Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/451 E. 2022/836 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/451 Esas
KARAR NO:2022/836

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/03/2015
KARAR TARİHİ:27/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: Müvekkili ile davalı arasında doğan borçtan dolayı müvekkilinin—-sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının borca itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalının icra dosyasına yaptığı itirazının iptaline, takibin devamına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Yetki itirazında bulunduklarını, yetkili —- görülmesi gerektiğini ayrıca yetkili mahkemenin —Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, müvekkilinin davacı tarafa borcunun olmadığını, takibe konu borcun davacı tarafa ödendiğini, davanın yetkili mahkemeye gönderilmesini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından faturaya dayanarak davalı aleyhine başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davasıdır.Mahkememizce yapılan yargılama sonucu davanın kabulüne dair kararı, —-.Hukuk Mahkemesinin
“Dava, faturaya dayalı alacağın takibi için başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali davası olup, itirazın iptali davaları icra takibine sıkı sıkıya bağlı davalardandır. Davada teslim olgusunu ispat yükü davacıya, teslimin ispatından sonra ödeme hususunu ispat yükü ise davalıya aittir. Taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususu ihtilafsızdır. Davacı ticari ilişki uyarınca, davalının dava şirket yetkilisinin şahsı ile ticari iş yaptığını iddia etmiş ise de, davalının çekleri verdiği kişinin davacı şirketin yetkilisi olduğu konusunda davacının bir itirazının olmadığı, buna göre yetkilinin şirket adına çek tahsili yapma yetkisinin olduğunun kabul edilmesi gerektiği, yapılan ödemelerin şirket adına yapılmadığına dair itirazın ise davacı tarafça yapılması nedeniyle karinenin aksini ispat etmesi gereken tarafın da davacı olduğu, çek bir ödeme vasıtası olup, çekin, mevcut bir borcun ödenmesi amacıyla yapıldığı yolunda yasal bir karine olması nedeniyle de, bu karinenin aksini iddia eden tarafın yazılı delil ile ispat etmek zorunda olduğu, davacı, çekin şirketin borcuna karşılık değil, şirket yetkilisinin borcuna karşılık yapıldığı iddiasında olup, kendi borcu nedeniyle yapılmadığını ispat etmekle yükümlü olup, Mahkemece ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin değerlendirmenin yerinde olmadığı anlaşılmıştır.Buna göre davalı çek ödemesinin gerçekte hangi borca karşılık yapıldığının davacı delilleri toplanarak, gerekirse şirket yetkilisi dinlenerek ve buna ilişkin varsa ticari kayıtlar incelenerek alınacak —-raporuyla, denetime imkan verecek şekilde belirlenmesi, davacıya ispat yükü kendisinde olduğu hatırlatılarak ispat yükü gereği, davacının dava dilekçesinde yemin delili bulunduğu görülmekle, bu konuda yeminin kesin delil olduğu, yemin deliline dayanan tarafın, iddia veya savunmasının diğer delillerle ispatlanmamış olması sebebiyle bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden mahkeme, yemin teklif etmek hakkı bulunduğunu istek sahibine hatırlatmakla yükümlü olup, kural olarak, yemin teklifi hakkı kullandırılmadan karar verilemeyeceğinden, davacıya tüm deliller toplandıktan sonra gerekli görülür ise yemin teklifi hatırlatılıp davacı yemin teklif etmek istediği taktirde, yemin delili hatırlatılarak sonuca ulaşılması gerekirken, yazılı gerekçe ile ispat yükünün davalıda olduğu değerlendirmesinin yapılarak karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun bulunmadığından davalı tarafın istinaf isteminin 6100 Sayılı HMK’nın 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca kabulü ile, kararın tamamen kaldırılmasına” karar verilmiştir.Bölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı