Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/601 E. 2022/461 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/601 Esas
KARAR NO : 2022/461
DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 06/09/2021
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkilinin——otomasyon sistemlerinin ——-‘deki tek yetkili distribütörü olduğunu, sözleşmesi gereği müşterilerine satış ve satış sonrası tek yetkili olarak teknik servis hizmeti verdiğini, davalı da daha önce müvekkilinin şirketinde çalıştığını, daha sonra kendisi adına …——–adında firma kurarak müvekkilimin distribütörü ve yetkili teknik servis sağlayıcısı olan markaya servis hizmeti vermeye başladığını, karşı tarafın firmasının web sitesinde ve diğer —— ——- hesaplarında tek yetkili müvekkilim olmasına rağmen kendisinin de “——- ” olduğunu belirterek faaliyet gösterdiğini, bu konuda kendisine ihtar çekildiğini, davalının —— olduğuna dair kayıtları kullanmaya ve söylemlerini devam ettirmekte olduğunu, davalının, gerek web sayfası ve gerekse ——— hesaplarında kendisini yetkili servis olarak tanıtarak haksız rekabette bulunduğunu, yine müvekkilinin müşterilerini arayarak tekil ya da sözleşme ile bakım ve servis hizmeti vererek müvekkilinin zararına neden olduğunu ve bu şekilde müvekkilini manen de zarara uğrattığını, bu nedenle davalının hukuka aykırı eylemleri nedeni ile gerçekleştirdiği haksız rekabetin önlenmesi, web sayfası ile ——– hesaplarında bulunan “——–” ibaresi ile müvekkilimin tek yetkili satıcısı ve teknik servis sağlayıcısı olduğu” ————-” markasına ait marka, logo ve resimlerin kullanılmasının önlenmesine ve bu ibarelerin kaldırılmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle:Müvekkilinin adresi mernis kayıtlarından da anlaşılacağı üzere dava dilekçesinde de yazan——— olduğunu, müvekkil ailesi ile birlikte bu adreste yaşadığını, bu adrese yapılan tebligatın kendisine ulaşmaması imkansız olduğunu, dosyada yapılan TK 21 uyarınca tebligatın usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyada yapılan tebligatlar ve tüm işlemlerin usul ve yasaya aykırı olduğunu, yokluklarında yapılan işlemlere muvaffakatlerinin olmadığını, davacının her ne kadar dava dilekçesinde ‘——-‘ marka otomasyon sistemlerinin ——– deki tek yetkili teknik servisi olduğunu, müşterilere satış ve satış sonrası tek yetkili olarak hizmet verdiğinini iddia etmekte ise de bu iddia ve beyan gerçeği yansıtmadığını, Müvekkilde markanın ——–‘deki yetkili teknik servislerinden biri olduğunu, müvekkilin esas marka sahibi ile davacı arasında yapılan sözleşme ve şartlarını bilmesi mümkün olmadığı gibi işbu sözleşmenin müvekkil açısından bağlayıcılığı da bulunmadığını, davacı davasını ——- tarihinde açtığını, davacının davasını açtığı tarihte de müvekkil ——– tarihli yetki sözleşmesi uyarınca hukuki hak ve yetkilerini kullanmak sureti ile müşterilerine hizmet vermekte olduğunu, davacının açmış olduğu davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davacının haksız ve kötü niyetli davasının ve tüm taleplerinin reddine karar verilmesini belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilim——–“———-” şirketine ait ——— otomasyon sistemlerinin——-‘deki tek yetkili distribütörü ve tek yetkili olarak teknik servisi olduğunu ileri sürerek işbu davayı açmıştır.
6102 Sayılı TTK’nın 54. maddesinde belirtildiği üzere, haksız rekabete ilişkin hükümlerin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. Kanunun “dürüstlük kuralına aykırı davranışlar ve ticari uygulamalar” başlığı altında haksız rekabet hallerinin örnek mahiyetinde sayıldığı bu bağlamda, TTK ve 55-1-a’da “Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar”; aynı madde ve fıkranın b bendinde ise “Sözleşmeyi ihlale veya sona erdirmeye yöneltmek” hali haksız rekabet teşkil eden eylemlerden sayılmıştır.
Davacının “——-” şirketine ait marka ve diğer hakların davalı tarafından kullanılarak haksız rekabet davası açabilmesi için, öncelikle dava açma hakkına sahip olduğunu ispat etmesi gerekir. Dava dilekçesi ekinde davacının “——–” şirketinin ——– distribütörü olduğuna dair “aslı gibidir” şeklinde tasdik edilmeksizin yabancı dilde yazılmış belge fotokopileri ibraz edilmiştir. Davacının “———” şirketine ait marka ve diğer haklarla ilgili dava açma hakkına haiz olup olmadığının tespiti için davacı vekiline ön inceleme duruşmasında, “dava dilekçesi ekinde tasdiksiz fotokopilerini ibraz ettiği davacının distribütör olduğuna dair yabancı dilde yazılmış belgelerin tamamının———olarak asıllarını ve ——- belgelerin yeminli tercüman tarafından yapılmış tercümelerinin asıllarını Mahkememize sunmak üzere HMK’nın 94/2.maddesi uyarınca ——-. hafta kesin süre verilmesine, verilen kesin süre içinde istenilen husus yerine getirilmezse HMK’nın 94/3.maddesi uyarınca davacı tarafın fotokopisini ibraz ettiği yabancı dilde yazılmış belgelerin tamamına delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının” ihtarına karar verilmiştir. Davacı vekili verilen kesin süreye rağmen yabancı dilde yazılmış belge asıllarını ibraz etmemiş, sadece fotokopiden yapılmış tercüme aslı ibraz etmiştir.
