Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/60 E. 2023/817 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/60
KARAR NO : 2023/817

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 2016/01/2021
KARAR TARİHİ : 1 7/10/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:
04.02.2020 günü saat 06.20 sıralarında —- plakalı çift katlı otobüsün —– isimli şahsın sevk ve idaresinde iken; sürücünün 2918 Sayılı kanuna aykırı hareket ederek; müvekkili —– çarptığı ve müvekkilin ağır bir biçimde yaralanmasına yol açtığı kazada gerek kaza tespit tutanağı ile gerekse de başsavcılık tarafından alınan bilirkişi heyet raporunda yukarıda açıklanan trafik kuralları ihlâl edilerek kazanın meydana gelişinde asli kusurlu olduğunun tespit edildiğini, kendisine kusur izafe edilmesinin uygun görülmediği ve kazanın meydana gelişinde atfı kabil kusurlarının olmadığının açıkça ifade edildiğini, kusurlu araç şoförünün sevk ve idaresindeki otobüsün durakta bekleyen müvekkiline çarpması sonucu oluşan kaza neticesinde müvekkilinin ambulans ile olay yerine en yakın hastaneye kaldırıldığı, hastane kayıtlarında görüleceğe üzere müvekkilin birden fazla kaburga kemiğinin kırılmış olduğu, vücudunda başkaca kırıkların da tespit edildiği ve ameliyat edilmesi için hastaneye yatışının sağlandığı, 16.10.2020 tarihli —– Şube Müdürlüğü’nün savcılık dosyasına sunmuş olduğu raporda müvekkilinin yaralanmasına neden olan kaza sonucunda kişinin yaşamını tehlikeye sokan bir durum olduğu, kişi üzerindeki etkisinin hafif bir tibbi müdahale ile giderebilecek ölçüde hafif nitelikte olmadığı ve birden fazla kemik kırığı olması ve saptanan kırıkların birlikte hayat fonksiyonlarının ağır derece etkileyecek nitelikte olduğu kanaatinin bildirildiği, yaşanan bu talihsiz olay akabinde çok uzun bir süre tedavi gördüğü ve hastaneden eve sevki sağlandıktan sonra da 6 ayı aşkın bir süre boyunca eşinin ve çocuklarının yardımı olmaksızın tuvalet dahil hiçbir ihtiyacını kendi başına sağlayamadığını, hareket yetisini kaybeden müvekkilinin ailesinin bakımına muhtaç kaldığını, bu süreçte ailesinin geçimini simit satarak sağlayan müvekkilinin çalışamadığını, bu süreçte uğramış olduğu kazanç kaybının tespit edilmesi ve müvekkiline ödenmesi gerektiği, alınacak bilirkişi raporu ile müvekkilin tedavi sürecinde muayene, tedavi ve bakıcı giderlerinin hesaplanması ve trafik kazasından kaynaklı olarak oluşabilecek tüm maddi tazminatların ödenmesi gerektiğini, sigorta şirketine maddi tazminatların tazmini için başvuruda bulunulduğunu, sigorta şirketinden olumlu bir yanıt alınamadığını, müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza neticesinde müvekkilnin sadece maddi olarak değil manevi olarak da çok fazla yıprandığını, bu kazada sadece kazazede müvekkilinin değil, müvekkilin ailesinin de birçok zorluğa göğüs germek zorunda kaldığını ve müvekkilinin bakımını üstlendiğini, müvekkil ve ailesinin çekmiş olduğu elem ve ızdırap karşısında, sigorta şirketi dışında kalan davalılardan alınmak üzere hakkaniyete uygun bir manevi tazminatın müvekkili ve aile bireyleri adına ayrı ayrı hükmedilmesi hukuka uygun düşeceğini, fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak üzere, müvekkilinin kaza neticesinde 6 ay boyunca simit satamadığı için kazanç kaybına uğradığını, ilgili kurumlara müzekkere yazılarak emsal ücretin istenmesine karar verilmesini ve 6 aylık ücreti için şimdilik 1.000,00-TL nin kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile müvekkile ödenmesine, evde bakımının üstlenildiği dönemde bakıcı, muayene içilen yapılan yol giderleri, tedavi, muayene ve kazadan kaynaklı tüm maddi tazminatlar adına şimdilik 500,00-TL’ nin müvekkile ödenmesine, sigorta şirketi tarafından istenilen heyet raporu neticesinde ödenen 200,00-TL tutarındaki 28.08.2020 tarihli tahsilat makbuzu bedelinin müvekkile ödenmesine, müvekkilinin ve ailesinin kaza nedeniyle duyduğu elem ve ızdırabın bir nebze hafifletilmesi adına mağdur müvekkil adına 30.000,00-TL ile çocukları ve eşi olan —–adına ayrı ayrı 10.000,00-TL olmak üzere toplamda 60.000,00-TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren sigorta şirketi dışında kalan davalılar tarafından müşterek ve müteselsilen ödenmesine, trafik kazasında yaralanan müvekkil için, belirlenecek maddi tazminat tutarının, işleten ve sürücü yönünden olay tarihinden, sigorta şirketi yönünden ise(sigorta limiti aşılmamak üzere) temerrüt tarihinden işletilecek faizi, yargılama giderleri ve avukatlık ücretiyle birlikte müşterek ve müteselsilen tahsiline, Davalı işletenin taşınır taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki ve bankalardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati tedbir mahiyetinde ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle;
