Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/507 E. 2022/665 K. 13.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2021/507 Esas
KARAR NO: 2022/665
DAVA: İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 16/07/2021
KARAR TARİHİ: 13/09/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dilekçesinde özetle,—— davalının yapmış olduğu kazı çalışmaları sırasında davacıya ait ——-verildiği zararın tazmini için açılan ——– sayılı dosyasına, davalı tarafından borcun tamamına itiraz edildiği, hasar tespit tutanakları, hasar keşif formları, olay yeri resimleri, hasarı gideren müteahhit firma evrakları dikkate alındığında, itirazları haksız olduğunu beyan ederek itirazın iptali ile——oranında icra inkar tazminatının hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesin özetle; Davalı vekili dilekçesinde özetle, hasar adresinin——olduğu, burada davalı idarenin yüklenici firması tarafından ——–çalışma yürütüldüğü, iddia edilen hasara sebebiyet verenin yüklenici firma olduğu, davalı idareye husumet yöneltilemeyeceği, haksız fiilden kaynaklı tazminat taleplerinde, asıl alacağa yasal faiz işletilebileceği, avans faizi talep edilemeyeceği, haksız fiilden kaynaklı dava konusu hasarın mevcut olduğuna dair belgeler davacı yan tarafından tek taraflı olarak hazırlandığı, hasar miktarının tespitinin yargılamayı gerektiren bir husus olduğu, likit bir alacaktan bahsedilemeyeceğinden inkar tazminatı talebinin reddi gerektiği, belirtilerek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde, icra dosyasını, hasar tespit tutanağını, hasar bildirim formunu, hasara ilişkin resimleri, hasar giderim faturasını, tanık ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, yüklenici firmanın çalışmasına ilişkin tespit belgesi keşif, yemin ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davaya konu, —- sayılı icra dosyası celbedilmiş, incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine asıl alacak ve faiz toplamı toplam —hasar bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için için ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya— tarihinde tebliğ edildiği borçlu vekilinin —- tarihli dilekçesi ile borca itiraz ettiği görülmüştür.
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan — tarihli bilirkişi bilirkişi raporunda hasar bedeli —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —- üzerinden başlatıldığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden kaynaklanan hasar bedelinin tazmini talebiyle başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.
İİK’nın 67/1.maddesine göre “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.”
TBK’nın 49.maddesine göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
TBK’nın 50.maddesine göre, “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa hâkim, olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri göz önünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.”
Somut olayda davalının dava dışı müteahhit vasıtasıyla yaptığı çalışma esnasında, davacıya ait alt yapının zarar gördüğü ortadadır. Davalı vekili, hasar meydana gelmişse bile hasardan müteahhit firmanın sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Davalı ile müteahhit firma arasındaki sözleşme hükümlerinin, sözleşmenin taraflar arasında geçerli olduğu, olayda 3.kişi konumunda olan davacıya karşı ileri sürülemeyeceği, bu hali ile, davalının zarardan müteselsilen sorumlu olduğu anlaşılmaktadır———-
Davcının zararı kapsamının TBK’nın 50.maddesi hükmüne ve gerçek zarar ilkesine göre belirlenmesi gerekir. Alınan bilirkişi raporunda, dava konusu hasarın davalı adına söz konusu sahada çalışma yapan —– tarafından yürütülen bir çalışma sırasında meydana geldiği, dava konusu hasarın davacının yüklenicisi tarafından yapıldığı belirtilen onarımına ilişkin olarak; — tarihli fatura ile tahakkuk ettirilen malzeme ve işçilik bedellerinin, dosyada bulunan belge ve fotoğraflara göre böylesi bir hasar onarımı için kullanılabilecek uygun malzeme miktarları ve işçilik bedelleri olduğu, bu nedenle ——üzerinden itirazın iptali ile takibin devamına karar vermek gerekmiştir. Taraflar tacir olduğundan ticari avans faizine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde icra inkar tazminatı talebinde bulunmuştur.
İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “yüzde yirmisinden” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davacı lehine icra inkar tazminatına hükmetmek için İİK 67.maddesindeki itirazın iptaline özgü dava şartlarının yanında, davalının haksız olması, itirazın iptaline karar verilen alacağın likit olması ve davacının talebi gerekir.
———- kararında; “Genel bir kavram olarak —– bilinebilir, hesaplanabilir alacaktır”. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için; ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinmesinin gerekmekte olması; böylece, borçlunun borç tutarını tahkik ve tayin etmesinin mümkün bulunması; başka bir ifadeyle, borçlunun yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez” denilmiştir.
Haksız fiilden kaynaklanan alacağın miktarı bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, davalının alacağın tüm unsurlarının davalı tarafından bilinmesinin mümkün olmadığı, bu nedenlerle alacağın likit olmadığı anlaşılmakla, davacı vekilinin icra inkar tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1—- sayılı dosyasına davalı tarfından yapılan tüm itirazların reddine, takibin —— işlemiş faiz üzerinden asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi işletilerek devamına,
2-İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken 204,69-TL karar harcına karşılık peşin alınan 59,30-TL harçtan mahsubu ile bakiye 145,39-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından sarfolunan 2.073,00-TL yargılama gideri ve peşin alınan 59,30-TL karar harcı toplamı 2.132,30-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı lehine AAÜT uyarınca taktir olunan 2.996,44-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Dava şartı olması nedeniyle başvurulan 2020/14861 arabuluculuk dosya nolu görüşme neticesinde taktir olunan 1.320-TL ‘nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibari ile kesin olarak verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 13/09/2022