Davacı vekili belge asıllarını neden ibraz etmediği konusunda bir mazeret ileri sürmediği gibi, bir açıklama da yapmamış, sadece sözleşme aslının bilahere sunulacağını beyan etmekle yetinmiştir.
Davacı vekiline yabancı dilde yazılmış belge asıllarını ibraz üzere HMK’nın 94/2.maddesi uyarınca verilen——haftalık kesin süre, belge asıllarını temin edip dosyaya sunmak için yeterli ve makul bir süredir. Ara kararda kesin süreye uyulmamanın sonucu hiçbir duraksamaya yer vermeyecek şekilde ” davacı tarafın fotokopisini ibraz ettiği yabancı dilde yazılmış belgelerin tamamına delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağı” şeklinde somut ve açık biçimde açıklanmıştır. Bu nedenle davacı taraf HMK’nın 94/2.maddesi uyarınca belge asıllarını sunma hakkını kaybetmiş, HMK’nın 94/3.maddesi uyarınca davacı tarafın fotokopisini ibraz ettiği yabancı dilde yazılmış belgelerin tamamına delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır.
Subjektif hak olan dava hakkı, kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bir davanın esası hakkında karar verebilmesi için, kişilerin o davada gerçekten davacı ve davalı sıfatına sahip olmaları gerekir. Davada taraf olanlar taraf ve dava ehliyetine sahip olsalar bile, bu kişilerden birinin o davada gerçekten davacı veya davalı olmak sıfatı yoksa, dava konusu hakkın esasına ilişkin bir karar verilemez. Sıfat yokluğu usul hukukuna ilişkin değil maddî hukuka ilişkin bir mesele olduğundan dolayı dava şartı değildir. Mahkeme yargılamanın her aşamasında bu hususu re’sen gözeterek taraflardan biri davacı veya davalı olma sıfatına sahip değilde esasa girmeden davayı sıfat yokluğundan reddeder.
Açıklanan nedenlerle davacının,——– “———” şirketi adına, davalı aleyhine —–‘de dava açma hakkına sahip olduğunu ispatlayamadığından, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve maddi tazminat yönünden açılan davanın, davacının sıfat yokluğu (aktif husumet) nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının işten ayrıldıktan sonra müvekkilimin diğer çalışanlarını arayarak kendisinin yetkili servis olduğunu ileri sürdüğünü, hem müvekkilinin hem de hem de firması hakkinda bir çok kez hakaretlerde bulunduğu, firmayı kötülediğini, böylece müvekkilinin manen de zarara uğradığını ileri sürmüştür. Haksız rekabet davalarında manevi tazminat kurumunun amacı, haksız rekabet fiili nedeniyle kişisel hakları zedelenen kişinin manevi yönden tatmin edilmesini sağlamaktır. Haksız rekabet davası açmakta aktif husumet iddiasını ispatlayamayan davacı tarafça, kötüleme ve hakaret iddialarını ispata yarar herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Açıklanan nedenlerle manevi tazminat davasının esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının, her biri ayrı bir davaya konu olabilecek istemlerini tek bir dava içinde talep ettiği, ortada haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi, maddi tazminat ve manevi tazminat olmak üzere üç ayrı dava bulunduğundan her bir davanın reddi yönünden davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücretine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve maddi tazminat yönünden davacının sıfat yokluğu (aktif husumet) nedeniyle davanın REDDİNE,
2-Manevi tazminat yönünden davanın esastan REDDİNE,
3-Alınması gereken—– harçtan, peşin alınan ——–harç ile ——- tamamlama harcı toplamı —— harç’dan mahsubu ile bakiye——–‘nin karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Haksız rekabetin tespiti ve önlenmesi davası yönünden davalı lehine AAÜT AAÜT 7/2.maddesi uyarınca ——– ücreti vekaletin davacı taraftan alınarak, davalı tarafa verilmesine,
6-Maddi tazminat davası yönünden, davalı lehine AAÜT 7/2.maddesi uyarınca ——. ücreti vekaletin davacı taraftan alınarak, davalı tarafa verilmesine,
7-Manevi tazminat davası yönünden, davalı lehine AAÜT uyarınca ——– ücreti vekaletin davacı taraftan alınarak, davalı tarafa verilmesine,
8-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ——— yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.