doğrultusunda yargılama yapılarak, öncelikle davacı şirket yetkilisi isticvap edilmiş, davacı şirket yetkilisi isticvabında; davalıya elden borç verdiğini, çekleri de elden verdiği borca karşılık aldığını, borcu elden verdiğini herhangi bir belge ve banka hesabı ile işlem yapmadığını, çeklerden bir tanesini muhasebecisinin cirosunu almadan hatalı işlem sonucu şirket borcundan hatalı şekilde düşüldüğünü beyan etmiştir.Davacı şirket yetkilisinin borcu elden verdiğini, herhangi bir belge ve banka hesabı ile işlem yapmadığını beyan etmesi nedeniyle, ortada incelenecek belge ve kayıt olmadığından, bu hususta bir inceleme yapılamamış, davacı şirket yetkilisinin elden verdiği borca karşılık çeklerin alındığı iddiasına yönelik herhangi bir ispat vasıtası ileri sürülmemiş, ileri sürülen vakıa soyut iddiadan ileri gitmemiştir.Bölge Adliye Mahkemesi kararında ispat yükünün davacıda olduğu belirtildiğinden, ispat yükü kendinde olan davacı tarafça, çeklerin davacı şirket yetkilisinin şahsi borcuna ilişkin alındığı iddiası ispat edilemediğinden, Bölge Adliye Mahkemesi kararı doğrultusunda davacı tarafa yemin hakkı hatırlatılmıştır. Davacının davalıya yemin teklif etmesi üzerine davalı; —- tarihli duruşmada yemin ederek söz konusu çekleri malzeme karşılığı davalı şirkete verdiğini, davalı şirket yetkilisine hiçbir borcunun olmadığını beyan etmiştir.
İtirazın iptali davasına konu takip dayanağı — adet fatura, tarafların defterlerinde kayıtlı olup, faturaya konu borç konusunda taraflar arasında ihtilaf yoktur. Davalı taraf, faturaya konu borcu çek vererek ödediğini ileri sürmüştür. Davacı taraf, davalının verdiği çeklerin şirket yetkilisinin alacağı için verildiği iddiasını ispatlayamamıştır.—- raporuna göre verilen çeklerin davacı şirket borcundan düşüldüğünde, davacının davalıdan alacağının kalmadığı belirtilmiştir. Açıklanan nedenlerle itirazın iptali davasının reddine karar verilmiştir.Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde kötü niyet tazminatı talep etmiştir. İİK 67/2.maddesine göre “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın “—-” aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Buna göre davalı lehine kötü niyet tazminatına hükmetmek için davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğunun ispatı gerekir.Davalı kendi ticari defterlerinde davaya konu faturadan dolayı borçludur. Ayrıca davalı davalıdan aldığı malzeme karşılığı ödeme aracı olarak davalıya verdiğini ileri sürdüğü çekleri kendi ticari defterlerine işlememiş, davalının alacağından da düşmemiştir. Usulüne uygun tutulsun veya tutulmasın ticari defterler sahibi aleyhine delil teşkil eder. Davalının ticari defterlerinin kendi aleyhine delil olması ve kambiyo hukukunun temel ilkeleri gereği, ödeme vasıtası olan çeke karşılık ispat yükünün davalı tarafta olması gerekir. Ancak istinaf mahkemesi kararında ispat yükünün davacıda olduğuna hükmedilmiştir. Mevcut durumda davalı taraf, davacının kötü niyetli olduğunu ispatlayamadığından, davalının kötü niyet tazminatının reddine karar vermek gerekmiştir. Ancak kısa kararda, sehven kötü niyet tazminatı yerine icra inkar tazminatı yazılmış olup, söz konusu maddi hata gerekçeli kararda düzeltilmiştir.Açıklanan nedenlerle davanın kısmen kabulü, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Şartları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gereken — karar harcının, davacı tarafından yatırılan —peşin harçtan mahsubu ile— davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan—- yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Davalı lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan —- vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde iadesine,Dair davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren —-haftalık süre içerisinde— Bölge Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.