Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/448 E. 2022/308 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMES

ESAS NO : 2021/448 Esas
KARAR NO : 2022/308

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 30/06/2021
KARAR TARİHİ : 12/04/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; Müvekkil şirkete—- kayıtlı aracın,— tarihinde — mevkiinde seyir halinde bulunan —- araç ile çarpışması sonucu maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğinin düzenlenen kaza tespit tutanağı ile sabit olduğunu, Müvekkil şirket tarafından, sigortalı — tarihinde— tazminat ödemesi yapıldığını, Kazanın meydana gelmesinde —- aracın kusurlu olduğunu, aracın davalı şirket tarafından— Sigortası Poliçesi ile sigortalanmış olduğunu, davalı şirketin meydana gelen hasardan müvekkil şirkete karşı sorumlu olduğunu, Müvekkili şirket tarafından sigortalısı—- tazminat tutarı ve takip tarihi itibariyle işlemiş faiz miktarı olan 575,53 TL ile takip çıkış rakamı olarak toplam 12.073,53 TL’nin tahsili amacıyla —- sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirket tarafından haksız ve hukuka aykırı itiraz nedeniyle icra takibinin durdurulduğunu, Davalı şirketin sigortalısı tarafından kusurlu şekilde sebebiyet verilen trafik kazası sonucu ortaya çıkan zarardan müvekkil şirkete karşı sorumlu olduğunu, icra takibine itirazın haksız ve hukuka aykırı olması sebebiyle iş bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, Açıklanan nedenlerle ve re’sen dikkate alınacak nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı/borçlunun icra takibine itirazlarının iptali,durmuş olan takibin devamına hükmedilmesini, davalı/borçlu aleyhine %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesini, yargılama harç ve giderleri ile vekâlet ücretinin davalı taraflar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; Müvekkili şirketçe —- sigortalanmış bulunan—– plakalı aracın—– tarihinde çarpışması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesinde, davacı şirket tarafından sigortalısı —- hasar bedeli ödemesinin müvekkil şirket sorumluluğunda olduğundan bahisle, ——–dosya ile haksız ve kötü niyetli icra takibi başlatıldığını, taraflarınca yapılan itiraz neticesinde icra takibinin durdurulduğunu, bunun üzerine davacı tarafın haksız ve yasal dayanaktan yoksun iş bu davayı açtığını, Karayolları Trafik Kanunu’nun 1091’uncu maddesine göre rücu hakkı için tanınan 2 (iki) yıllık sürenin dolmuş olduğunu, davacı şirketin —- tarihi itibariyle ödeme yapmış olduğunu, bu tarih baz alındığında —— itibariyle rücu hakkı süresinin dolmuş olduğunu, dolayısıyla konunun zaman aşımına uğradığını, Davacı şirketin müvekkil şirket aleyhine —sayılı dosya ile başlattığı icra takibinin tarafımızdan yapılan itiraz ile durdurulduğu tarih üzerinden yasal dava açma süresi olan 1 (bir) yıldan fazla zaman geçtikten sonra iş bu davanın açılmış olduğunu, dava açma süresinin zaman aşımı nedeniyle geçmiş olmasından dolayı davanın reddine hükmedilmesini, Davacı tarafın delil listesinde yazmış olduğu delilleri taraflarına tebliğ etmediğini, Kabul manasında olmamak üzere söz konusu bedelden müvekkil şirketin sorumluluk miktarının belirlenebilmesi için kusur oranlarının tespitinin yapılması gerektiğini, müvekkil şirketin ancak sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, Kabul anlamına gelmemekle birlikte, müvekkil şirketin — —Sigortası Poliçesi teminatları kapsamında sorumluluğunun bulunduğunu, Müvekkil şirketin sorumluluğunun belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiğini, dava konusu alacağın likit alacak niteliği taşımadığını, davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin yerinde olmayıp reddinin gerektiğini, Kabul anlamına gelmemekle birlikte, davacı tarafça müvekkil şirkete Karayolları Trafik Kanunu madde 992 uyarınca usulüne göre bir başvuru yapılmadığından faiz başlangıç tarihi olarak tazminat ödemesini yaptıkları — gösterilmesinin haksız olduğunu, Müvekkil şirkete herhangi bir başvuru yapılmaksızın— sayılı dosya ile haksız ve kötü niyetli olarak icra takibi başlatılmış olduğunu, Arz olunan ve re’sen nazara alınacak sebeplerle davacının itirazın iptali talebinin ve icra inkâr tazminatı talebinin reddine,icra takibinin konusu olan meblağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE
Dava hukuki niteliği itibari ile sigortalısının aracında meydana gelen hasar sonucu genişletilmiş kasko poliçesi kapsamında sigortalısına ödeme yapan davacının ödemiş olduğu bedeli — şartları kapsamında zarara sebebiyet verdiğini iddia ettiği —-plakalı aracın ——— sigortacısına rücusuna ilişkin başlatılan icra takibine yapılan itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
— sayılı dosyası getirtilerek incelendiğinde ödeme emrinin davalı borçluya —– tarihinde tebliğ olduğu davalı tarafın —-tarihinde borca itiraz etmek suretiyle takibin durduğu, duran takip üzerine davanın — tarihinde açıldığı, bu haliyle itirazın ve davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu—- plakalı araç için kazanın meydana geldiği —– kapsayacak şekilde —-arası için davacı —-poliçesi düzenlendiği ——- limiti belirlendiği görülmüştür.
