Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/402 E. 2022/10 K. 06.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/402 Esas
KARAR NO: 2022/10
DAVA: Tespit
DAVA TARİHİ: 10/06/2021
KARAR TARİHİ: 06/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin genel kurulunun herhangi bir izni olmaksızın yönetim kurulu üyesi iken giriştiği eylemlere rekabet yasağının ihlali kapsamındaki talepleri saklı kalmak kaydıyla, maddi vakıalar ve hukuki sebepler doğrultusunda davalı tarafların ika ettiği haksız rekabet eylemlerinin tespiti ve bu eylemlerin halen devam ediyor olması halinde men’ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ——cevap dilekçesinde özetle; tarafları aleyhine açılan davanın haklı olmadığı gibi ileri sürülen mesnetlerin de hem gerçek dışı, hem de haksız rekabet oluşturmadığını, davalı—— davacı şirkete karşı haksız rekabet oluşturacak herhangi bir eyleminin olmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— dilekçesinde özetle; müvekkilinin pasif tarafı sıfatı bulunmamakta olduğundan husumet itirazlarının bulunduğunu, müvekkilinin davacı şirketin kurucularından biri olduğunu ve kuruluşundan bu yana şirketin bu günlere gelmesinde özellikle icra ettiği görevi itibari ile büyük bir payı bulunduğunu, müvekkilinin davacı şirketten uzaklaştırıldığını ve büyük zarara uğratıldığını, müvekkilinin %40 oranında payına sahip olduğu bir şirketi zarara uğratmak için çabalamasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, davalı şirketini şu an idare eden ve yöneten pay sahiplerinin müvekkilini hem maddi hem de manevi açıdan büyük bir yıkıma sürüklediğini, müvekkilinin kendisine verilen imza yetkisini kötüye kullandığı, suistimal ettiği ve yetkisiz işlemlerde bulunduğu iddiasının gerçeği yansıtmadığını, husumet itirazının kabulü ile davanın usulden reddine, esasen de haksız ve mesnetsiz olarak ikame edilen davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Yargılama sürecinde davanın —– tarihli celsesinde davacı vekili davadan feragat ettiklerini, feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmesini, davalılardan masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı —-yargılama sürecinde mahkememizin —– havale tarihli dilekçesinde; sulh sözleşmesi gereğince ve feragat nedeni ile davacı taraftan masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davalı —– celsesinde dosyaya feragat beyanı veya sulh sözleşmesi sunulması halinde davacıdan herhangi bir masraf vekalet ücreti talebi olmadığına dair beyan dilekçesi sunulduğu görüldü.
Davacı vekilinin vekaletinin denetlenmesinde davadan feragat yetkisi olduğu görülmüştür.
HMK 307 – 309 ve devamı maddeleri gereğince feragat davayı kesin hüküm gibi sonuçlandıran, karşı taraf ve mahkemenin muvafakatına bağlı olmayan taraf işlemi olmakla; HMK 30 maddesi gereğince dosya ele alınıp yapılan inceleme sonucu davacı yanın feragati nedeniyle aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Vaki feragat nedeniyle davanın reddine,
2-Alınması gereken 80,70 TL’nin davacı tarafından yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 30,40 TL’nin terkin sınırı altında kaldığından alınmasına yer olmadığına,
3-Tarafların talebi olmadığından taraflar aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,
4-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve davalı ——- yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde —- Adliye Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.06/01/2022