma sebebiyet verecek hiç bir fiil veya davranışının söz konusu olmadığını, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla taraflar arasındaki ——- doğan işin süresinin davalı idare tarafından uzatılması nedeniyle oluşan fiyat farkı, fazladan ödenen vergi vb nedenlerle müvekkilinin uğradığı zararlar ile hak ediş ödemelerinin zamanında yapılmamasından kaynaklanan zararlara karşılık olmak üzere, bilirkişi tarafından tespit edildiğinde ıslah edilmek üzere şimdilik —- davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretini davalının ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; idarelerince —- göre anahtar teslimi götürü bedel teklif alınmak suretiyle — tarihinde ihale edildiğini, — tarihinde imzalandığını, İmza altına alınan sözleşmeye göre işin bitim tarihinin ——- tarihinde sözleşme konusu binanın bitirilmesinin kararlaştırıldığını, —- ile dava konusu binanın incelemesinin yapıldığını ve eksik hususların tespiti ile davacı tarafa– gün eksikleri gidermek için süre verildiğini, —- geçici kabul tutanağı ile sözleşme konusu bina yapı işinin tamamlandığını, dava konusu işin sözleşme bedeli olan — tutarını geçtikten sonra —- alındığını, davacı lehine alınan bu fiyat farkı artışının hak edişin içerisinde olduğunu, davaya konu sözleşmenin götürü bedel usulü sözleşmesi olduğunu, sözleşmede de fiyat farkı verilmeyeceği ve fiyat farkına ilişkin esas ve usullerde sözleşme imzalandıktan sonra değişiklik yapılamayacağı da hüküm altına alındığını, davacı tarafın anılan yasa maddesini ve sözleşmeyi bertaraf etmek adına dilekçesinde onaylı iş artışı kapsamında fiyat farkının istenebileceğini izah etmeye çalıştığını, anılan beyana katılmalarının mümkün olmadığını, hem davacı tarafın sözleşme ve ——- yapmaması sebebiyle fiyat farkı isteme şartları oluşmadığından davanın reddini talep ettiklerini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. —–haricindeki ticari davaları —- kriterine göre değil de —- kriterine göre belirlemiştir
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. ——-
Davalı—– olup tacir olmadığından, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava yoktur.
Somut uyuşmazlığın tüm tarafları tacir olmadığından ve uyuşmazlık TTK’da düzenlenen veya TTK’da sayılan hususlara ilişkin olmadığından ticari dava niteliğinde değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlığın genel hükümler uyarınca HMK 2.maddesi gereği Asliye Hukuk mahkemesinde görülmesi gerekmektedir.
——nolu fıkraları değiştirilerek Ticaret Mahkemeleri ile Asliye Hukuk Mahkemeleri arasındaki iş bölümü ilişkisi görev ilişkisine dönüştürülmüştür. Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır.
Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş, HMK’nun 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde mahkememize başvurulması halinde dava dosyasının görevli Asliye Hukuk mahkemelerine gönderilmesine hükmedilmiş, HMK’nun 331/2 maddesi uyarınca görevsizlik kararından sonra Asliye Hukuk mahkemelerinde davaya devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemelerince hükmedileceğinden bu aşamada yargılama harç ve giderlerine hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nun 114/1-c maddesindeki dava şartı yokluğundan aynı yasanın 115/2 maddesi gereğince davanın usûlden REDDİNE, Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, Asliye Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Karar kesinleştiği tarihten itibaren iki hafta içerisinde Mahkememize başvuru halinde dava dosyasının görevli —–Asliye Hukuk Mahkemelerine tevzii edilmesi için — gönderilmesine,
3-Görevsizlik kararından sonra davaya görevli Asliye Hukuk Mahkemesinde devam edilmesi halinde yargılama giderlerine Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedileceğinden, bu konuda HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca şu aşamada bir karar verilmesine yer olmadığına,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisin——— Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.02/11/2021