Tarafların kusur oranlarının tespiti için makine mühendisi bilirkişi tarafından alınan raporda Davacı —- plakalı aracın kusursuz davalı tarafa —-poliçesi ile sigortalı aracın %100 kusurlu olduğu rapor edilmiştir. Rapor olaya ve denetime uygun olduğundan kusura ilişkin yapılan itirazlar değerlendirilmemiştir.
Davacının kendi sigortalısına 11.498,28 TL ödeme yaptığı dosyadaki 21.04.2017 tarihli dekontla sabittir.
Davalı cevap dilekçesinde zamanaşımı definde bulunmuştur. Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. Maddesinin 4. Bendine göre, motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğramaktadır. Bununla beraber, dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu sürenin, rücu ile ilgili maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı kabul edilmektedir. Yine ödeme tarihinden sonra açılmış bir takip ve takibe yapılan itiraz olması durumunda Borçlar Kanunumuza göre zamanaşımı süresi kesilmekle beraber, en son işlem tarihinden itibaren iki yıl geçtikten sonra açılan davalarda, zamanaşımı süresinin geçtiği kabul edilmektedir.’
Bu açıklamalar ışığında dava konusu olaya bakıldığında, davacının —sigortalıya — ödemede bulunduğu, — yoluyla davalı şirkete ödeme talebinde bulunulduğu, 08.08.2017 tarihinde mail yoluyla, kusurun davacının sigortalısında olduğu beyan edilerek ödeme talebinin reddedildiği, bunun üzerine 16.11.2017 tarihinde davacı tarafından davalı aleyhine, —dosyası ile takibe geçildiği, — tarihinde de borçlu tarafından takibe itiraz edildiği, meydana gelen kazada cezayı gerektirecek bir işlem olmaması sebebiyle, zamanaşımının 2 yıl olduğu, zamanaşımının— tarihinde başlamakla birlikte, — icra dosyasına yapılan itiraz ile kesildiği, itiraz kaldırılmadan icra dosyasından yapılacak işlemler geçerli olmayacağından, bu tarihten sonra 2 yıllık yeni zamanaşımı süresinin —- itibaren başlayacağı, bu durumda zamanaşımının — tarihinde dolacağı, davanın 30.06.2021 tarihinde açıldığı nazara alındığında KTK 109. Maddesinin 4. Bendinde düzenlenen zamanaşımı süresinin dolduğu, anlaşıldığından davanın zamanaşımı nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın ZAMANAŞIMI nedeniyle reddine,
2-Alınması gereken 80,70-TL karar harcının peşin alınan 206,19-TL’den mahsubu ile bakiye 125,49-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarfolunan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yargılama gideri sarfolunmadığından bu konuda karar vermeye yer olmadığına,
5-Davalı lehine — taktir olunan 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Dava şartı olması nedeniyle başvurulan ——- dosya nolu görüşme neticesinde taktir olunan —ücretin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde kullanılmayan gider avansının yatıran tarafa iadesine,
Dair, Gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.