Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/541 E. 2022/417 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2021/541 Esas
KARAR NO : 2022/417

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2021
KARAR TARİHİ : 12/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle : Müvekkili şirket ile davalı——— anlaşma sağlandığını, taraflar arasında kira sözleşmesi akdedildiğini, —–adresinde ——- sahipliğindeki ——— ———– karşılığında kiralandığını, müvekkili şirket tarafından kiralanan yerde——-gerçekleştirileceğini, kiralanan yerde bir takım tadilat ve düzenlemeler yapılması gerektiğini, müvekkili firmanın bu iş için kullanacağı ——işlemler için kullanılacak —— müvekkil tarafından alınarak kullanıma hazır hale gelmesi için her şey düşünüldüğünü, davalı şirkete işbu makinelerin karşılığında müvekkil şirket tarafından 04.10.2017 tarihinden 13.02.2018 tarihine kadar muhtelif zamanlarda toplam —-yapıldığını, müvekkili firma tarafından hastanenin içerisinde ——– müvekkil tarafından ödemesi yapılan ve davalı —- ———-satın alınan ——–ve bu makinelerin özelliklerini belirtir evraklar verildiğini, —— tarafından satın alınan ———- gerçekleştirileceğini, müvekkili şirket tarafından işbu işlemlerin gerçekleşebilmesi için de yine aynı evrak üzerinde davalı —— kullanılacak —– aldığını, müvekkil şirket tarafından—— ödenen bedelin iadesi ile yapmış olduğu masraflar talep edildiğini, taraflar arasında da protokol akdedilerek bedelin müvekkile ödenmesi hususunda anlaşıldığını, davalı şirket tarafından bu husus kabul edilmesine rağmen gelinen aşamada—– bedeline ve müvekkilin yapmış olduğu masraflara ilişkin hiçbir ödeme yapılmamış olduğundan işbu davayı açma zarureti hasıl olduğunu belirterek açılan davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Sözleşmeden de anlaşılacağı üzere taraf iradeleri birinci sözleşmenin feshini karşılıklı kabul ettiğini, taraflar arasında açıkça yeni bir alacak borç ilişkisi doğduğunu, dava dilekçesindeki taleplerin tamamı feshedilen birinci sözleşmeye yönelik olup feshedilen sözleşmeden dolayı dava açılmasında korunmaya değer hiçbir hukuki menfaat bulunmadığını, davanın reddi gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın —– tarihli sözleşmeye istinaden talepte bulunduğu iddia edilirse bu kere süresi içerisinde ödemezlik definde bulunduklarını, sözleşme metninden de anlaşılacağı üzere davacı protokolle belirlenen alacağa karşılık——— getireceğini, getirilen hastalardan tahsil edilen hizmet bedellerinin 1/3’ü hastaneye, 1/3’ü davacı firmaya, 1/3’ü de müvekkil firmaya bırakılacaktır. Müvekkile bırakılan 1/3 pay sözleşmede belirlenen ——– kadar davacı hesabına yatırılacağını, sözleşme hükümleri bu olmasına rağmen davacı taraf bu güne kadar bir tane hasta bile getirmediğini, sözleşmeye göre davacıya ödeme yapılabilmesi için öncelikli —–kendisinde olduğu ve bu külfetini de yerine getirmediği için bu aşamada davacının müvekkilden herhangi bir ödeme beklemesi mümkün olmadığını, süresi içerisinde ödemezlik definde de bulunduklarını, açılan davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirtmiştir.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde; davaya ———-gösterir belge çıktısını, davaya —– yapılabilecek ——- işlemlerin listesini, yine yapılabilecek işlemlerin yazılı olduğu davalı şirket yetkilisinin el yazısını içerir belgeyi, davaya konu cihazlardan——— kaydını, kira sözleşmesini, —- tarihli protokolü, çek fotokopilerini, davalı şirkete yapılan ödemeler, ve tarihlerine ilişkin belge çıktısını, müvekkili şirket ve müvekkili şirket yetkilisine —— faturayı, cari hesap ekstresini, müvekkiline ait ticari defter ve kayıtlarını, keşif, tanık, yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; taraflar arasında imzalanan 15/09/2017 tarihli sözleşmeyi, taraflar arasında imzalanan ——–dosyasını, taraf defter ve kayıtları üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki karma anlaşma uyarınca davalıdan satın alınan malların ayıplı olduğu iddiasıyla satış bedelinin iadesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, —-dahil yapılan analaşma uyarınca, davalıya———–kiralandığını, davalıdan satın alınan—– ayıplı olduğunu, bu nedenle 23/02/2018 tarihinde anlaşmanın sona erdirildiğini ileri sürmüş, davalı ise —–çalışır durumda olduğunu, ayıp ihbarı yapılmadığını,—– sözleşmenin yenilendiğini savunmuştur.
