Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/393 E. 2022/17 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/393 Esas
KARAR NO: 2022/17
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 08/06/2021
KARAR TARİHİ: 13/01/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;— tarihinde davalı tarafından sigortalanan — plakalı aracın yaya geçidinden geçen müvekkiline çarparak yaralanmasına sebep olduğunu ileri sürerek —-sürekli bakıcı ücretinin sigorta şirketine başvuru tarihi olan — tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının zorunlu arabuluculuğa başvurmadığını, sigortalı araç sürücüsünün olayda kusurunun bulunmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER:
Davacı vekili dava dilekçesinde; kaza tespit tutanağını, tedavi belgelerini, soruşturma dosyasını, sigorta poliçesini, davalı sigorta şirketine yapılan başvuruya ilişkin yazışmaları ve nüfus kayıt örneğini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; poliçeyi, hasar dosyasını, ceza dava dosyasını ve bilirkişi incelemesini delil olarak göstermiştir.
Davalı vekili tarafından ibraz edilen — incelenmesinde, — plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından kaza tarihini kapsar şekilde sigortalandığı görülmüştür.
Davacı vekili tarafından ibraz edilen —- tarihli uzman raporunun incelenmesinde, raporun davacının talebi üzerine hazırlandığı, kazanın oluşumunda sürücü ve yayanın eşit kusurlu olduğunun belirtildiği görülmüştür.
Davaya konu kazaya ilişkin— trafik kaza tutanağının incelenmesinde, kazanın meydana gelmesinde sürücü — trafik kural ihlalinin olmadığı, yaya —- ihlal ettiği belirtilmiştir.
——- celbedilen —-dosyasının incelenmesinde, —- şüphelinin kazanın oluşumunda trafik kural ihlalinin olmadığı gerekçesiyle Kovuşturmaya Yer Olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Mahkememizce davaya konu kazanın kimin kusuru ile meydana geldiğinin tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, trafik bilirkişisi—- tarihli bilirkişi raporunda, davaya konu kazada davacı-yaya — %100 kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün atfı kabil kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava trafik kazası nedeniyle açılmış maddi tazminat davasıdır.
TBK’nun 49. maddesine göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlâka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.”
Davaya konu trafik kazası, davalı sigorta şirketi tarafından — sigortalı dava dışı — sürücüsü olduğu —-plakalı aracın, yaya olan davacıya çarpması ile meydana gelmiştir.
Mahkememizce alınan — tarihli bilirkişi raporunda, davaya konu kazada davacı-yaya — %100 kusurlu olduğu, dava dışı sürücünün atfı kabil kusurunun bulunmadığı tespit edilmiştir. Mahkememizce bilirkişi raporu bilimsel ve denetime elverişli nitelikte bulunmakla hükme esas alınmıştır. Trafik kaza tutanağı ile bilirkişi raporu uyumlu olduğundan, davacı vekilinin yeniden kusur raporu alınması yönündeki talebinin reddine karar verilmiştir.
Davaya konu trafik kazasının yaya geçidini kullanmayan davacının tam kusuruyla meydana geldiği anlaşıldığından, davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı vekili tarafından davaya konu kazadaki kusur oranlarına ilişkin uzman mütalaa raporu ibraz edilmiştir. İbraz edilen raporda dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelendiği belirtilmişse de, hangi dosyadaki hangi belgelerin incelendiği belirtilmemiş, raporu hazırlayan—– dava dosyasını incelemek üzere Mahkememize yaptığı bir talebe rastlanmamış, raporda sadece ilgili yasa ve yönetmeliklere atıf yapılarak soyut değerlendirme sonucu kusura ilişkin birtakım değerlendirmeler yapıldığı görülmüştür. HMK’nın 293/1.maddesine göre taraflar dava konusu olayla ilgili bilimsel mütalaa alabilirler. Ancak davacı vekili tarafından ibraz edilen, somut gerekçelere dayanmayan, bilimsellikten uzak, soyut ifadelerle yazılmış, denetime elverişli olmayan uzman raporu değerlendirilmeye ve hükme esas alınmamıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-DAVANIN REDDİNE
2-Alınması gereken 80,70 TL harcın, davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL harçtan mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin terkin sınırı altında kaldığından alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT göre takdir olunan 5.100,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
6-Tarafların dava şartı olması nedeniyle başvurmuş oldukları —– Numaralı görüşmeler neticesinde belirlenen 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Taraflarca yatırılan ancak sarf olunmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde ———— Mahkemesi’nde İstinaf yasa yolu açık açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup anlatıldı.13/01/2022