Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/509 E. 2022/396 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/509 Esas
KARAR NO : 2022/396

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 16/07/2021
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —– dosyası ile takibine başlanan —–olmak üzere toplam 4.024,55 TL alacağa vaki haksız ve hukuka aykırı yapılan itirazın, iptali ve icra takibinin devamı ile % 20 icra inkar tazminatına hükmedilmesi talebidir.
Müvekkil şirketin —- — sahası ——– yapmış olduğu —- sırasında müvekkil şirkete ait —- hasar verildiğini, şirketlerine verilen hasar nedeniyle, ekte sunulan belgelerden de anlaşılacağı üzere şirket elemanlarımızca hasarların tespit edilmiş olup, hasar keşif tutarı formu ve malzeme-işçilik cetveli düzenlendiğini, akabinde, —- olan— aksamaması adına, ivedilikle —-tarafından hasarın giderildiğini, nitekim zararın tazmini için alacaklarının tahsilini sağlamak amacıyla hasar tespit tutanağı, hasar keşif formu ve olay yeri resimlerine istinaden,— dosyası üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığını, bu takibe ilişkin ödeme emri davalılara, tebliğ edilmiş olup, davalı taraf yetkiye ve borcun tamamına (aslına ve ferilerine) itiraz ettiğini,—yapmış oldukları müracaatın da anlaşmazlıkla sonuçlandığını, davalının tüm itirazlarının haksız, mesnetsiz ve hukuki dayanaktan yoksun olup, davalının itirazlarının iptali gerektiğini, bu nedenle işbu davayı açma zaruretinin hasıl olduğunu, Alacak likit alacak olduğundan ve daha önce belgeleriyle birlikte davalı/borçluya bildirildiği halde, haksız itirazı ile takibin durmasına neden olan davalıdan ayrıca % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletinin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın müvekkil —–usul ve esas yönünden mesnetsiz olduğunu, her ne kadar bir ilgisi yok ise de bir an için bu eylemin müvekkil idareden kaynaklandığı kabul edilecek olunsa bile; bu durumda iş bu davanın görev nedeniyle reddedilmesi gerektiği kanaatinde olduklarını, 2560 sayılı yasa ile kurulan—-yürüten bir —– kurumu olduğunu, —- eylediği —– hizmeti olduğunu, bu hizmetin ifası sırasında bir zarar meydana gelmiş ise bunun idari bir eylemden kaynaklandığının kabulünün gerektiğini, uygulamada da —- kendi hizmet alanlarına giren bir işi —- elemanları ile gerekse yüklenici veya — vasıtası ile ifa ederken, üçüncü kişilere verdikleri zararlar, hizmet kusuru kapsamında değerlendirilerek zararın tazmini istemine ilişkin davaların idari yargıda açılması gerektiğini, idari yargının görev alanına giren tam bir yargı davası olduğu sarih olmakla usul ve yasaya aykırı olarak müvekkilinin idare aleyhine — açılan iş bu davanın öncelikle görev yönünden reddinin gerektiğini, dava konusu —-müvekkili — vermişse zamanaşımı süresinin geçme ihtimalinin mevcut olduğunu, zamanaşımı itirazları nedeniyle iş bu davanın reddinin gerektiğini, dava konusu hasarlara müvekkil idarenin sebebiyet verdiğini kabul etmediklerini, ancak müvekkil idare adına —– —- tarafından yapılan çalışmalar neticesinde bir hasara sebebiyet verilmişse dahi müvekkil ——— arasında bağımlılık ilişkisi bulunmadığından müvekkil —– hasardan sorumlu tutulamayacağını, müvekkil——– —– arasında eser sözleşmesi yapıldığını, işin başından sonuna kadar —- hesabına ve müvekkil idareden bağımsız olarak sözleşme konusu işi yapmayı üstlendiğinden iş sırasında verilen zararlardan da müvekkil idarenin sorunlu tutulamayacağının muhakkak olduğunu, müvekkil —–hiç bir sorumluluk ve kusur atfedilemeyeceğinden davanın esas yönünden de reddedilmesi gerektiğini, dava konusu hasarın meydana gelmesinde davacının karşılıklı kusur durumunun da araştırılması gerektiği kanaatinde olduklarını, müvekkil —- davacı —- dahil olmak—– tarihli yazısında—- ——– uyması gerektiğini ve —— belirttiğini, davacı —– üstüne—– yapılamaz kuralını ihlal etmiş olma ihtimalinin kuvvetle muhtemel olduğunu,—kazı çalışması yaparken davacının —– hasar verildiğinin iddia edildiğini, bir an için davacıya ——-müvekkil— daha önce döşendiği tespit edilse dahi davacının müvekkil —— üzerine –yapmış olması durumunda, müvekkil — davacının — zarar vermeden —-müdahale etmesi hususunda fiili imkânsızlık söz konusu olduğunu,— davacı kuruma bir çalışma yapılacağını haber verse bile kendisine —yapıldığından müvekkil –davacı kurumun — zarar vermeden kendi tesisine müdahale etmesinin fiilen imkansız olduğunu, faize yönelik itirazlarının olduğunu, iş bu davanın görev zamanaşımı ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile davalının çalışma yaptığı sırada davalının mallarına zarar vermesi sebebi ile uğradığı zararları tazmini için başlatılan ictra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
—- icra dosyası getirtilerek dosyamız içerisine alınmış olup ödeme emrinin davalı tarafa — tebliğ edildiği, davalı tarafın 15.12.2020 tarihli itiraz dilekçesi ile takibe itiraz ederek takibi durdurduğu, duran takip üzerine 16.07.2021 tarihinde davanın açıldığı , bu haliyle itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık Mahkemesinin— kararında ‘..— davacıya ait—-hasar verildiğinden bahisle meydana gelen maddi zararın cebren tahsili maksadıyla—esas sayılı dosyası ile başlatılan ilamsız icra takibinin davalının itirazı sonucu durması üzerine itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
16. Yukarıda anılan mevzuat hükümleri ve yerleşik içtihatlar uyarınca, kamu tüzel kişiliğini ———kaynaklı haksız eylemi sonucu oluşan zararın ilamsız icra takibine ve dolayısıyla itirazın iptali davasına konu edilmesi hukuken mümkün bulunmamaktadır — bu hizmeti yürüttüğü sırada verdiği zararın tazmini istemiyle açılan dava, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, bu hizmetin yürütülmesinde hizmet kusuru veya başka nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının saptanmasını gerektirmektedir. Bu hususların saptanması ise idare hukuku ilkelerine göre yapılabileceğinden, 2577 sayılı Kanun’un ilgili maddesi kapsamında bulunan tam yargı davasının görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli bulunmaktadır.
18. Bu durumda, davalı——–kusuru nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemi niteliğindeki davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
19. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak;———- reddine karar vermek gerekmiştir…’ gerekçesi ile hizmet kusurunun irdelenmesi gereken davalarda —- görevli olduğu kabul edilmiştir.
Görev husus kamu düzeninden olup mahkemece yargılamanın her safhasında resen nazara alınacak bir dava şartı olduğundan ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varıldığından Görevsizlik kararı verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davanın HMK 114/1-b uyarınca dava şartı yokluğundan REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar harcına karşılık peşin alınan 59,30-TL’den mahsubu ile kalan 21,40-TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacılar tarafından yapılan tüm masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına, ——– uyarınca 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf yolu açık olmak üzere açıkça okunup usulen anlatıldı