TBK.nın “Gözden Geçirme ve Satıcıya Bildirme” başlıklı 223 maddesine göre;
Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.
Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir; bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.
Alıcının seçimlik hakları ise TBK 227.maddesinde “Satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1. Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme.
2. Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme.
3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme.
4. İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme.
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir.Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir.Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.”
Dolayısıyla davacının TBK 227/1-1 maddesindeki seçimlik hakkını kullanabilmesi için gizli ayıp iddiasını TBK 223/2 maddesi uyarınca davalıya hemen bildirmiş olması gerekir.
Davanın tarafları tacir olup tacirler arasındaki tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı TTK 18/3 maddesinde “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, —–kullanılarak—– düzenlenmiştir.
Nitekim —–.sayılı kararında;
“Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler —- tarafından, —– bir şekle bağlı olmadığı, ayıp ihbarının yapılıp yapılmadığı hususunun her türlü delille kanıtlanmasının mümkün olduğu, olayda da ayıbın varlığının davalı yana süresinde bildirildiğinin anlaşıldığı, bu nedenle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş — çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir” denilerek tacirler arasındaki ayıp ihbarının TTK 18/3.maddesindeki usule göre yapılacağına karar verilmiştir.
Davacı, davalının—– —-satın alımıyla ilgili taraflar arasında yazılı bir anlaşma olmayıp sadece 15.09.2017 tarihli kira sözleşmesi mevcuttur. Davacı taraf, satın aldığı cihazlarla ilgili olarak ayıp ihbarı yapıldığını gösteren yazılı bir delil ibraz etmemiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen, taraflar arasında imzalanmış —- sözleşmesi; ——– sona ermiştir. ——olarak hizmet bedelleri düşülmüş ——- olup, bu bakiye ———— sağlayarak mahsup edilecektir. ——— için —– içinde —— verilecek —–ciro üzerinden üçte biri hastaneye, üçte biri ——–(hastane 1/3 pay hariç) pay almayacaktır. Sonrasında üçte bir şeklinde ticari ilişki devam edecektir. Her iki taraf karşılıklı olarak birbirlerini ibra etmişlerdir.” şeklindedir. Söz konusu sözleşmede cihazların ayıplı olduğuna dair bir tespit ve düzenlemeye yer verilmemiştir.
Dolayısıyla davaya —-satışı ile ilgili yapılan anlaşma karşılıklı anlaşma ile sonlandırılmış, davaya konu —– davacının davalıdan —- alacaklı olduğu, bu alacağında ——- kararlaştırılan şekilde ödeneceği kararlaştırılmıştır. Davacının —— davalının edimlerini yerine getirilmediği yönünde bir iddia ve talebi yoktur.
Somut olay ve ilgili yasa hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davacının 15/09/2017 tarihinde davalının ——— kiralayarak içindeki —– aldığı, 23/02/2018 tarihinde imzalanan protokol ile taraflar arasındaki ilişkinin sona erdirilerek, bu ilişki nedeniyle davacının davalıdan 450.000-TL alacaklı olduğu konusunda tarafların mutabık kaldığı, bu alacağın da —–sözleşmede belirlenen şekilde ödeneceğinin kararlaştırıldığı, davacının satın —- ayıplı olduğuna dair ayıp ihbarında bulunduğunu ispata yarar yazılı delil ibraz etmediği gibi, ——- tarafların birbirini ibra ettiği, bu nedenle ancak yeni protokol hükümleri uyarınca davalıdan talepte bulunabilecek olan davacının, ayıp veya başka bir —- satış bedelinin iadesini isteyemeyeceği, davacının davalının yeni protokoldeki edimlerini ihlal ettiğine dair bir iddia ve uyuşmazlığın söz konusu olmadığı anlaşılmakla, davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 1.724,83 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.644,13 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı lehine —–uyarınca taktir olunan 13.545,00 TL TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurmuş oldukları————— görüşmeler neticesinde belirlenen ——– davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.