Dava ikame edilmeden önce davacı tarafça müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğunu, davacı vekilinden davacıda oluşan maluliyete ilişkin rapor talep edildiğini, davacı vekili tarafından, tanzim edilmiş güncel heyet raporu uyarınca davacıda kalıcı maluliyet oluşmadığının belirtildiğini, müvekkili şirket nezdinde tanzim olunan poliçe gereği müvekkilimiz şirket’in sorumluluğunun ancak ve ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru ve davacıda kalıcı maluliyetin mevcut olması halinde mümkün olabileceğini, tanzim olunan güncel heyet raporu gereği davacı tarafta kalıcı maluliyet oluşmadığından müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, belirtilen sebepler uyarınca haksız ve hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili şirketin karayolları trafik kanunu’nun 91. maddesi ve zorunlu mali mesuliyet sigortası (zmms) uyarınca, sigortalısının kusuru ile 3. şahıslara verdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, kusur oranlarının tespiti için hem —– ihtisas dairesi’nden hem de karayolları genel müdürlüğü fen heyeti’nden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmasının zorunluluk arz ettiğini, davacı tarafın vuku bulan trafik kazası sonucu, mahkeme huzurunda ikame ettiği dava ile uğramış olduğunu iddia ettiği maluliyete istinaden maddi tazminat talep ettiğini, öte yandan, davacının yaya konumunda yer aldığını, bu durumda kazanın meydana gelmesine etki edebilecek Karayolları Genel Müdürlüğü’nden kaynaklanan yol kusuru ve teknik arıza hususları da değerlendirilmediği, söz konusu davaya konu kazayla alakalı oluşturulan kaza tespit tutanağında itiraza konu bilirkişi raporunda olay yerinde yaya çıkabileceğine dair herhangi bir uyarının veya yaya yolunun bulunmadığının açıkça belirtildiği, Karayolları Genel Müdürlüğü’nden kaynaklanan yol kusuru durumu irdelenmesi gerektiğini, davacı tarafından dosyaya sunulan tedavi evraklarının, yargılama neticesinde müvekkili şirket aleyhine verilecek olası bir hükme esas teşkil etmesinin hukuken mümkün olmadığı, maluliyet oranının yargıtayca da kabul edildiği üzere ——ihtisas kurulu marifetiyle tespit ettirilmesi gerektiğini, müvekkili şirketçe tanzim edilen Trafik Poliçesi’nin başlangıç tarihi itibariyle 01.06.2015 tarihli yeni Genel Şartlardan sonra tanzim edildiğinden Yeni Genel Şartlara tabi olduğunun da izahtan vareste olduğu, müvekkili şirketin poliçe kapsamında davacı tarafın tedavi giderleri kapsamında sayılan geçici iş görmezliğe ve bakıcı giderine ilişkin tazminat taleplerinden sorumlu olmadığını, geçici iş göremezlik giderleri ve geçici iş göremezlik dönemine tabi geçici bakıcı tazminat taleplerinin 01.06.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları gereği teminat dışı olduğunu, söz konusu genel şartlar’ın yürürlüğe girmesi itibariyle geçici iş göremezlik tazminat talepleri tedavi giderleri kapsamında olduğu, 6111 sayılı yasa uyarınca müvekkili şirketinin tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik talepleri nedeniyle herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını, müvekkili şirketin tedavi teminatının devri için —— prim aktarımı da yaptığını, dolayısıyla yapılan bu prim aktarımından sonra söz konusu aracın karıştığı bir trafik kazası sebebiyle doğacak tüm tedavi gideri ve bu kapsamda yer alan geçici iş göremezlik taleplerinin —– tarafından karşılandığını, davacı tarafın talebine konu geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatından, tedavi gideri kapsamında olması sebebiyle, 6111 Sayılı yasanın 59. maddesi ile değiştirilen KTK 98 düzenlemesi gereği, müvekkil sigorta şirketi değil —– sorumlu olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle tazminat hesabı yapılmasına karar verilir ise; haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle açılacak maddi tazminat davalarında, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesi ile haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesi ve ona göre tazminata hükmedilmesi gerektiğini, tazminat hesabı uzmanlık gerektirdiğinden, hazine müşteşarlığı tarafından kabul edilen bir aktüer uzmanı seçilerek anılan hesaplamalar yaptırılması gerektiğini, bu konuda uzman olmayan hukukçulara bu görev tevzi edilmemesi gerektiğini, davacılar lehine tazminat hesaplanmasına karar verildiği takdirde, söz konusu hesaplamanın ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 Ulusal Mortalite Tablosuna göre yapılması gerektiğini, haksız eylem sonucu yaralanma ve maluliyet sebebiyle açılan maddi tazminat davalarında, tazminatın denkleştirilmesi kuralı gereğince, haksız eylem sonucu gerçekleşen gerçek zararın belirlenmesinin gerektiğini, gerçek zararın belirlenebilmesi için olay sebebiyle elde edilen kazanımların tazminat tutarından indirilmesinin zorunluluk arz ettiğini, tüm bu hususlar göz önüne alındığında, davacıya davaya konu kaza nedeni ile —-Kurumu’ndan elde ettiği gelir ve tazminatların tespit edilerek, huzurda görülen dava neticesinde müvekkili Şirket aleyhine hükmedilecek olası bir tazminattan mahsup edilmesinin gerektiğini İlgili Kurum tarafından davacıya gelir bağlanmamış olması ihtimalinde ise, bu durum davacının hakkını doğrudan etkileyeceğinden, davacı tarafa—– (veya ilgili kuruma) karşı dava açması için önel verilmesi, açılacak bu yeni dava sonuçlanıncaya kadar da bu davada bekletici mesele yapılması gerektiğini, davanın haklı olduğu varsayılsa bile, müvekkili şirket’in faizden sorumluluğunun sınırlı olduğunu, davanın kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, aleyhine hüküm kurulması halinde müvekkili şirketin dava tarihinden itibaren ve ancak yasal faizle sınırlı olarak sorumlu tutulabileceğini, kazaya karışan araç sürücüsünün kusur durumunun tespiti için Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti’nden ve—-Trafik İhtisas Dairesi’nden kusur raporu alınmasına; varsa derdest ceza davasının sonucunun bekletici mesele yapılmasına, davacının maluliyet oranının tespiti için —– İhtisas Dairesi tarafından “Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik’e” göre rapor alınmasına, kabul anlamına gelmemek kaydıyla tazminat oranı ve miktarının tespiti için, yukarıdaki hususlar tamamlandığında Hazine Müsteşarlığı Aktüerler Sicili’ne kayıtlı aktüer bilirkişiden TRH 2010 Mortalite Tablosunda yer alan verilere göre rapor düzenlenerek gerçek zararın tespit ettirilmesine, aleyhe hüküm kurulacak olması halinde —– tarafından yapılan-yapılacak ödemelerin müvekkilimiz Şirket’in sorumluluğundan tenziline harç, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin başvurana yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.

İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile davacı —– davaya konu trafik kazası sebebiyle uğradığı 1000 TL geçici iş göremezlik tazminatı (fazlaya dair haklar saklı kalmak üzere), 500 TL yol gideri, tedavi ve tüm zararları , 30.000 TL manevi tazminat ile diğer davacılar için 10.000 ‘er TL manevi tazminatın davalılardan tahsili koşullarının oluşup oluşmadığı, davacı —- ile davalı sürücü —– kazadaki kusur durumlarından ibarettir.
—- Kurumu Başkanlığı, —- Güvenlik Merkezi, —– Güvenlik Merkezi,— Güvenlik Merkezi, —– İlçe Emniyet Müdürlüğü,—- İlçe Emniyet Müdürlüğü,—- İlçe Emniyet Müdürlüğü, —-İlçe Emniyet Müdürlüğü, —- Cumhuriyet Başsavcılığı, ——hastanesine yazılan müzekkerelere cevap verildiği, müzekkere yazı cevaplarının dosya arasına alındığı görüldü.Dosya —–Kurumu Başkanlığına gönderilerek aldırılan raporda özetle ; Davacının 04/02/2020 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 20/02/2019 tarih ve —–sayılı —– yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1.5(birbuçuk) aya kadar uzayabileceği, dava konusu olay nedeniyle başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığını belirten raporu mahkememize gönderilmiştir.
Dosya Kusur Bilirkişisine tevdi edilerek aldırılan bilirkişi raporunda özetle ; Davalı sürücü —– (% 75) ve davalı araç maliki —-( % 25) olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduklarını, davacı yaya —–olayda kusursuz olduğunu belirten raporunu mahkememize sunmuştur.
