Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/545 E. 2022/374 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/545 Esas
KARAR NO : 2022/374

DAVA : İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki))
DAVA TARİHİ : 09/08/2021
KARAR TARİHİ : 27/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil —– kayıtlı olduğu iddia edilen —- taşınmazların üzerine, dava ———- yevmiye sayılı resmi senet —-ablosu ile 1.dereceden 8.000.000,00-TL.’lik ipotek kurulduğunu, taşınmazların bulunduğu ana taşınmazda imar affından yararlanılarak yeniden yapılan kat irtifakı projesi kapsamında ana taşınmaz daha önce 5 adet bağımsız bölüm iken 12 adet bağımsız bölüm oluşturulduğunu, —bölüm nitelikli taşınmazların kaydındaki ipoteği, yeni oluşan 12 adet bağımsız bölümün 2/5 hisseleri üzerine dağıttığını,—- fazla borç ve taahhüt altına sokan işlemlerinin hukuken geçerli olması ve şirketi hukuken bağlaması için şirket müdürleri olan —– hep birlikte imzalaması gerektiğini ancak mezkur senet —— şirket müdürlerinden ——- imzalandığını ve şirket müdürü ——– imzalamaması nedeni ile hukuken geçerli bir ipotek bulunmadığını, geçersiz olan ipoteğe istinaden müvekkiline ait taşınmazların davalı banka tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile 3. kişilere devredilmesi olasılığı bulunduğunu tüm bu nedenlerle davalı ——. lehine işli ve taşınmazların 2/5 hissesi üzerindeki mevcut ipoteklerin paraya çevrilmesine yönelik yapılacak veya yapılan her türlü yasal takibin dava sonuçlanıncaya ve karar kesinleşinceye kadar durdurulması mahiyetinde HMK 389 ve devamı maddeleri uyarınca teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davanın kabulüne,—– bölüm nolu taşınmazların 2/5 hisseleri üzerinde——- hukuken geçersiz olduğunu ve anılan ipotekten dolayı müvekkilinin hukuken sorumlu olmadığının tespitine ve ipoteğin terkin edilerek ipotek kaydının terkin edildiğinin —— bildirilmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalılara yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, Davanın pasif husumet yokluğu ve zaman aşımı / hak düşürücü süre nedeni ile reddinin gerektiğini, dava konusu ipotek işleminin borç altına sokan bir işlem olmadığını ve işlemin münferit olarak her bir temsilci ile yapılabileceğini, davacı, dava dilekçesinde 8.000.000 TL tutarlı ipoteğin on iki adet bağımsız bölümden her birinin 2/5 hissesi üzerinde bulunduğunu ve on iki bağımsız bölümün 2/5’sinin rayiç değerininin 1.482.800-TL olduğunu, işlemin münferit sınırda kaldığını, ve ipotek tesisinin geçerli olduğunu, senet —– tablosunda imzası olmadığı iddia edilen —— tarafından taşınmazların on iki adet bağımsız bölüme bölünmesi işlemine ve dava konusu olan tüm ipoteklerin taşınmazlara dağıtılması işlemine onay verdiğini, hatta işlemi bizatihi yaptırdığını ve davacı şirketin de ipotek işlemine icazetinin bulunduğunu, davacı tarafından geçersiz olduğu iddia edilen ipoteğin tesisinden sonra davacı ve diğer borçlular, müvekkilinden kredi kullanmak üzere; —-sözleşmelerini imzaladıklarını, borçlulara kullandırılan kredilerin ipotek tesisine bağlı olarak kullandırıldığını ve müvekkilinin alacağının halen devam ettiğini, söz konusu kredi sözleşmelerinde —- hem davacı adına, hem de kendi adına müteselsil kefil sıfatı ile imzasının bulunduğunu bu nedenlerle davanın usulden reddine, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olan davanın esastan reddine, yargılama gideri ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyulmazlık; dava konusu ipotek işleminin geçerli olup olmadığı, davacının yetkililerinin tümü tarafından —-imzalanıp imzalanmadığı, eğer eksik imza varsa ipotek sözleşmesinin geçersiz kalıp kalmayacağı, fekki şartları olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Davacı vekilinin 26/04/2022 tarihli dilekçesi ile; davalı ile imzalanan 21/04/2022 tarihli protokol gereği davadan feragat ettiklerini ve protokol gereği vekalet ücreti ile yargılama gideri taleplerinin olmadığını ve davaya bu yönde karar verilmesini talep ve beyan ettiği görüldü.
Davalı vekilinin 26/04/2022 tarihli dilekçesi ile; Davacının feragat istemi yönünden davaya karar verilmesini ve yargılama gideri ile vekalet ücreti taleplerinin olmadığını talep ve beyan ettiği görüldü.
Davacı vekilinin vekaletnamesinin denetlenmesinde davadan feragat yetkisi bulunduğu anlaşılmıştır.
HMK’nun 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla; davanın feragat nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Feragat nedeniyle reddine,
2-Davaya konu————-bölümlerin 2/5’er hisselerine konulmuş olan cebri icra yoluyla satış işleminin durdurulmasına ilişkin tedbirin kaldırılmasına, ———müdürlüğünce bilgi verilmesine,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcının, peşin alınan 25.322,52 TL harç ve 111.297,45 TL tamamlama harcı toplamı 136.619,97 TL’den mahsubu ile bakiye 136.539,27 TL harcın karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan tüm yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Talep gibi taraflar lehine vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,
6-Kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.