Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/631 E. 2021/996 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/631 Esas
KARAR NO : 2021/996

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/09/2021
KARAR TARİHİ : 09/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin ——Çerçevesinde Yaptırılması Hakkında Kanun çerçevesinde,————– devredileceğini, davalı adına kayıtlı araçların çeşitli —– ödemeksizin geçişler gerçekleştirildiğini, — hakkı ve görevi müvekkil şirkette —- yapılan geçişler 6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkında Kanun’un 30/5 maddesi kapsamında ücretlendirilmekte ve aynı düzenleme kapsamında ücret ödemeksizin yapılan geçişlerde; geçiş ücretinin dört katı tutarında ceza uygulandığını, geçiş tarihini izleyen 15 günlük sürede geçiş ücretini ödeyenlere 6001 sayılı Kanun’un 30/7 maddesi uyarınca ceza uygulanmadığını, söz konusu ihlalli geçişler nedeni ile doğan müvekkilİ şirket alacağının—- dosyasından icra takibine konu edildiğini, davalı tarafça ——-sayılı dosyasına yasal süresi içinde, soyut ve gerekçesiz şekilde borca itiraz edildiğini, davalı tarafça süresinde yapılan itiraz nedeni ile icra takibi durduğunu, müvekkili şirketin ve davalının tacir olduğundan işbu uyuşmazlık için 6102 sayılı Kanuna, 7155 sayılı Kanun’un 20. Maddesi ile eklenen 5/A maddesi uyarınca arabuluculuk başvurusunda bulunulduğunu, icra dosya borcunun ödenmesi hususunda anlaşmaya varılamadığını, haksız itirazlarının iptali için işbu davanın ikamesi zorunlu olduğunu, davalının da araç sahipliğini ve geçişlerin yapıldığını inkar etmediğini, ödeme savunması da olmadığı için davalı borçlunun itirazında haksız olduğunu, alacak likit olduğundan müvekkili lehine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın kabulü ile, davalı tarafın —– yapılmış olan itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı … vekili cevap dilekçesi ile : İş bu dava yönünden mahkememizin görevli olmadığını görevli mahkemenin—- Tüketici Mahkemesi olduğunu, haksız açılan iş bu davanın görevsiz mahkemede ikame edildiğini, görevli mahkemenin- —-Tüketici Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin davacı karşısında tüketici konumunda olduğunu, davacının 6502 sayılı Kanun madde 3/1-ı bendi uyarınca ‘Sağlayıcı’ konumunda olduğunu, müvekkilinin ise tüketici konumunda olduğunu, Müvekkil’in ihlalli ——şahsi—– olduğunu, aracın ihlalli geçiş yaptığı iddia edilen tarihlerde de söz konusu aracın müvekkili adına kayıtlı olduğunu, müvekkilinin tacir olmayıp —– faaliyeti yürüten bir gerçek kişi olduğunu, aracın da ticari bir —- tamamen müvekkilinin kişisel kullanımına — araç olduğunu, 6502 sayılı Kanun’un emredici hükmü gereği—- kaynaklanmakta olup 6502 sayılı Kanun’un emredici hükmü gereği uyuşmazlığın ——Mahkemesi’nde görülmesi gerektiğini belirterek görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddine karar verilmesini belirtmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacının ——davalıya—— —–ücreti ödemeden geçtiği iddiasıyla başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılmıştır.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç gruba ayrılır.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalar olup, TTK’nın 4/1. maddesinde sayılmışlardır. Ayrıca, Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalar olup, iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi ve iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı TTK, 6762 sayılı TTK’dan farklı olarak mutlak ticari davalar (kanundan dolayı ticari dava sayılanlar) haricindeki ticari davaları “ticari iş” kriterine göre değil de “ticari işletme” kriterine göre belirlemiştir
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez. ———-
TTK 11. maddesinde ticari işletme, ——-sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletme şeklinde tanımlanmıştır. TTK’nın 15. maddesinde —- — yerlerinde sabit bulunsun,————– fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri 11. maddenin ikinci fıkrası uyarınca çıkarılacak kararnamede gösterilen sınırı aşmayan ve sanat veya ticaretle uğraşan kişi esnaftır.” şeklinde tanımlanmıştır.
Mülga 6762 sayılı yasanın 1463. maddesine göre, ——– Resmi Gazete’de yayımlanan,—– sayılı—— yapılacağı belirlenmiş, 6103 sayılı Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 10. maddesinde ticari işletmeler hakkında 6102 sayılı TTK’nın 11/2 madde ve fıkrasında öngörülen — kadar yürürlükte bulunan düzenlemelerin uygulanacağı belirtilmiş olduğundan — kararının uygulanmasına devam edilerek — belirtilen kıstasların değerlendirilmesi suretiyle yapılması gerekmektedir. Bir kimsenin vergi mükellefi olması, TTK yönünden de tacir kabul edilmesini gerektirmez. —-tacir olmamanın kesin bir kanıtı olmadığı gibi, vergi mükellefi olup olmamak da tacir ve esnaf ayrımında kesin bir ölçüt olarak kabul edilemez. ——
İtirazın iptali davaları TTK 4.maddesinde düzenlenmiş mutlak ticari davalardan değildir —- cevabi yazısında “davalı .—— ticari kazancının VUK.177.maddesindeki —- bildirilmiştir.
———–yazısı ekindeki davalıya ait ——– olduğu görülmüştür.
Davalının faaliyetlerinin sınırı —— faaliyetlerinin —- olmadığından, ortada her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili nispi ticari dava olmadığı gibi, davalının aracının kullanım şekli “—- ticari değildir. Bu nedenlerle somut uyuşmazlıkta 6502 sayılı Kanunun 3 ncü maddesi kapsamında davalı tüketici, davacı da sağlayıcı olduğundan eldeki davaya bakmaya tüketici mahkemesi görevlidir—-
Görev hususu HMK’nun 114/1-c maddesi uyarına dava şartlarından olup yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Mahkememizce açıklanan nedenlerle görevsizlik kararı verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK’nun 114/1-c bendi uyarınca mahkememizin görevli olmamasına ilişkin dava şartı yokluğundan HMK nun 115/2 maddesi gereğince DAVANIN USULDEN REDDİNE, Mahkememizin Görevsizliğine, Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğuna,
2-Hüküm kesinleştiğinde ve istek halinde dava dosyasının görevli — Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 20. Maddesi gereği kesin olan işbu kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içinde taraflardan biri mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini istemezse HMK’nun 331/2 maddesi gereğince talep halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesine,
4-Davaya görevli mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama harçları, vekalet ücreti ve yargılama giderinin görevli mahkemede hüküm altına alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.