Davacı vekili 10/11/2022 tarihli celsede alınan imzalı beyanı ile; Maddi tazminat taleplerine yönelik olarak davalı sigorta şirketi yönünden davadan feragat ettiklerini, diğer davalılar yönünden manevi tazminat taleplerinin devam ettiğini beyan etmiştir.
Tüm dosya kapsamı ile birlikte yapılan değerlendirmede ;Davalı —– sevk ve idaresindeki ,davalı sigorta şirketine sigortalı olan ,davalı—– ve —- ait—– plakalı aracın davacı —— çarparak yaralanmasına sebebiyet verdiği ,davacının maddi ve manevi tazminat talebiyle, davacının eşi ve çocuklarının da davacı —— ağır bedensel zarar sebebiyle manevi tazminat talebiyle mahkememizde dava ikame ettiği,Dosya —-Kurumu Başkanlığına gönderilerek aldırılan rapora göre ; Davacının 04/02/2020 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen yaralanmasının, 20/02/2019 tarih ve—– sayılı —– yayımlanan Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 1.5(birbuçuk) aya kadar uzayabileceği, dava konusu olay nedeniyle başka birinin sürekli veya geçici olarak bakımına muhtaç durumda olmadığının belirtildiği kusura yönelik düzenlenen raporda ise ; Davalı sürücü —- (% 75) ve davalı araç maliki —- % 25)’nın olayda % 100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduklarını, davacı yaya —– ise olayda kusursuz olduğu,davacının maddi tazminat talebinden feragat ettiği bu sebeple davalılar yönünden açılan maddi tazminat davasının reddine karar verildiği,davacılar —– manevi tazminat talebine yönelik yapılan değerlendirmede ise ,davacı —– sürekli maluliyetinin olmadığı,geçici işgöremezlik süresinin ise ,1.5 ay olduğu hususları dikkate alındığında, ağır bedensel bir zarardan bahsedilemeyeceği,dolayısıyla davacıların manevi tazminat talep edemeyeceği kanaatine varıldığından işbu davacıların manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı —- manevi tazminat talebine ilişkin ise ;Manevi tazminat davası yönünden ise Davacının manevi tazminat talebi Türk Borçlar Kanunu ‘ MADDE 56- Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ‘ ve ‘ …Hâkimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. —– çerçevesinde davacı ve davalıların ekonomik durum , kusur oranı, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü nazara alınmak suretiyle davacı için 5.000,00 TL manevi tazminat takdir edilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Maddi Tazminat;
a-Tüm davacılar maddi tazminat isteklerinden feragat ettiklerinden tüm davalılar yönünden maddi tazminat talebinin feragat nedeniyle reddine,
b-Davacı tarafça ödeme sebebiyle davadan feragat edildiği görülmekle vekalet ücreti hususunda karar verilmesine yer olmadığına ;
c-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
2-Manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile;
a-Davacı —- yönünden 5.000,00-TL manevi tazminatın davalılar—— kaza tarihi olan 04.02.2020 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacılara verilmesine,
b-Harçlar kanunu gereğince kabul edilen değer üzerinden alınması gereken toplam 341,55-TL harçtan daha önceden ödenen toplam 210,74-TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 130,81-TL harcın davalılar —— müştereken müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına,
c-Davacı —– kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T (Madde-13) göre hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalılar —–müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
d-Davalılar —– kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davacı —– müştereken ve müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
e-Davacılar —–davalılara karşı açmış oldukları manevi tazminat davasının reddine
f-Davalılar —- kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 17.900-TL vekalet ücretinin davacılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davalılara verilmesine,
g-Davacı tarafından yapılan; 59,30-TL Başvuru Harcı, 210,74-TL Peşin/nisbi Harcı, olmak üzere toplam 270,04TL harcın davalılar ——müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, ,
h-Davacı tarafından yapılan; 375,00-TL (1/2) Bilirkişi ücreti, 1164,00 TL (1/2) —– Kurumu Fatura bedeli (1/2), 277,25 TL (1/2) Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 1.816,25-TL yargılama giderinin kabul red oranı dikkate alınarak 151,35-TL lik kısmanın davalılar —— müştereken müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin ise davacı üzerinde bırakılmasına,
ı- Fazla yatan gider avansı ile delil avansı var ise karar kesinleştikten sonra istek halinde yatıran taraflara iadesine,i-Dava şartı olan arabuluculuk görüşmeleri neticesinde —–Arabulucu Başvuru Nolu dosyada taktir olunan 1.400,00-TL ücretin kısmen kabul kısmen red oranı dikkate alınarak 116,67 TL’lik kısmın davalılar —–müştereken müteselsilen, 1.283,33 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına, Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde —– Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı.