Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/538 E. 2022/326 K. 19.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/538 Esas
KARAR NO : 2022/326

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 05/08/2021
KARAR TARİHİ : 19/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkili——— çalışanı ile bizzat —- hedeflerine ulaşmak yönünde emin adımlar attığını, müvekkili şirketin davalı şirkete taşıma hizmeti verdiğini, taşıma hizmeti karşılığında faturalar düzenlediğini, söz konusu faturaların davalı şirkete tebliğ edilmesine rağmen davalı şirket tarafından müvekkili şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili şirketin davalı taraf ile olan ticari ilişkisi sebebi ile cari hesabında davalı şirketten toplam 57.105,00-TL alacaklı bulunduğunu, dava konusu borç miktarının müvekkili şirket ile davalı borçlu şirket arasındaki cari hesabına ilişkin 10 adet faturadan kaynaklandığını, faturaların ise müvekkili şirketin davalı borçlu şirkete taşıma hizmeti vermiş olmasından kaynaklı olarak navlun ücretini içerdiğini, söz konusu ———-ödemekten imtina etmesi üzerine müvekkilinin haklı fatura ücreti alacağının tahsili amacıyla ———— sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı borçlu şirketin icra müdürlüğünün yetkisine ve borca karşı itiraz ettiğini, itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, takibin durduğunu, bu nedenlerle icra dosyasına yapılan itirazın iptaline icra takibinin devamına, itirazda haksız ve kötü niyetli olduğu sabit olduğundan değerin %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafa dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davaya cevap vermemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile tacirler arası açık hesap ilişkisine dayalı başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
——– üzerinden dosyamız içerisine alınarak yapılan incelemesi neticesinde ödeme emrinin davalı —-tarihinde tebliğ edildiği davalı—- dilekçesi ile yetkiye borca itiraz ederek takibi durdurduğu , duran—-tarihinde davanın açıldığı, itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Davacının icra dairesinin yetkisine yaptığı itiraz incelenmiş olup; HMK’nın 6. maddesi gereğince bir davada genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir. Aynı Kanun’un 10. maddesinde sözleşmeden doğan davalar için, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinin de yetkili olduğu belirtilmiştir ki bu da özel yetkiye ilişkin bir düzenlemedir. Ayrıca BK’nin 73. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 89.) maddesi uyarınca para alacağına ilişkin davalarda aksi kararlaştırılmadıkça para borcu alacaklının yerleşim yerinde ödenmesi gerektiğinden alacaklının bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir. Dolayısıyla dava, davacının seçimine göre, hem genel ve —- açılabileceği ve davacının— takip başlattığı anlaşıldığından yetki itirazı kabul edilmemiştir.
Taraflar tacir olduğu ve dava dilekçesinde ticari defter ve kayıtlara delil olarak dayandıklarından tarafların defterleri üzerinde inceleme ara kararı oluşturulmuş olup defterlerin sunulmaması halinde ibrazdan kaçınmış sayılacağı ve defterlerini sunan tarafın defetreleri üzerinde yapılan inceleme ile yetinileceği belirtilip ihtarat yapılmıştır. Yapılan defter incelemesi — — —- —- tutarlı faturalardan dolayı alacaklı olduğu mütalaa edilmiştir.
Her ne kadar davalı rapora faturaların fazla hesap edildiği beyanında bulunmuş is de taraflar arasındaki hesap dökümü incelendiğinde hesabın doğru olduğu tespit edildiğinden rapora itiraz kabul edilmemiştir. Davalı her ne kadar ihtaralı defter inceleme gününün tebliğinin davalının adresten taşınması sebebi ile usulsüz olduğunu beyan etmiş ise de dava dilekçesinin aynı konutta oturduğu —- tebliğ edildiği, ihtaratlı duruşma zaptının aynı adrese tebliğ edildiği bu süreçte adresini değiştiren davalının bildirimde bulunmadığı gibi tebligatın aynı——– anlaşıldığından tebligatın usulüne uygun olduğu anlaşılmıştır.
—– ilamında da ticari defterlerin delil kabiliyeti “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4)
Taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar.—- alınarak ve talep edildiğinde incelemeye elverişli şekilde — mahkemeye ibraz edilir (HMK 219/1). Ticari defterler gibi devamlı kullanılan belgelerin sadece ilgili kısımlarının onaylı örnekleri mahkemeye ibraz edilebilir (HMK 219/2).
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Bu kurallar birlikte değerlendirildiğinde ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır.
Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir.— sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır…” şeklinde açıklanmıştır.
Davalının inceleme günü defter ibraz etmemesi, davacı defterlerinin usulüne uygun tutulduğu nazara alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı takip talebinde faiz istemiş ancak oran ve cinsini belli etmediğinden takip tarihinden başlamak üzere yasal faiz uygulanması gerektiği kanatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın kabulü ile; davalının—— dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin 57.105,00 TL üzerinden devamına,
Alacağa takip tarihinden itibaren yasal faizi uygulanmasına,
2-Alacak likit ve itiraz haksız olduğundan alacağın %20 ‘si oranındaki 11.421,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gereken 3.900,84-TL karar harcına karşılık peşin alınan 689,69-TL’nin mahsubu ile bakiye 3.211,15-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafından sarfolunan 1.250,00-TL bilirkişi, 63,50-TL tebligat müzekkere gideri ile peşin alınan — davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine — uyarınca taktir olunan 8.223,65-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dava şartı olması nedeniyle başvurulan —–daire başvuru nolu görüşme neticesinde taktir olunan —- ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.