Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/523 E. 2022/997 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/523 Esas
KARAR NO : 2022/997

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/07/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalıdan 19 faturadan kaynaklanan alacağının tahsili için——sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, takibin davalının haksız itirazı ile durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi ve tensip zaptının tebliğ edildiği davaya cevap dilekçesi sunulmadığı görülmüştür.
DELİLLER :
Davacı vekili dava dilekçesinde delil olarak; 01.01.2020-16.09.2020 tarihli cari hesap kayıtları ve faturalar, davacı şirketin ticari defter ve kayıtları,——- Esas sayılı dosyası, keşif, tanık, yemin ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır.Davacı vekili cevap dilekçesi vermediğinden delil bildirmemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine davalı tarafın süresinde itirazı üzerine İİK 67.maddesi uyarınca 1 yıllık yasal süresi içinde açılmış itirazın iptali davasıdır. İİK 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”Takibe konu alacak fatura alacağıdır. Faturanın TTK.da tanımına yer verilmemiştir. Vergi Usul Kanunu 229.maddesinde fatura, “Satılan emtia ve yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari bir vesika”olarak tanımlanmıştır.TTK 21/1.maddesine göre, ‘Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir” TTK 21/2.maddesine göre ‘Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır’.27.06.2003 tarihli —— Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, ‘fatura sözleşmenin yapılmasıyla ilgili değil; taraflar arasında yapılmış bir satım, hizmet, istisna ve benzeri sözleşmenin ifa safhası ile ilgili bir belgedir. Öyle ki, taraflar arasında bu tür bir sözleşme ilişkisi yoksa düzenlenen belge fatura olmayıp, olsa olsa icap mahiyetinde kabul edilebilecek bir belgedir.” denilmiştir.
Fatura akdin kurulumuna değil, ifasına ilişkin belge olduğundan faturaya dayalı alacak talebinde bulunmak için öncelikle sözleşmesel ilişkinin kanıtlanması gerekir. Bu nedenle faturaya dayalı alacağın ispatı kural olarak davacıya aittir. İtirazın iptaline konu icra dosyasındaki takip talebinde borcun sebebi olarak cari hesap ekstresine konu faturalara dayanılmıştır. Davacı taraf, takip dayanağı faturalara ilişkin sözleşmesel ilişkinin varlığını, faturalara konu malların verildiğini, faturaların davalıya tebliğini yazılı belgelerle ispatlayamamıştır.Tarafların ticari defterlerinin incelenmesine karar verilmiş, davalı taraf defterlerini ibraz etmemiş, davacının ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan 16/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda; davacının 2020 yılına ait defteri kebiri kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmadığı için, davacı ile davalı arasındaki borç alacak durumunun, dolayısıyla icra takibine konu dayanak faturalardan dolayı davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne kadar olduğunun ticari defterlerden kesin olarak tespit edilmesinin mümkün olmadığı, cari hesap ekstresinde yer alan devir işlemlerine ilişkin açılış ve kapanış kayıtları ticari defterlerde yer almadığı için (devir bakiyeleri toplu şekilde gösterildiğinden) cari hesap bakiyesinin doğruluğunu ticari defterlerden tespit etmenin mümkün olmadığı belirtilmiştir.Davacının ticari defterleri usulüne uygun tutulmadığından, defterlerini ibraz etmeyen davalı aleyhine HMK’nın 222/3.maddesinin uygulanması mümkün olmamıştır.Takibe konu alacağın varlığını ispatlayaman davacı tarafa yemin hakkı hatırlatılmış, ancak davacı vekili verilen kesin süre içinde davalıya yemin teklif etmemiş, bu nedenle davacı taraf yemin deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılmıştır. etmiştir. Açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatının reddine,
3-Alınması gereken 80,70 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin terkin sınırı altında kaldığından alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —— göre takdir olunan —— davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurdukları —– Arabuluculuk Bürosu ——- dosya nolu görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, kesin olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.